Avrupa’nın 35 ülkesine tekstil üretiyor

Yrd. Doç. Dr. Sare AYDIN yazdı... Ülkelerin sosyoekonomik açıdan kalkınmalarının önemli bileşenlerinden biri olan kadınlar, modernleşme süreci ile birlikte kamusal alanda görünürlük kazanmaya başlıyor, ancak çalışma hayatında aktif roller üstlendikleri andan itibaren de birtakım problemlerle yüzleşmek durumunda kalıyor. Bu problemler kadınların iş hayatında etkili ve kalıcı olmalarının önünde engel oluşturuyor. Fakat geliştirdikleri yöntemler ve stratejiler vasıtasıyla bu durumun üstesinden gelmeyi başaran kadınlar, toplum tarafından dayatılan normlara kulak tıkayarak inandıkları yolda cesurca ilerliyorlar. Bahsettiğimiz bu kadınlar, elbette ki genç yaşlarda çalışma hayatına atılarak, zamanla kendi işlerini kuracak tecrübe ve bilgi birikimi elde eden girişimci kadınlar. EŞİNİ İSTİHDAM EDİYOR Bu haftaki başarılı kadın hikayemizde yine bir girişimci kadından söz edeceğiz. Girişimci olmanın da ötesinde kendi kurduğu tekstil firmasında eşinin yanısıra birçok kadını istihdam eden Ülkü Farımaz Güler, aynı zamanda üç çocuk annesi. Güler, azimle bu yola adım atan, aile ve iş hayatı dengesini gözeterek bu yolda yürümeye devam eden başarılı bir isim. İşletme bölümünden mezun olduktan sonra tekstil alanında faaliyet gösteren firmalarda çalışmaya başlayan Güler, kısa sürede çalıştığı kurumun tüm birimlerine hakim olmuş ve genel sorumlu pozisyonuna yükselmiş. Bulunduğu kurumda olabileceği en üst düzeye geldiğinde ise daha fazla ilerleyemeyeceğini düşünen Güler, 2003 yılında kendi tekstil firmasını kurmuş. Bununla da kalmayıp kurduğu firmada eşini istihdam ederek, toplumlarda benzerine çok da rastlanmayan bir durumu gerçekleştirmiş. Eşiyle birlikte çalışmaya başlayan Güler, aile firmalarının zorluklarından haberdar olduğunu ve edindiği bilgiler doğrultusunda bazı tedbirler aldığını ifade ediyor. Bu kapsamda İSO Kalite Yöntemi ile alınan personel en kısa sürede adaptasyon için firma içi ve firma dışı eğitimleri sağlandıktan sonra gerekli birimlere yerleştiriliyor ve görev tanımları gerçekleşiyor. Eşinin verdiği manevi destekle kendi işini kuran Güler, bugün 300 kişilik ekibiyle Türkiye’de ve 35’in üzerinde Avrupa ülkesinde üretim yapan bir firmaya sahip. AVRUPA KALİTE ÖDÜLÜ ALDI Yurt içi ve yurt dışı fuarlara katılarak firmasının bilinirliğini artıran Ülkü Farımaz Güler, gelen taleplere sorunsuz bir şekilde cevap vererek büyümeye devam etmiş. İç piyasada da bir yıl içerisinde adını duyurmuş. Avrupa’da tekstil sektörüyle ilgili alanlarda düzenlenen dünyaca ünlü fuarlara da katılan Güler, ikinci seneden sonra yoğun bir siparişle ihracata da adım atarak ilerlemesini sürdürmüş. 2010 yılında Avrupa’da yapılan anketler sonucunda ise Güler’in firması, “Avrupa Kalite Ödülü”ne lâyık görülmüş. BAŞARIMI EŞİME BORÇLUYUM Ülkü Farımaz Güler, başarısını, “Sistemli ve planlı çalışmaya, en önemlisi de işimi sevmeye borçluyum” şeklinde özetliyor. Güler, ayrıca bu süreçte hayatında annelik rolünü ilk sıraya koyduğunu, en büyük avantajının ise eşiyle birlikte çalışmak olduğunu da belirtmeden geçemiyor. DAHA FAZLA TEŞVİK LAZIM Güler, kendi işini kurma sürecinde hem aile hem de iş yaşamı dengesini sağlamak için çok fazla efor sarfettiğini, kucağında bebeğiyle işine giderek annelik ve iş kadınlığı sorumluluklarını aksatmadan yerine getirmeye çalıştığını belirtiyor. “O dönemlerde kadınları iş hayatına katılmaya teşvik eden politikalar günümüze göre oldukça yetersizdi” diyen Güler, artık bu konuyla ilgili daha etkili tedbirler alındığını, fakat durumun daha da iyileştirilmeye ihtiyacı olduğunu sözlerine ekliyor.

