Türkiye’nin potansiyeli markalaştı

HABER: ADEM ORHUN Türkiye’nin yeni markası Turkey Discover the Potential (Türkiye’nin gücünü keşfet), hem yurt içinde hem de yurt dışında başlatılan tanıtım atağıyla dünyada daha güçlü ses getirecek. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) öncülüğünde Ekonomi Bakanlığı himayesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ile gerçekleştirilen Türkiye’nin yeni markası, hükümet ve iş dünyasının elbirliği ile yürütülüyor. Türkiye’nin yeni markası için TİM tarafından düzenlenen lansmanda konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Turkey Discover the Potential’ın Türkiye’yi tanıtan bütün kurumları dağınıklıktan kurtaracağını belirterek, “Türkiye küresel ekonominin merkezinde olacak. Türkiye, gücünün, imkanlarının, coğrafyasının, kültürel değerlerinin, ekonomik dinamizminin ve milletinin gücünün farkında. Bu marka da Türkiye’nin dünyaya tanıtılmasına değer katacak. Türkiye’nin hikayesi milyonlarca kişiyle buluşturulacak, dünyaya anlatılacak ve birlikte daha nice hikayeler yazacağız” diye konuştu. 2012’de TİM’in koordinasyonunda başlayan Türkiye Markası çalışmalarının, geçen yılın ilk döneminde ilk meyvelerini verdiğini belirten Başbakan Davutoğlu, logo ve sloganın, tüm iş adamlarını, Türkiye’yi tanıtan bütün kurumları dağınıklıktan, karmaşadan kurtardığını söyledi. YABANCILARA ÇAĞRI Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ise yeni Türkiye markasının bir yandan yabancı yatırımcıları Türkiye’ye çağırabilmek, diğer yandan Türk işadamlarına yeni motivasyon sağlayabilmek için önemli bir çalışma olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “En önemli yöntem pazarlamada hedefe ulaşabilmek. Turkuaz rengi gördüğünüzde bu Türkiye’dir diye bir algı oluşturmak gerek. Türkiye Markası ile bunu başaracağız. Önümüzdeki günlerde de yeni kampanyalarla tanıtım ataklarımıza devam edeceğiz.” Türkiye Markası’nın önemine değinen Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal da yeni bir algı oluşturabilmek için önemli adım atıldığını hatırlatarak, “Biz de önümüzdeki dönemde ‘dokunmadığımız insan kalmasın’ adıyla yeni bir kampanya başlatacağız. Ülke tanıtımına devam edeceğiz” şeklinde konuştu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise “Türkiye, yeni markasıyla hikayesini dünyaya anlatıyor” dedi. Büyükekşi, “Amacımız, yeni markamızdan ve bu marka vesilesiyle başlattığımız küresel iletişim atağından ülke insanının haberdar kılınması ve deyim yerindeyse hayır duasının alınmasıdır. Aslında Turkey Discover the Potential bir marka değil. Marka olan Türkiye’nin kendisi” diye konuştu. DÜNYAYA TEKLİF Büyükekşi, “Turkey Discover the Potential ile dünyaya bir teklif yapıyoruz. Bu teklif, sıradan bir reklam sloganı veya tanımlayıcı bir işaretten ibaret değil. Bu teklif Doğu-Batı şeklinde ikiye bölünen insan medeniyetine insan ruhuna ve insan zihnine yapılan büyük bir birleşme çağrısı” dedi. REKLAM KAMPANYALARI Türkiye Markası lansmanı sonrasında aralık ayından itibaren bazı şirketler Türkiye’nin yeni markasıyla kendi ürün ve markalarını birleştiren reklam kampanyaları başlattı. Yurt dışı kampanyalarında ise bu aydan itibaren Türkiye’nin hikayesini anlatan içerikler oluşturulacak, inovatif, yeni nesil, interaktif bir iletişim politikası izlenecek.

