tatil-sepeti
Türk takımlarının bileği bükülmüyor

Son yıllarda önemli bir çıkış gerçekleştiren Türk kadın voleybol takımları, uluslararası arenada önemli başarılara imza attı. Filipinler’in başkenti Manila’da düzenlenen Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda mücadele eden iki Türk takımından Eczacıbaşı VitrA, şampiyonluğa ulaşırken, VakıfBank üçüncü oldu. İki Türk ekibinin bu başarısı, son yıllarda voleybolda yakalanan çıkışı akıllara getirdi. HEPSİNDE FİNAL Türk kadın voleybol takımları, geçen sezon Avrupa’da düzenlenen organizasyonların tümünde final oynadı. Kadın voleybolunda Türk takımları, son dönemde Avrupa kupalarına adeta damgasını vurdu. Türk ekipleri son 5 sezonda toplam 6 Avrupa kupası kaldırmayı başardı. Son 6 sezonun hepsinde de final oynama başarısı gösterilirken, 4 şampiyonluk, 2 de ikincilik elde edildi. DÖRTLÜ FİNALE ABONE Türk takımları, Avrupa voleybolunun en üst kulüp organizasyonu olan Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nin Dörtlü Final’inde 8 sezondur aralıksız olarak yer alıyor. Türkiye, 8 sezonun 5’inde 2 takımla Dörtlü Final’e kalırken, 3 kez ise 1 takımla temsil edildi.

01 Kasım 2016 Salı

Şirketler rekabeti locada sever

Bir dönem Fenerbahçe’de oynayan takımın Hollandalı yıldızlarından Dirk Kuyt da Rüştü Saraçoğlu stadından loca satın alarak takımına destek olmuştu. HABER: CEYHUN KUBURLU Sponsorluk geliri, sezonluk kombine kart satışı ve TV yayınları derken artık kulüpler stadyumlardaki localardan da büyük gelir elde etmeye başladı. İşadamları tuttukları takımları localardan desteklerken Türkiye’nin büyük şirketleri de misafirlerini ağırlamak için localara ilgi gösteriyor. Bu alanda 4 büyük kulübün yanı sıra yeni stadyumlarına kavuşan Anadolu kulüpleri de öne çıkmaya başladı. Sezonluk loca kiraları 50 bin lira ile 1.7 milyon dolar arasında değişiyor. Türkiye’de locaların yüzde 85’ini ise şirketler kiralıyor. Geri kalan yüzde 15’lik bölüm ise işadamlarına ve yönetimlere ait. SIRAYA GİRİYORLAR 4 büyüklerin locaları için ise birçok şirket ve işadamı sıraya giriyor. Boşalan localar hemen oluşturulan listelere göre başka şirketlere veriliyor. Bu alanda en çok sıranın olduğu takımlar ise Fenerbahçe ve Beşiktaş oluyor. Localarını Vodafone Arena inşaatı başladığında satan Beşiktaş’ta bugün birçok şirket loca almak için sırada bekliyor. Fiyatların ortalama 100 bin dolar olduğu stadyumda şu anda boş loca bulunmuyor. Türkiye’deki stadyumlarda en fazla locası olan takım ise Galatasaray. Türk Telekom Arena’da 170’ten fazla loca bulunuyor. Bu alanda da önemli gelire ulaşan Galatasaray, yeni görüşmeler de yapıyor. AÇIK BÜFE YOK Locaların kapasiteleri 6-18 kişilik olarak değişiyor. Birçok stadyumda 6 kişilik localar tercih ediliyor. 18 kişilik localar ise hem fiyatları hem de kapasitesi bakımından diğerlerinden ayrışıyor. Localarda açık büfe yemek bulunmuyor. Bunlar daha çok stadyumların VİP bölümlerinde hizmet veriyor. VİP koltukları taraftara satarken yönetim içerisine yemek paketini de ekliyor. Böylece maçtan bir kaç saat önce yemek servisi başlıyor. İçeceklerin sınırsız olduğu alanlar daha çok bireysel taraftarlar tarafından ilgi görüyor. OFİS GİBİ Son yıllarda Avrupa kulüplerinin de büyük gelir kalemlerinden biri olmaya başlayan localara bugün hemen hemen her Avrupa stadında rastlamak mümkün. Özellikle Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde 2’nci lig takımlarının stadyumlarında bile bulunan locaların içinde her şey mevcut. Avrupa maçları için özel olarak hazırlanan localar yurtdışında ofis olarak da kullanılabiliyor. Odaların içinde toplantı masaları bile bulunuyor. 24 SAAT GÜVENLİK Türkiye’de yeni yapılan stadyumların birçok özelliği bulunuyor. Stadyumlardaki localarda kablolu TV ve uydu yayınları, telefon, ve internet bağlantısı, localar arası dahili hat, dev ekran TV, bar, buzdolabı ve oturma grupları, maç günleri harici kullanma imkanı olan ofisler yer alıyor. YABANCI MİSAFİR AĞIRLANIYOR Statlarda sezonluk loca kiralayan yurtdışı ortaklı ve ihracat odaklı şirketler yabancı misafirlerini de bu localarda ağırlıyor. Özellikle Avrupa maçları öncesi Türkiye’ye gelen yabancı futbol tutkunları da işadamlarıyla birlikte maçları bu localardan izliyor.

