tatil-sepeti
Firmaların başarısızlık nedenini bulan akıllı yazılım

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi’nin genç firmaları, Türkiye’nin yüzünü güldürüyor. Teknopark İstanbul bu yükselişin tanığı olmanın yanı sıra firmalara sunduğu imkânlarla yerli ve milliyi destekliyor ve önünü açıyor. Hem Türkiye’nin hem de dünyanın ilklerine imza atan firmalarımıza kuluçka merkezi olma görevini sürdürüyor. İstanbul Ticaret Odası olarak, Teknopark İstanbul firmalarının milli ve yerli çalışmalarından iş dünyasının daha yakından haberdar olmasını, dünya ile rekabet eden ürün ve projelerin varlığını daha çok kişinin bilmesini istiyoruz. Bu amaçla da her hafta bir firmamızı gazetemize konuk ediyoruz. MİLLİ VE YERLİ Bu haftaki konuğumuz B2Metrik Yazılım ve Bilişim Limitet Şirketi (Business To Metric Analytics). Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi’nin start up firmalarından B2Metrik, doğru hedef pazar analizi ve anlamlı veri değerlendirmesi yapan yüzde 100 milli ve yerli bir yazılım platformu geliştirdi. Bu ürün ithal ürün kullanan tüm sektörlerin, özellikle de müşteri sayısı çok olan finans ve sigorta sektörünün tercihlerini değiştirtecek kadar büyük avantajlara sahip. Bu avantajlar arasında verilerin Türkiye dışına çıkmaması, firmaların kullandıkları kadar ödeme yapması, ihtiyaçlarına özel hizmet alabilmeleri, yıllık lisanstan kurtulmaları, mobil ve web birlikteliği ile baştan uca hizmet alabilmeleri ön plana çıkıyor. GELECEĞİ TAHMİN İSTEĞİ İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden sınıf arkadaşları Murat Hacıoğlu ve Tuna Sönmez’in 2018 Ocak ayında kurdukları B2Metrik, iş dünyasının gelecek vizyonlarını şekillendiriyor. Geleceği tahmin etmek isteğine dönük olarak oluşturulan yazılım aslında bir yapay zeka platformu. Platform küçük değişikliklerle istenilen sektörde, istenilen tahminlemeleri, çok büyük veri tabanlarında çok kısa sürede doğru ve hedefe yönelik analizleri yapabiliyor. Hacıoğlu ile Sönmez, yazılımları için ilk çalışmalarını ABD’deki bir hiper marketin verilerini inceleyerek yaptı. 35 MİLYON VERİ Instacart hiper marketlerinin 35 milyonluk veri tabanını ve 200 bin insan davranışını inceleyerek oluşturduğu sistemini Türkiye’ye uyarladılar. Şu anda bankadan hiper markete, hazır giyimden sigortaya kadar birçok sektöre özel akıllı satış tahminleme yazılımları yapıyor, müşteri kartına sahip olan firmaların veri tabanlarını inceleyerek müşteri davranışlarını tespit ediyorlar. MÜŞTERİNE NE SATABİLİRSİN? Müşterilerin satın alma davranışlarını tespit eden yazılım, onlara başka neler satılabileceğini de söylüyor. Hacıoğlu, satıştaki başarı ve başarısızlığı ortaya koyduklarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Adet, geçmiş, bölge ve müşteri bazlı satışların gelecekte ne gibi sonuçlarla artırılabileceği, satışları nelerin etkilediğini ortaya koyuyoruz. Bunun yanı sıra hangi ürünün ne zaman sattığını ya da satmadığını, ne zaman indirim yapılması gerektiğini tespit ediyoruz. Akıllı stok yönetimi yapmalarını sağlıyoruz.” B2Metrik, firmalara özel karar destek mekanizması kuruyor. Sorunun nerede olduğunu, neden satış yapamadıklarını, müşterilerini niye kaybettiklerini, başarısızlık sebeplerini ortaya koyuyor ve bu sebepleri ortadan kaldırmanın yolarını sunuyor. ANAHTAR TESLİM YAZILIM Firmaya özel, anahtar teslim yazılım üreten B2Metrik, ihtiyaç durumunda danışmanlık hizmeti de veriyor. Hacıoğlu, “Firmaya geliyoruz, anlaşmayı yapıyor, verileri işleyip analiz edip çıktıları alıyoruz. Süreç 15-20 günde sonuçlanıyor. Analizleri ve grafikleri teknik olmayan insanların anlayabileceği halde grafikler haline döküyoruz. İstenilen değişiklikleri ekliyor ve her aşamada danışmanlık hizmeti veriyoruz” dedi. WEB’DE DE CEPTE DE Baştan uca akıllı bir yöntem olan yerli yazılım web ve mobil uygulamalara da entegre olma avantajını taşıyor. KULLANDIĞIN KADAR ÖDE Yüzde 100 milli ve yerli yazılımın bir avantajı da yıllık lisanslamaya son vermesi. Türk firmaları, büyük yazılım firmalarına yüksek lisans bedeli ödeme mecburiyetinden kurtuluyor. B2Metrik ile kullandıkları kadar ve veri büyüklüklerine göre para ödüyor. Yerli ve milli yazılım, ithalinin yaklaşık 10 katı daha uygun. VERİLER ÜLKEDEN ÇIKMIYOR! Yerli yazılımları ile firma verilerinin Türkiye’den çıkmadığına dikkat çeken Tuna Sönmez, “İthal yazılımlar, verilerin bir kısmını kopyalayıp dışarıya taşıyabiliyor. Verileri Türkiye’de mi, yurtdışında mı tutuyorlar belli değil. Biz kurduğumuz makine öğrenmesi altyapısı ile verileri firma içinde kalmasına dönük dizayn ediyoruz. Bulut sistem isteyene yüksek güvenlikli çözümler sunuyoruz” dedi.

