BAU’ya milli katılım İTO’dan

HABER: SOYHAN ALPASLAN Yapı ve inşaat sektörünün uluslararası boyutta en kapsamlı organizasyonlarından biri olan BAU Fuarı’na, Türkiye milli katılımını İstanbul Ticaret Odası düzenleyecek. İki yılda bir Almanya’nın Münih kentinde gerçekleştirilen fuar için katılımcı firmalara İTO’da bilgilendirme ve tanıtım toplantısı yapıldı. TÜRKİYE DÖRDÜNCÜ ÜLKE Fuarı düzenleyen Messe Münih firmasının Türkiye Müdürü Osman Bayazıt Genç’in konuşmasının ardından Messe Münih Grup Direktörü Mirko Arend ayrıntılı bir sunum yaptı. Arend, BAU istatistiklerini açıklarken, Türkiye’nin 2017 yılında fuarı en çok ziyaret eden dördüncü ülke olduğuna dikkat çekti. BAU’nun her yıl yaklaşık 250 profesyonel ziyaretçiyi ağırladığını söyleyen Arend, sektörün BAU’da yeniliklerle de tanıştığını kaydetti. MÜNİH BİNALARINA GECE GEZİLERİ 14-19 Ocak’ta yapılacak BAU Fuarı’na katılacak firmaları, Münih’in en etkileyici binalarına gece düzenlenen 7 tematik tur bekliyor. Her yıl 30 binden fazla kişinin katıldığı gece turları, inşaat dünyası tarafından büyük ilgi görüyor.

18 Ekim 2018 Perşembe

İstanbul Rallisi, ‘Çağlar’ adı ile start alıyor

2018 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın sondan bir önceki yarışı İbrahim Çağlar 39. İstanbul Rallisi, 20-21 Ekim tarihlerinde İstanbul Anadolu Yakası’nda gerçekleştirilecek. Kısa adı İSOK olan İstanbul Otomobil Sporları Kulübü tarafından, İstanbul Ticaret Odası, Budget, B-Plas, FIAT, Intercity ve Tuzla Belediyesi katkıları ile organize edilen 39. İstanbul Rallisi, 20 Ekim Cumartesi günü başlıyor. Ralli, kalp krizi nedeniyle vefat eden İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar’ın anısına İbrahim Çağlar 39. İstanbul Rallisi olarak anılacak. 2018 Türkiye Ralli Şampiyonası’nda özel ve ara etaplarda ekipler 2 günde toplamda 310.81 km’yi geride bırakacak. Ekipler toplamı 108.63 km olan Ballıca, Göçbeyli, Yeni Darlık, Esenceli ve İTO Powerstage özel etaplarında en iyi zamana ulaşmaya çalışacaklar. Ralli merkezi olarak Intercity İstanbul Park Akademi Binası’nın kullanılacağı yarışın startı 20 Ekim Cumartesi günü saat 12.00’de Intercity İstanbul Park Pisti Ana Tribün arkası 1. etkinlik alanından verilecek. İkinci güne 21 Ekim Pazar sabahı saat 10.00 da başlayacak olan ekipler, etapları tamamladıktan sonra saat 16:30’da Intercity İstanbul Park Ana Tribün Arkası 1. Etkinlik Alanı’nda kurulacak finiş podyumuna ulaşacak. Türkiye Ralli Şampiyonası haricinde, 30 yaş üzeri ralli otomobillerinin katılımına açık Historic Ralli Şampiyonası’na da ev sahipliği yapacak olan organizasyon, ayrıca mahalli kategori ile Ali Sipahi Kupası’nda yarışan sporculara ek puan alma fırsatı yaratacak. Ayrıntılı bilgi için 0532 774 40 42

18 Ekim 2018 Perşembe

KKTC Başkonsolosu İTO’yu ziyaret etti

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Fahri Yönlüer, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç’i ziyaret etti. Görüşmede, KKTC ve Türkiye arasındaki ticari ilişkiler değerlendirildi. Yavru vatan KKTC ile ticaretin geliştirilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını belirten İTO Başkanı Avdagiç, “Sadece turizm ve eğitim alanında değil, diğer alanlarda da yatırımları artırmalıyız” dedi. KKTC İstanbul Başkonsolosu Fahri Yönlüer, KKTC’nin, 15 Kasım’daki resmi kuruluş yıldönümü törenleri için İTO Başkanı Şekib Avdagiç’i Lefkoşa’ya davet etti.