18 Kasım 2015 Çarşamba

Kadınlar dünyayı değiştiriyor

HABER: ADEM ORHUN 9. Uluslararası Kadın Girişimciler Zirvesi (International Women’s Entrepreneurial Challenge - IWEC), İstanbul Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 2007’den bu yana dünyanın çeşitli ülkelerinde büyük küçük girişimci kadınları destekleyen ve her yıl özel ödüller veren IWEC, bu yıl 27 kadını ödüllendirdi. Bu yıl ödüle layık görülen isimler arasında Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ve Hatice Güner Kal da bulunuyor. W20 BİR İLK Zirve öncesinde, İTO Yönetimi de IWEC'in ödüle layık gördüğü kadınları ve kadın gazetecileri bir araya getirdi. İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, “Bugün gündemimiz kadınların ekonomiye katkısının artırılmasıdır. Kadınların farklı bakış açıları var. Ülke olarak da bu konuya çok önem veriyoruz. G20 içinde ilk kez Women 20 (W20) başlığının da açılması bütün dünyaya verilmiş önemli bir mesajdır” dedi. EĞİTİMDEN BAŞLAMALI İTO Meclis Üyeliği yapan ve AK Parti Erzurum milletvekili olarak TBMM’ye giren Zehra Taşkesenlioğlu ise ailesinden gizli olarak şirket kurduğunu; altı ay sonra annesini ofise çağırıp gerçeği anlattığını belirtti. Taşkesenlioğlu “Cinsiyet önemli değil. Ortamı tanımalı ve rakipleri iyi analiz etmelisiniz. Kadınları geliştirmenin yolu eğitim. Girişim ve iş geliştirme için devlet kurumların desteklerinden yararlanın” dedi. SAKIN PES ETMEYİN IWEC 2015 Ödülü’nün diğer bir sahibi Hatice Güner Kal ise doktora yaptığı halde çalışmasına izin verilmediğini anlattı. Israrı sayesinde çalışma hayatına öğretmen olarak girdiğini ifade eden Kal, “Daha sonra aile şirketinde satış temsilcisi olarak çalışmaya başladım” dedi. Silikon Valley firmasını kuran Kal, “Başarının anahtarı azim, pes etmemek ve çalışmaya devam etmekte” diye konuştu. 2023 HEDEFLERİ İÇİN İTO Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Soylu ise IWEC'in Türkiye'ye gelmesinin önemine dikkati çekti. Soylu “Cumhuriyetimizin 100. yılı hedeflerine kadın-erkek el ele vermeden ulaşmamız mümkün değil. Toplum bunun önemini kavramalı, rol modelleri de çoğalmalı” dedi. ZORA KARŞI SABIR 2012’de ödül alan Ruhsar Pekcan ise “Zorluklara karşı sabretmek önemli. Afrika'dan Hindistan'a kadar o kadar zor koşullarda o kadar başarı hikayesi görüyoruz ki şaşırmamak ve cesaretlenmemek mümkün değil” dedi. 2014 ödülünün sahiplerinden Emine Şahinkaya da “2009 yılında eşimi kaybettim. Çek nedir, vade nedir bilmiyordum. Finansal tabloları okuma eğitimi aldım. Şu anda deri giyim işinde 50 ülkeye ihracat yapıyoruz” diye konuştu. IWEC 2013 Ödülü’nün sahibi Zuhal Mansfield de şunları söyledi: “Genç yaşta evlendirildim. Evlendikten sonra eşimin desteğiyle üniversiteye gittim. Fakat sonrasında