tatil-sepeti
Türkiye ile Birleşik Krallık arasında Serbest Ticaret Anlaşması imzalandı

Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması imza töreni Bakan Pekcan ileBirleşik Krallık Uluslararası Ticaret BakanıLiz Truss'ınvideo konferans ile katılımıyla gerçekleştirildi. Pekcan, oldukça kritik ve önemli bir anlaşma imzaladıklarını belirterek,"1Ocak 2021 tarihinde Birleşik Krallık ile Gümrük Birliği ilişkimiz sona erecektir. Gümrük Birliğinin getirdiği olanak ve kazanımları mutlak suretle korumamız gerekiyordu." ifadelerini kullandı. Yıl içeresinde, iş insanlarına her zaman "müsterih olmalarını"söylediklerini aktaran Pekcan, "İngiltere ile mevcut ticaret olanaklarımızı ortadan kaldırmayacak bir çözümütesis edeceğimizi,bunun için gerekli tüm çalışmalarımızı yaptığımızı kendilerine belirttik. Bugün iş insanlarımızın beklentilerini karşılamanın ve onlara verdiğimiz sözü yerine getirmenin memnuniyetini yaşıyoruz. İş insanlarımız gönül rahatlığı ilebizim için her açıdan kritik bir pazar olan İngiltere ile ticaretlerini sürdürebilir." diye konuştu. Pekcan, anlaşmanınticarete farklı bir ivme gelmesine de vesile olmasını umduğunu vurgulayarak,"Anlaşma olmasaydı, Birleşik Krallık'a yaptığımız ihracatın yaklaşık yüzde75’i vergi yükü ile karşı karşıya kalacak, yaklaşık 2,4 milyar dolara varan bir zararımız olacaktı. Bu risk, an itibarıyla ortadan kalkmıştır." dedi. Birleşik Krallık ile ticaretten yatırımlara geniş bir yelpazede ortaklık ilişkisinin mevcut olduğuna işaret eden Pekcan, geçen sene ihracatın11,2 milyar dolar,ithalatınise 5,6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini anımsattı. Pekcan, Birleşik Krallık'ın, Türkiye'nin ihracatında Almanya'nın ardından ikinci sırada yer aldığını, özellikleotomotiv, televizyon, beyaz eşyave hazır giyim başta olmak üzere pek çok sektörde ihracatın önde gelen pazarları arasında olduğunu ifade ederek, gerek üretim ve tedarik zincirleri gerekse yatırımlar bakımından da Birleşik Krallık'ın Türkiyeiçin çok değerli bir ortak olduğunu vurguladı. "ANLAŞMA, TÜM SANAYİ VE TARIM ÜRÜNLERİNİ İÇERİYOR" Ödemeler dengesi verilerine göre, Türkiye'de Birleşik Krallık kaynaklı yatırımların11,6 milyar dolar düzeyinde olduğunu belirten Pekcan, şöyle devam etti: "Serbest Ticaret Anlaşmamızın karşılıklı yatırımlara da olumlu yansıyacağını değerlendiriyorum. Taraflar olarak 'tarifesiz'bir Serbest Ticaret Anlaşması akdetmeyi hedeflemiştik. Bu gerçekleşti.Anlaşma, tüm sanayi ve tarım ürünlerini içermektedir. Bugün imzalayacağımız anlaşmayı vakit kaybetmeden uygulamaya sokacağız. Anlaşma 1 Ocak 2021 tarihinde devreye girecek ve hiçbir süre kaybımız olmayacaktır. Önümüzdeki günlerde de Birleşik Krallık Hükümeti ile yakın iş birliğini sürdürüp, STA geçiş sürecinin eksiksiz ve sorunsuz tamamlanması için gerekli adımları birlikte atıyor olacağız. Öte yandananlaşmanın yatırımlar, hizmetler gibi alanları da kapsayacak şekilde genişletilmesi için çalışmalara mümkün olan en kısa sürede başlamayı ümitediyoruz.Tarım alanında pazara giriş şartlarını nasıl geliştirebileceğimizi görüşeceğiz. Bazı sektörlerde karşılıklı tanıma gibi konulara eğileceğiz. İlişkilerimizi derinleştirmek için çalışmaya ara vermeden devam edeceğiz." "BU ANLAŞMA, YENİ VE ÇOK ÖZEL BİR KİLOMETRE TAŞI" Pekcan, Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret BakanıLiz Truss'a, ekibine ve ilgili tüm makamlarave Ticaret Bakanlığıçalışanlarınaanlaşmayı imzalamaya yönelik sergiledikleri iş birliği ruhu ve yapıcı çalışmalardan dolayı şükranlarını belirterek, şunları kaydetti: "Tabii ki gönlümüz Sayın Truss ile birlikte bu metni fiziken ülkemizdeİstanbul’da imzalamaktı. Nitekim, geçtiğimiz haftalarda, bu yönde bir hazırlığımız da oldu. Ancakgerek pandemi şartlarıgerek mutasyon gerekAB ile Birleşik Krallık arasındaki görüşmelerin oldukça uzaması buna imkan vermedi. Umuyorum 2021 yılında ilk fırsatta Sayın Truss’ı ülkemizde ağırlayacak ve bu anlaşmadan nasıl daha fazla yararlanacağımızı yüz yüze görüşeceğiz. Sayın Truss,içinde bulunduğumuz küresel konjonktürde,belirsizlik ve risklerin yoğun olduğu, koronavirüsün uluslararası ticarete ve değer zincirlerini derinden etkilediği böyle bir dönemde, anlaşmamızı tamamlamış olmak oldukça değerlidir. Ülkelerimiz arasındaki ticari ilişkilerimize yeni ve sağlam bir zemin sağlayacak bu anlaşmanın tamamlanmasına desteğiniz nedeniyle bir kez daha teşekkür etmek isterim." Türkiyeve Birleşik Krallık arasında imzalanan bu kritik ve tarihi anlaşmanın hayırlı uğurlu olmasıtemennilerini dile getiren Pekcan,"Bu anlaşma, Türkiye ve Birleşik Krallık ilişkileri bakımından yeni ve çok özel bir kilometre taşıdır. Anlaşma, mevcut ticari ve ekonomik ilişkilerimizin çerçevesinin korunması ve geliştirilmesi konusunda hükümetlerimiz arasındaki ortak anlayış ve iradenin bir sonucudur. İmzalayacağımız Serbest Ticaret Anlaşması’nın sağladığı güçlü katkıylaikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizin güçlendirilmesine yönelik adımları atmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