10 Ağustos 2018 Cuma

Osmanlı’nın duvar günlükleri: Bilezik yazıları

Kınalızade mübarek Zilkade’nin on üçünde Lazgırad’a gitti. Sene 1041 (Miladi 1632-Lazgırad Silistre Sancağı’nda bir kasaba) HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Hat, tezhip, minyatür gibi klasik sanatların ana vatanı konumunda olan Osmanlı Devleti’nde, bu sanatlar o kadar hayatın içindeydi ki, bir kapı tokmağında bir yemek tabağında ve hatta bir kaşıkta bile bu sanatlarla karşılaşmak mümkündü. İcra edilmek için özel, büyük bir alana ihtiyaç duymayan bu sanatların en ilginç örneklerinden biri de cami ve türbe sütunlarında bulunan madeni bileziklere işlenmiş bilezik yazıları. İstanbul’da bulunan çeşitli cami ve türbelerdeki 285 adet bilezik yazısı; yazıldığı günlerin önemli olaylarını, yazan kişinin içinde bulunduğu duygu durumunu ve çeşitli duaları günümüze kadar taşıyor. İLKİ 16. YÜZYIL Genellikle cami ve türbelerde bulunan sütunların mermer ile birleştiği noktadaki ve bakır, tunç gibi madenlerden yapılan bileziklere işlenen bilezik yazılarının ilki 1506’ya tekabül ediyor. Sultan II. Bayezid dönemine rast gelen bu ilk yazı, Beyazıt Camii’nde bulunuyor. İlk yazıda dönemin padişahı hakkında bilgi verilirken şu ifadeler geçiyor: “Sahib-i vakf-ı Sultan Bayezid-i Veli. Sene 912.(1506).” Yani yazıda vakıf sahibinin dönemin padişahı olduğu bilgisi veriliyor. İslambol’da ateş-i vaki Rebiü’l ahirun on birinde oldu. 1022. (1613 yılında çıkan bir yangından bahsediliyor) İZİNSİZ YAZILAR Osmanlı zamanında maden, ahşap ya da mermer yapılar üzerine yazı ve mühür kazıyan kişilere ‘hakkâk’ deniyordu. Hakkaklar sert bir zeminde sanatlarını icra etmek için özel uçlu tokmaklar kullanıyorlardı. Hakkaklar eğitimli kişiler olmasına karşın genellikle hat sanatının uygulayıcısı oluyorlardı. Yani hattatın yazdığını hakkâk uyguluyordu. Yapıların duvarlarına izinsiz herhangi bir şey yazmak mümkün değildi. Yapılara yazılar kazındıktan sonra bunun uygun olup olmadığını kontrol eden bir de görevli bulunuyordu. Buna da “Mahin-nukuş” ismi veriliyordu. Yani yazıları mahveden, yok eden kişi. EN ÇOK SULTANAHMET Bilezik yazılarının en çok bulunduğu cami Sultanahmet Camii. Camide 100 adet bilezik yazısı bulunuyor. 24 sütuna hakk edilmiş yazılardan en ilginci ise bir beddua. Cümlede şu ifadeler yer alıyor: “Ah Hüseyin vah Hüseyin dilerim Allah’tan bulasın Hüseyin. Bedesdenli Hünkari.” Yine bir başka ilginç yazıda da “Didişince hafıza tarih olur. Sene 1093.