tatil-sepeti
Yazılım ihracatına serbest bölge dopingi

HABER: ADEM ORHUN Türkiye, 35 yıllık serbest bölge tecrübesini yeni bir basamağa yükseltiyor. Serbest gümrük bölgesi olarak işleyen birinci nesil bölgelerde ticareti, dahilde işleme faaliyetlerinin yürütüldüğü ikinci nesil bölgelerde imalatı geliştiren Türkiye, üçüncü nesil serbest bölgelerle katma değerli hizmet ihracatını destekleyecek. Bu kapsamda, İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi, yazılım ve bilişim sektörleri için Türkiye’deki ilk ‘ihtisas serbest bölgesi’ ilan edildi. Geçtiğimiz yıl fiili kuruluşunu tamamlayan bölgede, 45’ten fazla firma faaliyete başladı. Hali hazırda başvuruda bulunmuş 10 firmayla ilgili işlemler yürütülüyor. İhtisas serbest bölgeleri tanıtımı, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın ve sektör temsilcilerinin katıldığı bir webinarla yapıldı. Bakan Pekcan, yazılım sektöründeki firmalara daha etkili destekler sunabilmek için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile çalıştıklarını belirtti. Pekcan, bunun sonucunda ihtisas serbest bölgelerinde yapılacak yazılım ve bilişim ürünleri üretimine yönelik yatırımların ‘öncelikli yatırım konuları’ arasına alındığını açıkladı. YÜKSEK TEKNOLOJİ İlk etapta İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’nde yatırım yapacak yazılım ve bilişim firmaları için uygulanacak destekler, ilerleyen dönemlerde diğer yüksek teknoloji ve katma değeri yüksek sektörler için de genişletilecek. Tanıtımda, yüksek teknoloji ihracat oranının yüzde 3.4, serbest bölgelerde ise bunun yüzde 9 olduğu bilgisini paylaşan Pekcan, “İhtisas serbest bölgeleri ile bu oranları artıracağız” dedi. Yeni nesil bölgelerde, ihracat oranının OECD ortalaması olan yüzde 14’e ve uzun vadede ise yüzde 25’e çıkarılması hedefleniyor. Daha birkaç ay önce faaliyete geçen ihtisas serbest bölgede onlarca firma çoktan çalışmaya başladı. İhracat odaklı çalışan, çoğunlukla mobil uygulama ve oyun ile diğer yazılım ürünleri geliştiren firmalar için birçok destek sunuluyor. Bakan Pekcan, “Sağladığımız destekleri, önümüzdeki dönemlerde, sektörel beklentiler ve ihtiyaçlar doğrultusunda daha da özelleştirerek çeşitlendirebileceğimizi öngörüyoruz. Bunları sizlerden gelen talepler doğrultusunda oluşturacağız” dedi. DİJİTAL HİZMET TÜBİSAD Dijital Dönüşüm Endeksi’ne göre dijitalleşen ekonomi boyutunda Türkiye’nin en zayıf olduğu alanlar bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetleri ihracatı ve dijital olarak teslim edilebilir hizmet ihracatı alanı. Bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetleri ihracatının toplam hizmet ticareti içindeki payı sadece yüzde 0.34. Benzer şekilde, toplam hizmet ihracatının yüzde 6.31’i dijital olarak teslim edilebilir hizmetler alanında yapılıyor. Yazılım Sanayicileri Derneği’nin (YASAD) paylaştığı bilgiye göre, Türkiye’de 10 binden