29 Aralık 2020 Salı

İngiltere ile imzalanan STA yeni bir dönemin başlangıcıdır

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İngiltere ile imzalanan serbest ticaret anlaşmasına (STA) ilişkin, "Türkiye'nin dış ticaretinde yeni bir dönemin başlangıcıdır. İş dünyası olarak bu anlaşmayı dünyanın en büyük 6'nci ekonomisi olan İngiltere ile ticaretimizde bir kilometre taşı olarak görüyoruz." ifadesini kullandı. Avdagiç yazılı açıklamasında, anlaşmanın iki ülkenin yıllık 25 milyar doları aşan ticaret hacmini daha ileri bir noktaya taşımak için yeni bir köprü vazifesi göreceğini belirtti. Birleşik Krallık ile imzalanan anlaşmanın, Türkiye ile AB arasında güncellenmesi zaruri hale gelen Gümrük Birliği'ne de iyi bir örnek oluşturacağına dikkati çeken Avdagiç, "İngiltere ile anlaşma ve sonrasındaki olası gelişmeler, Gümrük Birliği Anlaşması'nı güncellemede ayak direyen AB’yi düşünmeye zorlayacaktır." ifadesini kullandı. Avdagiç, salgına rağmen, 2020 yılında Türkiye'nin İngiltere'ye ilk 11 ayda 10 milyar doları bulan ihracat yaptığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Anlaşma sonrasında çok daha büyük ihracat rakamını yakalayacağımızın göstergesidir. Birleşik Krallık, Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı 2'nci ülkedir. STA sonrasında birinci olması mümkün hale gelecektir. Ayrıca bu ticaret anlaşması iki ülke arasında ticarette mesafeyi çok daha kaldırıp, Ankara ve Londra arasında kopmaz yeni bir bağ tesis edecektir."

