tatil-sepeti
Çini ustalığı UNESCO listesinde

Birleşmiş Milletler Bilim Eğitim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Etiyopya'daki toplantısında "Lavaş-Yufka"nın ardından "Geleneksel Çini Ustalığı" da İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne kaydedildi. Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamada, Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da düzenlenen UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Hükümetlerarası 11. Komite Toplantısı'nda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ileUNESCO Türkiye Milli Komisyonunca hazırlanan somut olmayan kültürel miraslara dair dosyaların, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne girmesi için UNESCO'ya sunulduğu ifade edildi. Türkiye, Azerbaycan, İran, Kırgızistan ve Kazakistan tarafından sunulan "İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Kültürü: Lavaş, Jupka, Kartırma, Yufka" dosyasının 30 Kasım tarihindeki toplantıda kabulüyle "Lavaş-Yufka"nın Türkiye adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne kaydettirildiği belirtildi. 1 Aralık tarihinde yapılanoturumlarda da Türkiye olarak sunulan 'Geleneksel Çini Ustalığı'nın listeye dahil edildiği ifade edilerek, "Ülkemiz adına tescillenmiş oldu. Yüzyıllardır sadece bir bezeme olarak değil aynı zamanda bir sağaltma aracı olarak da kullanılan ve bu nedenle kamusal ve dini yapıları süsleyen çini sanatı da artık UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'nde Türkiye adına tescilli." değerlendirmesinde bulunuldu. ULUSLARARASI TANITIMLARI UNESCO YAPIYOR İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne kaydedilen unsurların uluslararası tanıtımları UNESCO tarafından yapılırken, söz konusu liste ülkelerin kültürel diplomasilerine ve kalkınma bağlamındaki kültür endüstrilerine güç sağlıyor. Türkiye'nin daha önce UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne kaydettirdiği unsurlar şöyle:"Meddahlık Geleneği (2008), Mevlevi Sema Törenleri (2008), Aşıklık Geleneği (2009), Karagöz (2009), Nevruz (Azerbaycan, Hindistan, İran, Kırgızistan, Özbekistan ve Pakistan ile ortak dosya-2009), Geleneksel Sohbet Toplantıları (Yaren, Barana, Sıra Geceleri ve diğer-2010), Alevi-Bektaşi Ritüeli Semah (2010), Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali (2010), Geleneksel Tören Keşkeği (2011), Mesir Macunu Festivali (2012), Türk Kahvesi ve Geleneği (2013) ile Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı (2014)."

02 Aralık 2016 Cuma

İşte Varlık Barışı’nın detayları

Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31 Aralık'a kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, bu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecek.Türkiye’ye getirilen varlıkların, ülkeye sokulmasında herhangi bir vergi ödenmeyecek. Maliye Bakanlığının, "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliği" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. NASIL OLACAK? Buna göre, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31 Aralık'a kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler.Bu varlıklara yurt dışında hangi tarih itibarıyla sahip olunduğunun ilgili madde hükmünden yararlanılması açısından herhangi bir önemi bulunmuyor. İKİ YOLLA GELECEK Türkiye’ye getirilen varlıkların ülkeye sokulmasında herhangi bir vergi ödenmeyecek. Gerçek ve tüzel kişiler, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda mevcut ya da yeni açılacak bir hesaba transfer edebilecek veya fiziki olarak Türkiye’ye getirebilecek. Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının banka veya aracı kurumlara bildirilmesi, söz konusu kıymetlerin Türkiye’ye getirildiğinin kabulü için yeterli olacak.Banka dekontu veya aracı kurum işlem sonuç formları, deklarasyon/bildirime istinaden Gümrük İdaresinden alınan belgeler, varlıkların Türkiye’ye getirilmiş olduğunun belgelendirilmesinde kullanılabilecek. FORM KULLANILACAK Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye’ye getirilmesinde veya menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının banka ya da aracı kurumlara bildirilmesinde tebliğde yer alan “form” kullanılacak. BAŞKA BELGE İSTENMEYECEK Banka veya aracı kurumlar ya da Gümrük İdaresi ile ilgili diğer kurum ve kuruluşlar, Türkiye’ye getirilen varlığın daha önceden yurt dışında hangi şekilde tasarruf edildiğine veya değerlendirildiğine ilişkin ayrıca bir inceleme ve araştırma yapmayacak ve tebliğ ile belirlenen form ve ekleri dışında herhangi bir belge istemeyecek. 19 AĞUSTOS TARİHİ Şirketlerin, kanuni temsilcileri, ortakları veya 19 Ağustos tarihinden önce yetkili kuruluşlarca düzenlenmiş bir vekalet veya temsil sözleşmesi olmak koşuluyla vekilleri aracılığıyla yurt dışında değerlendirdikleri varlıkları madde kapsamında Türkiye’ye getirme imkanları bulunuyor. CEZA DA YOK Öte yandan, yurt dışından Türkiye’ye getirilen varlıkların hangi değerleme ölçütü ile değerleneceği konusu da tebliğ ile açıklığa kavuşturuldu. Kapsama giren varlıkların Türkiye’ye getirilmesi nedeniyle, ithalde alınanlar da dahil olmak üzere her türlü vergi, resim, harç ve fon yönünden herhangi bir inceleme ve tarhiyat yapılamayacak, ceza kesilemeyecek. GERİYE DÖNÜK İNCELEME OLMAYACAK Yurt dışından getirilen varlıklar nedeniyle, hiçbir şekilde geçmişe dönük bir vergi incelemesi yapılmayacağı gibi başka suretlerle de hiçbir vergi türü yönünden tarhiyat da yapılmayacak.

