Ticarete Latin açılımı

HABER: ADEM ORHUN Küresel ekonomik dengelerde ağırlığın Güney Asya’ya kaydığı bir dönemde, kuzey ve güney komşularındaki kriz ortamından olumsuz etkilenen Türkiye, geleneksel partnerlerinin ötesinde farklı ülkelerle kontaklarını yoğunlaştırıyor. Ankara, geçtiğimiz 6-7 yılda temaslarını artırdığı Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerinde yeni bir süreç başlattı. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, beraberinde bakanlar, bürokratlar, gazeteciler ve iş adamlarından oluşan geniş bir heyetle Şili, Peru ve Ekvador’a yaptığı ziyaret, bu kıtada Türkiye için yeni kapılar açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Santiago’da Birleşmiş Milletler (BM) Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu’ndaki (ECLAC) konferansta yaptığı konuşma da hayli dikkat çekiciydi. Erdoğan, “Türkiye son 10 yıldır Latin Amerika ve Karayipler’e kapsamlı bir açılım stratejisi uyguluyor. Ekonomik ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi serbest ticaret anlaşmaları imzalamaktan geçiyor. Şili ile STA’mız var. Ekvador, Meksika, Kolombiya ve diğer ülkelerle de imzalamanın gayreti içindeyiz” dedi. PERU’DA TEŞVİK SÖZÜ Peru ve Ekvador’a yapılan ziyaretler ise Türkiye’den Cumhurbaşkanı seviyesinde bir ilk oldu. Peru Devlet Başkanı Ollanta Humala ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2010’da Lima’da büyükelçilik açtıklarını hatırlattı. Erdoğan, “Ekonomik işbirliği, vize muafiyeti ve hava ulaştırması gibi ilişkilerimizin ahdi zeminini güçlendiren anlaşmaların imzalanmasıyla yeni bir sürece girmiş bulunuyoruz. Bu ziyarette de 5 sözleşme imzalandı. Geçen yıl 260 milyon dolar olan ticaret hacmimizi kısa sürede 1 milyar doların üstüne çıkarmak istiyoruz” dedi. TÜRKLERE EŞİT DAVRANACAĞIZ Peru Devlet Başkanı Ollanta Humala, Peru’daki hem kamu hem özel sektör desteğiyle yapılacak projelere Türk firmalarının da katılması konusunda çağrıda bulundu. Humala, “Peru firmalarına nasıl davranıyorsak onlara da aynı eşit şartlarda davranacağımız taahhüdünde bulundum” dedi. YILLARIN ENGELLERİNİ TÜRK DİZİLERİ KALDIRDI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Latin Amerika seferine çıkanlar arasında Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak da bulunuyordu. Ziyaretin ikinci ayağında görüştüğümüz Albayrak, İstanbul Ticaret okuyucuları için bölge izlenimlerini şöyle anlattı: “Bütün sektör temsilcileri burada. Şili ile zaten Serbest Ticaret Anlaşması vardı. Bu ziyaretin, ticarete olumlu yansıması bekleniyor. Ayrıca Santiago’daki iş forumuna, programında olmadığı halde Şili Devlet Başkanı’nın da katılması Türkiye’nin bu atağına gösterilen bir hassasiyetti. İş adamlarımız bu temaslardan çok umutlu. Ayrıca Şili hükümetinin de ticareti artırma yönünde ciddi irade ve isteği var. Bu arada Peru ve Ekvador ile de STA yapılmaya çalışılıyor. Bu gezi bu yönde ciddi ilerlemeler sağlayacak. Ayrıca her üç ülkede Türkiye’nin en güçlü olduğu inşaat sektörüyle ilgili ciddi anlamda iş potansiyeli mevcut. FARKLI İKİ DÖNEM Çok önemli bir konu da televizyon yapımları. Son birkaç yılda Türk dizilerinin ülkemizin ve Türklerin tanınması yönünde çok büyük katkısı olmuş. Öyleki, ticaret başta olmak üzere her konuda Türkiye’nin yıllardır sürdürdüğü gayretlerle sağlayamadığı bir ivme kazandırmış. Özellikle Şili başta olmak üzere bu bölgede bizim açımızdan diziler öncesi ve sonrası tamamen farklı iki dönem olmuş. Yıllar önce Brezilya dizileri Türk halkını teslim almıştı. Herkes evine kapanır, bitmez tükenmez pembe dizileri izlerdi. Şimdiki durum muhteşem bir rövanş gibi.” ŞİLİ’DE ATILAN İMZALAR: Türkiye-Şili Arasında Hava Ulaştırma İşbirliği Zaptı TİKA İle Şilili Muadili AGCID Arasında Mutabakat Muhtırası DEİK İle Şili Endüstri Federasyonu (SOFOFA) Arasında İş Konseyi Karşı Kanat Kuruluş Anlaşması PERU’DA ATILAN İMZALAR: DEİK İle Lima Ticaret Odası Arasında İkili İş Konseyi Kurulmasına Dair Anlaşma TİKA ve Peru