29 Aralık 2020 Salı

Uzmanlardan yeni borsa mağdurları olmasın uyarısı

Borsa İstanbul'da rekor seviyelerin görülmesi, pandemi nedeniyle evde kalan vatandaşların sermaye piyasalarına artan ilgisi, teknolojik gelişmeler sayesinde finansal sisteme erişim kolaylığı ve düşük faiz ortamının neden olduğu getiri arayışıözellikle gençlerin bu dönemde Borsa'ya yönelmesini sağladı. Söz konusu gelişmelerle Borsa'daki yerli yatırımcı sayısı yılbaşından bu yana her ay ortalama 62 bin artarak 1,9 milyon kişiye ulaşırken, 25 yaş altı yatırımcıların sayısının aynı dönemdeyaklaşık 4 katına çıkması dikkati çekiyor. Borsa İstanbul'da yüksek getiri arayışı içindeki yatırımcılar, 2020 yılında çoğunlukla aradıklarını bulsa da sert fiyat hareketleriyle oluşan mağduriyet haberleriyıl sonuna doğru artmaya başladı. Hisse senedi fiyat değişimleri incelendiğinde, yılbaşından bu yana işlem gören yaklaşık 400 hisse senedinin 370'i bir önceki yıl kapanışına göre değer kazansa da özellikle bireysel yatırımcıların tercih ettiği derinliği az olan hisse senetleri, yıl içerisinde sert dalgalanmalarla yüksek oranlı kayıplar yaşanmasına neden oldu. Örneğin, sosyal medyada yatırımcıların en çok paylaşımda bulunduğu bir hisse senedi, geçen yılın sonuna göre yüzde 35 getiri sağlasa da yıl içinde gördüğü en yüksek seviyelere yakın maliyetle alanbir yatırımcının tasarrufları, bugün itibarıyla yüzde 60 değer kaybetti. Bu şekilde bakıldığında, BIST 100 endeksi, tarihinin en yüksek seviyesinde olmasına karşın yaklaşık 400 hisse senedinin yarısı, yıl içinde gördüğü en yüksek seviyenin yüzde 20'den fazla altında bulunuyor. Bunların 26'sının yıl içindegördüğü en yüksek seviyeye göre değer kaybı ise yüzde 50'den fazla oldu. Bu da hisse senedi yatırımında doğru hisse senedini seçmek kadar, doğrufiyatlarla maliyetlenmenin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Analistler, bireysel yatırımcıların getiri arayışının makul olduğunuancak Borsa'da işlem yapmanın birçok riski de beraberinde getirdiğinin unutulmaması gerektiğini ifade ediyor. Özellikle sosyal medyanın, hisse senedi fiyatlarınımanipüle ederek bireysel yatırımcıların portföylerine göz diken dolandırıcılarla dolu olduğuna dikkati çeken analistler, yatırımcıların bu tuzaklara düşerek tasarruflarını kaybetmeden önce mutlaka yetkili aracı kurum ve uzmanların uyarılarını dikkate alması gerektiğini vurguluyor. A1 Capital Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, sermaye piyasalarına gelen yaklaşık 700 binyeni yatırımcı ile birlikte sosyal medya üzerinde hisse, emtia önerisi verenlerin sayısında ciddi artış olduğunu belirterek, "Hiçbir sorumluluğu olmayansözde küçük yatırımcı dostu olan bu hesapları, Twitter,Facebook, Telegram vehatta Tiktok'ta bile görmekteyiz." dedi. YATIRIMCILAR PARALI YATIRIM TAVSİYEGRUPLARINAYÖNLENDİRİLİYOR Atılal, sosyal medya üzerinden küçük yatırımcıya bilinçli bir operasyon yapıldığına işaret ederek,şunları kaydetti: "Öncelikle yapay hesaplarla takipçi sayılarını 10 binlerinüzerine çıkarıyorlar. Genellikle derinliği pek olmayan hisselerdeki grup hareketine paralel önerilerde bulunupbireysel yatırımcıda 'adam ne derse çıkıyor' algısı oluşturuluyor ve böylece takipçi sayılarını hızlıca artırıyorlar.Sonra yatırımcılara buişlemleri açık hesaplardan paylaşmaları durumunda sıkıntıya düşeceklerini belirterek, kapalı, aynı zamanda ücretli hesaplar üzerinden bilgilendirmeye devam edeceklerini bildiriyorlar.Belli dönemlerde derinliği olmayan hisselerde çok iyi getiri elde edilmiş olsa da sermaye akışının BIST 100, hatta BIST 30 hisselerine kaymasındandolayı bu tuzaklara düşen yatırımcıların şikayetleri her geçen gün artmaya başladı. Hatta sermayesinin yarısının eridiğini ifade eden yatırımcılar dahi bize ulaşıyor." "Sosyal medyada kendilerini, yine kendi oluşturdukları sahte hesaplarla 'üstad' olarak konumlandıran birçok sözüm ona uzman ve dolandırıcı bulunuyor" diyenAtılal, bunların "bilançolarıinceledik, hem