18 Ekim 2018 Perşembe

1600 yıllık ihtişam: Şerefiye Sarnıcı

İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu, şehrin tarihi su yapılarından Şerefiye Sarnıcı... Şehrin su ihtiyacını asırlar boyunca karşılayan sarnıçlarından olan yapı, beşinci yüzyıldan bu yana tüm ihtişamıyla ayakta duruyor. HER SOKAĞI KİTAP GİBİ Çemberlitaş Semti’nin Binbirdirek Mahallesi’nde, Pierre Loti Caddesi üzerinde bulunan Şerefiye Sarnıcı, 428 ve 443 tarihleri arasında Bizans İmparatoru II. Theodosius tarafından yaptırıldı. Sarnıcın yerini tarif eden bu cümle, İstanbul’un uzun ve renkli tarihine hızlı bir bakış niteliğinde. Kısacık bir cümle içinde Konstantin’in kendi adına yaptırdığı Konstantin Forumu’nun ortasında, üzerinde imparatorun heykeliyle yükselen ve Osmanlı döneminde Çemberlitaş adını alan sütun, İstanbul’un en büyük sarnıçlarından Binbirdirek Sarnıcı ve İstanbul aşığı meşhur Fransız yazar Pierre Loti var. THEODOSIUS SARNICI İstanbul’un yüzyılları aşan güzellikleri, medeniyetleri birleştiren uzun tarihi nice hikâyelerle dolu. Bir adres tarifi, şehre hep meraklı ve dikkatli bir gözle bakmamız gerektiğini ve her sokağını bir kitap gibi okuyabileceğimizi bize hatırlatmıyor mu? Şerefiye Sarnıcı, günümüzde yaygın olarak kullanılan bu adını Osmanlı döneminde alır. Sarnıcın asıl adı, onu yaptıran imparatordan gelir ve yapı uzun yıllar boyunca Theodosius Sarnıcı olarak anılır… 9 METRELİK 32 SÜTUN Bugün, özellikle restorasyondan sonra sarnıca adımınızı attığınızda 1600 yıllık bir yapının içinde olduğunuza inanmanız çok güç. Bu da bize, zamana ve onun yıkıcı etkilerine, İstanbul’un büyük depremlerine dayanan sarnıcın ne kadar özenli inşa edildiğini anlatıyor. 45x25 metre büyüklüğündeki sarnıcın 9 metre yüksekliğindeki 32 sütununun başlıkları akantüs yapraklarıyla süslü. Mimarinin teknik detayları kadar insanda yarattığı etki de inanılmaz. Kendinizi gizemli bir atmosferin içinde buluyor, masallardaki gibi bir yeraltı şehrinde gezindiğiniz hissine kapılıyorsunuz. Önümüzdeki hafta bu köşede tekrar buluşuncaya dek iyi gezmeler, iyi seyirler! ŞEFFAF GİRİŞ BİNASI Baharda tamamlanan restorasyondan sonra Şerefiye Sarnıcı, haftanın her günü sabah 09.00’dan akşam 19.00’a kadar ziyarete açık. Sarnıcın kendisi kadar dış cephesine giydirilen çelik konstrüksiyon ve cam yüzey de ilgi çekici ve görülmeye değer. Bu şeffaf giriş binası, eski ile yeni mimarinin birleşimine yönelik çözüm ve tasarımlara iyi bir örnek sayılabilir. THEODOSIUS ŞEHİR SURLARINI DA İNŞA ETTİRDİ Sarnıcı yaptıran II. Theodosius, genç yaşta ölen İmparator Arkadios ile İmparatoriçe Eudokia’nın oğlu. 401 yılında dünyaya gelir. Babasının beklenmedik ölümü üzerine henüz 8 yaşında bir çocukken tahta çıkmak zorunda kalan Theodosius, şehrin imarına büyük önem verir. II. Theodosius deyince akla bu sarnıçtan önce elbette onun adıyla yan yana hatırlanan şehir surları gelir. Şehri kendisinden önceki imparatorların belirlediği sınırların ötesinde genişleterek bugün hâlâ ayakta olan kara surlarını inşa ettiren II. Theodosius, güçlü bir savunma stratejisi kurar ve yaptığı imarlarla bunu destekler. İşte Hun saldırılarına karşı yaptırdığı surlar da onun yönetim anlayışını yansıtan icraatların başında gelir. Sarnıçlar da bu açıdan bakıldığında büyük önem taşıyor. Aylar süren kuşatmalarda şehrin su ihtiyacının büyük bir bölümünü bu sarnıçlar karşılar. İmparator Theodosius, babası Arkadios kadar genç olmasa da, yine genç sayılabilecek bir yaşta, geride 425 yılında kurdurduğu şehrin ilk yüksek okulu da dahil çok sayıda eser bırakarak 49’unda attan düşerek ölür.