05 Ocak 2016 Salı

Gönüllü eğitimle hayata yeniden başlıyorlar

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Yaşları 6-20 arasında değişen onlarca genç… Kimisi ailesi tarafından suça teşvik edilmiş, kimisi sokaklarda kalmış, madde bağımlısı olmuş, şiddet görmüş. Kısacası toplum tarafından dışlanmış gençler. Devlet koruması altında olan ve Kemerburgaz Çocuk Destek Merkezi’nde kalan çocuklar, bir Darülaceze Vakfı kuruluşu olan Gümüş Kuşak İleri Yaşam Akademisi tarafından verilen eğitimle adeta hayata yeniden tutundu. Toplam 152 saat süren eğitimle gençlerin ergenlik dönemi ve bakım, insan hakları ve ayrımcılık, toplumsal cinsiyet, öfke kontrolü gibi pek çok konuda bilinçlenmesi sağlandı. Eğitimin ardından insanlara daha güvenle bakabilen gençlerin içinde, işe yerleşen dahi var. SEVGİ BEKLİYORLAR Gümüş Kuşak İleri Yaşam Akademisi, eğitim vermek için artık toplum tarafından dışlanmışlığın son noktasında yer alan Kemerburgaz Çocuk Destek Merkezi’ndeki çocukları seçmiş. “Burası tabiri caizse zincirin son halkası, örselenmişliği en fazla buraya yerleştirilen çocuklar yaşamış” diyen Akademi’nin Genel Müdürü Dr. Osman Taşlıca, bu merkezde kalan çocukların çok ağır olaylar yaşadığını söylüyor. “İçlerinde uyuşturucu kullananlar, ailesi tarafından bir suç makinesi olarak yetiştirilenler, cinsel istismara uğrayanlar var” diyen Taşlıca, gençlerin pek çoğunun tüm bu sebeplerden dolayı sevmeyi ve sevilmeyi bilmediklerini söylüyor. Gençlerin tekrar hayata umutla ve sevgiyle bakmaları için bu eğitimi verdiklerini belirten Taşlıca, “Aslında hepsi o kadar ihtiyaç duyuyor ki güvenmeye ve sevgiye, verdiklerimizi çok güzel alıyorlar” diyor. İŞE GİRENLER VAR Akademi ile öğrenciler arasında çok sıcak ilişkiler kurulmuş. “Buraya çok gelen oluyor, hepsi bir süre ilgilenip gidiyor ama hocalarımız sağ olsun bizi hiç yalnız bırakmadı” diyor öğrencilerden M.S. Eğitim alan öğrencilerden 4’ünün güzel bir işe yerleştiği müjdesini de veriyor Osman Taşlıca. Eğitimin sonunda öğrencilere sertifika verdiklerine de değinen Taşlıca, şu anekdotu anlatıyor: “Sertifika töreniyle beraber hediye de vermek istedik ve öğrencilerimize ‘ne istersiniz’ diye sorduk. İnanın çoğu hediye almanın ne olduğunu bile bilmiyor. Bazıları bu yüzden istemedi. Bir tane öğrencimiz de kedi istedi. İçinde sevme duygusu o kadar yoğun ki bunu kediyle gidermek istiyor.” SERTİFİKA VERİLDİ Gümüş Kuşak İleri Yaşam Akademisi tarafından verilen eğitimin ardından, öğrencilere sertifikaları ve hediyeleri İTO Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı Cemile Sultan Korusu ev sahipliğinde verildi. EL UZATMAK YETERLİ Akademi’nin eğitmenlerinden İbrahim Akar, çocukların aslında sıcacık olduğunu söylüyor. Normal bir iletişim kurulduğunda aslında çok samimi dostluklar kurulabildiğini gördüğünü söyleyen Akar, “Onlar kendileri isteyerek böyle olmuyor. Farklı koşullar onları bu hale getiriyor. Elinizi uzattığınızda cevabını çok net alıyorsunuz” diyor. Eğitmenlerden Eylem Karakaya da çocuklarla normal bir iletişim kurulduğunda bütün sorunların ortadan kalktığına değinerek, “İlk geldiğimde beden mahremiyetini bilmediklerini gördüm. Yaşadıkları, bedenlerinin kendilerine ait olduğunu unutturmuş. Onlarla örselenmişlikleri üzerinden değil, normal çocuklar gibi iletişim kurduğunuzda aslında çok rahat cevap alabiliyorsunuz” diye konuşuyor.

