tatil-sepeti
Orta ölçekli firmaların kur stresi ortadan kalktı

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Öztürk Oran, 15 milyon doların altında döviz kredisi kullanmış firmaların dövizle borçlanmasına getirilen düzenleme için, “Orta ölçekli firmaların kur endişesi ve stresi ortadan kalktı. TL’ye güvenip, TL ile borçlanacağız. Dolayısıyla korkulu rüya da görmeyeceğiz” dedi. RAHATLAMA GETİRECEK Oran, Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeye ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu düzenleme şüphesiz bir rahatlama getirecek. Aynı zamanda herkes hesabını TL’ye göre düşünecek. Tabiri caizse ‘ayağını yorganına göre uzatacak’. Orta ölçekli firmalar ‘döviz borçlandım, kur yükseldi, servetimin bir kısmını kaybettim diye düşünmeyecek” diye konuştu. SINIRLAMA GETİRİYOR Oran, şunları söyledi: “Bu düzenlemeden dolayı başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Başbakanımıza, Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek’e ve kabine üyelerimize teşekkür ediyorum. Çünkü yeterli döviz geliri olmayan firmaların, gelirlerinin üzerinde borçlanmaya devam etmesi sorun oluşturuyordu. Yeni düzenleme, kredi bakiyesi 15 milyon doların altında bulunan firmalara borçlanmada bazı sınırlamalar getiriyor. Buna göre kullanılmak istenen döviz kredisi tutarı ve kredi bakiyenizin toplamı son üç yılda elde ettiğiniz döviz gelirini aşamayacak.”

01 Şubat 2018 Perşembe

İhracatta yerli üretime özel kurul

Yurtiçi sanayinin uluslararası pazarlara entegre olarak geliştirilmesi, yüksek teknolojili ürünlerin sanayi ve ihracattaki payının artırılması amacıyla Yerlileştirme Yürütme Kurulu oluşturulmasına dair genelge Resmi Gazete’de yayımlandı. Genelgede söz konusu kurulun, ekonomiden sorumluBaşbakan Yardımcısı başkanlığında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Ekonomi, Gümrük ve Ticaret, Kalkınma ile MaliyeBakanlarının yanı sıra gündemdeki konulara göre ilgili bakanların katılımıyla oluşturulacağı belirtildi. Sekretarya hizmetlerinin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı tarafından yürütüleceği kurulun, sanayinin ithalat bağımlılığını azaltacak, rekabet gücünü artıracak programların hayata geçirilmesi amacıyla çalışmalar yapacağıifade edildi. Söz konusu kurul ile ortak akıl oluşturulması, yurtiçi sanayinin uluslararası pazarlara entegre olarak geliştirilmesi, orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin sanayi ve ihracattaki payının artırılmasının hedeflendiği kaydedildi.

31 Ocak 2018 Çarşamba

Tarihi garda çikolata festivali

Uluslararası İstanbul Çikolata Festivali, 4-6 Mayıs 2018 tarihleri arasında İstanbul’daki tarihi Sirkeci Garı’nda düzenlenecek. Çikolata tutkunlarının birbirinden lezzetli çikolataların tadını çıkaracakları festival, İstanbullu çikolata severlerin buluşma noktası olacak. Özgün lezzetler, bol sürprizli atölye çalışmaları, sohbetler, interaktif etkinlikler ve çeşitli konserlerle renklenecek festivalin konsepti ise ‘İstanbul Çikolata Kokusuna Bürünecek.’ YENİ TATLAR Festivalde çeşitli çikolata zanaatkarları ve şefler, çikolataya olan aşklarını katılımcılarla paylaşacak. Festival ziyaretçileri çikolatayla ilgili her detay için gösterilere ve workshoplara katılabilecek, tarifler alabilecek, çikolata ile yapılabilecek, yeni tatları keşfedebilecek. YÜZLERCE ÇEŞİT Birbirinden farklı ve lezzetli yüzlerce çikolata çeşidine ev sahipliği yapacak olan festivalde çocuklar için oyun alanı ve katılımlarıyla ufuklarının açılacağı hem eğitici hem eğlenceli etkinlikler de yer alacak. Bu interaktif festival tecrübesi sonrasında, katılımcılar da çikolatayla ilgili yeni fikirler üretebilecek.

