tatil-sepeti
Atatürk'ten Şentop'a 100 yılda 29 Meclis Başkanı

23 Nisan 1920'de kurulan TBMM yalnızca yasama yetkisini değil, aynı zamanda yürütme yetkisini de milli iradenin merkezini teşkil eden Mecliste toplarken, Meclis başkanı aynı zamanda hükümet ve devlet başkanı olarak görev yapıyordu. Atatürk, 23 Nisan 1920'de açılan Meclise 24 Nisan 1920'de Başkan seçildi ve bu görevi, Cumhuriyetin ilanıyla cumhurbaşkanı seçildiği 29 Ekim 1923'e kadar sürdürdü. Atatürk, dünya parlamentoları tarihi açısından TBMM Başkanlığı ve harpte fiili Başkomutanlık görevlerini aynı anda ve olağanüstü yetkiyle üstlenen ilk başkan oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten görevi Ali Fethi Okyar devraldı. İstanbul Mebusu olarak ilk Meclis'te yer alan Okyar, 1 Kasım 1923'te Meclis Başkanlığına seçildi. 22 Kasım 1924'te bu görevinden ayrılan ikinci Meclis Başkanı Okyar, aynı zamanda başbakanlık da yaptı. Daha sonra göreve gelen Kazım Özalp, 26 Kasım 1924-1 Mart 1935'te Meclis Başkanlığını yürüttü. REKOR ABDÜLHALİK RENDA'DA Özalp'ın ardından göreve Mustafa Abdülhalik Renda geldi. 1 Mart 1935'te Meclis Başkanlığı için yapılan seçimde ittifakla başkanlığa getirilen Renda, 11 yıl süreyle TBMM'nin en uzun süre başkanlığını yürüten isim olarak tarihe geçti. Renda, 5 Ağustos 1946'da başkanlığı Kazım Karabekir'e devretti. GÖREV BAŞINDA KALP KRİZİ Atatürk'ün ölümünden sonra Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü'nün teklifiyle İstanbul Mebusu olan Karabekir, 1946'daki ilk çok partili seçimin ardından TBMM'nin 5. başkanı olarak başkanlık makamına seçildi. Karabekir, bu görevini sürdürürken 26 Ocak 1948'de geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Karabekir'in ölümüyle boşalan Meclis Başkanlığına Ali Fuat Cebesoy seçildi. Cebesoy, 30 Ocak 1948-1 Kasım 1948 tarihleri arasında TBMM Başkanlığı görevini üstlendi. SARAÇOĞLU DÖNEMİ Mehmet Şükrü Saraçoğlu, 1 Kasım 1948-22 Mayıs 1950 tarihleri arasında Meclis Başkanlığı yaptı. Saraçoğlu, TBMM Başkanı sıfatıyla Türk Ocaklarının yeniden faaliyete geçmesine öncülük etti. Ağustos 1942'de Cumhurbaşkanı İnönü tarafından yeni kabineyi kurmakla görevlendirilen Saraçoğlu, 4 yıl başbakanlık yaptı. Saraçoğlu'nun ardından göreve gelen Refik Koraltan, 22 Mayıs 1950'de Meclis Başkanı seçildi, görevini 27 Mayıs 1960'a kadar sürdürdü. Yassıada mahkeme kararları sonucu, Refik Koraltan'ın da aralarında bulunduğu 12 siyasetçi için verilen idam kararı, Milli Birlik Komitesi tarafından ömür boyu hapse çevrildi. Koraltan, 75 yaşında Demokrat Partili siyasetçiler için çıkarılan aftan yararlanıp özgürlüğüne kavuştu. 1 Kasım 1961'de Meclis Başkanı seçilen Fuat Sirmen, 10 Ekim 1965'e kadar bu görevini yürüttü. ‘EN GENÇ BAŞKAN’ BOZBEYLİ TBMM'nin 10. Başkanı Ferruh Bozbeyli, 22 Ekim 1965'te 38 yaşında Meclis Başkanlığına seçildi. Cumhuriyet tarihinde en genç Meclis Başkanı olarak tarihte yerini alan Bozbeyli, 1969'da tekrar Meclis Başkanı seçildi. Bozbeyli, 19 Ekim 1970'de Meclis Başkanlığı görevinden kendi isteğiyle ayrıldı. Sabit Osman Avcı, 26 Kasım 1970-14 Ekim 1973 tarihlerinde TBMM Başkanlığı görevini üstlendi. Daha sonra göreve gelen Kemal Güven, 18 Aralık 1973-5 Haziran 1977 tarihlerinde Meclis Başkanlığı yaptı. 