fazla yazılım firması faaliyet gösteriyor. Fakat 750 bin dolar ve üstünde ihracat yapan sadece 78 firma var. Toplam yazılım ihracatı ise 3 milyar doların biraz üzerinde. HIZLI KAZANÇ İşte bu ihtisas serbest bölgeler sayesinde yazılım başta olmak üzere yüksek teknolojili ürün ve hizmet ihracatı artırılacak. Büyük inşaat projeleri gerektiren, hammaddeye bağımlı, stok ve lojistik ihtiyaçları olan birçok yatırıma nazaran yazılım alanında nitelikli insan kaynağına sahip birçok yeni girişim, süratle ihracat ağırlıklı firmaya dönüşecek. BÖLGE KURANA DA DESTEK VAR İhtisas serbest bölgesinin oluşturulmasında ciddi yatırım taahhüdü altına giren bölge kurucu ve işleticilerinin taahhütlerini eksiksiz ve amaca uygun bir şekilde gerçekleştirmeleri kaydıyla çeşitli destekler sağlanıyor. Bunlara 10 yıl süreyle, sabit yatırım taahhütlerinin yarısına kadar kullanacağı krediler için faiz veya kâr payı desteği veriliyor. OYUN, YAZILIMIN YÜKSELEN KANADI İhtisas serbest bölgeleri tanıtım toplantısında konuşan Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) Başkanı Ali Erkin, “Çok şanslı bir sektörüz. Ticaret Bakanı ve diğer bakanlarımızın sürekli desteklerini gördüğümüz için çok şanslıyız” dedi. Erkin, konuşmasında şunları söyledi: “Bizim için işler iyi gidiyor, satışlarımız artıyor. En büyük kaynağımız yetişmiş insan gücü. Evden çalışmaya da alıştık. İhracatımızı, her yıl olduğu gibi çift haneli olarak artırıyoruz. Sektörümüzde geçtiğimiz yıl çok fazla yeni şirket kuruldu. Üniversite öğrencileri dahi şirketleşerek ihracat yapmaya başladılar. Tahmin ediyorum, bu alandaki ihracat 5 milyar doları geçecek.İhracatta ve istihdamdaki artış, buradaki desteklerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.” AVANTAJLI DESTEKLER VERİLİYOR Atatürk Havalimanı’nın yanında kurulan yeni bölgedeki firmalar, sigorta primi işveren desteği ile faiz desteğinden yararlanabiliyor. Bu bölgelerde yatırım yapmak isteyen firmalar için kira, nitelikli istihdam, faiz ve kâr payı destek mekanizmaları işletiliyor. Hâlihazırda sunulan mevcut serbest bölge desteklerine ilave olarak, firmaların istihdam ettikleri 10 nitelikli personelin her birinin yıllık 15 bin dolara kadar olan brüt ücretlerinin yarısını devlet karşılıyor. Bu bölgede kiralanan arazi ve bölgelere ilişkin yıllık 75 bin dolara kadar olan kira harcamalarının yarısı da 5 yıl süreyle destekleniyor. ÖN ŞARTLAR NELER? İhtisas serbest bölgesi, katma değerli ürün ve hizmetlerle ihracatın artırılmasına yönelik olarak kurgulandığı için buralara gelecek firmalardan belli bir olgunluk seviyesi isteniyor. Öncelikle bu firmaların, ihracat kabiliyetini ortaya koymuş olması gerekiyor. Bölgede faaliyete başlayan firmalar ise ilk yıl için toplam satışlarının asgari yüzde 50’si oranında ve 1 milyon dolar yurt dışı satış taahhüdü veriyor. Bu taahhüdün ilerleyen yıllarda yükselmesi bekleniyor.