01 Kasım 2016 Salı

Türkiye için hep birlikte kenetlenme zamanı

HABER: ADEM ORHUN Üretim ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, finansman ve istihdam imkanlarının geliştirilmesi için çalışan İstanbul Ticaret Odası (İTO) yönetimi, finans ve reel sektör arasında kuvvetli bir diyalog zemini oluşturmak için bankaların en üst seviye yöneticileri ile bir araya geldi. İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın ve beraberindeki banka genel müdürlerini, İTO’nun merkez binasında ağırladı. TBB Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra İTO Yönetim Kurulu üyelerinin de yer aldığı toplantı, Türk iş dünyası için tarihi bir güne vesile oldu. Toplantıda reel sektörden gelen talepler, bilhassa ticari kredilerin nasıl daha cazip hale getirilebileceği hususu, bankacılık sektörünün tepe yöneticileriyle istişare edildi. Toplantının ana gündem maddesi; büyümenin sürdürülmesi, üretim, istihdam, ihracat için bankacılık ve reel sektör işbirliği oldu. TARİHTE İLK İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, “Bu düzeyde bir toplantı tarihte bir ilk” diyerek başladığı konuşmasında “Ortak bir zemin oluşturmak anlamında bu çatının doğru bir zemin olduğunu düşünüyoruz” dedi. Çağlar, “Bu çatı altında dile getireceğimiz konular, ülkemizin iş dünyasının ortak ajandasıdır. Bu toplantıda yapılacak görüş alış verişi ve ortaya konulacak işbirliğinin yalnızca şehrimiz için değil, ülkemiz ekonomisinin tamamı için de faydalı sonuçlar doğuracağına inanıyorum” şeklinde devam etti. HÜKÜMET VE BANKALAR Firmalarımızın daha ucuz, daha uzun vadeli ve daha geniş kredi imkanlarına kavuşması için hükümetin piyasaya yönelik açıkladığı tedbirlerin yanı sıra bankalar ve reel sektör olarak ortak çalışmalar yürütmek gerektiğini hatırlatan Çağlar, “İş alemi artık sabah kalktığında ‘benim kredi sorunum yok, benim üretim ve inovasyon gayem var, bunun için çalışacağım’ diyerek güne başlamalı” şeklinde konuştu. TÜRKİYE’NİN YARISI Çağlar, şunları söyledi: “İTO’nun 400 bin üyesi Türkiye’deki katma değerin yüzde 50’sini tek başına üretiyor. Bu çatı altında sadece reel sektör mensupları değil, şüphesiz finans sektörünün paydaşları olan banka ve katılım bankaları da bulunuyor. Hepimiz aynı gemideyiz. Bankacılar ve reel sektörün gündemlerinin farklı olduğunu düşünmek mümkün değil. Oda olarak 81 meslek komitemizden, reel sektörden gelen talepleri, bankacılık ve finans sektörüyle birlikte istişare ettik. Sonuçlarını önümüzdeki süreçte birlikte takip edeceğiz. İnanıyoruz ki gerçekleştireceğimiz yakın işbirliği, alınması gereken mesafeyi kısaltacaktır.” KARŞILIK BULACAK İTO Başkanı İbrahim Çağlar, odalar ve finans kesiminin yapacağı işbirliği sonucunda ortaya çıkacak görüşlerin hükümet nezdinde daha güçlü bir karşılık bulabileceğine inandığını ifade ederek, kısa bir süre içinde Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) ile de toplanacaklarını ve böylelikle reel sektörün beklentilerini finans kesiminin bütününe iletmiş olacaklarını dile getirdi. OLAĞANÜSTÜ SÜREÇ Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın da, toplantının çok yararlı olduğunu belirterek, “Küresel ve bölgesel gelişmelerin yanı sıra, 15 Temmuz sonrasında yaşananların Türkiye ekonomisine ve faaliyetlerimize etkilerini değerlendirdik” dedi. Aydın şunları söyledi: “Yaşamakta olduğumuz olağanüstü dönemin iyi yönetilmesi, büyümenin sürdürülmesi, istihdamın artırılması için sorumluluklarımızı ve yapabileceklerimizi konuştuk. İTO’nun bankacılık sektörüne ilişkin görüşlerini ve beklentilerini dinledik. Bankacılar olarak gelişmelere ilişkin görüşlerimizi anlattık.” TOLERANS DÖNEMİ “Reel sektör ve finans sektörü olarak karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde, birbirimize en fazla destek olmamız ve en yüksek toleransı göstermemiz gereken bir dönemden geçtiğimizin farkındayız” diyen TBB Başkanı Aydın, “Bu toplantıda riskleri, fırsatları ve işbirliklerini ele aldık. Kredilerin