eşim çalışmamı istemedi. Bu sebeple Afrika'ya gittim. Madenci olarak işe başladım, Türkiye'de çok az kadının yaptığı bir işi yapıyorum.” İSTANBUL'DA NETWORKING IWEC Zirvesi’nin bu yılki teması “Kadın girişimlerinin küresel ölçekte buluşması: Büyümeyi kadınların ekonomiye katılımıyla sürdürme” oldu. İTO Meclis Salonu'nda 16-17 Kasım'da düzenlenen 9. IWEC Ödülleri Zirvesi’nde, 28 ülkeden 100'den fazla kadın girişimci hem hikayelerini paylaştı hem de networking imkanı buldu. 2 MİLYAR DOLAR CİRO Zirvenin başlangıcında konuşan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Soylu, “Kadın girişimcilerimizin desteklenmesini çok önemsiyoruz” dedi. “Bugün bu yıl ödül alan kadınların ürettiği genel ciro 700 milyon dolar civarında” diyen Soylu “IWEC bünyesindeki kadınların 2 milyar dolarlık iş hacmine hükmettiğini görüyoruz.Türkiye'deki kadın girişimciler için de cesaret veren bir toplantı” diye konuştu IWEC GÜCÜMÜZÜ ARTIRIYOR IWEC Başkanı, ABD'nin Benin eski Büyükelçisi Ruth A. Davis de şunları söyledi: “İstanbul'daki bu toplantı sayesinde birçok ülkeden önemli paylaşımları dinliyoruz Kazanımlarımızı ortaya koyuyoruz. Kadın girişimciler ağı işletmelerin gücünü artırıyor ve uluslar arası pazarların gelişmesi için önemli. Bu toplantıda ABD Ticaret departmanı sponsorluğunda katılan görevliler var. Pakistan’dan, Hindistan’dan temsilcilerimiz burada. İTO başta olmak üzere IWEC için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” 5 TEMEL NOKTA IWEC Başkanı Ruth A. Davis, IWEC'in ticaret odalarının ve ABD'nin desteğiyle kurulduğunu söyledi. İstanbul'daki toplantıya ABD'den devlet yetkililerinin de katıldığını belirten Davis, “İTO'da harika bir programa daha imza atıyoruz” dedi. Kadın girişimciler için önemli noktaları sorduğumuz Davis, 5 ana noktaya dikkati çekti: - Ekonomik bağımsızlık şart. Kesinlikle kadınların özgürlüğünün anahtarıdır. Toplumun özgürlüğü ve ilerlemesinde kadınların ekonomik bağımsızlığı kilit rol oynuyor. - Kadınların bağımsızlığına yardımcı olan entegre-bütünsel yaklaşımlara ihtiyaç var. - Uluslar arası katılımcılar destek sağlamalı. - Herbirimizin mentörler ile desteklenmesi önemli. - Erkeklerin de yardımcı olması lazım. 2015 IWEC ÖDÜLÜ ALAN KADINLARIN HİKAYELERİ: Eğitim ve güven anahtar Hatice Dinçbal Kal: Daha fazla kadının ve kadın girişimlerinin desteklenmesi için İTO içinde çok iyi çalışmalar yapılıyor. Kadın Girişimciler Kurulu'nda çok şeyler öğrendik. Kadına yapılan yatırımın, onlara verilen eğitimin, onlara güvenmenin; onların geleceğine yatırım yapmanın çok önemli olduğunu ve çok başarılı iş kadınları çıktığını gördük. Ekonomi için nüfus önemli Lika Chkonia (Gürcistan): Kliniğimizde kadınlara yardımcı oluyoruz. Gürcistan'ın 3 milyonluk nüfusu sebebiyle