tatil-sepeti
Standarda atom gücü

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türk Standardları Enstitüsü’nün (TSE), teknolojideki gelişmeyle birlikte standartların öneminin de artmakta olduğunu söyledi. TSE’nin 59’uncu Olağan Genel Kurul Toplantısı’na katılan Bakan Varank, enstitünün, bakanlıkça yürütülen özel sektör yatırımları, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin teşviki gibi çalışmaların sacayaklarından birini oluşturduğunu belirtti. NÜKLEER SANTRAL Konuşmasında, Türkiye’nin yüksek teknolojili ürün ihtiyaçlarının teknolojik ilerleme ve kabiliyetlerini artırmak için önemli fırsatlar sunduğunu dile getiren Varank, şöyle devam etti: “Bu ihtiyaçların karşılanmasında teknolojiyi kendimizin geliştirmesi yönünde hareket etmemiz lazım. Bunun örneğini ülkemizin ilk nükleer santralinin yapımında yaşıyoruz. TSE, Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşasında kullanılacak yerli ürünlerin belgelendirmesinde malzeme onay kuruluşu olarak yetkilendirildi. Ayrıca inşaat planına ilişkin gözetim ve muayene işlemlerini de TSE olarak biz yürütüyoruz. TSE’nin ve ilgili kurumlarımızın konuya dahil olmasıyla nükleer teknoloji kademeli ve planlı olarak ülkemize transfer ediliyor. Yerli katkı oranı peyderpey artırılıyor.” BEYAZ HACKER TSE’nin bilişim teknolojileri ve siber güvenlik alanındaki test ve belgelendirme faaliyetlerini hatırlatan Varank, 2014’ten beri 788 kişiye ‘Beyaz Şapkalı Hacker-Sızma Testi Uzmanı Belgesi’ verdiklerini açıkladı. TSE DENETİMLERİ Bakanlığın, bazı denetim unsurlarını TSE’ye devrettiğini belirten Bakan Varank, konu hakkında şunları söyledi: “Bu konuda yaptığımız işbirliğinden oldukça memnunuz. Bu denetimleri TSE’nin profesyonelliği ile yaptığımızda daha güzel neticeler aldık. Bu gibi denetim faaliyetlerini önümüzdeki süreçte daha fazla TSE’ye aktarmak için çalışmalarımızı devam ettireceğiz.” Bakanlık olarak, TSE’nin teknik ve idari altyapısının iyileştirilmesi, muadili kuruluşlarla rekabet gücünün artırılması için her türlü desteği vereceklerini vurgulayan Varank, enstitünün son teknolojiyle donatılacak temelli kampüsünün yapım çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. Varank, bu kampüsle birlikte TSE’nin, bölgenin en etkin kuruluşlarından biri haline geleceğini ifade etti. HELAL AKREDİTASYON İÇİN İDDİALIYIZ Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin standart belirleme süreçlerine katılımını çok önemsediklerini söyledi. Varank, “Sanayicimizin yer aldığı komiteler kurarak, teknoloji standartları ağırlıklı olmak üzere uluslararası standardizasyon süreçlerine daha aktif katılım sağlayacağız” diye konuştu. Bakan Varank, TSE’nin Helal Akreditasyon Kurumu tarafından İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) standartlarına göre ilk akredite edilen uygunluk değerlendirme kuruluşu olduğunu hatırlattı. Varank, şöyle konuştu: “Böylece Helal Akreditasyon Kurumu’nun muadilleriyle yapacağı karşılıklı tanıma anlaşmalarıyla firmaların farklı kuruluşlardan belge alma zaruriyeti ortadan kalkacak. Bu sayede de İslam ülkeleri arasında ticaret kolaylaşacak. Bu adımla helal akreditasyonda dağınıklığı giderme ve standartları belirleme konusunda dünyada lider ülkelerden biri olmak istiyoruz.” AVM’LERE MÜNHASIR BELGELENDİRME Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanı Adem Şahin, Kültür ve Turizm Bakanlığı adına yaptıkları ‘COVID-19 Güvenli Turizm Belgesi’ çalışmalarında aşama kaydettiklerini söyledi. Başkan Şahin, “Sektörden gelen talep üzerine alışveriş merkezlerine (AVM) münhasır belgelendirme modeli geliştiriyoruz. Ayrıca okullar ve eğitim kurumlarına yönelik olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile hazırladığımız kılavuz tamamlandı. İmzalanacak protokol sonrasında, okullara yönelik belgelendirme faaliyetlerimiz de başlayacak” diye konuştu. GÜVENLİ ÜRETİM BELGESİ VERİMLİLİĞİ ARTIRDI Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yeni tip koronavirüs salgını döneminde de TSE ile piyasalara doğrudan dokunan ve üretimde sürekliliği teşvik eden kritik adımlar attıklarını söyledi. Piyasanın ihtiyaç duyduğu alanlarda geliştirilen hızlı alternatiflere işaret eden Varank, yıkanabilir bez maske standardı ile imalat sanayinde çalışanların sağlığı ve üretimde devamlılığı sağlamak için alınması gereken önlemlere ilişkin kılavuzun hazırlandığını kaydetti. Varank, “Bu kılavuzu yurt dışına yayıp pazarlayabilmemiz lazım. Orada da standart ve belgelendirme faaliyetlerinde bulunarak, bu işi yurt dışına yaymalıyız” dedi. 450 FİRMA Kılavuzu hizmet sektörü için geliştirdiklerini ve tedbirleri uygulayan firmalara, ‘COVID-19 Güvenli Üretim ve Güvenli Hizmet Kalite Belgesi’ vermeye başladıklarını belirten Varank, şöyle konuştu: “Şimdiye kadar 411 firma Güvenli Üretim Belgesi alırken, hizmetler sektöründe de 39 firma Güvenli Hizmet Belgelerini teslim aldı. Belgeyi alan firmalardan çok yapıcı geri dönüşler ve teşekkür mesajları alıyoruz. Bize söyledikleri ilk şey, bu belge sayesinde personelinde büyük bir güven duygusu oluştuğu. Çalışanlar işe daha rahat gelmeye, daha verimli çalışmaya başlamış.” TEDARİK VE DİJİTALLEŞME Yeni dönemde tedarik zinciri dönüşümünde atılması gereken adımlara dikkat çeken Dinçer, şunları söyledi: “Tedarik zincirinin çeşitlenmesi ve bölgeselleşmesinin yanı sıra dijital ve analitik verilere bağlı bir ortamda takip edilerek direncinin artırılması gerekiyor. Yeni dönemde, katma değerli üretimlerin Türkiye’nin de içinde yer aldığı alternatif bölgelere kaydırılabilmesi için hem küresel hem de bölgesel teşviklere ihtiyaç var. Üretimde verimlilik, hız ve esnekliği artırabilmek için dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon ve akıllı teknolojilerin yaygınlaştırılması, teknolojiyi kullanabilen insan kaynağının yetiştirilmesi de üzerinde yoğunlaşmamız gereken başlıca konular arasında yer alıyor.”