(1682)” cümlesiyle bir nasihatte bulunuluyor. En çok yazının bileziklere kazındığı yüzyıl ise 17. yüzyıl. Bazı yazıların üzerinde tarih bulunmadığı için hangi dönemlerde yazıldığı araştırmacılar tarafından tespit edilemese de üzerinde tarih bulunan yazılar sınıflandığında en çok yazının Sultan IV. Murad zamanında yazıldığı görülüyor. Mübarek Saferun yirmi birinde azim-i ihrak vaki oldu. Sene 1023 (2 Nisan 1614’te gerçekleşen büyük yangından bahsediliyor.) 1779’DAN SONRA YOK Bilezik yazıları 16. yüzyıl ile 18. yüzyıllar arasında dönemin önemli olaylarının kaydedildiği bir nevi duvar gazetesi işlevi de görmüş. Zira yapılan araştırmalara göre, duvar yazılarına en çok külliye şeklinde inşa edilen büyük camilerde rastlanıyor. Bu camilerde talebe ve cemaat yoğunluğu fazla olduğu için camilerin aynı zamanda sosyalleşme ve yeni haberler duyma merkezi olduğu düşüncesinden hareketle, yazıların buralarda yoğunlaştığı yapılan araştırmaların sonuçları arasında. İstanbul cami ve türbelerinde bulunan 285 adet yazının, 76 adedinde tarih bulunuyor. Tarih bulunanların en sonuncusu ise 1779 senesini yani I. Abdülhamid Han dönemini gösteriyor. İSTANBUL DIŞINDA DA VAR Araştırmalara göre bilezik yazılarının ilk yazıldığı şehir İstanbul. Ancak İstanbul haricinde farklı illerde de bilezik yazılarına rastlamak mümkün. Tekirdağ, Erzurum, Nevşehir ve Edirne gibi illerde özellikle 18. yüzyıla ait bilezik yazıları bulunuyor. Bu yazılardan en uzunu Tekirdağ Rüstem Paşa Camii’nde bulunuyor. Yazıda, “Garbi Trakya’yı Almanlar işgal ettiği zaman Dimetoka’nın Çavuşlu köyünden Şarki Trakya’ya Tekirdağı’na çıktım. Ve Edirne’den Hayrıbol köylerine iskân oldum. Cerrah oğlu İlyas” ifadeleri geçiyor. Vaiz ve Nasıh Musli Efendi vefat etti. Cemaziye’l ahirun üçünde fi yevm-i Cuma. Sene 1031 (15 Nisan 1622 yılında vuku bulan bir vefattan bahsediliyor.) İZLER SÜRÜLECEK Bilezik yazıları ayrıntılı olarak araştırmacı Nazif Arıman tarafından kaleme alınıp “İstanbul’un Bilezik Yazıları” ismiyle kitaplaştırıldı. Kültür A.Ş. koleksiyonu arasında yer alan araştırma yalnızca İstanbul cami ve türbelerini kapsıyor. Ancak önümüzdeki günlerde araştırmanın tüm Türkiye ve Osmanlı’nın izlerinin sürülebildiği Balkanları kapsayacak şekilde genişletilmesi bekleniyor. 18 CAMİ DÖRT TÜRBE İstanbul’da 18 cami, dört türbe ve Topkapı Sarayı’nın üç ayrı yapısında bilezik yazılarına rastlanıyor. Bilezik yazılarından bazıları şekilde: Ah o aynaya vah olsun, ben yârimle sarılsam ve bu yareye yaran Muhammed Beşe. –Beyazıt Camii Hüseyin Efendi müftü oldu Receb’in on dokuzunda. Sene 1031 (1622) – Fatih Camii Muid Ahmed Efendi Mısır’a gitti. Osman. Sene 1039 (1629) - Gazi Kara Ahmed Paşa Camii Donanma-yı Hümayün çıktı. Fi 6 yevm-i Pazar, Sene 1167 (1754) - Gazi Kara Ahmed Paşa Camii Aşkın nişanı var durur akibet maşuka anı er-görür. Sokullu Mehmet Paşa Camii