demografik sıkıntı yaşıyoruz. Ekonomik başarı için buna da ihtiyaç duyuyoruz. Azmetti yasayı değiştirdi Huda Muhamet Abdulla Janahi (Bahreyn): 4 bin dolar sermaye ile ikinci el kamyon alarak kargo taşımacılığı işine girmiştik. Bir kadın olarak bu sektöre girdiğim için çok tepki aldım. Gümrükten mal çekmek için gerekli lisansı kadın olarak alamayacağımı söylediler. İki yıl uğraşarak yasayı değiştirdik. Şimdi beş şirketimiz var ve sermayemiz 25 milyon dolara ulaştı. Sektörü düzenledik Falguni Padode (Hindistan): ASAPP Media adıyla dergi basıyorum. Özellikle, mimarlık-mühendislik dergileri. Çok zorlukla karşılaştım, neden bu işi yapıyorsun diyen çok oldu. Çalışmalarımız sayesinde sektörün durumunun tartışıldığı bir forum oluştu. İş ahlakını geliştiriyor Marysol Leon (Peru): Quantum Comsultores adıyla 2005'te şirketimi kurdum. Danışmanlık, muhasebe, vergi hukuku hizmetleri veriyoruz. Global firmalara rakip olduk. İş ahlakı, şeffaflık gibi konuları topluma yansıtmak istiyoruz. Kadınların da bunun sürdürülmesinde çok büyük etkisi var. Teknolojimizi geliştirmeliyiz Ljiljana Karaklajic (Sırbistan): Özel posta ve nakliye hizmeti veriyoruz. 650 çalışan ve 400 araç ile emekleri sınır ötesine taşıyoruz. Artık online taraf ağır basıyor. Teknoloji yazılımları konusunda kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Gelirin yüzde 13’ü çocuklara Wendy Kemp (Güney Afrika): Teknolojik çözümler ve finansal hizmetler sunuyoruz. Gelirimizin yüzde 13'ünü, tacize uğramış çocuklara harcıyoruz. Aslında önemli olan insanların düşlerini başkalarıyla paylaşması. Sonrasında ürünlere odaklanarak başarıya ulaşmaları için çalışıyoruz. Bir işe girecekseniz çok sağlam anlaşmalar yapmalısınız. ULUSAL VE KURUMSAL VİZYON OLUŞTURULMALI İTO’daki IWEC zirvesinde “Küresel Ticarette Kadın Perspektifi” başlıklı sunum yapıldı. Quantum Leaps’tan Virginia Littlejohn, sunum sırasında, kadın girişimcilere somut destek için, iş dünyasının çarklarının biraz daha hareket ettirilmesi gerektiğini söyledi. Littlejohn, şu noktalara dikkat çekti: - Ulusal ve kurumsal vizyon oluşturulmalı. Veri ve istatistik toplanmalı. - Sermayeye erişim sağlanmalı. - Pazara erişim, networklere erişim sağlanmalı. Uluslar arası olarak bir araya gelmek çok önemli. - Devlet satın almaları da işin içinde önemli bir yere sahip. - Hesaplar çok önemli. Kadınların ölçeklenebilirlik konusunda yetilerinin artırılması gerekiyor. - Teknoloji, inovasyon, sistem. Kadınların da ticarette etkinliklerini artırmak için teknolojiye sahip olmaları gerekiyor. - Politika ajandası oluşturulmalı. Bu konunun temelleri; düşünme, planlama, yönetimdir. - Erkeklerin de olması lazım. Politikaların ve sistemlerin değişmesi için erkek yöneticiler değişime öncülük etmeli.

