tatil-sepeti
'Yılın Otomobili' seçimi için 27 aday belirlendi

Otomotiv Gazetecileri Derneği'nden (OGD) yapılan açıklamaya göre, otomotiv konusunda uzman gazetecilerden oluşan OGD üyelerinin 9 Nisan'da yapacağı oylama sonucu 27 aday arasından belirlenecek 7 finalist otomobil, 12 Nisan'da belirlenecek. Birinci olan otomobil için ödül töreni ise haziran ayında gerçekleştirilecek. "Türkiye'de Yılın Otomobili" seçimi için belirlenen aday otomobiller şöyle: "Audi A3, BMW 4 Serisi Coupe, BMW 2 Gran Coupe, Dacia Sandero, Fiat Egea Cross, Ford Puma, Ford Kuga, Hyundai i10, Hyundai i20, Jeep Wrangler, Land Rover Defender, Mercedes-Benz EQC, Mercedes-Benz GLA, Mercedes-Benz GLB, Mercedes-Benz S Serisi, Mini Cooper SE, Nissan Juke, Peugeot 208, Porsche Taycan, Renault Captur, Renault Zoe, Seat Leon, Skoda Kamiq, Skoda Scala, Skoda Octavia, Toyota Yaris, Volvo S60." Açıklamada görüşlerine yer verilen OGD Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Sandık, 6'ncı kez düzenlenecek "Yılın Otomobili" seçiminin gelenekselleştiğini belirterek, önceki yıllarda olduğu gibi heyecan dolu bir çekişmeye şahit olacaklarını kaydetti.

15 Mart 2021 Pazartesi

Bilinçli tarımla üretilen tıbbi ve aromatik bitkiler çiftçiye gelir sağlayacak

Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mehmet Hasdemir, Türkiye'nin tıbbi ve aromatik bitkiler açısından dünyanın en önemli gen merkezlerinden olduğunu söyledi. Türkiye'nin 12 binin üzerinde bitki türü ve 3 bin 649 endemik biyolojik zenginliğe sahip olduğuna işaret eden Hasdemir, "Muğla, 420'den fazla endemik bitki türüyle önemli biyolojik çeşitliliğe sahip bir kent. Bu nedenle Tarım ve Orman Bakanlığı olarak Muğla'da Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Kümelenme Projesi'ni başlattık." dedi. Hasdemir, Muğla'yı tohumdan mamul maddeye kadar tıbbi aromatik bitkilerin üretileceğini, işleneceği ve pazarlanacağı bir merkez haline dönüştürmeyi planladıklarını bildirdi. Geçen yüzyılda sanayileşmenin etkisiyle sentetik ve kimyasal ilaçlara talebin arttığına dikkati çeken Hasdemir, "Sentetik ve yarı sentetik ilaçların kullanımının meydana getirdiği etkiler özellikle salgın döneminde doğal ürünlere ilgiyi artırdı. Bu durum tıbbi aromatik bitkiler piyasasını dünyada çok önemli bir noktaya taşıdı." diye konuştu. ÇİFTÇİLERE 3,5 MİLYON FİDE DAĞITILACAK Hasdemir, dünyada artan bu talebi karşılamak için biyolojik zenginliği ekonomik zenginliğe dönüştürerek, bölge halkına ilave gelir sağlamak istediklerini kaydetti. Orman ve tarım teşkilatlarıyla iş birliği içerisinde elde ettikleri tohumları Orman Genel Müdürlüğüne ait fidanlıklarda fide haline getirdiklerini anlatan Hasdemir, şöyle devam etti: "Tıbbi ve aromatik bitki fidelerini çiftçilerimize hibe olarak veriyoruz. Buradan elde edilen ürünleri işleyerek Muğla bölgesinden yurt içi ve yurt dışı piyasalara arz etmek istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın 'Bir karış tarım toprağı boş kalmayıncaya kadar tohumu toprakla buluşturun" talimatı var. Bakanımız Bekir Pakdemirli'nin geliştirdiği projeler ve vizyonu ışığında Muğla'daki çiftçimizle bu projeyi hayata geçireceğiz." Hasdemir, proje kapsamında çiftçilere bu yıl 1,5 milyon fide dağıtımı yaptıklarını, 2023'e kadar yaklaşık 3,5 milyon fide daha vermeyi amaçladıklarını dile getirdi. "TARIM TURİZMİNİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ" Muğla Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak da kümelenme modeliyle Anadolu adaçayı, İzmir bilyeli kekiği, defne, hünnap gibi tıbbi aromatik bitkileri toprakla buluşturacaklarını belirtti. Muğla'nın kümelenme merkezi seçilmesinin en önemli nedeninin tarım ve turizmin bir arada bulunması olduğunu vurgulayan Saylak, "Muğla'mızı tıbbi ve aromatik bitkilerin merkezi yapacağız. 3 yıl sonunda tesisimiz de kurulacak. Bir tıbbi, aromatik, endemik bitki müzesi oluşturacağız. Bunu sağlayarak aynı zamanda tarım turizmini de geliştirmek istiyoruz. Tarım ile turizmi sahada lavanta hasadıyla, kekik hasadıyla, adaçayı hasadıyla birleştireceğiz." ifadelerini kullandı.