22 Şubat 2021 Pazartesi

DHMİ havalimanlarındaki kiracıların 31 Ocak'a ötelenen kira bedelleri iptal edilecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ilgili kişi ve kuruluşlara tahsisli mahallere ait geçen yılın nisan, mayıs, haziran dönemine ait 3, 1 Temmuz-31 Aralık 2020 dönemi için de 6 aylık düzenlenerek vadesi ötelenen kira bedeli faturalarına ait tutarların iptal edileceği belirtildi. Açıklamada, 2021-2022 dönemine ait kira bedellerinin de2 yıl boyunca yüzde 50 indirimliuygulanacağı ifade edildi. DHMİ Genel Müdürlüğü tarafından yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının havacılık sektöründe yarattığı olumsuz finansal etkilerin en aza indirilmesi ve kamu hizmetinin kesintiye uğramadan sürdürülebilmesi için havalimanı/terminal işleticisi şirketlerle yapılan sözleşmelere ilişkin gerekli tedbirlerin alındığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı DHMİ Genel Müdürlüğü, sürecin başından itibaren salgından olumsuz etkilenen işletmeleri rahatlatacak birçok önemli icraata da imza attı. Havalimanlarında havacılık sektöründe faaliyet gösteren hava yolu, yer hizmet kuruluşları ve ticari hacim işleten 643 kiracı tahsisli, yaklaşık 3 bin 900 mahal için 2021 yılına ilişkin kiralara ve 2021 yılı havalimanı ücret tarifelerine artış yapılmayarak, sektöre destek sağlandı. 2021-2022 döneminde kira bedellerinde artış yapılmayarak, 2 yıl boyunca yüzde 50 indirim uygulanacak." "TÜM SEKTÖRLER GİBİ HAVACILIK SEKTÖRÜNÜN DE YANINDAYIZ" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da konuya ilişkin olarak Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, salgın döneminde tüm sektörler gibi havacılık sektörünün de yanında olduklarını belirtti. Geçen yıl düzenlenen ve vadesi 31 Ocak 2021'e ötelenen kira bedeli faturalarına ait tutarların iptal edileceği bilgisini veren Karaismailoğlu, 2021-2022 dönemine ait kira bedellerinin 2 yıl boyunca yüzde 50 indirimli uygulanacağını kaydetti. Karaismailoğlu, "2021 yılına ait kira bedellerinde ve 2021 yılı DHMİ ücret tarifesinde artış yapılmamıştır." ifadesini kullandı.