temel hem teknik analizine baktık, çok sağlam ve çok ucuz, uçacak, kaçacak" söylemlerinin altının boş olduğunu söyledi. Kendi şahit olduğu bir örneğe değinerek, bir şirketin fiyat/kazanç oranının, sektör ortalaması 10'lardayken200 seviyelerinde bulunmasının dahi yatırım için uygun bir kıstas olduğu konusunda yatırımcıların yanlış bir şekilde yönlendirildiğini aktaran Atılal, finansal okuryazarlığı düşük, Borsa'yla yeni tanışan yüz binlerce kişinin bu yönlendirmelere gözü kapalı inandığını ifade etti. EĞİTİMLER ARTIRILMALI, KADROLAR GÜÇLENDİRİLMELİ Baki Atılal, mağduriyetlere engel olunması açısındanyetkili kurumların eğitimlere ağırlık vermesi, aracı kurumların da kadrolarını güçlendirmesi gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: "En büyük sorunlardan biri, yatırımcıların hesap açıldıktan sonra karşılarında muhatap bir temsilci bulamamaları. Ama sosyal medya hesabından iletişime geçtiğinde birinden olmasa başka birinden mutlaka hemen cevap geliyor.Sosyal medyadaküçük yatırımcıyı tuzaklarına çekmeye çalışan bu kötü niyetli hesaplar tespit edilerekhaklarında suç duyurusunda bunulmalı. Ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Borsa İstanbul, yatırımcılarısosyal medya üzerinden açıkça ve sıkça bilgilendirmelidir. Çünkü yatırımcıların SPK bülteni, tebliğ vesaire okumak gibi bir alışkanlıkları bulunmuyor." Atılal, medya ile ilgili eleştirilerde de bulunarak, "Medyada sermaye piyasaları ile ilgili soru sorulacak kişilerin; regülasyonlara bağlı, yatırımcılarla sürekli temas halinde olan, yanlış ve yanıltıcı bilgi verdiğinde bunun cezai sonucunu bilen, sermaye piyasalarındabir kuruma bağlı çalışan olması gerekiyor. Tüm sektör paydaşlarının sermaye piyasalarında yeni mağdurların oluşmaması için sorumluluğu bulunuyor" diye konuştu. KISA YOLDAN ZENGİN OLMA HAYALİ YATIRIMCILARI MAĞDUR EDİYOR İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz da 2020 yılıyla birlikte özellikle faizlerin düşük seyrettiği pandemininilk günlerinde hisse senetleri piyasasına ilginin arttığını, yine aynı dönemde bugüne göre çok daha ucuz olan BIST 100 endeksi kapsamındaki hisse senetlerine değil de, borsacıların "yan kağıt" diye isimlendirdiği derinliği az hisse senetlerine yönelim olduğunu anlattı. Aracı kurumlarbünyesinde görev yapan araştırma bölümlerinin, yatırımcılara destek olmak üzere kurulmuş birimler olduğunu aktaran Yılmaz, "Yatırımcılar, araştırma bölümlerinden bu hizmetleri ücretsiz olarak alabilirler. İnternetin bu kadar yaygınlaştığı dönemde neredeyse herkes,herkesin yazdığı rapora ulaşabilir noktaya geldi.Ancak gözlemlediğim kadarıyla kısa yoldan zengin olma hayali, özellikle yeni ve küçük yatırımcıları hayatları boyu yüzünü görmedikleri insanların kurdukları WhatsApp ya da sosyal medya gruplarına üstelik para ödeyerek abone olma noktasına sürüklüyor" dedi. Yatırımcıların aracı kurumların analistlerine güvenmesi gerektiğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti: "Sosyal medyada kim olduğu, bu işi yapma konusunda tecrübesiolup olmadığı, lisansı var mı yok mu bilinmeyen insanlar yatırımcılara hisse senedi öneriyorlar, daha doğrusu hisse senedipazarlıyorlar. İnfoYatırım olarak yatırımcımıza araştırma birimimiz ile her türlü bilgi desteğini sağlıyoruz. Daha iyisini yapabilmek adına da çabalıyoruz. Yatırımcılardan da aracı kurumlarına, araştırma ekiplerineve o bölümlerdegörev yapan analistlere inanmalarını, güvenmelerini bekliyor ve istiyoruz.Bizim önceliğimiz, yatırımcının önce para kaybetmemesidir. Bizler yatırımcıların paralarına bu kadar özen gösterirken, yatırımcıların da kendi paralarına en az bizler kadar özen göstermelerini bekliyoruz." SPK ve Borsa İstanbul başta olmak üzere paydaşların tamamının bu konuda yeni bir mağdur yatırımcı grubu oluşmaması için ellerinden gelen gayreti gösterdiğini ifade eden Yılmaz, Borsa'ya yeni katılan yatırımcıların da olası riskler karşısında yapılan uyarıları dikkate alması gerektiğini söyledi.