12 EYLÜL SONRASI Meclis Başkanlığına 17 Kasım 1977'de seçilen Cahit Karakaş'ın görevi, 12 Eylül 1980 darbesiyle son buldu. Meclis Başkanlığına 4 Aralık 1983'te seçilen Necmettin Karaduman, 29 Kasım 1987'ye kadar görevini sürdürdü. AKBULUT DÖNEMİ Yıldırım Akbulut, 24 Aralık 1987'de TBMM Başkanlığına seçildi, 9 Kasım 1989'a kadar görevini sürdürdü. Akbulut, Kasım 1989'da Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığına seçilmesi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi. 15 Haziran 1991'de yapılan olağan kongrenin ardından ANAP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevini Mesut Yılmaz'a devreden Akbulut, 1999 seçimlerinin ardından tekrar TBMM Başkanlığına seçildi. Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine hükümeti kurmakla görevlendirilen Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut'un yerine İsmet Kaya Erdem, TBMM Başkanlığına seçildi. Erdem, 21 Kasım 1989-20 Ekim 1991 tarihlerinde Meclis Başkanlığı görevini yürüttü. CİNDORUK DÖNEMİ 1985'te DYP Genel Başkanı seçilen Hüsamettin Cindoruk, 1987'de siyasi yasakların kalkmasının ardından genel başkanlığı Süleyman Demirel'e bıraktı. 16 Kasım 1991'de TBMM Başkanı seçilen Cindoruk, 1 Ekim 1995'e kadar TBMM Başkanlığı yaptı. Daha sonra göreve gelen İsmet Sezgin, 18 Ekim 1995-24 Aralık 1995 tarihlerinde TBMM Başkanlığını yürüttü. Sezgin, 2 ay 1 hafta ile en kısa süre görev yapan Meclis Başkanı oldu. 25 Ocak 1996'da TBMM Başkanı seçilen Mustafa Kalemli, 30 Eylül 1997'ye kadar görev yaptı. Hikmet Çetin, 16 Ekim 1997'de seçildiği TBMM Başkanlığı görevini 1999 Genel Seçimi'ne kadar sürdürdü. 1999'da MHP'den Konya Milletvekili olarak parlamentoya giren Ömer İzgi, 18 Ekim 2000'de Meclis Başkanı seçildi. İzgi, görevini 3 Kasım 2002'ye kadar yürüttü. İzgi'nin ardından 19 Kasım 2002'de TBMM Başkanı olan Bülent Arınç, 22 Temmuz 2007'de ikinci kez Meclis Başkanı seçildi. Daha sonra 9 Ağustos 2007-5 Ağustos 2009 arasında Köksal Toptan, 5 Ağustos 2009-4 Nisan 2011 arasında Mehmet Ali Şahin, 4 Temmuz 2011-7 Haziran 2015 arasında Cemil Çiçek, 1 Temmuz 2015-1 Ekim 2015 arasında İsmet Yılmaz, 22 Kasım 2015-24 Haziran 2018 arasında İsmail Kahraman TBMM Başkanlığı yaptı. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ'NİN İLK MECLİS BAŞKANI Siyasete, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti'nin kuruluş aşamasında yer alarak adım atan Binali Yıldırım, 11 yılı aşan süreyle en uzun süre Ulaştırma Bakanlığı yapan isim olarak Cumhuriyet tarihine geçti. Parlamenter sistemin son başbakanı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk TBMM Başkanı olan Yıldırım, 12 Temmuz 2018'de Meclis Başkanı seçildi, AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterilmesi nedeniyle 18 Şubat 2019'da görevden çekildi. 