22 Şubat 2021 Pazartesi

Türkiye 13 milyonluk genç nüfusuyla yabancı yatırımcılara fırsat sunuyor

Küreselleşen dünyada birçok şirket, genç nüfus, ucuz iş gücü, güçlü ihracat hacmi gibi koşulları sağlayan ülkelerde yatırım olanaklarını değerlendiriyor. Türkiye, teşvik imkanları, altyapısı ve güçlü finansal sistemiyle yabancı şirketlerin yatırım radarında yer alıyor. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de 2020 itibarıyla 15-24 yaş grubunda 12 milyon 893 bin 750 kişi bulunuyor. Bu yaş grubunun 6 milyon 610 bin 22'si erkeklerden, 6 milyon 283 bin 728'i ise kadınlardan oluşuyor. Öte yandan, son yıllarda yüksek öğretimde hızlı bir ivmelenme sürecine giren ve üniversite sayısını 200'ün üzerine çıkaran Türkiye'de 4,5 milyon lisans, 3 milyon ön lisans, 297 bin yüksek lisans ve 101 bin de doktora öğrencisi bulunuyor. MESLEK LİSELERİ İHMAL EDİLMEMELİ Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) İşletme Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ramazan Aktaş, Türkiye'nin, özellikle piyasa hacmi, ticari dışa açıklık, döviz kuru, belli bir ölçüde sermaye stoku, güçlü altyapı ve beşeri sermayesiyle doğrudan yabancı yatırımın girişinde ön plana çıktığını söyledi. Beşeri sermayenin kalitesinin genellikle asgari lise mezunu kalifiye elemanların sayısıyla temsil edildiğini belirten Aktaş, bu sayının yüksek olmasının, yatırım kararını ve beklenen ürünü elde etmeyi kolaylaştıracağı için cezbedici bir unsur olduğunu ifade etti. Meslek liselerinin ihmal edilmemesi gerektiğini ve özellikle sanayi açısından ihtiyaç duyulan tekniker elemanların buralardan yetiştiğini dile getiren Aktaş, Türkiye'nin ara eleman sayısı istenilen düzeyde olmamakla beraber emsal ülkelere kıyasla yine de iyi durumda bulunduğunu kaydetti. Aktaş, ülkenin genç nüfusunun Avrupa'ya kıyasla çok fazla olduğuna dikkati çekerek, "Bu avantajı iyi kullanmamız lazım. Genç nüfusun girişimcilik potansiyeli yüksek. Bilgisayar, yazılım ve oyun sektörlerinde ciddi bir potansiyelimiz var. Bunların iyi değerlendirilmesini sağlayacak yatırımlara ülkemiz açık durumda." diye konuştu. "GENÇ NÜFUS DEMEK İŞ GÜCÜ DEMEKTİR" Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Toğay da Türkiye'nin son yıllarda dış finansman ihtiyacının giderek büyüdüğünü söyledi. Toğay, dış kaynak açısından en sağlıklı olanın, doğrudan yatırımlar yoluyla yabancının ülkede fabrika açması ya da fabrika satın alarak işletmesi olduğunu dile getirdi. Bu açıdan da genç nüfusun iki boyutuyla önem taşıdığına dikkati çeken Toğay, şunları kaydetti: "İlk olarak genç nüfus demek iş gücü demektir. Türkiye'nin ortalama iş gücü kalitesi, yani beşeri sermaye düzeyi zaman içinde artmaktadır. Bu yabancı yatırımcı açısından onları Türkiye'ye çekecek önemli bir unsurdur. Genç nüfus ikinci olarak dinamik bir pazar demektir. Yani yeniliklere açık ve potansiyeli giderek artan bir pazar demektir. Bu haliyle Türkiye açısından önemli olan nokta genç nüfus avantajını zamanında kullanabilmektir."