29 Aralık 2020 Salı

194 yıllık senfoniye dijital akustik salon

Dünya metropollerinin sayılı müzik merkezlerinden biri olmayı hedefleyen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) yeni binası, ilk kez müzikseverleri ağırladı. Açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan yeni bina, 1826’da kurulan ve dünyanın en eski orkestralarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın ev sahipliğinde dünyanın dört bir yanından en saygın orkestraları ve solistlerini ağırlayacak. Temeli 23 yıl önce atılan ve senelerdir inşaatı tamamlanamayan CSO’nun yeni binası, toplam 2 bin 23 koltuk kapasiteli. Farklı salonların bulunduğu bina; restoranlar, müze ve açık hava alanlarından oluşan müzik kampüsü yapısıyla kültür ve sanat tutkunlarının buluşma yeri haline gelecek. Salon ayrıca dijital konserlerin düzenlenebileceği bir alt yapıya sahip. Yeni CSO binası 2017’de Hamburg’da açılan Elbphilharmony binasından sonra dünyada açılan ilk konser salonu oldu. Dünya standartlarında bir eser olan ve teknolojiyi zarafetle birleştiren bir anlayışla projelendirilen CSO yeni konser salonunun proje müellif mimarları Semra ve Özcan Uygur, CSO yeni binasının sanatseverlere kapılarını açmasından büyük gurur duyduklarını söyledi.

