tatil-sepeti
Merkez Bankası’ndan sıkılaştırma önlemleri

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), likidite yönetimi kapsamında atılan sıkılaştırma adımlarına bir yenisini daha ekledi. TCMB, 3 Kasım 2020 tarihinden geçerli olmak üzere Merkez Bankası bünyesinde faaliyette bulunan Bankalararası Para Piyasası’nda bankaların borç alabilme limitlerini (BAL) sıfırladı. VADELİ REPO İŞLEMLERİ Açık Piyasa İşlemleri kapsamında Türk Lirası cinsi kira sertifikaları karşılığında kotasyon yöntemiyle gerçekleştirilen gecelik vadeli repo işlemleri de durduruldu. Açıklamanın devamında “Fiyat istikrarı ve finansal istikrar hedefleri doğrultusunda para politikası ve likidite yönetimi çerçevesinde gerekli tüm araçlar kararlı bir şekilde kullanılmaya devam edilecektir” denildi. SWAP FAİZİ YÜKSELDİ Öte yandan, yapılan yeni bir düzenlemeyle döviz/altın karşılığı gerçekleştirilen FX kotasyon swap işlemlerinde TL cinsi faiz oranı yüzde 11.75 seviyesinden yüzde 13.25 seviyesine yükseltildi. Böylece, sistemin fonlama ihtiyacı içerisinde önemli bir paya sahip olan swap işlemlerinde uygulanan faiz oranının artırılarak para politikasında sıkılaştırma hamlelerine bir yenisi daha eklendi.

