* Avdagiç, “Rafların boş kalmaması için, halkımızın yarın endişesi duymadan evinde kalabilmesi için üretimi sürdürüyoruz” dedi. * İTO Başkanı, “Birikimlerimizi tüketemeyiz. Umutlarımızı, üretimimizi sürdürmek için bulacağımız çarelerle yaşatacağız” diye konuştu. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Rafların boş kalmaması için, halkımızın yarın endişesi duymadan evinde kalabilmesi için üretimi sürdürüyoruz. Halkımıza diyorum ki, ‘Evde kal Türkiye, biz senin için üretime devam ediyoruz’” dedi. Avdagiç, İstanbul iş dünyasının ‘en üst düzey izolasyon şartıyla’ üretim çarklarını döndürmek için uyguladığı tedbirleri, gıda ambalajı üreten bir tesise gerçekleştirilen ziyarette paylaştı. İş dünyasının ağır bir sınavla karşı karşıya olduğunu belirten Avdagiç, “Birinci önceliğimiz, insanımızın, çalışanımızın ‘hayatta ve ayakta’ kalmasıdır. Bu sıralama önemli: Hayatta kalmak, sağlığa verilen önemi, ayakta kalmak ise üretime verilen ehemmiyeti gösterir. O halde birinci aşama insanımızın sağlığıdır, onun sağlığı için her türlü tedbiri almaktır. İkinci aşama da üretimin devam etmesini sağlamaktır” diye konuştu. RAFLAR BOŞ KALMAYACAK Virüsün yayılmasını önlemek için 'akıllı karantina’yı devreye sokmamız gerektiğini vurgulayan Avdagiç, “Akıllı izolasyon ile hem Covid-19 yenilecek hem de çarklarımız dönecek” dedi. Şekib Avdagiç, şunları söyledi: “Halkımız, Sağlık Bakanlığımızın, devletimizin söylediği gibi evinde kalsın. Biz, halkımız için üretmeye devam ediyoruz. Rafların boş kalmaması için, halkımızın yarın endişesi duymadan evinde kalabilmesi için üretimi sürdürüyoruz. e-ticaretle gelecek siparişlerinin üretilmesi için, ülkemizin gıdadan savunmaya, teknolojiden ulaşıma kadar birçok hayati sektörünün yaşaması için biz üretime devam ediyoruz. Halkımıza diyorum ki, ‘Evde kal Türkiye, biz senin için üretime devam ediyoruz.’” HER YER ÜRETİMHANE Avdagiç, koronavirüse karşı mücadele ederken, hayatımızı da devam ettirmek zorunda olduğumuzu, üstünlüğü koronavirüse kaptırmamak mecburiyetinde olduğumuzu ifade etti. Avdagiç, “Dayanışma ruhunu diri tuttuğumuzda, koronavirüs salgınının dağıtıcı ve yok edici özelliğini de yenmiş olacağız” mesajını verdi. Üretmenin ve değer oluşturmanın sadece fabrikada, ofiste, işyerinde olmayacağını vurgulayan Avdagiç, “Bizim için, fiziksel ortamı zorunlu kılmayan her sektör ve çalışma alanı için, bulunduğumuz her yer üretimhanedir. İTO üyelerinin önemli bir kısmı bu ilkeyi hayata geçiriyor” dedi. ÜYELERİMİZİN DUYARLI YAKLAŞIMLARINDAN MEMNUNUZ İTO Başkanı Şekib Avdagiç, minimum seviyede çalışmayı sürdüren işyerleri ve fabrikaların birinci önceliğini üretime değil, çalışanın sağlığına verdiklerine dikkat çekti. Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşletmelerimiz koronavirüse karşı, haftalardır uzmanların söylediği, Sağlık Bakanlığımızın yayınladığı önlemleri alıyorlar. Sağlık ve güven içinde çalışma ortamını temin ediyorlar, ondan sonra çalışmaya start veriyorlar. Oldukça duyarlı üyelerimiz var. Onlar, çalışmaya devam eden personelinin, toplu ulaşıma karışarak, risk almasını önleyecek ulaşım tedbirlerini de alıyor. Biz İstanbul Ticaret Odası olarak üyelerimizin duyarlı yaklaşımlarından memnunuz.” HAYATLARI DA, EKONOMİMİZİ DE MUHAFAZA EDECEĞİZ “Birikimlerimizi tüketemeyiz. Umutlarımızı, üretimimizi sürdürmek için bulacağımız çarelerle yaşatacağız” diyen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, şöyle konuştu: “Hayatları da, sosyal yapımızı da, ekonomimizi de muhafaza edeceğiz. Bu yüzden de online temas ile sistemi devam ettireceğiz. Hem koronavirüs salgını ile savaşıp hem de üretmeye belirli bir tempoda devam edebiliriz. Kalabalık olmadan, dip dibe durmadan da üretmeye, değer oluşturmaya devam edebiliriz. Birlik ve beraberliğimizi fiziksel yakınlıkla değil, kalplerimizi bütünleştirerek göstereceğimiz bu günlerde, bunu yapmaktan başka çaremiz de yok. Ekonomiyi, sistemi durdurmamamız gerekiyor. Şunu unutmayalım ki, birkaç ay sonra virüsün oluşturacağı tahribatı, şu günlerde yapacağımız çalışmalar belirleyecek. Bu yüzden iş dünyasının aktörleri olarak içinde bulunduğumuz günleri, çalışma hayatımızın yeniden canlanması için kuluçka süresi olarak görmeliyiz.” TÜRKİYE HIZLI İNİSİYATİF ALDI Türkiye’nin Covid-19 konusunda hızlı inisiyatif aldığını belirten Avdagiç, “İstihdam ve ödeme çarklarını ne kadar koruma altına alabilirsek salgının etkisini o denli hafifletmiş oluruz. Bu noktada da Cumhurbaşkanımızın aldığı kararlarla, hükümetimizin uygulamaya koyduğu tedbirler oldukça olumlu yansımalar veriyor. Vergi ödemelerindeki erteleme, kısa çalışma ödeneği, kredi ödemelerinde sağlanan kolaylıklar ve uygun koşullu finansman paketleri, çalışanlara ve emeklilere yönelik destekler gibi pek çok önlem hızlıca devreye girdi. Bunlar son derece önemli” dedi.