31 Ocak 2018 Çarşamba

Futbolda performansa dayalı ücret dönemi

HABER: CEYHUN KUBURLU Avrupa futbol endüstrisi, son dönemlerde futbolcu transferlerinde yeni bir dönemi başlattı. Kulüpler artık hem transfer ettikleri oyunculara hem de bonservis parası ödedikleri kulüplere performans primi maddesi ekletiyor. Bu da kulüplerin ve futbolcuların ücret politikasını adeta yeniden belirlemesine neden oluyor. Bu maddelere göre başarılı olan oyuncu hem daha çok kazanıyor hem de eski kulübüne daha çok para kazandırıyor. Uzmanlar ise önümüzdeki yıllarda bu maddelerin sözleşmeler üzerinde daha etkili olacağını iddia ediyor. CENK TOSUN ÖRNEĞİ Eğer bir kulüp çok yüksek bonservis bedelli bir oyuncu satın aldıysa, sözleşmeye konulan maddelere göre oyuncunun eski kulübü daha çok kazanabiliyor. Örneğin Beşiktaş’tan Everton’a transfer olan Cenk Tosun: Beşiktaş bu transferden net 22 milyon Euro alacak. Ama 4.5 yıllık sözleşme imzalayan Cenk, bu süre içinde her sezon 20 ve üzeri maçta forma giyerse Beşiktaş toplamda 2 milyon Euro daha kazanabilecek. Yıldız oyuncu, bir sezonda 25 gol ve üzerinde atması halinde ise Kartal, her sezon için 750 bin Euro yani toplamda 3 milyon Euro daha kazanacak. Everton’ın Cenk’i başka takıma satması durumunda ise gelecek paranın yüzde 10’luk bölümü Beşiktaş’ın olacak. Eğer Cenk Tosun, Everton’da daha çok maç oynar ve gol atarsa haftalık ücretini de katlayacak. Cenk Tosun, Everton’dan haftalık 100 bin Euro alacak. Milli oyuncu sezon sonuna kadar 15’ten fazla gol atması durumunda yılsonunda 260 bin Euro daha kazanacak. Tosun, 25’ten fazla maç oynarsa 260 bin Euro daha kazanacak. Cenk Tosun, her forma giydiği maçta ise ayrıca 10 bin Euro para kazanacak. RİSKİ AZALTIYORLAR Avrupa futbol endüstrisinde yaygınlaşan bu madde, Türkiye’de de uygulanıyor. Özellikle Galatasaray sezon başında yaptığı transferler için birçok oyuncusuna bonusa dayalı madde ekletti. Bunu Fenerbahçe, Bursaspor, Trabzonspor ve Göztepe gibi takımlar da uyguladı. Uzmanlar bu maddenin çok önemli olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bir takım oyuncu transfer ettiği zaman yıllık ücret üzerinden anlaşma sağlanıyor. Ancak kulüpler oyuncuya çok ciddi rakamlar ödüyor ve risk altına giriyor. Bu riski biraz daha azaltmak ve oyuncuların futbol iştahını arttırmak için bonus sistemi Avrupa’da çok kullanılmaya başlandı. Böylece kulüpler de riski azaltıyor. Önümüzdeki yıllarda bu uygulamanın daha da yaygınlaşacağını tahmin ediyoruz. Sistem, Avrupa futbolunda artık bu yöne doğru kayıyor. Çünkü kulüpler büyük risklerin altına girmek istemiyor.” UEFA BORÇLARA DİKKAT ÇEKTİ Süper Lig’de ikinci yarı heyecanı başlarken, UEFA tarafından açıklanan 2016-17 sezonu Benchmarking raporu, Türk futbolunun borç yüküne dikkat çekiyor. Yayın, reklam, futbolcu satışı gibi gelirlerin yer aldığı gelir tablosunda İngiltere açık farkla zirvede. Premier Lig’in toplam geliri, 4.9 milyar Euro’ya ulaşırken, kulüp başına kazanç ortalama 245 milyon Euro oldu. Almanya toplam 2.7 milyar Euro ve ortalama 150 milyon Euro ile ikinci sırada. Bu tabloda 6. sırada yer alan Türkiye toplam 734 milyon Euro gelir elde ederken, kulüp başı kazanç 40.8 milyon Euro’yu buldu. UEFA’nın sıkı biçimde uyguladığı Finansal Fair Play sonrasında Avrupa’da özellikle büyük kulüplerin borcu hızla azalmaya başladı ancak Türkiye’de bu rakamlar henüz düşme eğiliminde değil. 2016 baz alınarak hazırlanan rapora göre Galatasaray’ın 203, Fenerbahçe’nin 150, Beşiktaş’ın 142 milyon Euro borcu bulunuyor. Üç büyükler, Avrupa’da en çok borcu olan 20 kulüp arasında yer alıyor. Galatasaray 203 milyon Euro ile 11., Fenerbahçe 150 milyon Euro ile 17. ve Beşiktaş 142 milyon Euro ile 18. sırada. Türkiye Süper Lig’deki 18 kulüpten sadece üçünün borcu yok.