09 Kasım 2020 Pazartesi

Satışa dönüşen fuar uygulaması

TUĞÇE ÖZKUŞ Pandemi süreciyle birlikte online platformlara taşınan etkinliklerin sayısı her geçen gün artıyor. Özellikle çok sayıda fuarın dijitale taşınmasıyla birlikte kurumlar da farklı olmanın yollarını arıyor. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Exhibin de ‘Gerçek Müşteriler İçin Sanal Etkinlikler’ sloganı ile yola çıktı. Sınırları kaldırarak, canlı yayın etkinliklere imkan veren platform, yükselişe geçen nano fuar trendinin Türkiye’deki öncülerinden… B2B satış odaklı etkinlikler düzenleyen ve online fuar deneyimi sağlayan Exhibin projesini, kurucu ortaklarından Mahmut Hüdayi Sakarya anlattı. EN BÜYÜK SORUN TANITIM Exhibin projesi nasıl ortaya çıktı? Girişimci çevremizden en çok duyduğumuz sorunun tanıtım faaliyetleri olduğunu gördük. Üretim ve hizmet işletmelerinin kendilerini tanıtmalarını sağlayacak en geleneksel yöntem fuarlar. Ancak geleneksel fuarları organize etmek için ciddi bir kaynak ayırmak gerekir ve geleneksel fuarlar ziyaretçiler için ulaşılabilir değil. Bu yüzden, ‘Gerçek Müşteriler İçin Sanal Etkinlikler’ sloganı ile Exhibin’i kurmak için yola çıktık. Exhibin, canlı yayın etkinliklerinin yapılmasına imkan veren bir platform. Biz sınırları kaldırarak, fuar deneyimini online olarak yeniden yaratıyoruz. B2B, satış odaklı online etkinlikler düzenlenmesine imkan tanıyoruz. Bu etkinlikleri ‘nano-fuarlar’ olarak da değerlendirebiliriz. MOBİL UYGULAMA YOLDA Projenin gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz? İlk kod yazmaya ‘Coronathon Etkinliği’ ile başladık. BTM ve ‘Rejenerasyon 20’ programı ile prototip çalışmalarımızı bitirdik. Şu an Live Exhibin (Canlı Yayın) ve Video Exhin (Video Lansman) ürünlerimiz hazır ve piyasada. Live Exhibin ile firmaların canlı yayın esnasında ürünlerini tanıtmalarını sağlıyoruz. Aynı zamanda Live Exhibin’le birlikte firmalar yayın esnasında satış yapabiliyor. Video Exhin ürünümüz ise önceden hazırlanmış videolar ile kullanıcıların stant açarak ürünlerini tanıtmalarına imkan veriyor. Bu iki ürünün ortak özelliği, etkinliğin satışa dönüşebiliyor olması. Bundan sonraki süreçte, oyunlaştırmayı sistemimize entegre edip, mobil uygulama çıkarmak ve o an müşteri hangi standı geziyorsa, o stant ürününü artırılmış gerçeklik (AR) ile üzerinde denetebilmek hedeflerimiz arasında. SATIŞA ODAKLANIYORUZ Exhibin olarak müşterilerinize ne tür ayrıcalıklar sunuyorsunuz? Bizim diğer rakiplerimizden en büyük farkımız; fuar binasının 3D tasarımı yerine, müşteri etkileşimine ve etkinliklerin satışa dönüşmesine odaklanmamız. Bunu sağlamak için de canlı yayın, artırılmış gerçeklik ve etkileşim modüllerini kullanıyoruz. Kullanıcı deneyimi açısından bakacak olursak; canlı yayınlanan stantlara katılabilir, anlık soru sorabilir, broşür indirebilir, kartvizit takası yapabilir, numune sipariş verebilir, birebir görüşme talep edebilir ve 3D model inceleyebilirsiniz. Ayrıca tüm bu özelliklere sahip stantlar sosyal medyada paylaşılabilir özellikte. Farkımızı örnek üzerinden anlatmak gerekirse; Exhibin olarak rakiplerimiz 3D bir daktilo yaparken, biz MS Word yapmak için yola çıktık. KOBİ’LER VE GİRİŞİMLER Şu an en çok hangi sektörlerle çalışıyorsunuz? Hedef kitlemiz, B2B satış yapan üretim ve hizmet işletmeleri. Bunlar arasında en fazla önem verdiklerimiz inovasyon içeren girişimler ve KOBİ’ler. Çünkü misyonlarımız arasında yeniliği yeni bir platformda duyurmak da var. Şu an bize ilgi duyan başlıca