Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Nisan-Haziran 2021 dönemine ilişkin verimlilik istatistiklerini açıkladı. Buna göre, takvim etkilerinden arındırılmış toplam sanayi çalışan kişi başına üretim endeksi, söz konusu zaman diliminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22,8 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış toplam sanayi çalışan kişi başına üretim endeksi ise bu yılın ilk çeyreğine kıyasla yüzde 1,5 azaldı. Bu yılın ikinci çeyreğinde toplam sanayi çalışılan saat başına üretim endeksi, yıllık bazda yüzde 6,7, çeyreklik bazda yüzde 0,4 düştü. YILLIK EN FAZLA ARTIŞ DAYANIKLI TÜKETİM MALI ÜRETİMİNDE Takvim etkilerinden arındırılmış ana sanayi grupları verileri incelendiğinde, çalışan kişi başına üretim endeksinde yıllık bazda en fazla artış yüzde 35,2 ile dayanıklı tüketim malı üretiminde gerçekleşti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksinde, ikinci çeyrekte bir önceki çeyreğe göre en fazla artış yüzde 4,3 ile enerji üretiminde oldu.

10 Eylül 2021 Cuma

Türkiye İstatistik Kurumu, temmuz ayına ilişkin inşaat maliyet endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, söz konusu endeks temmuzda aylık bazda yüzde 2,56, yıllık yüzde 44,76 yükseldi. Aylık bazda malzeme endeksi yüzde 3,13, işçilik endeksi yüzde 1,06 arttı. Yıllık bazda malzeme endeksi yüzde 56,41, işçilik endeksi yüzde 21,01 artış gösterdi. Bina inşaatı maliyet endeksi, temmuzda bir önceki aya göre yüzde 2,63, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 45,15 yükseldi. Aylık bazda malzeme endeksi yüzde 3,29, işçilik endeksi yüzde 1 artış kaydetti. Geçen yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 57,25, işçilik endeksi yüzde 21,18 arttı. Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksinde, temmuzda aylık bazda yüzde 2,28, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 43,39 yükseliş görüldü. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,63, işçilik endeksi yüzde 1,29 artı. Malzeme endeksi geçen yılın aynı ayına göre 53,67, işçilik endeksi ise yüzde 20,37 yükseliş kaydetti.