31 Ocak 2018 Çarşamba

İstanbul’da hedef 1 milyon yeni istihdam

İTO, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘artı 1 istihdam’ seferberliğiyle geçen yıl yarım milyon ek istihdam sağladı. Artı 2 istihdam ile şimdi 1 milyonu neden aşmayalım? Türkiye ekonomisinin 2018 büyümesi hareketli olacak. KGF kredileri, istihdam teşviki, küresel büyümedeki hızlanma, ihracattaki artış... Bunların hepsi hesaba katıldığında tam bir yatırım yılı diyebiliriz. Zeytin Dalı Harekatı’nda, özellikle döviz kurları ve borsada birilerinin beklediği gibi bir hareket yaşanmadı ve ekonomi kontrol altında tutuldu. 2018 ve sonrasında büyümede çift hanelere geleceğimizi söylersek çok da abartılı konuşmuş olmayız. Herkes büyük bir azimle iş başında. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran, Anadolu Ajansı’nın ‘iş dünyası söyleşileri’nin konuğu oldu. Ekonomideki güncel gelişmeleri değerlendiren Oran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl yaptığı ‘artı 1 istihdam’ çağrısı üzerine, 420 bin İstanbullu firmayı temsil eden İTO’nun üyeleriyle yarım milyon ek istihdam sağladığını belirterek, ‘artı 2 istihdam’ çağrısına karşılık ise bu yıl hedeflerinin 1 milyon yeni istihdam olduğunu söyledi. Türkiye ekonomisinin geldiği noktayı bütün dünyanın takdirle izlediğini ifade eden Oran,“Türkiye’yi artık tutabilene aşk olsun” dedi. İHRACATTA YENİ REKOR Gelişmiş ülkeler ligine çıkan Türkiye’nin 2017’nin 9 aylık döneminde dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi haline geldiğini ancakgeçmişte elde edilen büyüme rakamlarının üzerine çıkmaya kararlı olduğunu dile getiren Oran, geçen yıl ihracatta rekorların kırıldığını, Borsa İstanbul’un rekor tazelediğini ve Türkiye’de dünya çapındaki projelerindevam ettiğini söyledi. Bu yıl küresel büyümenin daha da canlanacağının tahmin edildiğini aktaran Oran, “Özellikle Avrupa bölgesinde artacak alım gücü, ihracatta yeni rekor kapılarını aralıyor. İşsizlik meselesinde Cumhurbaşkanımızın istihdam seferberliği ‘artı 2’ hedefiyle devam ediyor ve bu yöndeteşvikler artarak sürüyor. Bu işverenlerimizi kamçılıyor, çalışanlarımızı özendiriyor” diye konuştu. ‘POZİTİF İŞSİZLİK’ Türkiye’deki işsizliğin ‘pozitif işsizlik’ olduğuna değinenOran, “Yani işsizlik, ticaretin küçülmesinden ya da yavaş büyümesinden değil, genç nüfusun hızlı artışından kaynaklanıyor. Bu, aslında kötü bir şey değil. Aksine bizim için bir kamçı. Çünkü her yıl en az yüzde 5 büyümemiz gerektiğini bize hatırlatıyor. Demek ki biz büyüdükçeişsizlik düşecek” dedi. Oran, şunları kaydetti:“İTO’nun istihdam için hedefi 1 milyon diyebiliriz. Çünkü geçen yıl yarım milyon ek istihdama ulaştık. Şimdi 1 milyonu neden aşmayalım?