10 Ağustos 2018 Cuma

‘Mavi Kart’ verilen tekne sayısı 39 bine yükseldi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca deniz kirliliğini önlemek amacıyla geliştirilen Mavi Kart Sistemi’ne geçen teknelerin sayısı2018’in ilk altı ayında bir önceki yıla göre yüzde 30 artarken, sisteme geçen tekne sayısı 39 bine yükseldi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Mavi Kart Sistemi’yleyat ve tekne gibi Marpol 73/78 Sözleşmesi kapsamı dışında kalan küçük deniz araçlarının da atıklarını atıkkabul tesislerine vermesi sağlandı. YÜZDE 30 ARTTI Mavi Kart’ın tüm yat limanlarında atık kabul işlemlerinde kullanılmasıyla birlikte 2017’de 30 bin olan Mavi Kartlı tekne sayısı yüzde 30 artışla 2018’in ilk altı ayı itibarıyla 39 bine çıktı. Bu atıkların miktarı, tesise ne zaman verildikleri ve deniz aracınınsefer bilgileri gibi veriler Bakanlıkça geliştirilen web tabanlı bir yazılımla kayıt altına alınıp kontrol ediliyor. Sistem, Muğla ve Antalya’da 5 Ağustos 2011’de yayımlanan genelgeyle pilot uygulama olarak başlatılmıştı. 7 Mayıs 2016’dan itibaren Türkiye genelindeki yat limanlarının Mavi Kart Sistemi’ne geçişi tamamlandı. BALIKÇI TEKNELERİ İÇİN ÇALIŞMA SÜRÜYOR Balıkçı tekneleri atıklarını balıkçı barınaklarında bulunan atık kabul tesislerine verirken bubarınakların Mavi Kart Sistemi’ne geçiş sürecine ilişkin çalışmalar devam ediyor. ATIKLAR TEKNELERDEN ALINIYOR Mavi Kart Sistemi kapsamında 2018’in ilk altı ayında 192.2 metreküp sintine suyu, 14 bin 17metreküp çöp ile 13 bin 335 metreküp atık su,turizm ve rekreasyon amaçlı kullanılan tekneler ile balıkçı teknelerinden alındı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıklamasında, “Bakanlık, hem sürdürülebilir deniz çevresi açısından hem de sosyoekonomik ve ticari açıdan yararlanılan denizlerde uygulamaya alınan ‘Mavi Kart Sistemi’ ile denizlere olumlu katkıda bulunmaya devam ediyor” denildi.

10 Ağustos 2018 Cuma

Balıkçılar yeni sezondan umutlu

15 Nisan’da denizde başlayan balık av yasağı, 1 Eylül’de sona erecek. Geçen yıl kötü bir sezon geçiren gırgır ve trol balıkçıları, yeni av sezonu için hazırlıklara başladı. Yeni sezona teknelerine bakım yaparak hazırlanan balıkçılar; palamut, lüfer, istavrit ve çinekop için ağlarını sulara bırakacakları 1 Eylül tarihini bekliyor. İYİNİN ÜZERİNDE Balıkçılar, yaptıkları açıklamada, özellikle Karadeniz’de yeni sezon için gözlem yaptıklarını söyledi. Balıkçılar, şöyle konuştu: “Bu yılki sezon, şu anki görüntülere göre çok iyi olacak. İyinin üzerinde bir görüntü var. Palamut, lüfer, istavrit ve çinekopta görüntü iyi. Palamut kendisini biraz erken gösterdi. Deniz sıcaklığının normal seviyeden 1-2 derece yukarıda olması biraz düşündürücü ama bu şartlarda Karadeniz’de güzel bir potansiyel var.” UCUZ OLACAK GİBİ Deniz sıcaklığının düşmesi ile 1 Eylül’de ‘Vira Bismillah’ diyeceklerini ifade eden Karakaş, “Şu an için balıkçıların umudu palamut. Böyle bir beklentimiz var. İnşallah güzel bir sezon bekliyoruz. Gelecek sezon balık ucuz olacak gibi. Hem tüketici hem de balıkçı için iyi bir sezon olacak” diye konuştu. GEÇEN YIL 7.578 TON PALAMUT AVLANDI Karadenizli balıkçılar, yeni sezonda palamut avcılığında artış bekliyor.Palamudun katma değeri en yüksek türler arasında yer aldığını söyleyen balıkçılar, geçen sezon Türkiye karasularında7 bin 578 ton palamut avlandığını hatırlattı. Bu rakamın son yılların en düşüğü olduğu da belirtildi. KÜÇÜK BALIK AVLANMASIN Palamut balığının büyüme döneminde olduğuna dikkat çeken balıkçılar, şu uyarıyı yapıyor: “Palamut bu dönemdeyasak olmasına karşın bazı kişilerce tutuluyor. Biz bunu bir katliam olarak görüyoruz ve asla müsaade edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Bir ay kadar beklense zaten bu balık büyüyecek ve avlanacak ama maalesef avlayanlar var. Bir kez daha uyarmak istiyoruz, küçük boylardaki palamutları kesinlikle avlamasınlar.”