29 Nisan 2020 Çarşamba

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından hazırlanan "Küresel Yenilenebilir Enerji Görünümü: Enerji Dönüşümü 2050" raporundan derlediği bilgilere göre, 2050'ye kadar ekonomik büyümeye ve istihdama yüksek düzeyde katkı sağlamak amacıyla enerji dönüşümünde sürdürülebilir kaynakların öncelenmesi tavsiye ediliyor. Dünya genelinde etkili ve sürdürülebilir enerji politikalarının yaygınlaşacağına işaret edilen rapora göre, istihdam 2050'ye kadar yenilenebilir enerji teknolojilerine odaklanacak. Özellikle temiz enerjinin teknoloji alanında artması öngörülen istihdam, bu sektörde üretim, kurulum, işletme, bakım ve onarım alanlarında yoğunlaşarak 2050'de 42 milyona ulaşacak. KOVİD-19 GÖLGESİNDE TEMİZ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ Rapora göre, tüm dünyayı etkisi altına alan ''yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında, ülkelerin ortaya koyacakları ekonomik destek paketlerinin iklim değişikliğiyle mücadelede önemli yeri olan Paris Anlaşması kapsamındaki kriterlere uygun olması'' bekleniyor. Yenilenebilir enerji teknolojileri de küresel salgından etkilenirken, enerji piyasa dinamikleri gereği yenilenebilir enerji yatırımlarında ise büyük değişiklikler öngörülmüyor. 2050 yılına kadar enerji kaynaklı karbon emisyonunun ise yüzde 70 azalacağı tahmin ediliyor. Öte yandan, ''sıfır emisyon düzeyine ulaşmak için enerji sektöründe, hidrojen ve sentetik yakıtlar, doğrudan elektrik üretimi, ileri düzey biyoyakıtlar ve karbon yönetiminin önemli rol oynayacağı'' belirtiliyor. Dünya ekonomilerinin kapsamlı olarak karbondan arındırılması stratejileri için yaklaşık 130 trilyon dolarlık enerji yatırımı gerekiyor. Fosil yakıt sektöründeki istihdam kayıplarına rağmen, tüm bölgelerde insan refahında ve yenilenebilir enerji sektöründeki istihdamda net artış yaşanacağı tahmin ediliyor. Ayrıca, yenilenebilir enerjide hedeflere ulaşmak için uluslararası, bölgesel ve yerel ölçeklerde daha güçlü koordinasyonun önemi vurgulanıyor.

29 Nisan 2020 Çarşamba

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, pide fiyatlarıyla ilgili İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Faik Yılmaz, İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Erdoğan Çetin, İl Ticaret Müdürü İsmail Menteşe ve İl Tarım Müdürü Ahmet Yavuz Karaca’nın katılımıyla bir toplantı düzenledi. Vali Yerlikaya, toplantıda yaptığı konuşmada, şu bilgiyi verdi: “Ramazan pidelerimizin niteliği, türü, gramajı ve fiyatlarının aynı kalması yani herhangi bir zam yapılmamasıyla ilgili karar verildi. Bunu sizlerle paylaşmak istedik. Oda başkanlarımıza, bütün fırıncılarımıza ramazan pidesiyle ilgili almış oldukları bu karardan dolayı tekrar teşekkür ediyorum.” İFTARDAN 2 SAAT ÖNCE Fiyat tarifesine göre 350 gram pide 3 lira, 350 gram yumurtalı susamlı pide 3.5 lira, 400 gram özel tırnaklı pide 4 lira, 500 gram pide 4.5 lira, 1 kilogram pide 9 lira, 300 gram kombine/tünel pidesi ise 2.5 liraya satılacak. Ramazan pidesi ve ekmek satışı, iftardan 2 saat önce sonlandırılacak.