22 Şubat 2021 Pazartesi

2020’de Ukrayna’da en büyük yatırımcı ülke Türkiye oldu

Türk-Ukrayna İş Adamları Derneği(TUİD) Başkanı Burak Pehlivan, Türkiye-Ukrayna ekonomik aktivitelerine ilişkin soruları cevapladı. Geçen yılın dünya ve insanlık için çetin geçtiğini anlatan Pehlivan, zenginle fakirin, gelişmiş ülkeyle gelişmekte olan ülkenin, büyük şirketle küçük şirketin arasındaki farkın bu dönemde daha da açıldığını söyledi. Turizm, perakende, havacılık ve birçok servis sektöründe sert karantina tedbirlerinin etkisiyle, mobilizasyonun azaltılmasıyla ciddi ciro kayıpları yaşandığını aktaran Pehlivan, dünyanın başka ülkelerindeki küçülme oranlarına bakıldığında Ukrayna’nın yüzde 4,2’ik bir ekonomik küçülme yaşamasını başarı olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen 2020 yılının Türkiye-Ukrayna ekonomik ve siyasi ilişkilerinin zirveye çıktığı bir yıl olduğunu belirten Pehlivan, "Bu ifadenin ağırlığını ve gerçekliğini de ticaretten, yatırımlara, turizmden, inşaat sektörüne, güvenlikten, savunma sanayine birçok arklı alanda somut olarak gözlemledik, yaşadık. Türkiye olarak tarihte ilk kez, yılın ilk 11 ayı baz alındığında Ukrayna ile yaptığımız dış ticarette fazla verdik. Üstelik bunu, Ukrayna’nın toplam ithalatı ilgili dönemde yüzde 10, Türkiye’nin toplam ihracatı ise yüzde 7 azalırken, Ukrayna’ya ihracatımızı artırmayı başararak sağladık." diye konuştu. TÜRKİYE'DEN UKRAYNA’YA YATIRIMLAR SÜRÜYOR Pehlivan, Ukrayna’ya 2020’de net yabancı sermaye girişinin negatif gerçekleştiğini ifade ederek, "Türkiye’den Ukrayna'ya özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarının öncülüğünde 400 milyon dolara yakın yatırım geldi ve ülkemiz, Ukrayna’da geçtiğimiz yıl en büyük yabancı sermaye yatırımcısı ülke oldu." bilgisini verdi. Türkiye’de turizm sezonunun açıldığı temmuz ve ağustos aylarında Birleşmiş Milletler’e üye Türkiye hariç 192 ülkenin 191’inden gelen turist sayısı azalırken yalnızca Ukrayna’dan gelen turist sayısında bir önceki yılın aynı dönemine göre artış yaşandığını anlatan Pehlivan, şunları kaydetti: "2020’de ülkemizi ziyaret eden Ukraynalı turist sayısı 1 milyonu geçti. Ukraynalılar turistler geçmişte olduğu gibi yalnız Antalya ve ilçelerindeki her şey dahil otellere gitmediler bu sefer Marmaris, Bodrum, Çeşme gibi onlar için yeni sahil beldelerimizi keşfettiler. Kış ve kültür turizminde de önemli mesafe alındı. Kişisel gözlemlerimle, Ukraynalı muhataplarımızla sohbetlerimle de görüyorum ki, yeni keşiflerinden o kadar memnun kaldılar ki, Ukraynalı turistlerin Türkiye turizmi algısında kalıcı bir değişim yaşanıyor, Türkiye’yi artık kültür ve kış turizminde daha çok tercih edecekler, ayrıca Türkiye’de Akdeniz’in deniz, kum ve güneş olarak tadını yine çıkaracaklar ama Ege sahillerimizin zenginliği de onları cezbedecek." TÜRK MÜTEAHHİTLERİN YURTDIŞINDA EN ÇOK İŞ ALDIKLARI 2. ÜLKE UKRAYNA OLDU Pehlivan, Ukrayna'nın Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy’in önderliğinde "Büyük İnşaat" adıyla tarihinin en büyük altyapı hamlesine giriştiğini ifade ederek, Türk Müteahhitlerin yurt dışında, salgın döneminde yılın ilk yarısında en çok iş aldıkları ülkenin de Ukrayna olduğunu söyledi. Pehlivan, "Yılın tamamına baktığımızda ise yerel olarak alınan işler de hesaba katıldığında Ukrayna Türk müteahhitlerimizin yurtdışında en çok ihale kazandıkları 2. ülke." dedi. ERDOĞAN’IN KATILDIĞI İŞ FORUMU, UKRAYNA TARİHİNİN EN BÜYÜK İKİLİ İŞ FORUMU OLARAK TARİHE GEÇTİ Pehlivan, karantinalara rağmen iki ülke arasında çok sayıda karşılıklı üst düzey ziyaret yaşandığını ifade ederek, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ve Başbakanı Denis Şmigal'in sırasıyla ekim ve kasım aylarında Türkiye'ye teşrif ettiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Şubat’ta Kiev’e yaptığı resmi ziyaret esnasında, Türk Ukrayna