17 Kasım 2015 Salı

Tüm hayvan türlerine şifa dağıtan tek hastane

HABER: SOYHAN ALPASLAN İstanbul’da yolu düşmeyenin belki varlığından haberdar olmadığı ama Türkiye’nin diğer bir ucunda olsa bile işi düşenin çok yakından tanıdığı bir hastane var. Türkiye’nin dört bir yanından hayvanat bahçelerinden, barınaklardan, ormanlardan, doğal yaşam ortamlarından getirilen her tür hayvanı tedavi eden bu kurumun adı İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Veterinerlik Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi. Hastane, 7 gün 24 saat uzman hekim kadrosuyla, tam teşekküllü klinikleri ile ameliyat dahil, günlük poliklinik hizmetleri de vererek, birçok ilke imza atıyor. İLK KLONLAMA Hastanenin ilklerinden biri, 2002 yılında Türkiye’de ilk canlı klon kuzularının doğması oldu. Prof. Sema Birler’in yürüttüğü DPT projesinden sonra 2010’da bir ilke daha imza attılar. Türkiye’de ilk kez, Doç. Dr. Sezen Arat’ın yürüttüğü TÜRKHAYGEN-1 projesi kapsamında yerli inek ırklarından boz ırktan ilk canlı klon sığır elde edildi. Klon sığırdan doğal çiftleşme ile üreyen yavruların hepsinin doğumunu Doğum ve Jinekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı, Hastane Başhekimi ve Klinik Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ragıp Kılıçarslan sezaryen yaparak gerçekleştirdi. Prof. Dr.Kılıçarslan, “Yabani, evcil, çiftlik, egzotik her türlü hayvanın tedavisini ve ameliyatını yapıyoruz. Türkiye’nin ilk ve tek evcil hayvan kan bankası hastanemizde faaliyet gösteriyor. Büyük bir uygulama çiftliğine sahibiz. Tedavisi yapılan yabani hayvanları doğaya geri bırakıyoruz. Çiftlik hayvanları için çiftliklerde ücretsiz teşhis ve tedavi hizmeti sunuyoruz” bilgisini verdi. 7/24 HEKİM VAR 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet sunan İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, güler yüzlü hizmeti ile ön plana çıkıyor. İstanbul Avcılar’da 29 bin metrekare kapalı, 44 bin metrekare açık alanda faaliyet gösteren fakültede eğitim gören öğrenciler, ilk yıllarında hastanenin kliniklerinde teşhis, tedavi ve uygulamanın içinde çalışmaya başlıyorlar.Başhekim Prof. Dr. Kılıçarslan, “Yumurtlayamayan tavuktan, doğuramayan file kadar her hayvanın getirildiği yerdir burası. İnsanlar için olan branşların hepsi bizim hastanemizde de mevcut. Fakülte 5 bölüm, 17 anabilim dalı ve 100’e yakın öğretim üyesi ile eğitim, öğretim ve araştırma hizmeti veriyor. Doğum ve jinekolojide 2, cerrahide 5 ameliyathanemiz var. Tomografi cihazlarımız, fizyoterapi ünitemiz de mevcut. Yerli VEDEK ve yabancı EAEVE adlı denetleme kuruluşlarınca eğitim ve öğretim sistemi denetlenen fakültemiz her iki kuruluştarafından da akredite edildi” diye konuştu. YERLİ ÜRETİM Hastane, Türkiye’nin ithal etmek zorunda kaldığı protein kaynaklı bazı ilaç hammaddelerinin üretimi için trans genetik çalışmaları yapıyor. Prof. Kılıçarslan, “2023 hedefleri içinde yer alan bu çalışma tamamlandığında, büyük bir ekonomik değer oluşacak ve ithalata giden para Türkiye’de kalacak” dedi. DÜNYADA İLK KEZ BOZ SIĞIRKLONUNU ÜRETTİLER 2010 yılında Doç. Dr. Sezen Arat öncülüğünde TÜRKHAYGEN-1 Projesi kapsamında Türkiye’de nesli tükenmekte olan yerli inek ırklarından ‘boz’ ırk klonlanarak Türkiye’deki ilk canlı klon sığır İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nde elde edildi. Klon sığırdan doğal yollarla üreyen yavru sığırlar 4 yaşını bitirmek üzere. Böylece yerli sığırların genetik özellikleri korunarak neslin devam etmesi mümkün olacak.