02 Aralık 2016 Cuma

'Bu aziz milletin sinesi en güvenilir adrestir'

* Koalisyonlar ve ekonomik krizler arasında bir sarkaç gibi salınan Türkiye manzarasını bugün tek parti iktidarıyla aştık. Ancak bu yeterli değil. Sistemin üretebileceği her türlü eksikliği de bertaraf etmemiz lazım. Türkiye ekonomisinin yeni başarı hikâyesi için bu adımları atmamız şarttır. Siyasetin pek çok tanımı yapılabilir. Ama işin özü şu ki: Siyaset meşru ve toplumsal şartlara uygun olan yöntemleri kullanarak en iyi sonuçların elde etme sanatıdır. Dolayısıyla; milletin huzuru, refahı ve bekası için atılan adımlar siyasetteki başarı kıstasıdır. Huzuru, barışı ve refahı sağlayan siyaset, başarılıdır! MEŞRU SİYASET Ancak iyi bir siyaset için anlık başarılar yeterli olmaz. Bunun için meşru bir hareket olacaksınız. Peki, ne demek meşru olmak: Fikirlerin, eylemlerin ya da projelerin millete dayanması. Dolayısıyla demokratik yönetimlerde; meşruiyeti sağlayan en temel husus siyasal seçimlerdir. MİLLİ İRADE KAVRAMI Bunun neticesinde millete ne kadar hizmet edebilirseniz, siyasetin nihai amacına o kadar ulaşmış olursunuz. Milletin teveccühüne ulaşmanın yani meşru kaynaklardan beslenmenin bir o kadar önemli olduğunu gördük. İşte bütün bunların özünde; milli irade olarak dilimize yer etmiş milletin ortak çıkarları ve kararlarıvardır. Dolayısıyla milli iradeye dayanmayan hiçbir güç, hiçbir yapı, hiçbir siyasal hareket meşru değildir. Böyle bir hareket, milletin özünden kopuktur. Ona hizmet de edemez. TARİHİ KIRILMA ANI Ancak AK Parti hükümetleri döneminde darbe girişimi ya da müdahale örneklerini farklı kılan bir husus var.AK Parti hükümetlerinin darbe hevesleri karşısındaki dik duruşu tarihteki diğer örneklerden çok daha farklı bir durumu sağladı. 27 Nisan 2007 e-muhtıra sürecinde bunu gördük. O dönem başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında hükümet; bu muhtıraya karşı “Ben milli iradeye dayanıyorum, millet benim yanımda” dedi. Bu tarihi bir kırılma anıydı. Aynışekildeki dik duruşu birkaç ay önce yaşadığımız o hain teşebbüse karşı da gösterdik. 15 TEMMUZ İHANETİ 15 Temmuz kalkışması asker elbisesi giymiş terör mensuplarının ihanet operasyonudur. Halka silah doğrultan, devlete ihanet eden, milli iradeye pranga vurmaya çalışanların son çırpınışıdır. Asker elbisesi giyip saldıran, din kisvesine bürünüp aldatan FETÖ’nün tüm karanlık emelleri o gece boşa çıktı. Biz o gün İkinci İstiklâl Savaşı’nı kazandık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu milletin nasıl şahlandığını, kendi iradesine ve hürriyetine nasıl sahip çıktığını gördük. O akşam milletçe tek vücut olduk. 15 Temmuz, hainlerin teşebbüsü açısından ne kadar karanlık bir geceyse 16 Temmuz sabahı da bu aziz ülke üzerinde ameliyat yapmaya çalışanlara karşı yazılmış o derece büyük bir destandır. Oda olarak da tepkimizi ortaya koyduk. Milletimizle beraber sokaklardaydık. BİR SİSTEM SORUNU YOK MU? Yaşadığımız bu olaylar neticesinde insanın aklına “Burada bir sistem sorunu yok mu” sorusu geliyor. Zaten mesele de bu aslında. Tam da olayın nirengi noktası burası; Türkiye’de bir sistem sorunu var. Millet olarak bu sorunu aşmamız lazım. YENİ BİR MODEL Şu anda geldiğimiz aşamada anayasal noktadan başlayıp yeni bir modelin tesisine ihtiyacımız var. Temel gerekçelere baktığınızda şu üç husus ön plana çıkıyor. İlk olarak, koalisyonların Türk siyasi ve ekonomik hayatında büyük bir yorgunluğa sebebiyet verdiğini görüyoruz: - 1960-1965: Bu dönemde sadece beş yılda altı hükümetkuruldu ve dağıldı. - 1971-1980: Dokuzyılda on bir hükümet kuruldu ve dağıldı. - 1991-2002: Bu on biryıllık dönemde on hükümet kuruldu ve dağıldı. İkinci noktada; son 14 yıllık büyüme döneminden önceki sürece baktığınızda “Ekonomide iki ileri bir geri...” tarzında bir tekleme hadisesi var. Hükümetlerin kuruluş ve dağılmalarıyla bocalayan siyasal zemin, ülkenin ekonomik krize girmesine neden oluyordu. Özellikle 2001 ekonomik krizini tetikleyen siyasi kriz, yakın dönemin çok önemli bir örneğiydi. Bir anayasa kitapçığının fırlatılması zaten zayıf olan finansal yapıyı darmaduman etmişti. FİİLİ DURUM Oysa, Başkanlık sistemi, bu riskleri ortadan kaldırıyor. Seçilen başkan, yetkisini genişletecek ve istikrarlı hükümet oluşacak. Sistem değişikliğini zaruri kılan üçüncü nokta da şu: “Seçimle gelen Cumhurbaşkanı ve fiili durum” yaşıyoruz. 2010 Anayasa değişikliğine bağlı olarak 2014 yılında Cumhurbaşkanının seçimle belirlenmesi sonrasında fiili durum oluştu. Yetkili, etkili ve seçimle gelen Cumhurbaşkanının temsil göreviyle sınırlı kalması düşünülemez. İcracı kimliği öne çıkar. Başkanlık sistemi söz konusu açıdan Türkiye’nin önünde sağlam bir yol haritasını sunuyor. *** SİSTEM SORUNUNU NASIL AŞACAĞIZ? Kısaca ifade edersek Başkanlık sistemi; başkanın seçimle göreve getirilmesi, icracı yardımcılarının (bakanların) başkana bağlı olması ve seçilen bu kişinin yürütme gücünü kullanmasıdır. Bu sistemde Meclis kanunları yapar. Başkan ise yürütmenin yetkilerini kendisinde toplar. Yani iki ayrı seçimle gelen iki organ vardır: Başkan ve Meclis. Bu ikisi arasında denge ve denetleme sayesinde kararlar daha hızlı alınır. Uygulamaya çok daha hızlı şekilde geçilir, etkinlik artar. *** DARBELERİN YORDUĞU TÜRKİYE Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığımız darbeler meşru olamaz. Çünkü darbeler; milli iradeyi dışlayan, onu görmezden gelen güce dayalı müdahalelerdir. Bugün hâlâ darbe döneminin eseri olan bir anayasamız var. Tarihimiz bu noktada darbeler ve darbe girişimleriyle dolu. Siyasal sistemimiz de bu darbeler neticesinde oluşmuş durumda. 27 Mayıs 1960 12 Mart 1971 muhtırası 12 Eylül 1980 28 Şubat 1997 post modern darbe süreçleri gayri yasal oluşumlar ve milli iradeye dayanmayan örneklerdir.