28 Temmuz 2020 Salı

e-ithalatta dolandırıcılık uyarısı

Son aylarda Hong Kong firmalarından elektronik ithalat yapmak isteyen birçok şirket, ciddi problemler yaşamaya başladı. Konuyu Hong Kong Ticaret Ateşeliği’ne ileten firmalar, karşı firmaya ödeme yaptıktan sonra irtibatın kesilmesinden şikayet etti. Ticaret Bakanlığı da yaşanan dolandırıcılık olayları sebebiyle firmaları uyardı. Bakanlık, TOBB’a gönderdiği yazı ile yerli firmaların, Hong Kong’dan yapacakları tedarik işlemlerinde, benzer ticari dolandırıcılığa maruz kalmaması için bazı web sayfaları üzerinden alım yapmamasını tavsiye etti. ŞİKAYETE KONU OLAN ADRESLER * www.infinite-electronic.hk * www.components-hk.com * www.components-shop.com * www.sourcing-electronic.com * www.components-center.com * www.electronics-ic.com * www.vnsky.com

28 Temmuz 2020 Salı

Mücbir sebepte de esas kaynak sözleşme

HABER: ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası, farklı alanlarda düzenlediği webinarlar ile yeni normal döneminde de sektörleri bilgilendirmeye devam ediyor. ‘Covid-19 Sonrası Hukuki Süreçler’ konulu webinar, İstanbul Ticaret Odası’nın youtube kanalından canlı yayınla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay’ın yaptığı webinarda, küresel salgın sürecinde iş hayatında çıkabilecek hukuki ihtilaflar, ticaret hukuku ve borçlar hukuku açısından analiz edildi. Mücbir sebep, sözleşmelerin uyarlanması, cezai şartların durumu, elektronik imzalarla yapılan işlemler gibi pekçok başlıkta mevcut kanunlar ve içtihatlar hakkında bilgi verildi. Salgın sürecinde hukuki anlamda farklı sorumlulukların çıkabileceğine dikkat çeken Kuralay, işletmelerin yaptıkları sözleşmelerde söz konusu sürecin etkilerini de değerlendirmek gerektiğini söyledi. SÖZLEŞMEDE UYARLAMA UYGULAMASI Moderatörlüğünü İTO Genel Sekreter Yardımcısı Av. Nurcan Turan’ın yaptığı webinarda, Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Harun Demirbaş ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Paslı sunum yaptı. Sözleşmede uyarlama yapılmasının, sözleşme hukukundaki ‘ahde vefa’ ilkesiyle bağlantısına dikkat çeken Doç. Dr. Harun Demirbaş, “Ahde vefa ilkesi bir sözleşmeyi kurduktan sonra yüklenmiş olunan borçların ve yükümlülüklerin ifasıyla bağlı kalmayı ifade eder. Sözleşmeyi kurduktan sonra bu sözleşmeden haklı bir sebep olmaksızın kaçınma imkanı vermez. Ancak bu ilkenin de bir istisnası var ve uygulamada ‘uyarlama’ diyoruz. Değişen şartlara göre sözleşmenin yeniden ele alınmasını ve edim yükümlülüklerinin değişen koşullara göre yeniden yapılandırılmasını ifade eder” dedi. MÜCBİR SEBEP KRİTERLERİ Sözleşmelerde uyarlama talep ederken gündeme çok gelen mücbir sebep konusunda yargı kararlarındaki üç kriter hakkında bilgi veren Doç. Dr. Demirbaş şunları söyledi: “Birincisi haricilik kriteri. Yani borcun ifasının güçlüğüne sebep olan olay