16 Kasım 2015 Pazartesi

Yatırımlar sektörel banka ile canlanır

HABER: SOYHAN ALPASLAN İstanbul Ticaret Odası (İTO)Başkanı İbrahim Çağlar, “Bize asgari ücretin getirdiği 16 milyar 2liralık bir yük var. Bunun en azından yarısını devletimizden talep ediyoruz. Hükümetimiz bunun tamamını da verecek kapasitede. İşsizlik fonunda birikmiş 86 milyar lira para var. O fonda biriken paradan verilebilir” dedi. Başkan Çağlar, gazetecilerle bir araya geldiği sohbet toplantısında iş dünyasının yeni hükümetten beklentileri üzerinde durdu ve gazetecilerin sorularını cevapladı. İŞVEREN PAYINDA İNDİRİM İTO’nun geçen günlerde yaptığı yazılı açıklama ile asgari ücretin 1.300 liraya çıkarılması halinde hükümettenSGK primi işveren payında 3 puanlık indirim istediği sorusu üzerine Başkan Çağlar şunları kaydetti:“Asgari ücret 1.300 liraya çıkmalı evet, bunu savunuyoruz. Fakat bize getirdiği yük var. Biz ‘Gelin bu asgari ücretin bize getirdiği yükü paylaşalım’ diyoruz. O şekilde yatırımlarımızı artırıp, yeni istihdam alanları açacağız. Bu taleplerin çok aşırı talepler olmadığını düşünüyoruz.Bize asgari ücretin getirdiği 16 milyar liralık bir yük var. Bunun en azından yarısını devletimizden talep ediyoruz. Hükümetimiz bunun tamamını da verecek kapasitede. İşsizlik fonunda birikmiş 86 milyar lira para var. O fonda biriken paradan verilebilir. Bu talebi karşılayacak fonlar da Türkiye’de var.” YATIRIMLARIN ÖNÜ AÇILMALI Kısa dönemde hükümetten beklentileri ve son dönemde Güneydoğu’da yaşanan terör olayları ile ilgili sorulara iş dünyasının öncelikli beklentisini ‘Güçlü bir koordinasyon’ olarak açıklayan Çağlar, “Sayın Başbakanımızın yaptığı ‘100 günde taahhütleri yerine getireceğiz’ açıklamasını destekliyoruz. Reform ve sonuç alıcı işler yapılmasını bekliyoruz. Bunlar bizim ana başlıklarımız. Hükümetin uyguladığı yatırım planlarının aksamamasını istiyoruz.Finansmana erişim noktasında destek istiyoruz. Yaşadığımız sıkıntılardan biri, 500 bine yakın KOBİ’miz var ve bu KOBİ’lerimize sağlanacak düşük faizli krediler noktasında esnafa uygulananların tüccarlara da uygulanmasını, proje bazında finansmana erişimi arzu ediyoruz” dedi. Çağlar, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bunun için de bizim yatırımlarımızı muhatap alıp konuşabileceğimiz bir finansman kuruluşuna ihtiyacımız var. Bu dönemde iş dünyasının yatırımlarının önünü açacak bir bankanın kurulmasını veya bir bankanın bu şekilde yönlendirilmesini istiyoruz.” SIRTIMIZDAKİ EN BÜYÜK KAMBUR TERÖR Güneydoğu’da devam eden olayların olduğu anımsatılan Başkan Çağlar, “Ama askerimiz ve polisimiz bu işin üzerine kararlı şekilde gidiyor. Çünkü bizim bu işi bir an evvel bitirmemiz lazım. Sırtımızdaki en büyük kambur bu. Siyasi istikrar sağlandı, tek parti iktidarı oluştu, Türkiye hep tek parti iktidarlarında yükseldi. Şimdi başımızdaki en büyük sıkıntı terör. İnsan canı her şeyden önemli, ekonomiyi bile çok dikkate almıyoruz. Hükümetimizin bu kararlı gidişinin sonunda onu da aşmayı ümit ediyoruz” cevabını verdi. SERBEST PİYASA EKONOMİSİNDEN YANAYIZ Ekonomi alanında kabinede adı geçen isimlerle ilgili görüşleri sorulan Çağlar, söz konusu isimlerarasında ortak bir paydada buluşulacağına olan inançlarını ifade ederek, iş dünyası olarak kendilerinin serbest piyasa ekonomisinden yana