29. MECLİS BAŞKANI ŞENTOP Makedonya'dan Türkiye'ye göç ederek Tekirdağ'a yerleşen Rumelili bir ailenin çocuğu olan Mustafa Şentop, Rumeli-Balkan kökeni dolayısıyla Balkan ülkeleriyle ve bu ülkelerdeki kurumlarla yoğun mesaide bulundu. Tekirdağ İmam Hatip Lisesi mezunu olan Şentop, üniversiteyi Türkiye derecesi yaparak kazandı. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü'nde 1 yıl okuduktan sonra hukuk alanına olan ilgisi dolayısıyla İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine geçen Şentop, eğitimini burada tamamladı. Mustafa Şentop, gençlik yıllarından itibaren bir taraftan akademik çalışmalara yöneldi diğer taraftan düşünce kuruluşlarında ve sivil toplum kuruluşlarında görev yaptı. Öğrencilik yıllarında dönemin etkili yayınlarından olan Teklif Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yürüten Şentop, bu dönemde en büyük desteği, o sırada Refah Partisi İl Başkanlığı görevini yürüten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gördü. Şentop, Türk Hukuk Tarihi ve Anayasa Hukuku alanlarında önemli çalışmalar yaptı, ders verdi. Birçok öğrenci yetiştiren önemli bir ilim adamı olan Şentop, 2011'de İstanbul Milletvekili olarak Meclise girdi. 30 Eylül 2012'de gerçekleşen AK Parti'nin 4. Olağan Kongresi'nde MKYK üyesi olarak seçilen Şentop, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tensipleriyle Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı görevine getirildi. Şentop, 30 Mart 2014 yerel, 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı ve 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nin yürütülmesi süreçlerinde Cumhurbaşkanının talimatı doğrultusunda görev yaptı. Mustafa Şentop, 2011 Genel Seçimlerinden sonra TBMM'de oluşturulan ve 4 partinin temsil edildiği Anayasa Uzlaşma Komisyonunda AK Parti'yi temsilen görev yaptı. Şentop, 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra oluşan 26. Dönem parlamentosunda TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığını yürüttü. Bu süreçte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yasal altyapısının oluşturulması çalışmalarında görev yürüten Şentop, AK Parti ve MHP arasında oluşturulan Cumhur İttifakı'nın protokol çalışmalarında Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda görev yaptı. Hukukçu Sabriye Şentop ile evli olan Şentop, 4 çocuk sahibi. Şentop, 24 Şubat 2019'da 29. TBMM Başkanı seçildi. Mustafa Şentop, görev süresinin dolması nedeniyle dün yapılan TBMM Başkanlığı seçiminde yeniden başkan seçildi. EN FAZLA TBMM BAŞKANI ÇIKARAN İL İSTANBUL En fazla TBMM Başkanı çıkaran il ise İstanbul oldu. Cumhuriyet tarihi boyunca seçim çevresi İstanbul olan 4 parlamenter TBMM Başkanlığı görevini üstlendi. Bugüne kadar görev yapan Meclis başkanlarından 14'ü hukuk, 5'i harp okulu, 4'ü mülkiye, 3'ü mühendislik, 2'si iktisat, 1'i de tıp mezunu