borçludan kaynaklanmamalı. İkincisi öngörülemezlik. Üçüncüsü engellenemezlik kriteri. Mevcut olayın etkisini ortadan kaldırması anlamında yapılacak bir şeyin olmamasını ifade ediyor.” Sözleşmenin temel kaynak olduğunu da hatırlatan Demirbaş, “Sözleşmede açık veya dolaylı olarak ‘mücbir sebebe başvurulamaz’ şeklinde bir ifade yer alırsa o zaman bu mücbir sebebe başvurarak sözleşmenin uyarlanmasını istemek mümkün olmaz” dedi. AŞIRI İFA GÜÇLÜĞÜ Borçlar Kanunu’nda genel hükümler arasında mücbir sebeple ilgili üç madde olduğunu belirten Doç. Dr. Demirbaş, “Bunlar, 136. madde ifa imkansızlığı, 137. madde kısmi ifa imkansızlığı ve 138. madde aşırı ifa güçlüğü. Uyarlama davası olarak tarif edilen davaların dayanağı olan 138. maddeye göre, aşırı ifa güçlüğünden söz edilebilmesi için bazı şartlar öngörülmüş.” diye konuştu. PANDEMİDE KİRA SÖZLEŞMELERİ Kira sözleşmelerinde salgın sürecinde yapılan geçici düzenlemeye dikkat çeken Doç. Dr. Harun Demirbaş, şu bilgiyi verdi: “7226 Sayılı Kanun’da yer alan geçici ikinci madde ile işyeri kiraları bakımından bir değişikliğe gidildi. Bu geçici ikinci madde, 1 Mart 2020 ila 30 Haziran 2020 tarihleri arasındaki işyeri kira bedeli ödenememesi sebebiyle kiraya verenlerin kira sözleşmesini feshetmesini ve kiracının tahliyesini talep etmesi imkanlarını ortadan kaldırdı. Söz konusu tarihten sonra böyle bir düzenleme mevcut olmadığı için yine fesih ve tahliye yollarına gitmek mümkün.” ÖNGÖRÜLEMEZLİK KRİTERİ VE BASİRETLİ TACİR SORUMLULUĞU Öngörülemezlik meselesinin ticaret hukukuyla doğrudan bağlantılı olduğunun altını çizen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Paslı, “Mücbir sebepten bahsedebilmek için bu pandeminin öngörülemiyor olması gerek. Ancak Ticaret Kanunu’nun 18. maddesi her tacirin basiretli olarak hareket etmesi yükümlülüğünü getirir. Basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğü bazen öylesine sert yorumlanıyor ki, ‘Tacirler olabilecek herşeyi öngörebilmeli’ denilebiliyor. Bu tür davalarla da karşılaşacağız” dedi. FAHİŞ CEZAİ ŞARTLARDAKİ YARGITAY İÇTİHADI Sözleşmelerdeki cezai şartlarla ilgili ihtilaflara da değinen Doç. Dr. Ali Paslı, şöyle konuştu: “Sözleşmedeki cezai şart fahişse, Borçlar Kanunu 182. maddeye göre bu cezai şartın fahiş olduğunu mahkeme tespit edip indirilmesini isteyebilir. Resen de yapabilir talep üzerine de yapabilir. Ancak bu cezai şartın yükümlüsü tacirse, Ticaret Kanunu’nun 22. maddesi bunu engelliyor. Tacir cezai şartın indirilmesini fahiş olsa bile isteyemiyordu. Hakim de bu yönde bir karar veremiyordu. Ancak Yargıtay burada bir adım attı, ‘Ticaret Kanunu 22. madde, Borçlar Kanunu 182. maddeyi kısıtlıyor fakat bu cezai şart ödeyecek kişinin iflası sonucunu doğuracaksa işte bu durumda artık ahlaka aykırılık seviyesine ulaşmıştır’ dedi. Yani Yargıtay cezai şartın indirilebileceğini belirtti.”