olduklarını, isim konusunda taraf olmadıklarınıbildirdi. BAŞKANLIK SİSTEMİNİ TARTIŞMAKTAN ÇEKİNMEMELİYİZ Bir soru üzerine başkanlık sisteminin tartışılmasının normal olduğunu, bunu tartışmaktan kaçınılmaması gerektiğini ifade eden İbrahim Çağlar, olası bir başkanlık sistemi referandumunun ekonomiyi etkilemeyeceği yorumunda bulundu. Çağlar, bu gibi referandumların yurt dışında sık sık yapıldığını, Türkiye’de de bunun yapılabilir olmasını savundu. İSTANBUL’A DÜNYANIN EN MODERN FUAR ALANI Seçim sonuçlarının firmaların kendilerine güven duymasını sağladığına işaret eden Çağlar, “Biz İTO olarak üyelerimizi ne kadar alıp, götürüp, uluslararası arenayataşırsak onların işi de o derecede artacaktır” dedi. Başkan Çağlar, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’nin (İDTM) Yeşilköy’deki fuar alanlarının yeniden inşa edilmesi projesi ve kimin işleteceği, bir dönem anlaşmazlık dolayısıyla mahkemelik olunanmevcut işletmecinin işletmeye devam edip etmeyeceğiyönündeki soruyu iseşöyle yanıtladı:“Şu an orada 110 bin metrekare bir alanda fuar yapmaya çalışıyoruz fakat alanlarımız eskidi. Toplam 700 bin metrekare inşaat yapacağız. Bunun 210 bin metrekaresi fuar alanı. Fakat hafta başında yeniden bir Yönetim Kurulu toplantısı düzenledik ve bu 210 bin metrekareyi 360 bin metrekareye çıkarmanın projesini yaptık.Oradadünyanın en modern ve en yeşil fuar alanını meydana getireceğiz. Kimin işleteceği ve nasıl işletileceği konularına yönetim daha sonra karar verecek. 2016’nın birinci çeyreğinde temeli atıp, birinci etabı 18 ayda bitireceğimizi düşünüyorum. Mevcut işletmeciyle bir taraftan hukuki süreç devam ediyor, orada davalarımız bitmiş değil. Şu an normal süreç devam ediyor.” DÜNYANIN EN ZENGİN DEVLETİ TÜRKİYE… Başkan İbrahim Çağlar, “Türkiye devleti,dünyanın en zengin devleti. Çok canlı bir örnek var; sizin zenginliğiniz kasadaki parayla mı ölçülür, yoksa yaptığınız yatırımlarla mı? Mültecilere 8 milyar dolar harcamışız. Demek ki biz çok zengin bir ülkeyiz. G20’ye gelecek devletlerin hiçbiri bu harcamayı yapamadı” dedi.

16 Kasım 2015 Pazartesi

Fed faizde daha ciddi olmalı

İstanbul Ticaret Odası (İTO)Başkan Yardımcısı Dursun Topçu, siyaset ve ekonomiyle ilgili belirsizliklerin2015’le birlikte geride kaldığını söyledi. Topçu, Fed’in aralık ortasında açıklaması beklenen faiz kararına dikkat çekerek, “Fed’e sormak lazım değil mi? Dünya ekonomisi sizin yap boz tahtanız mı?Bu konuda kararlar alırkendaha ciddi ve daha öngörülü olmalarını bekliyoruz” dedi. Topçu, Avrupa’nın mülteci politikasını da eleştirerek, “Ekonomiye yükü ne olursa olsunSuriyeli mültecilereAB’nin ve diğer gelişmiş ülkelerin ‘atık insan’muamelesi yapmasına karşıyız” yorumunu yaptı. İTO’nun kasım ayı Olağan Meclis Toplantısı, Başkan Yardımcısı Dursun Topçu ve üyelerin katılımı ile gerçekleştirildi. Meclis’in açılış konuşmasını yapan Topçu, 7 Haziran’dan bu yana bekledikleri siyaset ve ekonomideki istikrarlı günlerin nihayet geldiğini söyledi. UMUDUMUZ ARTTI “Yeniden istikrara kavuşan Türkiye’nin önü açılmıştır.Geleceğe olan umudumuz artmıştır” diyen Topçu, şunları kaydetti: “Şimdiyse, hükümet kurulma sürecininhızla tamamlanmasını bekliyoruz.