05 Ocak 2016 Salı

Bu şehirde kuşların bile evi var

HABER: SÜMEYRA YARIŞTOPAL Türk kültüründe en önemli yere sahip hayvan şüphesiz kuşlar. Öyle ki pislemesi bile uğur sayılan kuşlar bir zamanlar evlerin, hanların, hamamların ve camilerin doğal sakini olarak görülüyor, onlara da ev yapılıyordu. İstanbul’da bugün hâlâ pek çok tarihi binanın cephesinde görülebilen kuş evleri, Türk halkının doğaya ve canlıya duyduğu derin sevginin bir göstergesi. Bugün İstanbul halkı yeni mimari anlayışa göre küçük yapılan evlerde yaşıyor. Ancak bundan 100 yıl öncesine değin, mimari yapılar, kuşlar da düşünülerek tasarlanıyordu. Yapılan pek çok binada mutlaka kuş evlerine yer veriliyordu. Bunların bir kısmı oyuklar biçiminde olurken, bir kısmı da yapının birebir küçültülmüş versiyonunu yansıtıyordu. İstanbul’daki en erken kuş evi ise Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Büyükçekmece Köprüsü’nde bulunuyor. HER KUŞ MANALI İslam dininde de kuşlar ayrı bir öneme sahip bulunuyor. Nuh Tufanı’nın sona ermesinin müjdecisi, ‘ağzında zeytin dalı tutan güvercin’ olarak kabul edilir. Türkler için ayrıca her bir kuşun manası da vardı. Leylek uğurlu sayılırdı, sıcak memleketlerden geldiği için kendisine hacılık vasfı yüklenmişti. Kumru ve güvercinleri kafeste beslemek günah sayılırdı. Kumrular sevdalıları korur, kırlangıçlar yuva yaptıkları evleri yangından muhafaza eder, deniz kırlangıçları müminlerin ruhunu cennete götürür inancı hâkimdi. SARAYIN KUŞLARI Osmanlı medeniyetinde kuşlar o kadar önemli sayılıyordu ki, son dönem Osmanlı’sının en önemli mimari yapısı Dolmabahçe Sarayı’nda bir kuş hastanesi bulunuyordu. Ayrıca Sultan Abdülmecid tarafından 1865’te sarayın bahçesine yaptırılan kuşluk, hâlâ varlığını sürdürüyor. Yine o yıllarda bu kuşlukta ölen kuşlar sarayın bahçesine gömülüyordu. 11 KUŞ EVİ VAR Kuş evi kültürünün dünyada çok nadir örneği bulunuyor. Hindistan’da birkaç noktada bulunan kuş evleri, bazı Batı ülkelerinde ise kuşları avlamak için inşa edilmiş. Türk kültüründe de sadece onların barınması için düşünülerek saray denecek ihtişamda hazırlanmış. Bu toprakların ayrılmaz bir parçası olarak düşünülen kuş evleri, İstanbul’daki pek çok kilise ve sinagogun dış cephesini de süslüyor. En güzel kuş evi örneklerine ise Üsküdar’daki Ayazma Camisi’nde rastlanıyor. Cami tam 11 kuş evine ev sahipliği yapıyor. GÜNEŞLİ CEPHE Kuşların rahat etmesi için her türlü detayın düşünüldüğü evlerde giriş kapısı ve pencereler bulunuyor. Bazıları çok katlı inşa edilen evler, özellikle yapının kuzey olmayan ve güneş gören cephesine yapılıyordu. Her kuşun farklı bir anlamının olduğu Türk kültüründe, kuşlar için yaşama alanları da pek çok binaya yerleştirilmişti. Bu küçük evlerin özellikle sert kuzey rüzgârlarına hedef olmayan yerlere yapılmasına özen gösteriliyordu.