İşadamları Derneği’nin de önemli katkısıyla 800’ün üzerinde iş insanının katılımıyla gerçekleştirilen Türkiye Ukrayna İş Forumu'nun ikili bir iş forumuna Ukrayna’da en yüksek sayıda iştirak eden katılımcı sayısı itibarıyla ülke tarihine geçtiğini anlatan Pehlivan, "Bu forumda iki ülke cumhurbaşkanının altını çizdiği gibi, yine Ukrayna cumhurbaşkanı ve başbakanının Türkiye ziyaretlerinde ifade ettikleri üzere, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin en önemli gündem maddesi olan Türkiye Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşması’nın imzası da eli kulağında. 2021 yılı inşallah bu antlaşmanın imzasını göreceğimiz bir yıl olacaktır." diye konuştu. "TARIMIN TOPLAM ÜLKE İHRACATINDAKİ PAYI İLK KEZ YÜZDE 45’E ÇIKTI" Pehlivan, Ukrayna ekonomisinin, salgın dönemini Avrupa’daki diğer ülkelere göre çok daha az zararla atlattığını ifade ederek, dünya genelinde tarım ve gıdaya artan taleple, tarımda çifte rekor kırıldığını söyledi. Pehlivan şu bilgileri verdi: "Ukrayna, 23 milyar 395 milyon dolar tarım ihracatıyla tarihinin en yüksek tarımsal ürün ihracatına ulaşırken, yine tarımın toplam ülke ihracatındaki payı ilk kez yüzde 45’e çıktı. Aynı şekilde dünyada demir ve demir-çeliğe talebin artmasıyla ülke ihracatında 2. sırada olan bu kalemlerde de ülkenin ihracat gelirleri artış gösterdi. Böylece tüm sıkıntılara rağmen Ukrayna’nın ihracatı yılın genelinde yalnızca yüzde 1,7 azalarak 49,2 milyar dolar, ithalatı ise yüzde 10,3 düşüşle 54,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Toplam dış ticaret hacmi ise yüzde 6 azalarak 103,4 milyar dolar oldu." Ülkenin bir başka önemli döviz kaynağı olan işçi dövizlerinin ise salgına rağmen düşmeyerek 12,3 milyar olarak gerçekleşerek Avrupa’nın en yükseği olduğunu anlatan Pehlivan, "Yine Avrupa’da en çok sertifikalı yazılım uzmanına sahip olan ülke olan Ukrayna 5,5 milyar dolarlık yazılım ve bilgi teknolojileri ihracatı gerçekleştirdi. Tüm bunların sonucunda Ukrayna para birimi Grivna dolar karşısında, 21 Mart 2020’de ulaştığı değerden bugün işlem görüyor. Yaklaşık 1 yıldır gelişmekte olan para birimlerinin tamamında yaşanan değer kayıplarından Ukrayna'nın etkilenmediğini görüyoruz. Perakende sektörü geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,2 büyüdü yani Ukraynalılar artan gelirleriyle daha çok tükettiler." ifadelerini kullandı. UKRAYNA TÜRK İŞ DÜNYASI AÇISINDAN DA HER ŞEYE RAĞMEN OLDUKÇA BAŞARILI BİR YIL OLDU Pehlivan, Ukrayna Türk iş dünyası ve başkanlığını yaptığı Türk Ukrayna İşadamları Derneği tarafından da oldukça bir başarılı bir yıl geçirdiklerini ifade ederek, "Kuşkusuz Türkiye ve Ukrayna ilişkilerinin ulaştığı bu yüksek seviyenin oluşturduğu pozitif ekosistem olmasa her ne kadar yeni şartlara hızla adapte olsak da bu kadar başarılı bir yıl geçiremez, TUİD ve Ukrayna Türk iş dünyası olarak iki ülke ekonomik ve ticari ilişkilerine bu denli katkı sağlayamazdık." değerlendirmesini yaptı. Türk İş Dünyası olarak 2020'de teknolojinin imkanlarını kullanarak iletişimi azaltmak bir yana, iletişimi ve dayanışmayı artırdıklarını anlatan Pehlivan, bölgelerine, sektörlerine göre iş insanlarının katıldığı ve belirli periyotlarla düzenledikleri yüzlerce çevrimiçi toplantıyla görüş alıverişinde, karşılıklı deneyim paylaşımında bulunduklarını söyledi. Türk-Ukrayna İş Adamları Derneği (TUİD) Başkanı Burak Pehlivan, Türk iş insanlarının büyük fedakarlıklarıyla 29 yıllık Ukrayna bağımsızlık tarihinin bir ülke iş dünyası tarafından düzenlenen en geniş kapsamlı hayır etkinliğine, Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçiliği'nin himayelerinde, Türk Ukrayna İşadamları Derneği’nin organizasyonuyla imza atılarak 12 ayrı bölgedeki valilikler ve ilgili kamu kurumlar aracılığıyla binlerce koli gıda ve hijyen malzemesinin ihtiyaç sahipleriyle buluşturulduğunu söyledi.