28 Temmuz 2020 Salı

Esnaf ve sanatkarın kredi borçları 3 ay ertelendi

Koronavirüs salgınından zarar gören esnaf ve sanatkarın Halkbank’tan aldıkları ve ödenmeyen düşük faizli kredi borçları 3 ay ertelendi. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararla, Covid-19 salgını nedeniyle işleri zarar gören ve Türkiye genelinde faaliyet gösteren esnaf ve sanatkarların, Halkbank tarafından Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği’ne (TESKOMB) bağlı bölge birliklerine ortak olan esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri kefaletiyle veya doğrudan düşük faizli kredi kullandırılmasına ilişkin kararlar kapsamında olan kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin usul ve esaslar belirlendi. TAKSİT SAYISI DEĞİŞMİYOR Buna göre, 30 Haziran 2020 ve öncesinde kullanılan düşük faizli kredilerden doğan borçlardan 1 Temmuz 2020-30 Eylül 2020 döneminde vadesi dolacak olup, kararın yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla itfa edilmeyen borçlar, başvuru şartı aranmaksızın faiz tahakkuk ettirilerek ve taksit sayısı değiştirilmeden 3 ay ertelendi. Erteleme dönemi boyunca taksit-anapara borcu ve tahakkuk edecek faizin ilgili kararlar uyarınca borçluya yansıyan kısmıyla tutara ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergisi kalan taksitlere eşit olarak eklenecek. Karar kapsamında kredisi ertelenen esnaf ve sanatkarlardan erteleme dönemi boyunca çalışan sayısını azaltmayacağına dair taahhütname alınacak. Çalışan sayısında eksilme tespit edilen esnaf ve sanatkarlar erteleme kapsamından çıkarılacak. Bankanın karar kapsamında ertelenen kredilerden doğacak gelir kayıpları, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ödenecek. Karar, 1 Temmuz 2020 itibarıyla geçerli olacak.