18 Ekim 2018 Perşembe

Eğitimde karneden Big Data’ya

HABER: ZEYNEP DERELİ Birçok farklı sektörde Büyük Veri (Big Data) kavramını sık sık duyuyoruz. Hızla akan verinin; nasıl korunacağı, kullanılacağı ve analiz edileceğini belirleyen Büyük Veri disiplini, bir bilişim kavramı olmanın ötesine geçerek, “yönetişim öğretisi” olmaya doğru ilerliyor. Eğitim, bu yeni yönetişim öğretisinin etkisinde yer alan sektörlerden biri. Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük İcraat Programı’nda da eğitimde Büyük Veri konusu yer aldı. (“Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevzuatını, çalışma planlarını ve insan kaynağını yeniden yapılandırmak üzere ‘Büyük Veri’ sistemi kurulması” ve “Her çocuğumuzun okul öncesi eğitimden üniversiteye ilgi, yetenek ve becerilerini gelişimsel olarak izlemek ve yönlendirmek için ‘E­-Portfolyo Sistemi’nin kurulması” yönündeki ifadeleri.) NASIL UYARLAYACAĞIZ? Bu vesileyle “Türkiye’de Büyük Veri’yi eğitime nasıl uyarlayabiliriz?” sorusu akıllara geliyor. Her bir öğrenci, öğretmen ve eğitim yöneticisi durmaksızın data üretiyor. Sınav sonuçları, disiplin cezaları, davranış puanları gibi geleneksek verilerin çok ötesinde; tablet kullanım alışkanlıkları, akıllı tahtadan faydalanma, ödev konuları ve ilgi duyulan sosyal aktiviteler Büyük Veri sistemlerinde öğretmen ve öğrenci analizlerine dahil edilebiliyor. Büyük Veri analizi, geleneksel istatistiki analizin tam tersi bir mantıkla çalışıyor. Geçmişte öğrencilere ilişkin veriler birleşir, anlamlı bir istatistiki bilgi oluşturulur ve bu bilgi yığınlara uygulanırdı. Örneğin; üniversite sınavında öğrencilerin Osmanlı tarihi sorularında başarısız olduğu sonucuna ulaşılırsa bu konudaki eğitimi güçlendirmek için ulusal çalışmalar yapılırdı. Bu, bir Büyük Veri analizi değildir. İSTATİSTİKİ ÇIKARIMIN ÇOK ÖTESİ Eğitimde Büyük Veri kullanımı, bir istatistiki çıkarımın çok ötesindedir. “Ders notları, hayalleri ve beklentilerine dair görüşleri, öğretmenlerinin yorumları, araştırma alışkanlıkları, müze ziyaretleri ve ödevlerinden oluşan milyonlarca satırlık verinin” önce yapay zeka, sonra rehberlik uzmanı tarafından analiz edilmesidir. Sonuç olarak oluşan bilgi; üniversite tercihi öncesinde “sen geleceğin İlber Ortaylı’sı olabilirsin” müjdesi vermek olabilir. Tam tersi de mümkündür. Öğretmen olmak için gerekli becerileri göstermeyen bir öğrenciye “5 yıl sonra, 30 bin kişilik öğretmen kadrosu için 120 bin rakibin olacak ve rekabet edebilmen için şunları yapman gerekiyor. Ayrıca; kendi becerilerin çerçevesinde, seçeneklerinden birinin yazılım mühendisliği olduğunu da unutma” diyebilmektedir. BİREYSEL BİLGİ ÜRETİR Büyük Veri disiplini, bireysel veriden yola çıkar, bireysel veriyi kitlesel bilgi ile harmanlar, anlamlandırır ve sonuç olarak yine bireysel bilgi üretir. Bu anlamda öğretmen ve öğrencilerin, bireysel bazda ayrıntılı verilerinin güvenli bir sistem ile toplanması gerekir. Burada dijitalleşme büyük önem taşır.

18 Ekim 2018 Perşembe