sektörler; makina, tekstil ve kimya. Bundan sonraki hedefleriniz neler? Şu an 7 aylık bir girişim olmamıza rağmen Türkiye’de çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bu da bizi umutlandırıyor. Bu yıl içerisinde Türkiye pazarında ilk ikide yer almak ve 2021 yılı ile birlikte global pazara açılmak öncelikli hedefimiz. BTM GİRİŞİMLERİ YATIRIM TURUNDA Pandemi sürecinde sık sık yatırım haberleriyle gündeme gelen BTM girişimcileri, yatırımcı eşleştirmelerine hız verdi. Yatırım alma yolunda önemli adımlar atmaya devam eden 23 BTM girişimi, ‘BTM Yatırımcı-Girişimci’ eşleştirme sürecinde Alesta Yatırım ve Geometry Ventures ile birebir görüşme gerçekleştirdi. Bu kapsamda yatırımcılara projelerini anlatan girişimciler, ikinci tur görüşmelere başlayacak. BAŞAKŞEHİR LİVİNG LAB’DEN ÖDÜL Bu yıl 11’incisi düzenlenen ‘Başakşehir Living Lab Girişimci Günü’nde, girişimcilik ekosistemi online olarak bir araya geldi. Yenilikçi fikirlerin yer aldığı etkinlikte, 85 proje arasından finale kalan 22 proje sunum yaptı. Finans kurumları ile müşterileri arasında dijital buluşma sağlayan BTM girişimlerinden Hamilinden.com ise birinciliğe layık görüldü. MODİMU’YA AR-GE DESTEĞİ Pandemi döneminde geliştirdiği sağlık uygulamasıyla dikkati çeken BTM girişimlerinden Modimu, Covid-19 takip modüllerine kurumsal çözümler ve sağlık altyapı geliştirme projelerini ekledi. Önemli kurumlarla anlaşmalar yapan Modimu’ya; Allianz Türkiye, HepsiJet, TAT Gıda, İBB, BTM, Vehbi Koç Vakfı ve Hastaneleri, A101, Arçelik ve BİTTO gibi kurumlar bu süreçte Ar-Ge desteği verdi. Sağlık durumunuz hakkında elde edilen verileri sentezleyerek detaylı raporlar sunan uygulama, koronavirüse ait temel belirtilerin kişiler üzerindeki etkisini öğrenmeyi sağlıyor. 137 MİLYAR DOLARLIK GLOBAL SEKTÖR Son yıllardaki dijital dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz? Pandemi sürecindeki etkinlik ve fuar iptalleri, organizasyonları internet ortamına taşıdı. Fiziksel etkileşimin gerekli olduğu fuarlar için çözümler ise online fuar altyapısı geliştiren teknoloji şirketlerinden geldi. Yıllık 137 milyar dolarlık hacme sahip fuar deneyimini, artık tamamıyla dijital ortamda yaşamak ve maliyetleri yüzde 80 oranında düşürmek mümkün. 137 milyar dolarlık global sektörün yüzde 20’sinin kalıcı olarak dijitale taşınacağını öngörüyorum. 10 YILLIK DİJİTAL PENETRASYON 3 AYDA GERÇEKLEŞTİ Pandemiden sonra sektörde ne gibi trendler yükselişe geçti? Öncelikle tüm seminerlerin ve etkinliklerin online ve sosyal medyaya taşındığını gördük. Etkinliklerin online olması, bilgi akışını daha ulaşılabilir kıldı. Pandemi döneminde dünya yeni bir düzeni deneyimliyor. 10 yılda gerçekleşecek dijital penetrasyon, sokağa çıkma yasakları döneminde üç ayda gerçekleşti. Pandemi ile birlikte toplu yapılan etkinlikler için ‘Güvenli Değil’ algısı oluştu. Geleneksel ticari tanıtım faaliyetleri kısıtlandı. Biz bu süreçten etkilenmedik; çünkü tamamen dijital bir çözüm sunuyoruz. BTM’de girişimler de kaliteli, girişimciler de... BTM ile buluşmanız nasıl oldu? BTM’yi ilk kez sosyal medyada duyduk ve etkinliklerine katılmaya başladık. Sonrasında çevremizdeki girişimlerin BTM’den olumlu bir şekilde bahsettiğini farkettik. Biz de BTM’de olmalıyız diye düşündük. Şanslıyız; çünkü şu an Exhibin, BTM’de yer alma fırsatına sahip oldu. BTM’nin birçok artısı var; ancak bizim için en önemlisi, içeride yer alan girişimlerin ve girişimcilerin kalitesi. Ve bunların yanında girişimcilerin yarattığı sinerji.