08 Temmuz 2020 Çarşamba

BDDK'dan normalleşme döneminde kolaylık

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), banka ve banka dışı mali kuruluşlara normalleşme döneminde bireysel ve ticari müşterilere kolaylık sağlamaları konusunda 11 maddelik talimat hazırladı. Kurum, ilgili kuruluşlardan, bireysel ve ticari müşterilerin vade tarihi 2020 yıl sonuna kadar olan ödemelerine ilişkin öteleme taleplerinin karşılanmasını ve ötelenen nakit akışları için güncel piyasa koşullarına uygun fiyatlama yapılmasını istedi. KREDİ KARTI AİDATLARINA KOLAYLIK BDDK, kredi kartı aidatları için kolaylık sağlanmasını da talep etti. Bu kapsamda kredi kartı aidat tahsilatına itiraz eden müşterilerin talebi doğrultusunda tahsilatın geçici bir süreyle ertelenmesini isteyen BDDK, diğer taraftan makul ve somut gerekçeler olmaksızın kredi kartı limitlerinin kısıtlanması ve kredi kartlarının nakit çekime kapatılması gibi uygulamalar hakkında mevzuatta belirtilen kurallardan daha ihtiyati ve sıkı uygulamalara gidilmemesi gerektiğini kaydetti. KREDİ SİGORTALARINDA ETKİN SORGULAMA VE TAZMİN BDDK, ilgili kurumların Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili alt düzenlemelerine uygun hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Kurum, krediye bağlı sigorta poliçelerinde temerrüt hali gerçekleşince tazmin koşulları oluşup oluşmadığının kendiliğinden sorgulanması, varsa kredi geri ödemesinin sigorta poliçesinden kolayca karşılanmasını sağlayacak bir sistemin işletilmesine gerekliliğine işaret etti. BANKACILIKTA 60 YAŞ ÜSTÜ VE EMEKLİLERE KOLAYLIK BDDK'dan bankalara giden yazıda, "Emekli aylığı alan ve/veya 60 yaşın üzerindeki müşterilerin sık dışarı çıkamamalarından mütevellit ATM'den tek seferde aylıklarını çekebilmeleri, şubelerden ve çağrı merkezlerinden hızlı ve yeterli hizmet almalarının sağlanması, emekli aylıklarını alan müşterilerin aylıklarını almak istedikleri bankalarının değiştirilmesinde fiili engellerin kaldırılması ve taleplerin şikayete mahal verilmeksizin zamanında yerine getirilmesi, 60 yaş üstü emeklinin şubelere gitmeye icbar edilmemesi (kart teslimi dahil) gerekli görülmektedir" ifadeleri yer aldı. SALGIN DÖNEMİNİN BAŞINDA BANKALARA TALİMAT VERİLMİŞTİ BDDK, bankalar ve banka dışı mali kuruluşlarla ilgili müşterilerden gelen taleplerin düzenli olarak takip edildiğini ve verilen talimata uygun hareket edilmesi gerektiğini bildirdi. Kurum, 20 Mart’ta bankalara gönderdiği talimatla Kovid-19 salgını döneminde bankaların müşterilere kolaylık sağlamasını istemiş, iş dünyası ve vatandaşların salgın dönemini en az hasarla atlatabilmesi için 50'ye yakın tedbiri hayata geçirmişti.

08 Temmuz 2020 Çarşamba

Ürdün, Türk yatırımlarını artırmaya çalışıyor

Ürdün Ticaret Odası, Türk iş adamlarını ve şirketleri özel sektörde ortaklık kurmaya ve yatırımlar yapmaya teşvik ederek,ülkedeki Türk yatırımını artırmaya çalıştıklarını bildirdi. Ticaret Odası Başkanı Nail el-Kebariti yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin Amman Büyükelçisi İsmail Aramaz ile bir araya geldiklerini belirtti. Görüşmede, iki ülke arasındaki ekonomik iş birliği ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizinin ticari ilişkilere yansımalarını ele aldıklarını ifade edenKebariti,Ürdün ve Türkiye arasında, özellikle bazı ürünlerle sınırlı olan Ürdün ihracatı bakımından, alışveriş yapılan ürün yelpazesini genişletmenin gerekliliğine vurgu yaptı. Türkiye'nin Amman Büyükelçisi İsmail Aramaz da görüşmede ekonomik iş birliği için yeni yollar aramaya, iki ülkeşirketleri ve özel sektör kuruluşları arasında iletişimin güçlendirilmesine hazır olduklarını ifade etti. Aramaz, büyükelçiliğin Türk şirketleri,Ürdün'deki yatırımlarını artırmayateşvik için çalışacağını kaydetti. Ürdün Ticaret Odasının verilerine göre,Ürdün'ün 2019'da Türkiye'ye ihracatı yaklaşık 49 milyon dolarken, ithalatı 821 milyon dolar.