05 Ocak 2016 Salı

Süper Lig’den süper ticaret hacmi

HABER: CEYHUN KUBURLU Yeni tesisler ve otellerle futbol kulüplerinin gözde kamp merkezi olan Antalya, Süper Lig takımlarını 2’nci yarıya hazırlayacak. 10’dan fazla Süper Lig takımının kampa gireceği Antalya’da ocak ayının ilk iki haftası dev bir ekonomi yaratılacak. Beşiktaş, Galatasaray ve birçok Anadolu takımının kamp yapacağı Antalya’da bu yıl 80 milyon Euro’luk bir ekonomi oluşacak. RAKİPLER DE BULUNUYOR Bölgeye her yıl 1000’den fazla futbol kulübünün kamp yapmak için geldiğini belirten yetkililer, şöyle konuştu: “Milyonlarca Euro’ya mal olan tesislerle rakiplerinin önüne geçen Antalya, sadece Türk takımlarının değil birçok Avrupa kulübün de kamp merkezi konumuna geldi. İspanya ve Dubai gibi ülkelerle bu alanda kıyasıya yarışa giren Antalya, bu yıl daha çok Türk kulüpleri tarafından tercih ediliyor. Artık devre arası hazırlık kampları için bir merkez haline gelen Antalya’da yaklaşık 80 milyon Euro’luk bir ekonomi oluşacak.” 1000 FUTBOL SAHASI Ocak ayının ilk iki haftası tamamen futbol kulüplerine ayrılan tesislerin şubattan nisana kadar voleybol, basketbol ve diğer spor kulüplerine tahsis edildiğini belirten yetkililer, “Belçika’dan Hollanda’ya, Norveç’ten Güney Kore’ye, İtalya’dan Ukrayna’ya kadar birçok takım, devre arası kamplarını Antalya’da gerçekleştiriyor. Avrupa’daki tesislere göre hem daha ucuz hem daha kaliteli olan Antalya’daki oteller, yeni futbol sahası yatırımlarıyla da bu ülkelerin önüne geçiyor. Antalya’da irili ufaklı 1000’e yakın futbol sahası bulunduğu tahmin ediliyor. 50 farklı ülkeden gelen kulüpler, Antalya’ya bir sonraki sezon için de rezervasyon yapıyor” dedi. 40 BİN EURO’LUK MALİYET Antalya’da bir futbol takımının 10 günlük bir kamp için ortalama 40 bin Euro harcama yaptığını belirten yetkililer, şunları söyledi: “Sadece futbol kulüplerinin değil, birçok farklı branştan kulübün kamp için tercih ettiği Antalya, iklimiyle de öne çıkıyor. Oteller yüzde 100 doluluk oranına ulaşırken, çevre şehirlerdeki konaklama tesisleri de doldu. Antalya’da bir kulübün ortalama maliyeti ise 40 bin Euro’yu buldu. Bu sezon Antalya’yı en çok tercih eden ülkelerin başında Almanya geldi. Son anda İspanya’daki rezervasyonlarını iptal eden birçok kulüp de Antalya’nın yolunu tuttu.” SADECE FUTBOL DEĞİL Antalya’da sadece futbol değil birçok farklı spor dalından takımın da kamp yaptığını vurgulayan yetkililer, şunları anlattı: “Golf, binicilik, atletizm, tenis, voleybol, basketbol, yüzme ve diğer birçok farklı branştan sporcu kamp için Antalya’nın yolunu tutuyor. Bu spor dalları için hem havası hem de spor tesisleri uygun olan Antalya, her geçen yıl kamp turizminden aldığı payı artırıyor. Dünyanın dev kulüpleri milyonlarca Euro alarak Dubai gibi ülkelere gidiyor. Ancak bu artık çok cazip gelmiyor. Bu kulüpler de Türkiye’de kamp yapmak istiyorlar. Bunun için birçok farklı çalışmalar yapılıyor.” GOLF PASTASI HÂLÂ ÇOK BÜYÜK Antalya’nın golf turizminden önemli bir gelir sağladığını dile getiren yetkililer, “Golf turisti 1000 Euro’dan fazla harcıyor. Antalya bu alanda elde ettiği gelirle öne çıkıyor. Antalya’daki otellere her yıl binlerce kişi golf için geliyor. Bunun yüzde 50’den fazlasını yabancılar oluşturuyor. Golf yatırımları meyvelerini verdi ve Antalya bu alanda dünyanın sayılı merkezlerinden biri oldu. Golf turizmi sektöre önemli bir ivme kazandırdı. Bu alanda yapılan yatırımlar her geçen yıl artıyor” dedi.