15 Mart 2021 Pazartesi

Türk çayı ihracatı 2021'in iki ayında 3,1 milyon dolar kazandırdı

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerine göre, Ocak-Şubat 2021'de 72 ülkeye 785 ton çay ihraç edildi. Söz konusu ihracattan 3 milyon 133 bin 816 dolar gelir sağlandı. Belçika, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri en fazla çay dış satımı yapılan ülkeler oldu. Türkiye'den yılın ilk iki ayında Belçika'ya 1 milyon 308 bin 677, Almanya'ya 300 bin 244 ve Amerika Birleşik Devletleri'ne de 233 bin 972 dolarlık çay satıldı. Geçen yıldan farklı olarak Avusturya, Lübnan, Romanya, Kırgızistan, Uganda, Moğolistan, Cezayir, Hırvatistan, Mısır, Gabon, Yeni Zelanda, Liberya, Bahreyn, Paraguay, Benin, Filipinler, Bahamalar, Moritanya, Panama, İspanya, Sırbistan ve Senegal'e de bu dönem çay gönderildi. "İHRACAT POTANSİYELİMİZ ARTARAK DEVAM EDİYOR" DKİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Türk çayı ihracatında 2020 yılında güzel bir dönem geçirildiğini, 2021 yılı ihracatının daha iyi noktalara geleceğine inandıklarını söyledi. Yeni yılın iki aylık döneminde çay ihracatının, 3,1 milyon dolarlık gelirle başladığını ifade eden Gürdoğan, "Çay ihracatımızla ilgili yılın ilk iki ayında oluşan rakamlardan gayet memnunuz. İhracat potansiyelimiz artarak devam ediyor. İhracatın artmasının yanı sıra ülke anlamında çeşitliliğin de fazlalaşması önümüzdeki dönemler için bize umut veriyor." dedi. Gürdoğan, Belçika'ya ihraç edilen çayın lojistik olarak depolanmasının ardından tüm Avrupa ülkelerine dağıtıldığına işaret ederek, Avrupa ülkelerindeki Türk vatandaşlarının çaya olan ilgisinden dolayı ihracatın da bu bölgelerde yoğunlaştığına dikkati çekti. Amerika Birleşik Devletleri'ne yapılan ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre değer bakımından yüzde 132 arttığını belirten Gürdoğan, yaşanan artışların yıl içerisinde de devam etmesinden umutlu olduklarını sözlerine ekledi.

15 Mart 2021 Pazartesi

Doğalgaz piyasası rekabetçi ve serbest bir yapıya kavuşacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomi Reform Paketi kapsamında enerji verimliliği yatırımlarının artırılması, elektrikli araç şarj altyapısının hayata geçirilmesi ve çevreyle uyumlu yatırımların desteklenmesi planlanırken, doğal gaz piyasasının da yeniden yapılandırılması hedefleniyor. ADG Anadolu Doğalgaz Danışmanlık Müdürü ve BOTAŞ Eski Genel Müdürü Gökhan Yardım, Türkiye'de daha rekabetçi bir doğal gaz piyasası için ithalatın özel sektörün payının artacağı şekilde serbest bırakılması ve spot piyasanın geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Söz konusu hedef için Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'nin (BOTAŞ) uzun zamandır planlanan ayrıştırılmasının büyük önem taşıdığına dikkati çeken Yardım, şirketin ticaret ve iletim kısmının birbirinden ayrılması gerektiğini söyledi. Yardım, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tesislerini özel sektörün kullanabilmesiyle tesislerden kazanç sağlanmasının önünün açılacağını belirterek, şöyle konuştu: "Böylece, LNG tesisleri verimlilik esasına göre çalışabilir. Azerbaycan, İran, Yunanistan, Bulgaristan, TürkAkım ve ileride sisteme entegre olacak Kuzey Irak ile Mavi Akım'ın ve LNG tesislerinin giriş noktalarının özel sektörün kullanımına açılması önem arz ediyor. Özel sektörün daha fazla pay alabileceği şekilde doğal gaz ithalatını serbest hale getirmek gerekiyor. Bunun için de spot piyasanın geliştirilmesi en önemli kriterlerden biri olarak öne çıkıyor. Doğal gazda rekabetçi bir serbest piyasa için atılacak ilk adım, özel sektörün doğal gaz ithalatını serbestleştirecek şekilde davranmak ve BOTAŞ'ı ayrıştırmak." "KONTRATLAR İÇİN İDEAL SÜRE ORTALAMA 5 YIL OLABİLİR" Serbestleşmeye katkı sağlamanın bir diğer yolunun uluslararası doğal gaz kontratlarının süresinin kısaltılması ve esnek hale getirilmesi olduğunu aktaran Yardım, bu kontratlar için ideal sürenin 5 yıl olabileceğini ifade etti. Yardım, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca hazırlanan Vadeli Doğal Gaz Piyasası İşletim Usul ve Esasları'nın Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsatarak, şunları kaydetti: "Vadeli piyasada oyuncuların ileri tarihli kontratlarla gaz ticareti yapabilmesi serbestleşmeye katkı sağlayacak. Bu kapsamda Karadeniz'de üretilecek doğal gaz vadeli piyasanın gelişmesi için çok önemli bir araç olacaktır. Karadeniz'deki gaz devletin. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) bu gazı vadeli piyasada satabilir ve satması da gerekir. TPAO, belirli dönemler için belirli miktarlarda gaz satacağını açıklarsa piyasa oyuncuları buna göre teklif verebilir. Böylece, piyasa derinliğinin oluşmasına ve serbest piyasada ticaretin artırılmasına katkı sağlanabilir." Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yayımlanan "Türkiye 2021: Enerji Politikaları Değerlendirmesi" raporunda, Türkiye'nin doğal gaz piyasasında birçok önemli yenilik yapıldığına işaret edilirken, BOTAŞ'ın ayrıştırılması ve pazar payının azaltılması tavsiye edilmişti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar da raporun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, BOTAŞ'ı ayrıştırmayı planladıklarını ifade etmişti.