Şu anda hiçbir sektörümüz yok ki noktayı koysun ve dursun. Hele şu son Suriye hadisesinden sonra da herkes bir şeyler üretip ne yapabiliriz, nasıl katkı yapabiliriz, Mehmetçiğe nasıl destek olabiliriz hesabında. Öyle bir atmosfer yakalandı ki bu ekonomi ve ticarette deetkisini mutlaka gösterecek, Allah’ın izniyle bu ülkenin hızını kimse kesemeyecek.” ORDUMUZUN ARKASINDAYIZ Oran, iş dünyasının Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekatı’na bakışına ilişkin şunları söyledi: “Biz devletimizin ve ordumuzun arkasındayız.Şu anda Türkiye, geçmişte ecdadın bıraktığı miras gibi gittiği her yere barışgötürüyor. Kimsenin toprağında, petrolünde gözümüz yok. O bölgeye, bize zarar verdiği için sınırlarımızda hiç kimsenin dilediği gibi at oynatamayacağını göstermek için gittik. Bölgeyi temizleyeceğiz ve belki de bölgenin asıl unsurları olan, evlerini terk edip buraya gelen Suriyeli kardeşlerimizin de geri dönüşüne sebep olacağız. Herkes kendi toprağında hür ve özgür yaşayacak. Bu harekat ülkede bir kardeşlik havası başlattı. Bütün siyasi partilerden destek gördü ve milletin kenetlenmesini sağladı.” EKONOMİ KONTROL ALTINDA Oran, Zeytin Dalı Harekatı’nın ardından özellikle döviz kurları ve borsada birilerinin beklediği gibi bir hareket yaşanmadığına ve ekonominin kontrol altında tutulduğunadikkati çekerek,Türkiye’de artık ekonominin, döviz rezervlerinin ve bankaların güçlü olduğunu bildirdi. Zaman zaman piyasadaki dalgalanmalarda döviz borcu olanların sıkıntıya girdiğine işaret eden Oran, döviz geliri olmayanların dövizle borçlanmasının bir anlamı olmadığını dile getirdi. KUR STRESİNDEN KURTULDU Öztürk Oran, şöyle devam etti: “Şimdi 15 milyon doların altında borçlanana, devlet ‘3 yıl içinde 15 milyon dolar kadar döviz gelirin olması lazım. Olmuyorsa borçlanma’ dedi. İş dünyası şu an için ‘Nasıl oluyor?’ diye düşünebilir. Bir müddet sonra bakacak ve ‘Ben ayağımı yorganıma göre uzatıyorum’ diyecek. Bu millet böylece kur riskinden ve stresinden kurtuldu.Herkes hesabını yaparak çalışacak.” Oran, TL ile borçlanma noktasında faiz oranlarının aşağıya çekilmesinin cazip göründüğünü bildirdi. FAİZ ORANLARI YÜKSEK Türkiye’de faiz oranları çok yüksek olduğunu belirten Oran, bu faiz oranlarıyla yatırım yapmanın yüksek maliyetli olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz hassasiyetinin çok yerinde olduğunu aktaran Oran, “Faiz, iki taraflı bir mesele. Mevduat sahipleri banka banka dolaşıp parasına yüksek faiz arıyor. Banka da bu parayı yüksek faizle aldığı için kredi faizleri de yüksek oluyor. Böylece hem faiz hem de enflasyon körükleniyor. Aslındabuda bir milli mesele. Biz düşük faiz ve düşük kar payına razı olacağız ki o zaman kredilerde düşük faiz ve düşük kar payı bekleyeceğiz.” yorumunu yaptı. KGF KULLANANLAR, MAHCUP ETTİ İTO Başkanı Öztürk Oran, geçen yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) desteğiyle KOBİ’ler içindüşük faizli ‘cansuyu kredisi’ oluşturduklarını hatırlatarak, “Biz Odalar olarak bankalara yüzde 7.5 faizle paramızı verdik. Bankalar da bununla yüzde 9.90 ileKOBİ’lere ucuz maliyetli kredi verdi. Bu,zordaolan firmalara bir çıkış yoluydu. 