seyrini ve ticari faaliyet üzerindeki etkilerini, ekonomik faaliyeti hızlandırmak için önerileri, kredi faizleri üzerindeki yüklerin düşürülmesini konuştuk. Ayrıca bankacılık sektörüne getirilen düzenlemelerin bankaların davranışına ve kredi piyasasına yansımalarını, KOBİ kredilerinin artırılması için düzenlemelerde yapılması gereken değişiklikleri, teminatlandırma, yapılandırma konuları ile kurumlarımız ve üyelerimiz arasındaki işbirliği imkanlarını görüştük” şeklinde konuştu. KUR DEĞİL KÜRESEL ETKİ TBB Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Leblebici, kur seviyesinin kredi maliyetlerine yansımasına ilişkin soru üzerine, “Kur seviyesi ile maliyetler arasında kolerasyon birebir değil. O nedenle kur seviyesinden bağımsız bakmak lazım” dedi. Leblebici, “Maliyetlerimizi artıran, global ekonomideki değişmeler ve Fed’in faiz artırımı gibi etkenler var. Bunlar zaten ülkelerin de maliyetlerini de artırır. Bugüne kadar Moody’s’in not indiriminden sonra diğer piyasalardan çok da ayrışmadığımızı görüyoruz. Bir süre daha böyle devam eder” şeklinde konuştu. SOĞUTMA TEDBİRLERİNİN ETKİSİ DEVAM EDİYOR TBB Başkanı Hüseyin Aydın, ekonominin genişleme döneminde aldığı önlemlerle daralma döneminde alınan önlemlerin farklı olduğunu vurguladı. Ekonominin genişlemeci olduğu dönemlerdeki tedbirlerin pek dikkat çekmediğini hatırlatan Aydın, “Ama sonrasında bunlar kalıcı hale dönüşebiliyor. Ardından bunların doğurduğu sorunları reel sektör yeterince tartışmıyor. Yani ekonominin soğutulması için alınan önlemler salt bizim için alınmıyor. Bizim üzerimizden reel sektöre de bir geçiş yapılıyor” dedi. Şartların yeni döneme adaptasyonu konusunda reel sektör ve odaların bankaları yanlış anlamamasını isteyen TBB Başkanı “Biz 10-15 sene birlikte çalıştığımız firmayla, iş ortağımızla kavga etmeyi niye göze alalım ki? Finansa erişim ve iletişim konusundaki problemler hakkında regülasyonları odalar mutlaka gündemlerinde tutmalı” diye konuştu. EKONOMİ İÇİN ORTAK SORUMLULUK “Türkiye’nin yaşadığı 2001 krizinden sonra yoğurdu üfleyerek yemeye başladık” diyen İTO Başkanı İbrahim Çağlar, “Bunun ülkemiz üzerinde elbette çok büyük kazanımları oldu. 2008 küresel krizi güçlü finans kurumlarımızın da desteğiyle ülkemizi teğet geçti. Ancak küresel ekonomi o günden bugüne oldukça değişti. Artık uygulamalarımızı ve düzenlemelerimizi içinde bulunduğumuz şartlara göre gözden geçirmemiz gerekiyor” dedi. YOĞURDU ÜFLEMEYELİM Türkiye ekonomisinin potansiyelinin, bugün ortaya koyulan büyüme rakamlarının çok çok daha üstünde olduğunu vurgulayan Çağlar “Yoğurdu üfleyerek yemeye devam edersek, finans dünyamızdan yeteri kadar istifade edemeyiz. Onlar da reel sektörümüzün gücünden yeteri kadar beslenemez. Artık bazı uygulamalarımızı bu potansiyelimizi boğmayacak şekilde revize etmemiz gerekiyor. 15 Temmuz’da nasıl tek yürek olup ülkemize sahip çıktıysak, bugün de kenetlenip ekonomimize sahip çıkarak sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Toplantıdan sonra, İTO Başkanı İbrahim Çağlar ve TBB Başkanı Hüseyin Aydın günün anısına birbirlerine hediyelerini takdim ettiler. NEGATİF ALGIYA KARŞI BİLANÇOLAR KONUŞUYOR TBB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, bilançosunun yüzde 65’i kredilerden, kredilerin de yüzde 25’i KOBİ kredilerinden oluşan bankacılık sektörünün reel sektördeki gelişmelere son derece duyarlı olduğunu söyledi. Aydın, “Üzerinde önemle durduğumuz konu reel sektör yatırımlarının, üretimin ve ticaret hacminin artırılmasıdır. Bankacılık sektörünün büyümesi ve güçlü olması ekonominin büyümesine ve gücüne bağlıdır. Ekonomimize ve sektörlerimize katkı sağlamak, ülkemizi daha da güçlü yarınlara taşımak her zaman önceliğimiz oldu ve olmaya devam edecektir” dedi. Aydın, Türkiye’nin makro dengelerinin sağlıklı ve bankacılık sisteminin sağlam olduğunu belirterek, son dönemde ülke üzerinde oluşturulmaya çalışılan negatif algı operasyonuna itibar edilmemesi gerektiğini vurguladı.