09 Kasım 2020 Pazartesi

İstanbul’un marka şehir olarak önemi, pandemi sonrası artacak

Dünya Pazarlama Zirvesi (eWMS), "Kritik Zamanlarda Fikirler" temasıyla dünyaca ünlü yönetim ve pazarlama gurusu Prof. Philip Kotler öncülüğünde pazarlamanın duayen isimlerini dijital ortamda bir araya getirdi. 48 saat süren zirveyi, 104 ülkede eş zamanlı olarak yaklaşık 2,5 milyon kişi takip etti. Dünyaca tanınmış 80’in üzerinde konuşmacının Kovid-19 salgını sırasında küresel pazarlamayı ve ticaret ile işletme algısının dönüşümünü değerlendirdiği zirvede, “İnsanlaştırma Stratejisi”, “Yeni Pazar Trendleri”, “Sürdürülebilirlik Ölçümünün Yeniden Tanımlanması”, “Sonraki Yeni Normal Müşteri”, “Deneyim Tasarımı ile Dönüşümsel Değer Yaratmak”, “Ani Zorunluluklar: Bir Krizde Müşteri Değeri Oluşturmak” gibi şirketlerin gelecek dönemdeki stratejilerine yön verecek konular ele alındı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ise zirvede yaptığı konuşmada, Kovid-19 pandemisi sürecinde arz değer zincirinin yeniden düzenlenmesi başta olmak üzere, yeni stratejilerin uygulanmasına ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Avdagiç, “Yenilikçilik hem firma hem de ulusal anlamda lokomotif hale gelmeli. Nitekim küresel verilere göre, bu pandemi sürecinde bugüne kadar yaklaşık 400 binden fazla yeni ürün pazara verilmiştir.” dedi. Dijital dönüşümün sadece büyük şirketlerde değil KOBİ’lerde de uygulanabilir hale getirilmesi gerektiğine işaret eden Avdagiç, “Kovid-19 sonrası normale ve zor günlere dönük olarak, değer zincirini gözden geçirip yeniden yapılandırmak firmalarımız için elzemdir. İşletmelerimiz Kovid-19 sürecindeki tutum ve davranışları itibariyle liderlik ve yönetişimlerinin otokritiğini yapmalı.” değerlendirmesinde bulundu. Avdagiç, mevcut ve geliştirilecek olanaklarla küresel bir tedarik üssü olarak İstanbul’un, 3A diye kısaltılan Avrupa, Asya ve Afrika için “daha yakın, daha hızlı, daha esnek ve daha güvenli” bir eksende, yeniden konumlandırılmasının, İstanbul’a ve Türkiye’ye rekabetçi bir üstünlük sağlayacağının altını çizdi. İstanbul’un marka şehir olarak pandemi sonrasında önemini artıracağını belirten Avdagiç, deniz, demir ve karayolu taşımacılığı bakımından “hub” olma özelliğine sahip olan İstanbul’un jeo-stratejik açıdan da lojistik merkez olmaya çok elverişli olduğunu kaydetti. Avdagiç, pandemi sürecinin küresel ölçekte işleyen tedarik ve lojistikteki aksamaların pazardaki talebinin karşılanamamasının ortaya çıkarabileceği aksamaları açıkça gösterdiğini belirterek, "Bu durumda İstanbul gibi bölgesel anlamda tedarik ve lojistik desteklerin çok daha hızlı verilebileceği konumlar çok önemli hale geldi. Güçlü ve esnek çalışabilen KOBİ kapasitesi, genç ve enerjik insan kaynağı ve kültür ile sağlık alanındaki potansiyeli ile birlikte dikkate alındığında pandemi sonrasında İstanbul destinasyonunun çok sayıdaki mal ve hizmet bakımından tedarik ve lojistik ihtiyacının optimum karşılanabileceği bir merkez olma ihtimalini artırmıştır." yorumunda bulundu. KOVİD-19 SONRASI TOPARLANMA U ŞEKLİNDE OLABİLİR Zirvenin açılışında konuşan Prof. Philip Kotler ise Kovid-19 salgınıyla özellikle Çin ve Asya ülkelerinde yoksulluğun tekrardan artmaya başladığını ve salgından dolayı dünya üzerinde birçok insanın eğitim ve kariyerinin derinden zarar gördüğünü ifade etti. Kotler, salgın döneminde birçok şirketin müşterisinin satın alamayacağı endişesinden dolayı askıdaki ürünlerini iptal etmek zorunda kaldığını dile getirerek, şirketlerin, ellerinde daha fazla nakit para tutabilmek için bankalara ve tedarikçilere ödemelerini geciktirmek zorunda kaldığını aktardı. Tüketicilerin de özellikle acil ve önemli şeylere daha fazla harcama yapmaya başladığını ifade eden Kotler, “ Bazı sektörlerin satın almalarında hızlı düşüşler oldu. Özellikle dijital satın alımlarda artışlar