08 Temmuz 2020 Çarşamba

Şirketlerin yüzde 78'i siber saldırı olmadan harekete geçmiyor

Türkiye'de özel sektörde faaliyet gösteren şirketlerin siber risklere olan bakış açılarını ortaya koymak amacıyla Marsh ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD)iş birliğiyle hazırlanan 2020 Türkiye Siber Risk Algı Araştırması’nın sonuçları paylaşıldı. GENEL EĞİLİM ‘BEKLE-GÖR’ Araştırma sonuçlarına göre; * Firmaların siber riskleri diğer risk başlıkları gibi önemsemeleri ve yönetmeleri gerektiğine ilişkin farkındalık seviyesi hızla artıyor. * Siber güvenliğe yönelik farkındalık ve yatırım, büyük ölçüde siber saldırı deneyimi ve hukuki düzenlemelerle tetikleniyor. * Türkiye'de, bu alandaki risklerin yönetimi veya bilgi teknolojilerinden sorumlu çalışanların sadece yüzde 9'u şirketlerinin karşı karşıya olduğu en büyük riski siber tehdit olarak görüyor. Geçen yıloran yüzde 22 olarak gerçekleşmişti. * Araştırma, siber riskler konusunda ülkede farkındalığın arttığına işaret etse de şirketlerin gün geçtikçe artan bu riski öncelikleri arasına yeterince almadığını ortaya koyuyor. * Firmaların bu konudaki genel eğilimi "bekle-gör" davranışı üzerinden şekilleniyor. Firmaların yüzde 78'inin tehditle karşılaşmadan siber riski fark etme ve harekete geçme pratiğine sahip olmadıkları, yaşanan saldırının etki gücünün öngörüden daha yüksek olduğu gözüküyor. * Yaşanan siber atakların, bugüne kadar, işlerin yavaşlaması, durması veya finansal zarara sebebiyet verebilecek bir vaka yaşatmamış olması, siber güvenlik konusunun daha az gündemde olmasının temel nedeni olarak görülüyor. YÜZDE 77'Sİ HUKUKİDÜZENLEMELERİ TEŞVİK EDİCİ BULUYOR * Siber güvenlik yönetimine yatırım yapan firmaların yüzde 77'si hukuki düzenlemelerin teşvik edici etkisi olduğunu belirtiyor. * Havacılık, finans, bilgi teknolojileri, enerji ve üretim sektörlerinde yer alan firmaların siber riskin yönetimi konusunda nispeten daha hassas davrandıkları ve bilgili oldukları ortaya çıkıyor. Devletin yasayla çerçevesini çizdiği, takip ettiği konular firmalar tarafından hem daha çok dikkate alınıyor hem daha çabuk içselleştiriliyor ve prosedürlere geçiriliyor. * Bu bağlamda KVKK, GDPR gibi kanunlar; ISO, NIST gibi standartlar; EPDK, BDDK gibi sektör denetleme kurumları; halka açılma süreçlerinden geçen kurumlar için SPK tarafından belirlenen zorunluluklar şirketlerin siber risk konusunda harekete geçmeyi etkiliyor ve yol gösterici oluyor. KOVİD-19 VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM, RİSKİ ARTIRDI * Kovid-19 salgınının etkisiyle her alanda hızlanan dijital dönüşümün hem farkındalığı artıracağı hem de kurumları siber risk yönetimine yönelik daha fazla önlem almaya teşvik edeceği öngörülüyor. * Salgın süreciyle birçok firmanın tam olarak hazır olmadan ve gerekli tedbirleri alamadan hızlı bir şekilde dijitalleşmesi siber saldırı olasılıklarını da yükseltiyor. * Firmaların yüzde 77'sinde siber risk konusundaki sorumluluk IT/BT ekiplerinin üzerinde. Yüzde 75'inde siber güvenlik sorumluluğu büyüklük ve sektörel yapıya göre CTO/CIO/CSO/CICO pozisyonlarından biriyle paylaşılıyor. Bir başka deyişle, süreci C seviyesi yönetiyor. * Özellikle bu seviyedeki yöneticilerin konuya yaklaşımları kurumun farkındalığını ve stratejisini doğrudan etkiliyor. Firmaların yatırım kararı için en önemli dayanak noktası, yine sektördeki firmaların yaşadığı olumsuz deneyimler oluyor. Firmaların yüzde 56'sı ise doğru bir strateji kurabilmek için tarafsız bir kurumdan danışmanlık alıyor. * Firmaların yüzde 78'inin risk yönetimi konusundaki öncelikli refleksi riski azaltıcı uygulamaları hayata geçirmek yönünde. Firmalar en çok cihazların güvenliğini artırmaya, sisteme veya ağlara hem şirket içinden hem de dışından erişimi daha güvenli hale getirmeye yönelik yatırımlar gerçekleştiriyor. * Siber riski ölçme, yönetme ve önleme süreçleri belirgin alanlarda yatırım gerektirirken, bu alanların başında altyapı, organizasyon ve insan kaynakları geliyor. Firmaların yüzde 50’si söz konusu yatırımları yapma konusunda çekimser davranırken, daha çok penetrasyon ve zafiyet analizleriyle yetiniyorlar. * Şirketlerin siber güvenlik alanındaki olgunlukları siber risk sigortasına yatkınlıklarını olumlu yönde etkiliyor. * Firmaların çoğunun siber risk sigortası hakkında yeterli bilgisi bulunmuyor.