31 Ekim 2016 Pazartesi

Amerika’ya açılan büyük kapı: KANADA

HABER: ADEM ORHUN Dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisi olan Kanada, yüzölçümü bakımından da ikinci büyük ülke. 9.98 milyon kilometrekarelik topraklarında 35 milyon insanı barındıran Kanada, temiz su kaynakları, geniş ormanları ve maden zenginlikleri ile dikkat çekiyor. ABD ile sınır komşusu olması dolayısıyla da ticari transferler bakımından da önemli potansiyele sahip olan Kanada, Türk yatırımcıları için de fırsatlar barındırıyor. İş dünyasının dikkatini yeni pazarlara çekmek, farklı ülkelerdeki yatırım ve pazar imkanlarını değerlendirmelerine önayak olmak için çalışan İstanbul Ticaret Odası (İTO), önemli bir seminere daha ev sahipliği yaptı. İTO’da düzenlenen Kanada’da İş ve Yatırım Fırsatları konulu seminerde, Kanadalı yetkililer, Türkiye’den gelecek yatırımcılara sağladıkları imkanları anlattı. 1.6 MİLYAR DOLAR Seminerin açılışında konuşan İTO Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, Kanada’ya büyük önem verdiklerini söyledi. İTO’da haziran ayında Torontolu işadamlarını ağırladıklarını hatırlatan Kalsın, ayrıca diplomatik misyon heyeti ile de biraraya geldiklerini belirtti. İki ülkenin karşılıklı ticaret hacminin 1.6 milyar dolar olduğunu kaydeden Kalsın, “Bu, arzu edilen bir rakam değil. Bunu beş yıl içinde 5-10 milyar dolara getirebiliriz. Enerji, gıda, havacılık ve uzay sanayisi gibi alanlarda ciddi potansiyel var. İTO olarak bu sürece katkıda bulunmaya gayret ediyoruz” dedi. SERBEST PİYASA İLKESİ Kanada İstanbul Başkonsolosu Ulric Shannon, bu tür seminerlerin çok önemli olduğunu belirterek başladığı konuşmasında, “2010’da konsolosluğumuzu açtık. Kanada’yı tanıyan işadamları, ciddi fırsat potansiyeli olduğunu idrak edecekler” dedi. Kanada’nın 1.5 trilyon dolarlık GSMH’ya sahip olduğunu belirten Başkonsolos Shannon, “Serbest piyasa ilkesine dayalı olarak çalışıyoruz. 2008’deki finans krizinden yara almadan çıktık. Nüfusu oluşturan bireyler de çok yüksek eğitim seviyesine sahip. Çok sağlam sağlık ve sosyal sistemimiz var. Bu kadar kamu hizmetine rağmen Kanada çok düşük vergi oranları uyguluyor” dedi. 500 MİLYONLUK PAZAR Kanada’nın yüzölçümü ve görece küçük nüfusuna rağmen ABD ve Meksika pazarlarına rahatça girebildiğini belirten Başkonsolos, “500 milyonluk bir pazara ulaşabiliyoruz. Daha da önemlisi Kanada markası söz konusu. Zira Kanada en yüksek itibarlı ülke konumunda. Açık kapı politikasını benimsedik. Çok yüksek standartlara sahibiz. Bu yönleriyle Kanada hem yatırım hem yaşamak için ideal ülke. Bu seminerin de gelecekteki yatırımlar için bir ön çalışma olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. Toplantıda, İTO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu da yer aldı. FİNANSMAN EDC’DEN Kanada ile ticaret ve bu ülkede yatırım yapmak isteyenlerin finansman ihtiyaçlarına çözüm yollarını Ticaret Müsteşar Yardımcısı Barış Satar anlattı. Kanada İhracat Kredi Ajansı’nın (EDC) finansal çözümlerine dikkat çeken Barış Satar, “EDC Kanada hükümetinden ayrı bir hazineye sahip. Kredi notu da AAA. Uzmanlaşmış bağımsız bir banka olarak düşünebilirsiniz. Kanada’da yatırım yaparken ve mal alımlarınızda finansal destek için başvurabileceğiniz bir kurum. İstanbul ofisimiz aynı zamanda bölge ofisi olarak hizmet veriyor. EDC ile beraber üçüncü dünya ülkelerine de iş yapma imkanına sahipsiniz. EDC’den fon veya kredi garantisi alabilirsiniz. Piyasa şartlarında veya biraz altındaki oranlardan finansman sağlıyoruz. EDC ve finansman konusunda konsolosluktaki ekibimize ulaşabilirsiniz” dedi. GIDA, ORMAN VE OTOMOTİV Kanada’nın İstanbul Başkonsolosluğu Uzman Ticaret Müsteşarı Christopher Wimmer, Kanada’da potansiyel yatırım alanlarını anlattı. Wimmer, “Tarım, işlenmiş gıda, otomotiv sanayi, balıkçılık, deri, ormancılık, ahşap ürünler ve bilim teknoloji ürünleri konusunda yatırım imkanları var. ABD ile ciddi ticari ilişkimiz bulunuyor. Avrupa ile de ticari potansiyelin artacağını öngörüyoruz” diye konuştu. Kanada’nın enerji ihtiyacının yüzde 65’inin yenilenebilir enerjiden karşılandığını belirten Wimmer, yazılım sektörünün de çok kuvvetli olduğunu kaydetti. Wimmer, “Bu alanda çalışan 33 bin şirket 57 milyar dolar ciro yapıyor” diye konuştu. Kanada’nın otomotiv üretimi konusunda da söz sahibi olduğunu kaydeden Wimmer, “Dünyanın önde gelen birçok markası ülkemizde üretim yapıyor. Ayrıca parça üretici firmalar da var” dedi. Kanada’nın petrol ve gaz şirketleri için ideal ülke olduğunu vurgulayan Wimmer, en büyük dördüncü petrol üreticisiyiz” diye konuştu. Türkiye’nin, inşaat sektöründeki gücüne dikkat çeken Wimmer, “Kanada’da yeni projeler, altyapı ve boru hatları çok önemli. Ayrıca dünyadaki mevcut madenlerin yüzde 32’sine sahip Kanada’da madencilik sektörü de çok ciddi bir potansiyele sahip” şeklinde konuştu. Kamu-özel sektör irtibatlı iş kurmak isteyen firmalara özel ilgi gösterdiklerini belirten Wimmer, “Bununla ilgili konseyimiz 15 Kasım’da toplanacak. Bunun için de bize ulaşabilirsiniz” dedi. VİZE VE GÖÇMENLİK Göç Programı Müdür Yardımcısı Steffan Miles-Board, Kanada’daki göç programlarını anlattı. Yatırımların fiziki ve maddi yönü kadar insan kaynağının da önemli olduğunu belirten Miles-Board, “Kanada için Türk vatandaşlarının vize alması gerekiyor. Yatırım ve ticaret için Kanada konsolosluklarına ticari vize başvurusunda bulunabilirsiniz. 10 yıl veya pasaportunuz süresince çok girişli ticari vize alabilirsiniz. Vize başvurusunda bizim için en önemli husus ne için başvurduğunuzu anlamamızdır. Orada iş görüşmesi için mi iş ve yatırım amaçlı mı olduğunu izah etmelisiniz” diye konuştu. Türkiye’de firmaların üst düzey yöneticilerine daha kolay vize verdiklerini belirten Miles-Board, “Şirkette çalışma süresine bakılıyor. Göçmen, yatırımcı, start-up gibi çeşitli vize modelleri mevcut. Bunun yanı sıra eyaletlerin ve belediyelerin ihtiyaçlarına göre göçmenliğe başvuru imkanları da oluyor” dedi.