Uluslararası İşbirliği Ajansı Arasında Kurumlar Arasında Mutabakat Zaptı KOSGEB İle Peru Cumhuriyeti Üretim Bakanlığı Arasında İşbirliğini Geliştirmeye Yönelik Mutabakat Zaptı Anadolu Ajansı İle Peru Haber Ajansı Andina Arasında Mutabakat Zaptı Türkiye-Peru Hükümetleri Arasında Teknik İşbirliği Anlaşması YEREL ORTAK İLE ÇALIŞIN Türkiye-Şili İş Formu’na katılan Şilili iş adamı Osvaldo Milne Pizarro, güneş enerji sistemi kurulması konusunda Şili’de imkanlar olduğunu belirtti. Ülkedeki yabancı şirketlere ülkede hukuk danışmanlığı yapan Marlene Brokering ise Şili’de yatırım yapacak yatırımcıların ilk önce kiminle çalışacağını seçmesi gerektiğini söyledi. Yerel bir şirketle beraber yatırım yapılmasını tavsiye eden Brokering, “Kanunlar devamlı değişiyor. Ona göre esnek olun” dedi. İŞ ADAMLARI UMUTLU Temasları değerlendiren Türk iş adamları, umutlu olduklarını, bu bölgede yatırım potansiyeli gördüklerini ifade ettiler. DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, Güney Amerika ülkelerinin, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Rusya’daki siyasi sorunlardan bunalan Türk firmaları için bir ferahlama noktası olabileceğini söyledi. Vardan, şunları kaydetti: “Özellikle Şili, gelişmiş bir Avrupa ülkesi gibi. Bilhassa müteahhitlik hizmetleri, makine ve tekstil açısından potansiyel içeriyor. Peru ise 2019’da Pan Amerikan oyunlarına ev sahipliği yapacak. Yeni spor kompleksleri, yeni olimpiyat köyü için müteahhitlik firmalarımızın acele etmesi lazım.” THY YAKINLAŞTIRACAK TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise, özellikle Ekvador ile ticaretin istenilen düzeyde olmadığını söyledi. Büyükekşi, “THY’nin bölgeye yönelik uçuş çalışmaları var. Komşu ve çevre pazarlarımızdaki sıkıntıları aşmak için yeni pazarlar üzerine çalışma yapmak Türkiye’ye fayda sağlayacak” dedi. SAĞLIK YATIRIMLARI İTO Meclis Üyesi Bessam Yıldırım da, Şili’nin sağlık yatırımı için fırsatlar barındıranbir ülke olduğunu söyledi. Görüşmelerin çok olumlu geçtiğini vurgulayan Yıldırım, “Muhataplarımızı, iş geliştirmek için ülkemize davet ettik. Bunların takipçisi olacağız” dedi. *** DOMİNO ETKİSİNDEN ÇIKIŞ GÜNEY AMERİKA’DA Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Şili, Peru ve Ekvador’u kapsayan Güney Amerika ziyaretine katılan İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, “Yakın coğrafyamızı hedefleyen ihracat anlayışımızı gözden geçirmemiz lazım” dedi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, “Bugün Türkiye’nin etrafı birbirine göbeğinden bağlı olan ve petrol, ruble gibi krizlerin domino etkisiyle birbirini vurduğu ülkelerden oluşuyor. Nasıl AB pazarı 15-20 senede ulaştığımız yüzde 50.3’lük payla ihracatımızın sigortasını oluşturduysa, bugün de aynı şekilde ABD ve Amerika kıtasını hedeflemeliyiz. Yakın coğrafyayı hedefleyen ihracat anlayışımızı gözden geçirmemiz lazım. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Güney Amerika ziyareti bu anlamda çok önemli” dedi. YENİ PAZARLAR BULUNMALI İTO Başkanı Çağlar, şunları söyledi: “Türkiye’nin geleneksel pazarları Ortadoğu, Körfez ve Rusya’da sıkıntılar var. Kendimize mutlaka yeni pazarlar bulmak zorundayız. Güney Amerika, Türkiye için uzak kalmış pazar. Türkiye, Latin Amerika’ya açılarak kendisine ticarette yeni ortaklıklar arıyor. Özellikle Peru ve Şili son yıllarda çok hızlı büyüme gösterdi. İhracatta pazar çeşitlendirmesi açısından bu pazarlara erişilmesi, ticaretin ve ikili ilişkilerin artırılması bakımından önemli.” ÇOCUKLARA TÜRK İSMİ Latin Amerika’da Türk yapımı dizilerin çok popüler hale geldiğini belirten Çağlar, “Türk dizileri o kadar başarılı oldu ki Şili’de, Peru’da yeni doğan bebeklere ‘Onur’, ‘Şehrazat’ gibi Türk başrol oyuncularının ismini koymak için Büyükelçiliğimize başvurular oldu. İnsanların ismini Türk dizilerinin fenomen etkisiyle değiştirebiliyorsak, garajındaki otomobilini, evindeki mobilyaları Türk ürünleriyle hayli hayli değiştirebiliriz” dedi.