22 Şubat 2021 Pazartesi

Bitcoin'in piyasa değeri 1 trilyon dolara ulaştı

Kripto parabirimleri piyasalarına yönelik ilgi son dönemde hız kazanırken, Bitcoin'in piyasa değeri 1 trilyon dolara ulaştı. Bazı büyük şirketlerin kripto para birimini destekleyici adımları ve yatırımlarının etkisiyle Bitcoin'in fiyatı son haftalarda rekor üstüne rekor kırdı. ABD'li elektrikli otomobil üreticisi Tesla'nın 1,5 milyar dolarlık varlığını Bitcoin'e yatırdığını duyurması ve Mastercard ile Bank of New York Mellon'un ise kripto para birimlerinin kullanımını kolaylaştıracak adımlar atmasının ardından dijital para biriminin değeri de hızla yükseldi. Analiz şirketi Coinmarketcap'in verilerine göre, en eski kripto para birimi olan Bitcoin'in fiyatı 2011'de 0,30 dolar olarak kaydedilirken, bugün 55 bin doların üzerine çıktı. Bitcoin'in fiyatı, bu hafta yüzde 17 civarında değer kazanırken, 2020'nin başından bu yana yüzde 681 arttı. Kripto para biriminin piyasa değerinin 1 trilyon dolara ulaşması önemli bir "dönüm noktası" olarak nitelendirilirken, sadece bu yıl Bitcoin’in piyasa değeri 450 milyar dolardan fazla yükseliş gösterdi. İLK KEZ 2009'DA İŞLEM GÖRDÜ Blok zincir teknolojisine sahip bir kripto para birimi olan Bitcoin, Satoshi Nakamoto ismini kullanan bir kişi veya grup tarafından 2008'de piyasaya sürülerek 2009'da işlem görmeye başladı. İlk Bitcoin transferi 2009'da Nakamoto ve programcı Hal Finney arasında gerçekleşti. Herhangi bir merkez bankası veya resmi kuruluş ile bağı olmayan ve tamamen sanal olarak üretilen Bitcoin, ilk günden itibaren tartışmaların merkezinde yer aldı. Merkezi bir otoriteye bağlı olmaması Bitcoin'i geleneksel para birimlerinden ayıran temel fark olarak öne çıkarken, bir diğer farkı ise Bitcoin'in herhangi bir aracı olmadan iki kişi arasında işlem yapılmasına olanak sağlaması oldu. Para transferlerinin geleneksel yöntemlere kıyasla daha güvenli, ucuz ve hızlı yapılabilmesi, basit ve enflasyon riskinin düşük olması, Bitcoin'in temel avantajları arasında gösterildi. Bu avantajlarının yanı sıra Bitcoin bazı riskleri de beraberinde getirdi.Bitcoin'in izinin sürülememesi, kripto para biriminin ticareti illegal olan ürünlerin ödemesinde veya kara para aklama amacıyla kullanılmasına neden oldu. KÜÇÜK-BÜYÜK MİLYONLARCA YATIRIMCININ RADARINDA Bitcoin'in yükselişinin ardından birçok kripto para birimi daha ortaya çıktı. Bu para birimleri ise "alt coin" olarak adlandırıldı. Hızla gelişen kripto para dünyasında öne çıkan bazı "alt coin"ler, Litecoin, Ethereum ve Ripple oldu. Lise öğrencilerinden uluslararası şirketlere kadar küçük-büyük milyonlarca yatırımcının radarında olan kripto para birimleri, finans dünyasında son yılların en önemli gelişmelerinden biri olarak kabul edilirken, bu para birimlerinin geleceğine ilişkin soru işaretleri varlığını sürdürdü. Uzmanların kripto paralara karşı temkinli yaklaşımına rağmen Bitcoin ve benzer kripto para birimleri son dönemde hızla değer kazanmaya devam etti. Alt coinlerden Ethereum, dün rekor seviyeye ulaşarak 1.957 dolara kadar yükseldi, böylece fiyatı yıl başından bu yana yüzde 160'tan fazla arttı. Tüm kripto para birimlerinin piyasa değeri ise bu yıl 2 katından fazla artarak 800 milyar dolardan yaklaşık 1,7 trilyon dolara yükseldi. "SPEKÜLATİF ARAÇ" ELEŞTİRİSİ Bitcoin ve benzer kripto para birimleri finans dünyasını ikiye böldü. Kripto para analistleri, Bitcoin'in kripto sektörü için önemli olduğunu vurgularken, piyasa değerinin 1 trilyon dolara ulaşmasının Bitcoin'in artan gücünü gösterdiğini belirtti. Bitcoin'i "patlamayı bekleyen bir balon" olmakla eleştirenlerin yanıldığını savunan kripto para analistleri, kurumsal yatırımcıların Bitcoin'e ilgisinin arttığını aktardı. Ayrıca ABD'de bazı önde gelen yatırımcıların Bitcoin'i enflasyona ve dünyanın en önemli merkez bankalarının sıfır faiz politikasına karşı bir tampon olarak görmesi dikkati çekerken, Bitcoin'i eleştirenler ise kripto paraları "tehlikeli bir spekülatif araç" olarak nitelendirdi. Son olarak ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, hızlı bir yükseliş gösteren Bitcoin'i "oldukça spekülatif bir varlık" olarak tanımlayarak, kripto para birimlerinin yasa dışı işlemler için bir araç olarak kullanılmadığından ve yatırımcıların korunduğundan emin olmanın önemini vurguladı. Yellen, daha önce de kripto paralar ve sanal varlıkların kötüye kullanımının büyüyen bir sorun olduğunu belirterek, "sorumlu inovasyona" ihtiyaç olduğuna dikkati çekmişti. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde da Bitcoin'i "spekülatif bir yatırım aracı” olarak nitelendirerek, Bitcoin ve diğer kripto varlıklara yeni bir düzenleme getirmeyi planladıklarını belirtmişti. REGÜLASYON BEKLENTİSİ Finansal otoriteler, kullanım alanlarının yaygınlaşması ve her geçen gün ilginin artmasıyla kripto paralara ilişkin çalışmalarına hız verirken, sanal para birimlerine yönelik regülasyon çağrıları da yoğunlaşmaya başladı. Bu kapsamda, ABD Merkez Bankası (Fed) ile ECB'nin de aralarında bulunduğu birçok merkez bankası dijital para birimlerini gündemlerine aldı. Bitcoin ve benzer kripto para birimlerine yönelik düzenlemelerin olmamasının kullanıcılar açısından risk taşıdığı belirtilirken, kripto para birimlerinin merkez bankaları tarafından rezerv olarak kullanılması halinde ise bu paraların gelişiminde yeni bir döngüye girileceğine dikkat çekildi.

22 Şubat 2021 Pazartesi