05 Ocak 2016 Salı

Süreyi geçirene fuar desteği yok

Yurt dışındaki fuarlara katılan firmaların, desteklerden faydalanabilmesi için fuarın bitiş tarihini müteakip en geç üç ay içinde müracaatta bulunması ve sonrasında (varsa) bildirilecek eksikleri zamanında tamamlaması gerekiyor. Eksik bilgi ve belgelerin tamamlanmasını teminen ilgili İhracatçı Birliği Genel Sekreterliği (İBGS) incelemesinin ardından katılımcıya ve ihtiyaç duyulması halinde ayrıca organizatöre, katılımcıya tebliğden itibaren 30 iş günü süre veriliyor. Bunun için kayıtlı elektronik posta adreslerine bildirim yapılıyor ve eksikliklerin tamamlanması isteniyor. Elektronik yolla tebligat, katılımcının elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılıyor. BAŞVURU SÜRESİ ÜÇ AY Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde elektronik yolla tebligat yapılması mecbur kılınan bütün yurt dışı fuar katılımcılarının, 2009/5 sayılı Tebliğ kapsamındaki desteklerden faydalanmaları için 31 Aralık 2015 ten sonra, Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) adreslerini bu Uygulama Usul ve Esasları’nın ekinde yer alan taahhütnameyi (Ek-7) vermek suretiyle İhracatçı Birliği Genel Sekreterliği’ne (İBGS) bildirmeleri ve eksiklik bildirimlerinin bu adrese yapılmasının zorunlu olduğu bildirildi. Bu yılın başından itibaren bu yükümlülüğü fuardan sonraki üç aylık müracaat süresi içinde yerine getirmeyen katılımcıların dosyasının işlemden kaldırılacağı vurgulandı. ADRES ÖNEMLİ Tebligat yapılması zorunlu olmayan yurt dışı fuar katılımcılarına yapılacak tebligatlar İBGS kayıtlarındaki adreslere iadeli-taahhütlü mektup gönderilerek yapılıyor. Posta ile bildirimin herhangi bir sebeple geri dönmesi durumunda 30 iş günlük sürenin, geri gelme tarihinde başlatılacağı belirtildi. Her durumda İBGS kayıtlarındaki adreslerin güncel tutulması katılımcıların yükümlülüğünde. Fıkra kapsamında yapılacak tebligat neticesinde eksiklikler tamamlanmazsa başvuru dosyası işlemden kaldırılıyor. KEP ADRESİ BİLDİRMEYENLER DİKKAT Mevzuata göre 31 Aralık 2015 tarihine kadar Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) adresi ibraz edemeyen fuar katılımcılarına yapılacak tebligatlar, İBGS kayıtlarındaki adreslere iadeli-taahhütlü mektup gönderilmek suretiyle yapılacak. Posta ile bildirimin herhangi bir sebeple geri dönmesi durumunda 30 iş günlük süre geri gelme tarihinde başlatılıyor.

05 Ocak 2016 Salı