07 Şubat 2016 Pazar

İTO Başkanı Çağlar'dan kongre turizmi için 'KDV iadesi' önerisi

İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, İstanbul'un kongre şehri olma özelliğini her geçen gün geliştirdiğini belirterek, kongre organizatörü uluslararası kuruluşlara KDV iadesi sağlanmasının kente güç katacağını söyledi. 2020 TIP KONGRESİ BERLİN'E KAYDIRILDI İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Başkanlığı'nı da yürüten Çağlar, "Uluslararası kongre düzenleyen dernek ve birliklere Avrupa'nın birçok kentinde uygulanan KDV iadesi ülkemizde de önemle incelenmeli. Çünkü sırf bu iade yok gerekçesiyle 2020'de düzenlenecek 3 bin 500 katılımcılı bir tıp kongresi için İstanbul yerine Berlin seçildi. 59 bin katılımcı portföyüne sahip bir kongre organizatörü de vergi iadesi yok diye İstanbul'u değerlendirme dışı tutuyor. Özel sektör olarak turizmle ilgili her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Ancak özellikle bir KDV desteği önümüzü daha da açar" dedi. İbrahim Çağlar, bu alanda bir vergi düzenlemesinin kısa vadede bir maddi kayıp gibi görülebileceğini ancak orta ve uzun dönemde ülkemize büyük kazanç getireceğini vurguladı. Çağlar, "Şüphesiz devletimizin vergi gelirleri çok önemli. Ancak bu önemli kongreleri yarışın daha başında kaybetmeyelim" diye konuştu. BİR DELEGE 2 BİN 500 DOLAR HARCIYOR İstanbul'da geçtiğimiz yıl 143 uluslararası kongre yapıldığını belirten Çağlar, "İstanbul 2010 yılından bu yana dünyanın ilk 10 kongre kenti arasına girmeye başarıyor. Dünyada her yıl 100 milyona yakın kişi toplantı ve kongreler için seyahat ederken, delege başı harcama ortalaması 2 bin 500 dolar. Bu da kongre turizminin alternatif turizm ürünleri içinde geliştirilebilecek en önemli kanallardan biri olduğunu açık şekilde gösteriyor" dedi.