220 milyar lira civarındaki KGF’de ise Hazine’nin herhangi bir para vererek değil sadece kefil olmasıyla,bankalar firmaların önünü açtı. ‘Bu paralar geri gelmeyecek, hepsi batacak’ diyenler oldu ama KGF kullananlar böyle söyleyenleri mahcup etti.Normalde bankalarda geri dönmeyen kredi oranı yüzde 3.5 seviyelerindeyken, bu oran KGF’de yüzde 1’lerin çok altında” diye konuştu. 2018 TAM BİR YATIRIM YILI Türkiye ekonomisinin 2018 büyümesinin hareketli olacağını belirten Oran,“KGF kredileri, istihdam teşviki, küresel büyümedeki hızlanma, ihracattaki artış... Bunların hepsi hesaba katıldığında tam bir yatırım yılı diyebiliriz” dedi. Gayrimenkul,sağlık, enerji, bilişim, turizm, finans, imalat, tekstil, gıda ve otomotivin Türkiye’de fırsatlarla dolu cazip sektörler olduğuna işaret eden Oran, Türkiye’nin hem iç hem de dış talebin yüksek olduğu ender ülkelerden biri olduğunu söyledi. Oran, “Fırsat üreterek, yatırım yaparak ülkemizi hep birlikte büyüteceğiz. Büyütmek zorundayız. Böyle bir misyonumuz var. Biz büyüdükçe bize umut bağlayan ülkelerin de moralleri düzeliyor. İnşallah ordumuz da Afrin’den zaferle dönecektir. Çünkü inanıyoruz ki bizim davamız haktır” dedi. Oran,”İnanıyorum ki 2018 ve sonrasında büyümede çift hanelere geleceğimizi söylersek çok da abartılı konuşmuş olmayız. Herkes büyük bir azimle iş başında” yorumunu yaptı. İTO, ÜYESİNİN YANINDA Aralık ayında devraldığı İTO başkanlığı döneminde, oda üyelerinin yatırım, ihracat, istihdam, Ar-Ge, vergi ve ruhsat gibi alanlardaki teşvik, destek ve uygulamalara ilişkin bilgileri tek bir adreste edinebileceği İTO Bilgilendirme Merkezi’ni kurduklarını anlatan Oran, bu merkezin ayrıcailgili bakanlık ve diğer kamu kurumları ile üyeler arasında birköprü görevi göreceğini dile getirdi. “İTO üyesinin yanında” diyen Oran, tecrübeli bir kadro ileorganize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve kooperatif gibi bölgelerde de programlar düzenleyerek, gerek bire bir danışmanlık gerekse belirli konularda eğitim programları organize edeceklerini bildirdi. ÜCRETSİZ İLAN VERME İMKANI Öztürk Oran, İTO bünyesinde haftalık olarak yayımlanan İstanbul Ticaret Gazetesi’ne, üyelerin satışa çıkardıkları ya da almak istedikleri makine ya da fabrika duyuruları için ücretsiz ilan verme imkanı getirdiklerini vurguladı.

30 Ocak 2018 Salı