02 Aralık 2016 Cuma

Dünya Bankasından jeotermal için 250 milyon dolar kredi

Dünya Bankası tarafından, Jeotermal Geliştirme Projesi için Türkiye Kalkınma Bankası ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankasına toplam 250 milyon dolar kredi sağlandı. Hazine Müsteşarlığından yapılan yazılı açıklamada, "Dünya Bankası kaynaklarından, Hazine geri ödeme garantisi altında, Türkiye Kalkınma Bankası AŞ ile Türkiye Sınai Kalkınma Bankası AŞ'ye, Jeotermal Geliştirme Projesi için sırasıyla 100 milyon dolar ve 150 milyon dolar tutarlarında krediler sağlanmıştır." denildi. Kredi ve garanti anlaşmalarının dün imzalandığı belirtilen açıklamada, kredilerin anılan bankalar tarafından jeotermal enerjinin geliştirilmesi amacıyla kullandırılacağı ifade edildi.

01 Aralık 2016 Perşembe

100 bin milyoner

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) göre ekim itibarıyla Türkiye’de, hesabında 1 milyon lira ve üzeri parası olan mudi sayısı 100 bin 974. Mudilerin banka hesabındaki tutar ise 656 milyar 328 milyon lira. Yurt içi yerleşik mudilerin bankalardaki toplam mevduatı da 1 trilyon 271 milyar lira oldu. Buna göre bankalardaki paraların yarısının milyonerlerin olduğu kaydedildi. Böylece milyoner sayısı bu yılın ekim ayında 2015’e kıyasla 7 bin 966 kişi daha arttı.

01 Aralık 2016 Perşembe