10 Eylül 2021 Cuma

Kaspersky Üst Yöneticisi (CEO) Eugene Kaspersky, 2020 yılı boyunca günde yaklaşık 360 bin yeni kötü amaçlı dosya topladıklarını söyledi. KSN altyapıları tarafından sağlanan verilere göre, dünya çapında dijital suçta yüzde 25'lik bir artış gördüklerini belirten Kaspersky, "Siber suçlular, kimlik avı e-postalarında ve hedefli saldırılarda koronavirüs temasından yararlanarak artan çevrimiçi yükten yararlanmaktan çekinmiyor. Kısacası dur-durak bilmiyorlar ve bize de izin vermiyorlar." diye konuştu. Kaspersky, sözlerini şöyle sürdürdü: "2020'deki satış sonuçlarımız şirket tarihinin en iyileri arasındaydı. Kaspersky'nin küresel geliri yüzde 2,8 artarak 703,9 milyon dolara ulaştı. Şirketin satışları Rusya'da yüzde 16, Latin Amerika'da yüzde 15, Orta Doğu, Türkiye ve Afrika'da yüzde 14 ve Avrupa'da yüzde 6 arttı. Şu anda, endüstriyel segmentte oldukça iyi büyüyen Batı Avrupa'da en büyük umutları görüyoruz. Latin Amerika, Afrika, Orta Doğu ve bazı Asya ülkelerinde de durum aynı. İşimiz açısından, pandeminin etkilediği tek taraf ortaklarımız ve müşterilerimizle yüz yüze görüşmelerimizi en aza indirmemiz oldu. Ayrıca katıldığımız veya düzenlediğimiz etkinlik ve konferansların neredeyse tamamı online veya hibrit formatta gerçekleşiyor. Bunun dışında herhangi bir konuda değişiklik yapmamıza gerek kalmadı. Siber güvenlik sektörü söz konusu olduğunda, bilgi güvenliği pazarı konusunda iyimserlikten daha fazlasıyız. Çevrim içi moda bu geçişte birçok kuruluş için siber güvenlik ihtiyacı arttı. Bu özellikle büyük şirketler ve kamu kurumları için geçerli. Aslında sektörümüzün salgını diğerlerinden daha kolay atlatacağına inanıyorum." "UZAKTAN ÇALIŞMAK KALICI OLACAK GİBİ GÖRÜNÜYOR" Uzaktan çalışmanın kalıcı olacak gibi göründüğünü belirten Kaspersky, "Çalışanların çoğu esnek çalışma uygulamaları istiyor ve neredeyse dörtte üçü hibrit bir yaklaşımı sürdürmek istiyor. Küçük ve orta ölçekli işletme segmentlerinde iletişim ve iş birliği çalışmaları için hizmetlerin aktif kullanımı nedeniyle müşteriler, bulut uygulama güvenliği ve hassas veri koruma araçları arıyor." diye konuştu. Kaspersky Endpoint Security Cloud, BT yöneticisinin ihtiyaç duyduğu her yerden yönetilebilen ve çalışanların uç nokta cihazlarına uzaktan yüklenebilen kapsamlı bir güvenlik ürünü olduğunu kaydeden Kaspersky, kurumsal cihazlarda kullanılan bulut hizmetlerinin ortaya çıkarılmasına yardımcı olan bir bulut bulma özelliğinin de olduğunu, bu, şirketlerin iş verilerinin işlenmesi için yalnızca güvenilir hizmetlerin kullanılmasını sağlamalarına yardımcı olduğunu belirtti. Kaspersky, sözlerini şöyle sürdürdü: "Olgun siber güvenlik düzeyine sahip büyük şirketler için Kaspersky Expert Security çerçevesine sahibiz. Bu tür kuruluşlar için BT güvenliğinin tüm yönlerini kapsayan kapsamlı bir çözüme sahip olmak önemlidir. Çözüm, Kaspersky Anti-Targeted Attack Platform'u temel alır ve müşterinin SOC ekibini geliştirmek için en son tehdit istihbaratı ve düzenli profesyonel eğitim sunar. Şirketlerin uzaktaki çalışanlarını güvenlik temelleri konusunda eğitmelerine yardımcı olmak için güvenlik bilinci portföyü de sunuyoruz. Kaspersky Automated Security Awareness Platform ve Kaspersky Adaptive Online Training, tüm çalışanlar için yararlı. Kaspersky Interactive Protection Simulation, işletme yöneticileri için tasarlanmış bir ekip rol yapma oyunudur ve Cybersecurity for IT Online ise BT personelleri için tasarlanmıştır."