15 Mart 2021 Pazartesi

Sigorta sektörü Ekonomi Reform Paketinden memnun

Türkiye Sigorta Birliği’nden (TSB) yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı’nda sigortacılık sektörüne yönelik açıklamaları, Türkiye sigorta sektörünün çatı kuruluşu olan TSBüye kuruluşları nezdinde memnuniyetle karşılandı. Yeni uygulamayla 18 yaş altı 23 milyon gencin BES’ten yararlanabilmesinin önündeki engeller kaldırılırken, yüzde 25 devlet katkısıyla önemli bir destek de sağlanıyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, gerekli hazırlıklar için tüm paydaşlarla birlikte yoğun bir şekilde çalıştıklarını belirterek, şunları kaydetti: "Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını bu doğrultuda heyecanla karşıladık. 18 yaş altı 23 milyon genç nüfusumuzun yarınlarını BES ile güvence altına alıyoruz. BES çocuklarımız için kumbara işlevi görecek. Aynı şekilde vakıf ve sandıklarımızdaki birikimlerin sisteme dâhil edilmesi,eğitim, sağlık ve hayat sigortaları gibi özel güvencelerle de bütünleşik bir yapıya kavuşturulmasıyla birlikte kapsamı genişleyen BES, sermaye piyasalarımızın derinlik kazanmasına katkısını sürdürerek finansal dalgalanmalara karşı gördüğü ulusal güvenlik kalkanı rolüne de katkılarını da kararlılıkla sürdürecek.” Benli, açıklanan reform paketini, özel emeklilik sektörünün ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik çabalarına çok önemli bir katkı olarak değerlendirdiklerini aktararak, "Konunun kültür ve değerler boyutu da var. Genç kuşaklara tasarruf bilincinin aşılanması ile ilgili çalışmalar daha da ivme kazanacaktır.” değerlendirmesinde bulundu. EMEKLİLİK BİRİKİMLERİNİN 2023 SONUNA KADAR BES’E AKTARIMINA İMKÂN VERİLECEK Ekonomik reformlar kapsamında, BES dışındaki vakıf, sandık, dernek ve benzeri kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin 2023 sonuna kadar BES’e aktarımına imkân verilecek. Bu sayede yüksek fon getirilerinden çok daha geniş bir kesimin yararlanmasının önü açılacak. Aktarıma konu olacak tutarın ilk etapta 10 milyar TL olması, toplam potansiyelin ise 50 milyar TL’yi bulması bekleniyor. BES’in eğitim, sağlık ve hayat sigortaları gibi özel yapılarla entegre olarak kapsamının genişlemesiyle katılımcılar, tasarruflarını, emeklilik dönemleri dışında ihtiyaç durumlarında da kullanabilecek. Bu kapsamda BES "zor gün dostu"kimliğini sürerken hayat döngüsünün her adımına dokunmasına imkan tanınacak. ORTA VADEDE 100 MİLYAR TL FON BÜYÜKLÜĞÜ POTANSİYELİ İlk etapta 2,5-3 milyon 18 yaş altı çocuğun giriş yapması öngörülen BES’in vakıf ve sandıklardan aktarımlarla birlikte orta vadede 100 milyar TL gibi bir fon büyüklüğü potansiyeline kavuşacağı bekleniyor. Bireysel Emeklilik Sistemi ve otomatik katılım uygulamasında 2020 yılında, bir önceki yıla kıyasla fon büyüklüğünde yüzde 28’e yakın önemli bir artış oldu. Bu durum Kovid-19 salgını döneminde sisteme olan güvenin de bir işareti oluyor. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin 5 Mart 2021 verilerine göre,BES ve otomatik katılımdaki toplam katılımcı sayısı 12,6 milyonu aştı. Devlet katkısı dâhil toplam fon büyüklüğü ise yaklaşık 171 milyar TL’ye ulaştı.

15 Mart 2021 Pazartesi