08 Temmuz 2020 Çarşamba

Kurumsal yatırımcılara altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası ihracı

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan duyuruya göre, sermaye piyasalarının gelişimine katkıda bulunulması, yurtiçi tasarrufların artırılması, yatırımcı tabanının genişletilmesi ve finansman araçlarının çeşitlendirilmesi amacıyla başta emeklilik ve yatırım fonları olmak üzere kurumsal yatırımcılara yönelik valör tarihi 10 Temmuz 2020 olan altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası ihracı yapılacak. Söz konusu senetlerin ihracı, Borsa İstanbul (BIST) Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası (KMKTP) üyesi bankalara doğrudan satış yöntemiyle gerçekleştirilecek, yatırım ve emeklilik fonları gibi diğer kurumsal yatırımcılar taleplerini bu bankalar üzerinden Bakanlığa iletebilecek. Taleplerin KMKTP üyesi Bankalarca, Bakanlığa faks veya e-posta aracılığıyla iletilmesi gerekiyor. Altın tahvilleri ve altına dayalı kira sertifikaları, BIST tarafından belirlenen niteliklere uygun olanLondra Külçe Piyasası Birliği (LBMA)sertifikalı asgari 995/1000 saflıktaki (995/1000 saflık dahil) ve ağırlığı asgari 1 kilogram olan altınlar karşılığında ihraç edilecek. İhraç kapsamında yatırımcı tarafından getirilecek altınların talep toplama tarihi itibarıyla hali hazırda BIST nezdindeki fiziki altınlardan oluşması, ihraca konu edilecek altınların 1000/1000 saflık derecesine karşılık gelen toplam ağırlığının 995 gramın tam katı olması gerekiyor. Bunun gerçekleşmediğidurumlarda yatırımcının talebi, Bakanlıkça uygun görülmesi halinde ve aradaki farkın TL olarak tamamlanması koşuluyla kabul edilebilecek. Aynı şekilde, ihraca konu edilecek altınların 995/1000 saflık derecesine karşılık gelen toplam ağırlığının 1 kilogramın tam katı olması şartı aranıyor. Toplam ağırlığın 1 kilogramın tam katından eksik olması durumunda oluşacak farkın giderilebilmesi için, bu farkın valör tarihi için geçerli olan 995/1000 saflıktaki altın fiyatı esas alınarak hesaplanacak olan TL karşılığı, yatırımcı tarafından Bakanlığa ödenecek ve belirlenen değere ulaşması sağlanacak. Yatırımcılara valör tarihinde 1000/1000 saflıktaki 1 gram altın için 1 tahvil/kira sertifikası ihraç edilecek. Bu kapsamda 995/1000 saflıktaki her 1 kilogram altın karşılığında 995 tahvil/kira sertifikası ihracı yapılacak. İhraç edilecek senetler, BIST Borçlanma Araçları Piyasası'nda 995 nominal menkul kıymet ve katları şeklinde işlem görebilecek, Merkezi Kayıt Kuruluşunda 995 ve katı şeklinde kayden saklanacak. İtfa tarihinde yatırımcılara, hesaplarında bulunan 995 altın tahvili/altına dayalı kira sertifikası karşılığında,belirtilen niteliklere uygun olan LBMA sertifikalı 995/1000 saflıkta 1 kilogramlık külçe altınlar teslim edilecek. Senetleri almaya hak kazanan bankalara, satış tutarları bilgisi bugün Merkez Bankası Ödeme Sistemleri İhale Sistemi vasıtasıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasıncailetilecek.

08 Temmuz 2020 Çarşamba