31 Ekim 2016 Pazartesi

Süper teşvikte kararname yolda

Katma değerli üretimi desteklemek ve yurt çapında kalkınma hedeflerine ulaşmak için art arda yeni kanunlar çıkaran hükümet, proje bazlı yatırımlara verilecek destekleri de genişletti. Bir yandan Ekonomi Bakanlığı’nın, teşvik uygulamaları devam ederken, diğer yandan da eylül ayında yayımlanan 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun proje bazlı yatırımlar için yeni destekleri barındırıyor. BAKANLAR KURULU’NDA Yatırımlar için 36’ncı, 66’ncı ve ağırlıklı olarak 80’inci maddelerinde hükümlerin yer aldığı kanunun uygulamasının nasıl yapılacağı ise yakında netleşecek. Kanunun uygulanışına dair kararname metninin hazırlandığı ve 1-2 hafta içinde Bakanlar Kurulu’ndan geçmesinin beklendiği bildirildi. Böylece başvurudan uygulamaya kadar; yatırımcıların merak ettiği hususlara bir bir açıklık getirilecek. İTO’DAN BİLGİ ALIN Bununla birlikte yetkililer, Ekonomi Bakanlığı’nın hali hazırdaki yatırım teşvik uygulamalarının ve son çıkan 6745 sayılı kanunun incelenerek, bu sürece hazırlık yapılmasının faydalı olacağını belirttiler. Yatırım destekleri konusunda ayrıntılı bilgi İstanbul Ticaret Odası Rekabeti Geliştirme Koordinatörlüğü’nden de alınabilecek. HÜKÜMETE YETKİ Resmi Gazete’nin 7 Eylül 2016’da yayımlanan 6745 sayılı kanunun 35’inci maddesinde Katma Değer Vergisi Kanunu’nda bazı hükümler değiştirilerek, Bakanlar Kurulu’nun, asgari sabit yatırım tutarında sınırı 50 milyon TL’ye indirme veya iki katına kadar artırmaya yetkili olduğu hükmü eklendi. Yine 6745 sayılı kanunun 66’ncı maddesinde bölgesel büyük ölçekli, stratejik ve öncelikli yatırımlar ile konusu sektörü ve niteliği itibarıyla proje bazında desteklenmesine karar verilen yatırımlar ibaresi eklendi. Aynı maddede indirimli kurumlar vergisi ve yeniden değerleme oranına ilişkin değişiklikler de yapıldı. BAĞIMLILIĞI AZALTACAK 6745 sayılı kanunun 80’inci maddesinde ise ağırlıklı olarak proje bazlı yatırımlara sağlanacak destekler açıklandı. Ülkemizin ihtiyaçlarını karşılama, arz güvenliğini sağlama, dışa bağımlılığı azaltma, teknolojik dönüşümü sağlama, yenilikçi, Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek olma niteliklerine ayrı ayrı ya da birlikte sahip olan proje bazında Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklenmesine karar verilen yatırımlar için Bakanlar Kurulu’na yetki verildi. TEŞVİĞE ÖZEL GENEL MÜDÜRLÜK Yatırımcıların, Yatırım Teşvik Programı kapsamındaki uygulamalar çerçevesinde desteklerden yararlanabilmek için resmi bir başvuruda bulunması gerekiyor. Belirli usul ve esaslara dayalı olarak yapılacak başvurudan önce yatırımcılar Ekonomi Bakanlığı’nın web sitesinden ve Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’nden, projesinin hangi uygulama kapsamında desteklenebileceği konusunda bilgi alabilir veya teşvik