oldu. Kovid-19’un, dijital çağa geçiş hızımızı artırdığını söyleyebiliriz.” dedi. Kotler, salgının küresel ekonomiyi zayıflattığını dile getirerek, “Birçok şirket bugün küresel kaynak bulmanın bir parçası. İhtiyacı olan malzemeyi kendi yapmıyor, onları yurtdışından daha düşük fiyata satın alarak elde ediyor. Ancak, şu an ise bu şirketler, çok gerekli ürünlerin maliyetine olsa bile kendi ülkesinde üretilmesinin gerekliliğini anladı.” değerlendirmesinde bulundu. KOVİD-19, GELENEKSEL KAPİTALİZMDEN SOSYAL KAPİTALİZME GEÇİŞİ TEŞVİK EDİYOR Daha güçsüz şirketler, markalar ve mağazaların Kovid-19 sürecinde kapandığını ve birçok tüketicinin de düşük maliyetli markalara yöneldiğini kaydeden Kotler, “Tüketiciler, mağazada alışveriş yapmaktansa online alışverişi tercih etmeye başladı. Tüketiciler, salgının ikinci dalgası olacağı endişesiyle daha fazla nakit tutmaya başladı. Tüketiciler, işini, eğlencesini ve yemeğini daha fazla ev merkezli hale getirdi.” yorumunda bulundu. Kotler, sağlık, gıda, bankacılı ve finans sektörü, inşaat, üretim ve büyük şirketler salgın sürecinden hızlı bir iyileşme göstererek çıkacağına işaret ederek, restoranlar, barlar, küçük işletmeler, oteller, havayolu şirketleri, okullar ve müzelerin bu süreçte daha yavaş iyileşme göstereceğini söyledi. Kovid-19 salgınından iyileşmede kısa dönemli stratejilerin, dijital pazarlama, yatırımlar, müşteri hizmetleri yatırımları, reklam çalışmaları ve marka aktivizmini artırmakla olacağının altını çizen Kotler, “Şirketlerin uzun dönemli iyileşme stratejileri ise pazarda ki maliyet, talebin gelecek seviyesinin tahin edilmesi ve şirketin gelecekte ne seviyede olacağına karar vermesiyle bağlantılı.” şeklinde konuştu. Kotler, Kovid-19 sonrası toparlanmanın "U" şeklinde olabileceğini belirterek, "Ekonomide tam istihdamın ve yıllık yüzde 2’lik ekonomik büyümenin gelecek 2 ila 4 yıl içerisinde sağlanacağını düşünüyorum. Kovid-19, geleneksel kapitalizmden sosyal kapitalizme geçişi teşvik ediyor." değerlendirmesinde bulundu. SALGIN HEPİMİZ İÇİN GERÇEKLİK KONTROLÜ HALİNE GELDİ Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz da Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'ne göre turizmin geçen yıl küresel ticaretin yüzde 7'sini oluşturduğunu ve dünya çapında uluslararası turist girişlerinin geçen yıl 1,5 milyara ulaştığını anımsattı. Yavuz, geçen yıl turizm ve seyahat endüstrilerinin dünya genelinde istihdamın yüzde 10'unu desteklediğini dile getirerek, “Bu yıl, sektör için gerçekten umut verici bir yıl gibi görünüyordu ancak salgın turizm sektörlerinin her bölümünü etkiledi.” dedi. Turizm sektörünün dünya ekonomisi için çok önemli olduğunu kaydeden Yavuz, “Turizm, döviz üretimi için kilit bir sektördür. Bölgesel olarak ekonomik büyümeyi destekler, birçok iş ve işletme türü yaratır. Turizm, sosyoekonomik kalkınmada önemli bir rol oynayabilir. Ekonomik büyüme ile birlikte sosyal ve kültürel açıdan fayda sağlayabilir. Kadın ve genç istihdamını artırabilir. Çevre konusunda farkındalık yaratabilir. Sorumlu bir şekilde muhafaza edilirse, kültürel korumaya bile yardımcı olabilir.” ifadelerini kullandı. Yavuz, turizmin en kırılgan sektörlerden biri olduğunu belirterek, “Birkaç kuruma göre, bu salgının uluslararası turizmde yüzde 60-80 düşüşe neden olacağı tahmin ediliyor. Turizm işletmeleri en çok virüsün kontrol altına alınmasına yönelik önlemlerden etkilenmiştir." dedi. "Bu zorlukların üstesinden gelmek için, çeşitli paydaşlar arasında koordinasyonu ve iş birliğini sağlamamız gerekir" ifadelerini kullanan Yavuz, "Güçlü stratejilere ihtiyacımız var. Birbirimizle dayanışma içinde olmalıyız. En önemlisi, temkinli iyimserliğimizi korumalıyız. Sürdürülebilir turizm politikalarını sürdürebilirsek, bu pek çok alanda önemli kazanımlar sağlayacaktır. Bu salgın hepimiz için gerçeklik kontrolü haline geldi." şeklinde konuştu.