10 Ağustos 2018 Cuma

584 milyon Euro’luk lig

HABER: CEYHUN KUBURLU 2018-2019 futbol sezonu için ilk düdük önümüzdeki hafta çalacak. 18 takım 584 milyon Euro değerindeki futbolcular ile sezona başlayacak. Bu sezon daha çok genç ve gelecek vaad eden yıldızlara yönelen Süper Lig takımları, sahip oldukları futbolcu değerleri ile Avrupa’nın en değerli 10’uncu ligi konumunda bulunuyor. Ancak yarattığı gelir anlamında 6’ncı sırada bulunan Süper Lig bu sezon adeta rekor hasılat yapacak gibi duruyor. İSTANBUL İLK 4’TE Ligin en değerli takımı ise bu sezon Türkiye’yi Şampiyonlar Ligi’nde temsil edecek olan Galatasaray. 84 milyon 650 bin Euro’luk futbolcu değeri ile Süper Lig’in en değerli kadrosuna sahip olan sarı-kırmızılı takım, Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig performansıyla bu değeri arttırabilir. Ligin en değerli ikinci kadrosu ise Galatasaray’ın ezeli rakibi Fenerbahçe’de. Sarı-lacivertli takımın değeri 79 milyon 200 bin Euro. Elindeki oyuncuları satmaya devam eden Beşiktaş ise Talisca’nın gidişiyle bu alanda üçüncü sıraya geriledi. Şampiyonluğun en büyük adaylarından Beşiktaş’ın değeri ise 70 milyon 750 bin Euro olarak hesaplanıyor. Son iki sezonda Süper Lig’de adeta parmak ısırtan Başakşehir ise ligin en değerli 4’üncü takımı. Başakşehir 54 milyon 500 milyon Euro’luk futbolcuyu kadrosunda bulunduruyor. Süper Lig’e bu sezon adım atan Ankaragücü ve Erzurumspor ise sondan ikinci sırada yer alıyor. İki takımın toplam değeri ise 12 milyon Euro seviyesinde. GELECEK İÇİN UMUT Bu sezon gençleştirme operasyonu yapan takımlara Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor da eklenince Süper lig’de 100 milyon Euro sınırını aşan takım kalmadı. Ancak uzmanlar bu değişimin bir kaç yıl içerisinde meyvelerini verebileceğini ve Süper Lig’in Avrupa’da ilk 5’liği zorlayabileceğini belirtiyor. Genç yeteneklerin gelişmesiyle birlikte önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin adeta futbolcu ihracat merkezi olabileceğine dikkat çeken uzmanlar, “Bunu Beşiktaş çok iyi yaptı. Önce Feda dedi. Gençler ve yıldız isimlerle bir kadro oluşturdu. İki sene şampiyon oldu. Ardından Şampiyonlar Ligi’nde gruplarda mağlubiyet almadan bir üst tura çıktı. Cenk gibi birçok oyuncu satışı yaptı. Şimdi bu durum diğer takımlara da örnek oluyor. Fenerbahçe’nin bu sezonki yapılanması çok önemli. Gelecek için umut veriyor. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağı için biraz daha kadrosunu koruma yoluna gitti. Ama onlar da gençlere yöneliyorlar.” AVRUPA’DA MİLYAR EURO’LARA ULAŞILDI Süper Lig genç oyunculara yönelirken Avrupa ligleri adeta transfer harcaması rekoru kırıyor. İngiltere, İtalya, Almanya ve İspanya da çıta gün geçtikçe yükseliyor. Bu liglerdeki oyuncuların değeri milyar Euro’lara ulaşmış durumda. Ancak burada da kulüpler birçok sorun ile boğuşuyor. Özellikle de ekonomik anlamda. Çünkü oyunculara ödedikleri yüksek ücretler kulüplerin belini bükmeye başladı. Birçok ünlü kulüp borç sorunu ile karşı karşıya. Avrupa futbol otoritesi de bu duruma karşı önlemler alıyor. İŞTE 18 TAKIMIN DEĞERİ Takım Değeri Galatasaray 84.65 Fenerbahçe 79.20 Beşiktaş 70.75 Başakşehir 54.50 Trabzonspor 48.45 Bursaspor 28.95 Alanyaspor 26.75 Konyaspor 24.18 Kayserispor 23.25 Göztepe 20.30 Sivasspor 19.13 Çaykur Rizespor 18.83 Akhisarspor 18.08 Kasımpaşa 16.90 Antalyaspor 15.75 Yeni Malatyaspor 12.50 Erzurumspor 11.00 Ankaragücü 10.85

08 Ağustos 2018 Çarşamba