kararını inceleyerek hangi uygulamaya dahil olduklarını tayin edebilirler. KANUNUN HÜKÜMETE VERDİĞİ YETKİLER 6745 sayılı kanunun 80’inci maddesinde ağırlıklı olarak proje bazlı yatırımlara sağlanacak destekler açıklandı. Buna göre kanun hükümete, iş dünyası için devrim niteliği taşıyan şu değişiklikleri yapma yetkisi veriyor: Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesine göre kurumlar vergisi oranını yüzde 100’e kadar indirimli uygulatmaya ve yatırıma katkı oranını yüzde 200’ü geçmemek üzere belirlemeye veya yatırımın işletmeye geçmesinden itibaren 10 hesap dönemine kadar, yatırımdan elde edilen kazançla sınırlı olmak üzere kurumlar vergisi istisnası tanıma GELİR VERGİSİ STOPAJI 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 80’inci maddesinde yer alan gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlandırma Gümrük vergisi muafiyeti tanıma Yatırımın Hazine taşınmazı üzerinde yapılması hâlinde, belirlenecek yatırımcı lehine doğrudan, hasılat payı alınmaksızın, 49 yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı tesisi veya kullanma izni verilmesine ve yatırımın tamamlanması ve öngörülen istihdamın 5 yıl sağlanması şartıyla Hazine taşınmazının talep edilmesi hâlinde bedelsiz devretme SİGORTA PRİMİ 5510 sayılı Kanunun ek 2’nci maddesinde yer alan prime esas kazanç alt sınırına bağlı kalınmaksızın 10 yıla kadar sigorta primi işveren hissesini karşılama İşletme döneminde yatırıma ilişkin enerji tüketim harcamalarının yüzde 50’sine kadarının en fazla 10 yıla kadar karşılama FAİZSİZ KREDİ Sabit yatırım tutarının finansmanında kullanılan yatırım kredisi için 10 yıla kadar faiz veya kâr payı desteği ya da hibe desteği sağlama Yatırım için özel önem taşıyan belirlenen sayıda her bir nitelikli personel için 5 yılı geçmemek üzere, asgari ücretin aylık brüt tutarının 20 katına kadar ücret desteği verme Yatırım tutarının yüzde 49’unu geçmemek üzere ve edinilen payların 10 yıl içerisinde halka arz veya yatırımcıya satış şartıyla yatırıma ortak olunması için karar verme ve bu destekleri uygulatma. DESTEKLERİN ÖZELLİKLERİ Destekler Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanacak. Proje bazlı yatırım konusu ürüne, süresi ve miktarı Bakanlar Kurulunca belirlenecek alım garantisi verilebilecek. Proje bazlı yatırımlara diğer kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler için Bakanlar Kurulu kararı ile istisna getirilebilecek. Yatırımları hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla yasal ve idari süreçlerde düzenleme yapılabilecek. Projenin gerekli kıldığı hâllerde Bakanlar Kurulu kararı ile her türlü altyapı yatırımının yapılması kararlaştırılabilecek. Yatırımın devri hâlinde, devralan kurum, aynı şartları yerine getirmek kaydıyla belirtilen istisna, muafiyet ve desteklerden yararlanabilecek.

31 Ekim 2016 Pazartesi