28 Nisan 2020 Salı

Kovid-19 salgınıyla beraber tüketici alışkanlıkları da büyük ölçüde değişti. Koronavarüs salgınına kadar Türkiye'de birçok tüketici listeyle alışveriş yapmazken, bu durumun değiştiği gözlendi. Bu değişikliği Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, şöyle anlattı: "Maalesef tüketicilerimizin çoğunun listeyle alışveriş yapma alışkanlığı bulunmuyordu. Kovid-19 salgını, tüketici alışkanlıklarını büyük ölçüde değiştirdi. Artık tüketicilerin büyük bir kısmı gerek virüs kapma endişesinden gerekse daha az risk için ihtiyaçlarının listesini evde yaparak markete gidiyor. Önceden liste yapmadan markete giden vatandaşlar, şimdi markette gezerek alışveriş yapmayı değil ellerindeki listeye bakarak alışveriş yapmayı tercih ediyor. Yani vatandaşlar bir an önce alacaklarını alıp marketten ayrılmak istiyor. Virüsle beraber sık sık ve rahatça dışarı çıkma alışkanlığını kaybeden tüketiciler, artık acil ihtiyaçlarını belirliyor ve hiç vakit kaybetmeden alışverişini tamamlayıp marketten ayrılıyor." VİRÜS BİZİM YAPAMADIĞIMIZI YAPTI Şahin, tüketicilere salgın öncesinde de hep listeyle alışveriş yapmaları uyarısında bulunduklarını belirterek, "Virüs bizim yapamadığımızı yaptı" dedi. Listeyle alışverişin alışkanlık haline gelmesini temenni eden Şahin, "Zira gelişmiş ülkelere baktığımızda tüketici, listesini evde hazırlıyor. Daha sonra alışveriş merkezine ya da markete girdiğinde hiç sağa sola bakmadan alacağı ürünü alıyor ve doğruca kasaya gidiyor" diye konuştu. İNTERNETTEN ALIŞVERİŞ ORANI YÜZDE 80'E ÇIKTI Salgınla beraber uzaktan ve internetten alışverişlerin de arttığına dikkati çeken Şahin, şunları kaydetti: "Yine gelişmiş ülkelerden örnek verecek olursak, insanların birçoğu alacağı ürünün ayağına gelmesini istiyor. Birçok batı ülkesinde tüketicilerin yüzde 80'i ihtiyaçlarını internet üzerinden ve uzaktan satış yöntemiyle karşılıyor. Biz de ise salgından önce vatandaşların yalnızca yüzde 10'u internetten alışveriş yaparken, bu oran salgınla beraber yüzde 80'lere çıkmış durumda. Bu da risk almak istemeyen vatandaşların büyük bir kısmının internetten alışverişe yöneldiğini gösteriyor."

28 Nisan 2020 Salı

Gelir İdaresi Başkanlığı verilerine göre, Türkiye'de Mart 2020 itibarıyla 1 milyon 982 bin 541 gelir, 2 milyon 963 bin 172 gelir stopaj, 2 milyon 60 bin 410 gayrimenkul sermaye iradı (GMSİ-kira geliri vergisi), 789 bin 110 basit usulde vergilendirilen gelir, 864 bin 999 kurumlar ve 2 milyon 787 bin 303 katma değer vergisi (KDV) mükellefi bulunuyor. Söz konusu vergi türlerinde tespit edilen faal mükellef sayısı mart itibarıyla 2019 yılının aynı ayına kıyasla yüzde 3,4 artış gösterdi. Toplam mükellef sayısı 371 bin 439 kişi artarak 11 milyon 447 bin 535'e yükseldi. Bu sayı Mart 2019'da 11 milyon 76 bin 96 olarak belirlenmişti Mükellef sayısında en yüksek artış yüzde 5,8 ile kurumlar vergisinde görülürken, bunu yüzde 5,6 ile gelir stopaj vergisi mükellefleri izledi. KDV mükellefleri sayısı söz konusu dönemde yüzde 4, gelir vergisi mükellefleri yüzde 3,4, basit usulde vergilendirilen gelir mükellefleri yüzde 2,2 artarken, GMSİ mükellef sayısı yüzde 1,1 azaldı. İSTANBUL MÜKELLEF SAYISINDA BİRİNCİ İller bazında bakıldığında en fazla mükellef sayısı 3 milyon 305 bin 778 ile İstanbul'da iken, bunun 514 bin 590'ı gelir vergisi, 327 bin 620'si kurumlar vergisi, 861 bin 241'i gelir stopaj vergisi, 732 bin 720'si GMSİ, 46 bin 527'si basit usulde vergilendirilen gelir vergisi ve 823 bin 80'i KDV mükelleflerinden oluştu. Bu ili, 954 bin 323 mükellefle Ankara, 766 bin 739 mükellefle İzmir izlerken, bu üç ildeki mükellef sayıları Türkiye'deki toplam rakamın yüzde 44'ünü oluşturdu.

28 Nisan 2020 Salı