10 Eylül 2021 Cuma

Anex Tur'un geçen yıl satın aldığı ancak salgın nedeniyle seferlere bu yıl başlayan 800 yolcu kapasitesine sahip Blue Sapphire gemisi, çoğu Rus turistlerden oluşan 450 yolcusuyla Türkiye ve Mısır limanlarında tur yaptı. Türkiye limanlarının yanında aralık ayında Dubai, Abu Dabi, Katar ve Umman'ı da sefer programına katacak olan firma, yeni gemiler ve çoğalan seferlerle Türkiye'nin bu alanda Akdeniz ve Ege sularındaki iddiasını artırmayı hedefliyor. Firmanın kruvaziyer işlemlerinden sorumlu Genel Müdürü Necdet Uçarlar, Yunanistan ve ABD'nin etkin olduğu bu pazarda artık Türk firmalarının da yer alacağını ve adından söz ettireceğini söyledi. Kruvaziyer pazarında böylesi bir geminin işletmecisinin Türk olmasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Uçarlar, Rusya, Ukrayna, Kazakistan ve Doğu Avrupa pazarında ciddi bir boşluk olduğunu, bu ülkelerdeki yolculara yoğunlaştıklarını anlattı. Satışların çok iyi gittiğini vurgulayan Uçarlar, "Kruvaziyere ilgi çok yüksek. Kovid'den dolayı çok kısıtlı yolcu kabul edebildik. Yaklaşık yüzde 60 kapasiteyle yola çıktık." dedi. "BU İŞİ ÇOK İYİ YAPACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ" Mavi sularda işletmecisinin Türk olduğu gemi sayısının kısa sürede artacağına inandığını aktaran Uçarlar, şöyle devam etti: "Denizlerde Yunanistan ve ABD sermayesinin hakimiyeti var. Bu yatırımcıların yönettiği bir coğrafya var. Biz bu rotanın artık çevrilmesini istiyoruz. Gemicilikte de Türk bayrağının dalgalandırılmasını çok istiyoruz. Bu işi çok iyi yapacağımızı düşünüyoruz. Türkler olarak denizcilikte zaten çok başarılı bir milletiz. Deniz turizminde de artık büyümek üzere ciddi yatırımlar yapmaya başladık. Artık bizim zamanımızın geldiğini düşünüyorum. Bu denizlerde cennet koylarımız var. Neden biz yapmayalım?" TÜRK MUTFAĞI ÖN PLANDA Kış sezonunda da seferlere devam edeceklerini aktaran Uçarlar, şöyle konuştu: "Kış sezonunda da 11 Aralık itibarıyla Arap Körfezi'nde Dubai, Abu Dabi, Katar ve Umman'a bir turumuz olacak, 1 hafta sürecek. Bu pazarlarda da oyuncular Yunanistan ve ABD. Müşterilerimizden bu bölgeye ciddi talep var. Armatör olarak bu ülkelerde sorun yaşamıyoruz. Çok iyi davranıyorlar bize. Çok istekliler. Otoriteler de destekliyor. Çünkü hiç kimse bir işin tekelde kalmasını istemiyor. Biz de bu pazarda varız ve Türkler olarak mikro rakip değiliz. Makro olarak girdik bu işe. Bu makro girişimizi de çok ileriye taşıyacağız." Gemide Türk mutfağını ön planda tutmaya çalıştıklarının altını çizen Uçarlar, "Türkiye turizmde bir dünya markası ve turizmi biliyor. Türkiye'deki servis kalitesini dünyanın hiçbir yerinde göremiyorum. Biz bunu gemiye de taşıdık. Mesela hiçbir gemide bu kadar açık büfe servis yoktur. " diye konuştu.