17 Aralık 2020 Perşembe

KOBİ'ler 2019'da ihracatın yüzde 36,6'sını, ithalatın yüzde 21,5'ini gerçekleştirdi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılına ilişkin "Küçük ve Orta Büyüklükteki Girişim İstatistikleri"ni açıkladı. Buna göre, geçen yıl sanayivehizmet sektörlerinde 3 milyon 221 bin girişim faaliyet gösterdi. KOBİ'ler, toplamgirişimsayısının yüzde 99,8'ini, istihdamın yüzde 72,4'ünü, personel maliyetinin yüzde 51,8'ini, cironun yüzde 50,4'ünü, üretim değerinin yüzde 44,1'ini ve faktör maliyetiyle katma değerin yüzde 44'ünü oluşturdu. KOBİ'ler, 2019'da en fazla ticaret sektöründe faaliyet gösterdi. Ekonomik faaliyetlerin istatistiki sınıflamasına göre, KOBİ'lerin yüzde 36,3'ü toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektöründe çalışırken, yüzde 14,4'ü ulaştırma ve depolama, yüzde 12,4'ü ise imalat sanayisi sektörlerindefaaliyette bulundu. Bu işletmeler, ticaret sektöründe istihdamda en büyük paya sahip oldu. Toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı faaliyetlerindeki KOBİ istihdamının, toplam KOBİ istihdamı içindeki oranı yüzde 27,4'ü bulurken, personel maliyeti içinde bu oran yüzde 24, ciroda yüzde 52,5, faktör maliyetiyle katma değerde yüzde 25,5 ve üretim değerinde yüzde 15,7 olarak gerçekleşti. Orta ölçekli girişimlerde çalışan başına katma değer, 2019'da 108 bin liraylaen yüksek değerini aldı.KOBİ girişimleri için 2009 yılında çalışan başına ortalama katma değer 15 bin lira iken, 2019'da 54 bin liraoldu. KOBİ grupları içinde 2009 ve 2019 yılları için en yüksek çalışan başına katma değer sırasıyla 29 bin lirave 108 bin liraile orta ölçekli girişimlerde gerçekleşirken, aynı yıllardabu değerler küçük ölçekli girişimler için sırasıyla 19 bin lirave 66 bin lira, mikro ölçekli girişimler için 8 bin lirave 22 bin liraolarak kayıtlara geçti. İMALAT SANAYİSİNDEKİ KOBİ'LER DÜŞÜK TEKNOLOJİYLE ÇALIŞTI İmalat sanayisindeki 2 bin 153 KOBİ yüksek teknolojiyle çalıştı.Küçükveortabüyüklüktekiimalat sanayisi girişimlerinin yüzde 56,9'u düşük teknolojiyle faaliyet gösterirken,büyük ölçekli girişimlerde bu oran yüzde 49 oldu. KOBİ büyüklük gruplarına göre incelendiğinde, mikro ölçekli girişimlerin yüzde 57,6'sı düşük teknoloji, yüzde 32,4'ü orta-düşük teknoloji, yüzde 9,5'i orta-yüksek teknoloji ve yüzde 0,5'i yüksek teknolojiyle çalıştı. Buna karşın, küçük ölçekli girişimlerde bu oranlar sırasıyla yüzde 52,7, yüzde 29,5, yüzde 16,8 ve yüzde 0,9 iken, orta ölçekli girişimlerde yüzde 52,6, yüzde 27,8, yüzde 18,1 ve yüzde 1,5 olarak belirlendi. KOBİ'ler,2019'da ihracatın yüzde 36,6'sını gerçekleştirdi. İhracatta,mikro ölçekli girişimlerin payı yüzde 3,8 iken, küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 14,1, orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 18,7 oldu. Büyük ölçekli girişimlerin payı ise yüzde 63,4'ü buldu. Girişimlerin ana faaliyetine göre, KOBİ'lerin ihracatlarındanyüzde 58,4'ü ticaret, yüzde 37,5'i sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren girişimler tarafından yapıldı. KOBİ'lerin geçen yıl ithalattaki payı ise yüzde 21,5 oldu. İthalatta mikro ölçekli girişimlerin payı yüzde 1,5, küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 7,5, orta ölçekli girişimlerin payıyüzde 12,5 olarak hesaplandı. Büyük ölçekli girişimlerin payı ise yüzde 78,5'e ulaştı. Girişimin ana faaliyetine göre, KOBİithalatlarından yüzde 63,9'u ticaret, yüzde 30,9'u sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren girişimler tarafından gerçekleştirildi. KOBİ'LERİN YÜZDE 46,1'İAVRUPA'YA İHRACAT YAPTI KOBİ'ler tarafından 2019'da yapılan ihracatın yüzde 46,1'iAvrupa, yüzde 36,5'iAsya ülkelerine yönelik oldu. KOBİ'ler,ithalatlarının yüzde 42,9'unu Avrupa, yüzde 47'sini Asya ülkelerinden yaptı. Geçen yıl KOBİ'lerin ihracatının yüzde 91,4'ünü imalat sanayisi ürünleri oluşturdu. KOBİ'lerin ihracatı içinde giyim eşyası sektörünün payı yüzde 14,4, tekstil ürünlerinin payı yüzde 10,2 ve başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipmanların payı yüzde 10,1 oldu. KOBİ'lerin 2019 yılı ithalatında ise öne çıkan ürünleryüzde 20,1 ile ana metaller, yüzde 16,8 ile kimyasallar ve kimyasal ürünler, yüzde 10,8 ile başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipmanlar, yüzde 6,5 ile tarım-avcılık ürünleri ve ilgili hizmetler olarak belirlendi. KOBİ'ler Ar-Ge harcamalarının yüzde 31'ini gerçekleştirdi.Mali ve mali olmayan şirketlerin 2019 yılına ilişkin toplam gayrisafi yurt içi Ar-Ge harcamasının 8 milyar 984 milyon lirasınıKOBİ'ler yaptı.Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden mali ve mali olmayan şirketlerde toplam 112 bin 338 kişi Ar-Ge personeli olarak çalıştı. TZE cinsinden bu personelin yüzde 47,1'i KOBİ'lerde istihdam edildi. Geçen yılKOBİ'lerin toplam patent başvuru sayısı 1416 olurken, 325 patentleri tescil edildi. KOBİ ölçeklerinde ise en yüksek patent başvurusu 491 ile mikro ölçekli girişimler tarafından yapıldı. Patent tescil sayısında 137 tescille orta ölçekli girişimler ilk sırada yer aldı.

29 Aralık 2020 Salı