06 Şubat 2016 Cumartesi

Çağlar: Devletimizin kahramanca mücadelesini girişimcimiz tamamlayacak

Çağlar, şöyle konuştu:"İstanbul Ticaret Odası'nın 400 bine yakın üyesi içinde Doğu ve Güneydoğu illerimizden birçok girişimci bulunuyor. Bölgede yatırımları ve geniş bir dağıtım ağları var. Devletimizin şefkat eli bir kez daha bölgenin üreten, istihdam oluşturan kesimine uzanmaktadır. Sayın Başbakanımızın açıkladığı paket sosyal ve ekonomik yönleriyle önemli bir imkan getiriyor. Bölge topyekün kalkınana kadar bu tedbirlerin devam edeceğine inanıyoruz. Devletimizin, güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesini, bölgede yeni yatırıma başlayacak girişimcilerimiz tamamlayacak. Biz hep en önemli barış dilinin ticaret olduğuna inandık. Ülkemizi bölmek isteyenlere en güzel cevabı girişimcimizin barış dili verecek. İstanbul Ticaret Odası olarak bölge illerimizin yaralarının sarılması ve kalkınma hamlesi başlatılması için çalışmalarımızı daha büyük bir şevkle sürdüreceğiz. Devletimizin ortaya koyduğu çözüm yollarını tüm olanaklarıyla desteklemeye devam edeceğiz."

04 Şubat 2016 Perşembe

Miniatürk’e 5 yılda 5 milyon ziyaretçi

Haliç kıyısında 2003’te açılan Miniatürk, son 5 yılda 5 milyon yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edildi. Miniatürk, 2015 yılında da çoğunluğu yerli turist 1 milyon ziyaretçiyi ağırladı.Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş 129 mimari eserin 1/25 ölçekli maketlerinin yer aldığı minyatür parkta bugün artık yerlerinde olmayan Artemis Tapınağı, Halikarnas Mozolesi ve Ecyad Kalesi gibi tarihi eserler de bulunuyor. HER YIL YENİLENİYOR Mersin’in en önemli tarihi ve turistik yerlerinden biri olan Kızkalesi maketi de geçtiğimiz günlerde Miniatürk’ün 129. maketi olarak parktaki yerini aldı. Kızkalesi, Miniatürk’te Mersin’e ait ilk eser olma özelliğini taşıyor. ÇOCUKLARA ÖZEL Miniatürk’te açık hava müzesi atmosferinde sergilenen maketlerin yanı sıra, çocuklar için eğlenceli oyun alanlarının da bulunması, yarıyıl tatilinde müzeyi gezmek isteyen çocuklar için de iyi bir alternatif oluşturuyor. İlk kez Miniatürk’te uygulanan sesli rehberlik sistemiyle maketi bulunan eserler hakkında ziyaretçilere Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça, Japonca ve İspanyolca olmak üzere 9 farklı dilde bilgi veriliyor. Miniatürk, 2014 ve 2015 yıllarında Trip Advisor’daki gezgin değerlendirmeleri sonucu “Mükemmellik Serftifikası” ile ödüllendirilmişti.