09 Eylül 2021 Perşembe

Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD) Yönetim Kurulu Başkanı Berkan Bayram, Türkiye’de TEHAD tarafından ikinci kez düzenlenecek Elektrikli ve Hibrit Sürüş Haftası kapsamındaki etkinliklere ve Türkiye elektrikli otomobil pazarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Söz konusu etkinliğin 11-12 Eylül tarihlerinde herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak, İstanbul Tuzla’daki AutoDrom pist alanında gerçekleştirileceğini aktaran Bayram, 2019 yılında yapılan ilk etkinliğe kıyasla daha geniş bir program hazırladıklarını dile getirdi. 2019 yılında düzenlenen etkinlikte 5 markanın yer aldığını ancak şu an gelinen noktada 12 markanın yaklaşık 16 modeliyle bu yılki etkinliğe katılım sağlayacağını belirten Bayram, "Bunun yanında Türkiye'de distribütörü olmayıp da yine de ülkemizde giriş yapan, Tesla gibi diğer elektrikli markalar da etkinliğimizde yer alacak." diye konuştu. Tamamen elektrikli ve hibrit otomobillere olan farkındalığı artırmaya odaklı bir etkinlik organize ettiklerini vurgulayan Bayram, "Burada aslında mottomuz şuydu; 'Duymak yetmez. Denemek lazım.' Çünkü ben en azından 10 yıldır bu araçları anlatıyorum ama bu araçları deneyimlemedikten sonra, kullanmadıktan sonra çok da bir anlam ifade etmiyor karşı taraf için." diye konuştu. Bu yılki etkinliğe yaklaşık 3 bin ziyaretçinin katılmasını beklediklerini bildiren Bayram, katılımcıların tüm araçları bizzat deneyebileceklerini ve test edebileceklerini ifade etti. "1-2 YIL İÇERİSİNDE İŞİN RENGİ BİRAZ DAHA DEĞİŞECEK" Türkiye’nin elektrikli otomobille ilk kez 2011 yılında tanıştığını aktaran Bayram, Türkiye’de elektrikli otomobillere olan ilginin yüksek olduğunu ancak satışların Avrupa’ya kıyasla düşük seviyelerde seyrettiğini söyledi. Markaların elektrikli mobilite konusunda birbiriyle rekabet içerisinde olduğunu dile getiren Bayram, "Ülkemizde de biliyorsunuz yerli otomobil projemiz de devam ediyor. Bu anlamda bu rekabete biz de ortak olacağız. İnşallah yani önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde bunun ayak seslerini duymaya başlayacağız ve gerçekten de o zaman işin rengi biraz daha değişecek diye bekliyoruz." ifadelerini kullandı. "TOGG'UN LANSMANINDAN SONRA İNANILMAZ BİR OLUMLU TEPKİ ALDIK" Berkan Bayram, TOGG'un elektrikli olarak üretilmesinin Türkiye'deki elektrikli otomobile olan ilgiye ve farkındalığına yaptığı etkiye de değindi. TOGG’un Türkiye'de elektrikli otomobile olan ilgiyi ve farkındalığı artırdığını vurgulayan Bayram, şunları kaydetti: "Şöyle söyleyeyim, biz bu konuyu nihayetinde kendi çapımızdaki bir kamuoyuna iletebiliyorduk. Elektrikli araçlarda böyle bir teknoloji olduğunu, böyle bir konunun artık gündeminize geleceğini kendi çapımızda bunu anlatabiliyorduk. Fakat ne zaman ki TOGG’un lansmanı yapıldı, fabrika temeli atıldı, Cumhurbaşkanımız çıktı TOGG kullandı, bu konuları dile getirdi, elektrikli otomobil kavramından bahsetmeye başladık, o zaman ülkenin tüm ücra köşelerine kadar bu kavram konuşulmaya başlandı. Bu en büyük avantajıydı. Tabii ki ve inanılmaz bir olumlu tepki aldık. İnsanlar elektrikli otomobili sormaya, sorgulamaya başladılar. Her alanda da elektrikli araçla ilgili artık beyanları görmeye başladık. Bu tabii ki sevindirici bir durum. Nihayetinde bu ülkemizde başlayan bu yerli elektrikli otomobil projesinin en büyük etkisiydi, yani hızlandırıcı etkisi bu yönde oldu." "NEREDEYSE BİR ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLE İKİ TANE ŞARJ ÜNİTESİ DÜŞÜYOR" Sektörde Türkiye'deki altyapının geliştirilmesi, şarj istasyonlarının talebi karşılayacak noktaya ulaşması yönündeki beklentinin de gerçekleştiğini anlatan Bayram, "Bu beklenti artık gerçekleşti. O yüzden marka modellerimiz de elektrikli araçlarını getirmeye başladılar. Örneğin, 2011’de sadece 15 tane şarj ünitemiz vardı, 4 şehirde. Geldiğiniz noktada şu an seksen bir ilin hepsinde şarj istasyonumuz var. 4 bin 500 sokete kadar ulaşan bir şarj ünitesi sayısına ulaştık. Bunlar kritik rakamlar. Neredeyse bir elektrikli otomobille iki tane şarj ünitesi düşüyor, onun gibi bir şey oldu." dedi. "YILSONUNA KADAR 2 BİN 500 ADETLERİ YAKALAYACAĞIZ" Elektrikli otomobil satışlarına da değinen Bayram, sözlerini şöyle tamamladı: "Zaten ilk çeyrekte artışı çok rahat hissetmiştik. Çünkü geçen sene daha az modelimiz vardı ama model sayısı artınca bu sefer rekabet ve çeşitlilik artıyor. Tüketicinin önündeki tabii ki alım noktasında, karar verme sürecinde yelpaze daha da genişliyor. Dolayısıyla adetlere çok hızlı yansıyor. Bu yılın ilk yarısı çok güzel geçti. Muhtemelen yıl sonuna kadar da çok rahat söyleyebiliriz. Yani 2 bin 500 adetleri yakalayacağız. Ama yine de bu rakamlar dediğim gibi Avrupa'yla dünyayla maalesef ölçüşemeyecek kadar düşük rakamlar."

09 Eylül 2021 Perşembe