28 Temmuz 2020 Salı

KOBİ’lere 1 milyon liraya kadar dijitalleşme desteği

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, KOSGEB’in KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı kapsamında yeni çağrıya çıkacağını ve işletmelere 1 milyon liraya kadar dijitalleşme desteği vereceğini söyledi. Ortadoğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisi olması planlanan Gebze’deki Beta Kimya Gebkim Kampüsü’nün temel atma törenine katılan Bakan Varank, KOSGEB’in ‘İmalat Sanayinde Dijitalleşme Çağrısı’nı açıkladı. RAKİPLERİNİN ÖNÜNDE Varank, “Pandeminin belki de tek artısı dijitalleşmeye ne kadar çabuk uyum sağlayabildiğimizi fark etmemiz oldu. Yeni dönemde akıllı dijital teknolojilerin hayatın her alanına daha yoğun nüfuz etmesine şahit olacağız. Elbette imalat sanayi de bundan bağımsız değil. Dijital teknolojileri en iyi şekilde kullanan firmalar, rakiplerinin önüne geçmeye başlayacak” dedi. 258 KOBİ’YE 72 MİLYON TL KOBİ’lerin dijital kabiliyetlerini geliştirmek üzere geçen yıl KOSGEB aracılığıyla ‘İmalat Sanayinde Dijitalleşme’ çağrısına çıktıklarını hatırlatan Varank, şunları söyledi: “Programa beklentilerimizin çok üzerinde bir talep geldi. Çağrı kapsamında 258 KOBİ’ye 72 milyon lira dijitalleşme desteği sağladık. KOBİ’lerimiz bu destekle başladıkları projelerine devam ediyor. Pandemiyle birlikte bu vizyoner çağrımız, çok daha anlamlı bir hale geldi.” 17 EYLÜL’E KADAR AÇIK Yeni dönemde de dijitalleşme alanında KOBİ’leri teşvik etmek üzere KOSGEB KOBİGEL kapsamında ‘İmalat Sanayinde Dijitalleşme’ desteklerinin yeni çağrısına çıktıklarının müjdesini veren Varank, “Burada amacımız hem teknoloji geliştiricisi KOBİ’lerin envanterini genişletmek hem de bu teknolojileri kullanan firmalarımızın sayısını artırmak. Büyük veri, nesnelerin interneti, akıllı sensörler, endüstriyel robot teknolojileri, artırılmış gerçeklik alanlarında işletmelerimize 1 milyon liraya kadar destek vereceğiz. Çağrımız 17 Eylül’e kadar açık. KOBİ’lerimiz, bir nevi yarışma usulü olan bu çağrıya e-devlet üzerinden başvurabilirler. Çağrı sonuçlarını, desteklenecek firmaları da kasım sonunda açıklamayı planlıyoruz” dedi. 120 MİLYON DOLARLIK İTHALATIN ÖNÜNE GEÇECEK Tamamlandığında Ortadoğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisi olacak Beta Kimya Gebkim Kampüsü’nün temel atma törenine, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç de katıldı. Avdagiç, twitterden paylaştığı mesajında, “Kimya sektörüne değer katacak yeni entegre üretim tesisi ülkemize hayırlı olsun” temennisinde bulundu. Gebze’de 315 milyon liralık yatırımla 500 kişiye istihdam sağlayacak tesis, kimya sektörüne yeni bir soluk getirecek. Tesiste, bugüne kadar sürekli ithal ettiğimiz poliüretan reaktif hotmelt yapıştırıcı ürünler ve farklı türevleri, ilk defa ülkemizde üretilmeye başlayacak. Böylece orta vadede 120 milyon dolarlık bir ithalatın önüne geçilecek.

28 Temmuz 2020 Salı