02 Şubat 2016 Salı

Hem kalemin hem de işlerinin erbabıydılar

Diplomat Yahya Kemal Beyatlı büyükelçilerle HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Onları baş tacı ettiğimiz şiirlerle, hayatımızdan kareler bulduğumuz romanlarla, hikâyelerle tanıdık. Oysa kimisi akademisyen, kimisi banka memuru, kimisi tüccar, kimisi öğretmendi. Türk edebiyatında derin izler bırakan Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Beyatlı, Halide Edip Adıvar gibi onlarca yazarın yolu, edebiyatla buluşmadan önce pek çok farklı meslekten geçmişti. UZMAN VETERİNER İstiklal şairi olarak bilinen Mehmet Akif Ersoy, Türkiye’nin ilk sivil veteriner yüksekokulu olan Ziraat ve Baytar Mektebi’ni bitirmişti. Veteriner hekim olarak mezun olan büyük şair, Ziraat Bakanlığı’nda veteriner müfettiş görevini icra etmeye başladı. Bir süre sonra Umur-u Baytariye Dairesi Müdür Muavinliği görevine tevdi eden şair, İstiklal Marşı’nı kaleme aldığı yıllarda da TBMM’de Burdur Milletvekilliği görevinde bulunuyordu. BANKACILIKTAN ÇİLE’YE Türk edebiyatında derin izler bırakan Necip Fazıl Kısakürek de uzun yıllar banka memuriyetinde bulunmuş, pek çok eserini de banka memurluğu sırasında kaleme almıştı. Darülfünun Edebiyat Medresesi Felsefe Şubesi’nden mezun olan şair, o yıllarda gözde meslek olan bankacılık alanında çalışmaya başladı. Osmanlı Bankası, İş Bankası gibi bankalarda yıllarca çalışan Kısakürek, bankacılık mesleğinden sonra gazetecilik yapmaya başladı. Bir dönem edebiyat öğretmenliği de yapan büyük şair, dönüm noktası olarak kabul edilen Çile şiirini yazdığı sırada da öğretmenlik görevini icra ediyordu. MALİYE MÜFETTİŞİYDİ “İki çay söylemiştik orada birisi açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni…” diyordu ünlü şair Cemal Süreya. İnsan hayatına yakından temas eden şiirler yazmasıyla bilinen ünlü şair Cemal Süreya’nın da asıl mesleği maliye müfettişliğiydi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü’nü bitiren Süreya, maliye müfettişi olarak görev alır. Teftiş için gittiği pek çok yer, ona insanları gözlemleme imkânı sunar. Hayata dokunan eserlerini bu mesleği vesilesiyle ortaya çıkarabilen Süreya, başmüfettiş olarak emekli olana kadar onlarca eserini mesleğini icra ettiği yıllarda yazdı. LOZAN’DA BİR ŞAİR Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Yahya Kemal Beyatlı da diplomattı. Sorbonne Üniversitesi’nin Siyaset Bilimive ardından edebiyat okuyan ünlü şair, diplomat olarak da görev aldı. Farklı ülkelerde büyükelçilik görevini yapan Beyatlı, İsmet İnönü ile birlikte Lozan Barış görüşmelerine giden heyet arasında bulundu. Hayatta iken hiçbir eseri yayınlanmayan ünlü şair, “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul” gibi onlarca şiirini diplomat olduğu yıllarda yazmıştı. Ünlü şair, yaş haddinden emekli oluncaya kadar elçilik görevini sürdürmüştü. BULAŞIKÇILIK YAPAN DA VAR, PROFESÖR OLAN DA Türk edebiyatının ünlü roman yazarlarından Orhan Kemal, yazarlık hayatı boyunca pek çok farklı meslek grubunda çalışmıştı. Orta öğrenimini yarıda bırakan Kemal, bulaşıkçılık ve matbaa işçiliği yaptı. Bir süre çırçır fabrikalarında işçilik ve kâtiplik yapan Kemal, amelelik ve hamallık da yapmıştı. Kemal, onlarca eserini bu işlerini yaparken yazmıştı. Kurtuluş Savaşı yıllarında halkı işgale karşı direnmeye çağırmasıyla bilinen Halide Edip Adıvar ise İstanbul Üniversitesi’nde profesör olarak çalışıyordu. Adıvar, bir süre milletvekilliği de yapmıştı. Cahit Sıtkı Tarancı ise Eminönü’nde babasının yazıhanesinde ticari defterler tutmuş, Sümerbank’ta memurluk yapmıştı. Refik Halit Karay da yolu postaneden geçen yazarlardandı. Karay, uzun yıllar PTT’de umum müdürlüğü görevini icra etmişti. Türk romanının en ünlü yazarlarından Peyami Safa da Posta Telgraf Nezareti’nde uzun süre memurluk yapmıştı. Safa, pek çok romanını bu memuriyeti esnasında yazmıştı.

01 Şubat 2016 Pazartesi