07 Kasım 2020 Cumartesi

‘Ustalık belgesi’ olmadan çilingirlik yapanlara dikkat!

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, işin ehli olmayan kişiler tarafından verilen çilingirlik hizmetlerinin, meslek erbabının en büyük sorunu olduğunu bildirdi. Palandöken, ustalık belgesi olmadan ikinci bir iş olarak anahtarcılık ve çilingirlik yapanların güvenlik zafiyetlerine neden olabileceğini belirterek, "Vatandaşlarımız ev ve iş yerlerinin kilit değişiminde ve anahtar çoğaltma işlemlerinde mutlaka Oda kaydı olan, ustalık belgesi bulunan anahtarcı esnafını tercih etmeli." ifadesini kullandı. Vatandaşların ev ve iş yerlerinin kilit değişiminde ve anahtar çoğaltma işlemlerinde mutlaka Oda kaydı olan, ustalık belgesi bulunan ve işini layıkıyla yapan anahtarcı esnafını tercih etmesi gerektiğini belirtenPalandöken, "Özellikle internet üzerinden ulaştıkları, mobil çalışarak kilit değiştirenlere ya da ek iş olarak anahtarcılık yapanlara itibar edilmemeli. Öte yandan, ek faaliyet olarak kayıt dışı anahtarcılık ve çilingirlik yapanlara yönelik denetimler artırılmalı." uyarısında bulundu. Palandöken, anahtar çoğaltma makinelerinin, mesleği yapanlara zimmetli olarak verilmesi gerektiğini de kaydetti.

06 Kasım 2020 Cuma

Alışverişte ‘virüse karşı güven belgesi’ dönemi

RoyalCert Türkiye ile Silk and Cashmere arasında koronavirüs salgını kapsamında alınan önlemlerin tescil edilmesi adına imzalanan iş birliği basın toplantısıyla duyuruldu. Akasya AVM'deki Sik And Cashmere mağazasında düzenlenen toplantıda konuşan RoyalCert Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Alphan Namlı, İçişleri Bakanlığı'nınülke genelinde gerçekleştirilen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) denetimlerinin, sahada daha etkin yapılması için valiliklere dün "Koronavirüs salgını denetimleri" konulu genelge gönderdiğini hatırlattı. Artık işin şakasının olmadığını ve salgının ihmale gelmeyeceğini dile getiren Namlı, "Avrupa'da görülen ikinci dalga ve yeni karantinalar işin şakasının olmadığını ve alışverişlerde güven belgesinin öne çıktığını bize gösteriyor" diye konuştu. Namlı, Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı'yla birlikte verilmeye başlanan sertifikanın artık insana değen tüm alanlara yayıldığını kaydederek, sanayi, okul, AVM, spor salonları, perakende mağazaları gibi işletmelerin de koronavirüse karşı güven belgesini aldığını anlattı. Alphan Namlı, "Böyle bir dönemde ticari hayatın sağlıklı ve sürdürülebilir hale gelmesi için bu tür önde gelen markaların ülkemize örnek olması çok kıymetli. Silk and Cashmere'in bu bilinçle Güvenli Alan Belgesialmasını kutluyorum. Bu çorbada tuzumuzun olması da bizi sevindiriyor" ifadelerini kullandı. MÜŞTERİLERİMİZ KENDİLERİNİ RAHAT HİSSEDECEK Silk and Cashmere Üst Yöneticisi (CEO) Ferhat Zamanpur, müşterilerine çok sıcak bir servis yaptıklarını ve onların ürünlerine dokunmalarını sağladıklarınıbelirterek, yeni dünyada perakende için de yepyeni bir sayfa açıldığını söyledi. Müşterilere bu hizmeti verirken tüm önlemlerin alınması adına böyle bir projeye imza attıklarını dile getiren Zamanpur, uzun vadeli yeni döneme adaptasyon kısmında önemli bir aşamaya geçtiklerini söyledi. Zamanpur, "Müşterilerimizin kendilerini rahat hissetmeleri ve güvenli alışveriş yapmaları bu sertifikayla mümkün olacak." diye konuştu. SİLK AND CASHMERE MAĞAZALARINA GÜVENLİ ALAN BELGESİ Toplantıda verilen bilgiye göre, iş birliği kapsamında Silk and Cashmere'in Türkiye genelindeki 4mağazası denetlendi. Ürünlerin mağazaya girişinden çalışanların maske kullanımına, soyunma kabinleri ve mağazanın dezenfekte edilmesinden mesafe kurallarına kadar koronavirüse karşı alınması gereken tüm önlemler incelendi. Yapılan denetimler sonrası Silk and Cashmere mağazalarıkoronavirüs salgınınakarşı tüm tedbirlerin alındığını gösteren "Güvenli Alan Belgesi-S.A.F.E Kovid-19" almaya hak kazandı. Toplantıda, mağazaların aldığı belgeler RoyalCert Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Alphan Namlı tarafından Silk and Cashmere CEO'suZamanpur'a takdim edildi.

06 Kasım 2020 Cuma