Ümidimiz, kabinede olacak veekonomiyi temsil edecek Bakanlarıniş dünyasını iyi tanıyan,sorunlar ve çözümler konusundaaktif rol oynayacak kişiler olmalarıdır. Ve elbetteseçim yarışına giren tüm siyasi partilerimizin,onlara oy veren halkımızın dagüçlü demokrasimize katkılarınıunutmamamız gerekiyor.Türkiye’de demokrasi kazandığı sürecekaybeden kimse yoktur. Türkiye bir bütündür. Artık önümüzdeki 4 yıl boyuncaasıl gündemimizekonomidir, üretimdir, işimizin, aşımızın artmasıdır.” YAP BOZ TAHTASI Topçu, siyaset ve ekonomiyle ilgili belirsizliklerin2015’le birlikte geride kaldığına vurgu yaparak, Fed’in aralık ortasında açıklaması beklenen faiz kararına ilişkin de, “Fed’e sormak lazım değil mi? Dünya ekonomisi sizin yap boz tahtanız mı?Bu konuda kararlar alırkendaha ciddi ve daha öngörülü olmalarını bekliyoruz” değerlendirmesini yaptı. Ekonomideki gidişatı belirlemek üzere hayata geçirdikleri“Ticari Faaliyet Endeksi” rakamlarını da paylaşan Topçu, endeksin bu ayki rakamlarınındaileriye dönük yükselişi teyit ettiğini söyledi. KAOS SENARYOLARI BOŞ ÇIKTI İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Şekib Avdagiç, 1 Kasım’da yapılan seçimlerin, yeniden tek başına iktidar tablosunu ortaya koyduğunu söyledi. Oda’nın kasım ayı Meclis Toplantısı’nın açılışını yapan Avdagiç, sandıktan çıkan kararın, tüm kaos senaryolarını ve kısır tartışmaları temize çektiğini belirtti. Avdagiç, şöyle konuştu: “Demokrasimizin omurgası olan milli irade; tuzakları bozdu ve tezgahlanmaya çalışılan oyunları boşa çıkarttı. Tek parti iktidarına geçit veren ve istikrar merkezli bir teveccühün çok ötesine uzanan uluslararası bir boyutu da var. Bunu da görmek lazım.” Avdagiç, Meclis üyesi olarak yeni göreve başlayan Mustafa Zeytin’e başarılar diledi. Şekib Avdagiç, İTO Meclis Üyesi Turgut Erkeskin’i Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Lojistik İş Konseyi Yürütme Kurulu Başkanlığı’na seçilmesi dolayısıyla tebrik etti. GÜVEN TAM Seçimlerin ardından, derecelendirme kuruluşlarından gelen mesajlar ve piyasaların verdiği tepkilerden ekonomide hem içerideki hem de dışarıdaki oyuncuların ortaya çıkan sonuca güvendiğinin anlaşıldığını hatırlatan Topçu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim için önemli olan reel piyasalar. Bu rüzgarı da arkamıza almışken artık özel sektördeki projeler çok daha heyecanla ve hızla yol alacaktır.” Özel sektörün düğmeye basması ve arayı kapatması gerektiğine işaret eden Topçu, “Dış piyasaların da etkisiylegeçen yıl yüzde2.9 büyüdük. Bu yılki beklenti yüzde 3’e revize edildi. Oysa 2023 hedefleri için yılda en az yüzde 5 büyümemiz lazım” dedi. YENİ HÜKÜMETE ÖNERİLER Topçu, Oda olarak yeni hükümete verilecek öneriler konusundagerekli hazırlıkları tamamladıklarını bildirerek, iş dünyasının beklentileri ve talepleri noktasında, kurulur kurulmaz yeni hükümetle temasa geçeceklerini aktardı. Yeni hükümetten beklentilerini, “Koordinasyon, hız, reform ve somut sonuç” olarak özetleyen Topçu, konuşmasına şöyle devam etti: “Göreve geldiğimiz ilk gün söyledik. Rakamlar kadar duygulara da önem vermenin gereğine inanıyoruz. Hatta duygular, çoğu zaman rakamların da önüne geçiyor. Bu nedenle kim ne derse desin, ekonomiye yükü ne olursa olsun Suriyeli mültecilere AB’nin ve diğer gelişmiş ülkelerin ‘atık insan’ muamelesi yapmasına karşıyız ve devletimizin bu konudaki politikasını destekliyoruz.”

15 Kasım 2015 Pazar