tatil-sepeti
IMF, Ukrayna'daki savaşın küresel ekonomi üzerinde 'ağır' etkisi olacağı konusunda uyardı

Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF), yapılan açıklamada, fonun icra kurulunun Kristalina Georgieva başkanlığında toplandığı ve Ukrayna'daki savaşın ekonomik etkileri ile etkilenen ülkeler için olası hızlı finansal yardımın görüşüldüğü belirtildi. Ukrayna'daki savaşın ülkenin fiziksel altyapısına büyük zararlar verdiğine dikkati çekilen açıklamada, komşu ülkelere 1 milyondan fazla mülteci dalgasına ve Rusya'ya yönelik benzeri görülmemiş yatırımların açıklanmasına neden olduğu aktarıldı. Açıklamada, "Durum oldukça değişken ve görünüm olağanüstü belirsizliğe tabi olsa da ekonomik sonuçlar şimdiden çok ciddi." değerlendirmesi yer aldı. "ÇATIŞMA TIRMANIRSA, EKONOMİK ZARAR DAHA DA YIKICI OLACAKTIR" Buğday ve diğer tahıllar dahil olmak üzere enerji ile emtia fiyatlarının yükseldiğine işaret edilen açıklamada, bunların tedarik zinciri kesintileri ve Kovid-19 salgınından toparlanmadan kaynaklanan enflasyonist baskılara katkıda bulunduğu ifade edildi. Açıklamada, fiyat şoklarının tüm dünyayı etkileyeceği vurgulanarak, "Çatışma tırmanırsa, ekonomik zarar daha da yıkıcı olacaktır." ifadesi kullanıldı. IMF'nin açıklamasında, Rusya'ya yönelik yaptırımların da küresel ekonomi ve finans piyasaları üzerinde önemli etkileri olacağına dikkati çekildi. Birçok ülkede krizin hem enflasyon hem de ekonomik faaliyet üzerinde olumsuz bir şok yarattığı belirtilen açıklamada, para politikası otoritelerinin uygun tepkileri ayarlamak için artan uluslararası fiyatların yerel enflasyona geçişini dikkatle izlemesinin gerekeceği vurgulandı. UKRAYNA'NIN FİNANSMAN TALEBİ EN ERKEN GELECEK HAFTA DEĞERLENDİRİLECEK Açıklamada, maliye politikasının artan yaşam maliyetlerini dengelemeye yardımcı olmak için en savunmasız hane halklarını desteklemesinin gerekeceği ve krizin politika ortamını daha da karmaşık hale getirdiği ifade edildi. Ukrayna'da ekonomik zararın azımsanmayacak ölçüde olduğu kaydedilen açıklamada, "Bu aşamada finansman ihtiyaçlarını tam olarak değerlendirmek çok zor olsa da Ukrayna'nın ciddi toparlanma ve yeniden inşa maliyetleriyle karşı karşıya kalacağı şimdiden açık." değerlendirmesinde bulunuldu. Açıklamada, Ukrayna'nın IMF'nin Hızlı Finansman Aracı kapsamında 1,4 milyar dolarlık acil durum finansmanı talep ettiği, bu talebin değerlendirilmek üzere en erken gelecek hafta icra kuruluna iletilmesinin beklendiği aktarıldı. IMF, MOLDOVA MAKAMLARIYLA DA FİNANSMAN SEÇENEKLERİNİ GÖRÜŞÜYOR Rusya'ya yönelik yaptırımların ise ülkenin para birimini ve finansal sistemini desteklemek için uluslararası rezervlere erişimini ciddi şekilde kısıtlayacağı belirtilen açıklamada, Rusya'nın bankacılık sistemine yönelik uluslararası yaptırımların ve bir dizi bankanın SWIFT'ten çıkarılmasının Rusya'nın ihracat ödemelerini alma, ithalat ödemelerini yapma ve sınır ötesi finansal işlemleri gerçekleştirme kabiliyetini önemli ölçüde bozduğu kaydedildi. Açıklamada, "Bu yaptırımların tam etkisini öngörmek için henüz çok erken olsa da varlık fiyatlarında ve rublenin değerinde şimdiden keskin bir düşüş gördük." ifadesi yer aldı. Ukrayna ve Rusya ile çok yakın ekonomik bağları olan ülkelerin özellikle "kıtlık ve arz kesintileri riski" altında olduğuna dikkati çekilen açıklamada, Moldova'nın mevcut krizin maliyetlerini karşılamaya yardımcı olması için mevcut IMF destekli programının genişletilmesini ve yeniden düzenlenmesini talep ettiği, IMF'nin Moldova makamlarıyla seçenekleri aktif olarak görüştüğü belirtildi. Açıklamada, "Devam eden savaş ve ilgili yaptırımların küresel ekonomi üzerinde ağır bir etkisi olacaktır." değerlendirmesine yer verildi. IMF'nin gelişen durumu değerlendirmeye devam edeceği belirtilen açıklamada, fonun uluslararası ortaklarıyla yakın iş birliği içinde gerektiğinde üye ülkelere politika tavsiyesi, mali destek ve teknik yardım sağlayacağı kaydedildi.

08 Mart 2022 Salı

Emtia fiyatlarındaki rekor artışlar küresel ekonomiyi derinden sarsacak

Küresel ekonomi, Kovid-19 salgını nedeniyle yaşanan ekonomik krizin toparlanma aşamasını tamamlayamadan Rusya-Ukrayna savaşına bağlı olarak emtia fiyatlarında görülen artışlarla sarsılıyor. Batılı ülkelerin Rusya ekonomisini zayıflatmaya yönelik uyguladığı yaptırımlar, Rusya'nın önemli paya sahip olduğu birçok emtia ürününde fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesine taşıdı. Avrupa'da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası Dutch TTF'te son bir yılda 10 kat artan doğal gaz fiyatı, savaşın başlamasıyla rekor tazeledi. Savaş başlamadan önceki gün olan 23 Şubat'ta megavatsaat başı 88,3 avro seviyesindeki vadeli doğal gaz fiyatı, 7 Mart'ta megavatsaat başı 345 avroya çıkarak yüzde 292 artış kaydetti. Brent petrolün varil fiyatı ise bu dönemde 96,6 dolar seviyesinden yüzde 35,3 artışla yüzde 130,7 doları gördü. Böylece petrol fiyatları, 2008'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. API2 Rotterdam vadeli kömür ton başı fiyatı ise 23 Şubat'taki 200 dolar seviyesine göre yüzde 142,5 artarak 485 doları buldu. Fiyatlardaki artışta, Batılı ülkelerin Rus petrol ve doğal gaz ihracatına ambargo uygulama olasılığı etkili oldu. Ocak ayında günlük toplam 10 milyon varil ham petrol üretimiyle dünyanın en büyük üçüncü petrol üreticisi konumunda bulunan Rusya, günlük 8 milyon varille en büyük ikinci petrol ihracatçısı unvanına da sahip. Rusya, küresel doğal gaz ticaretinin yüzde 26'sını, sıvılaştırılmış doğal gaz ticaretinin de yüzde 8'ini gerçekleştiriyor. Küresel kömür ihracatında yüzde 15 payı olan Rusya, Endonezya ve Avustralya'nın ardından dünyanın en büyük üçüncü kömür ihracatçısı konumunda bulunuyor. KRİTİK METALLERDE FİYAT RALLİSİ DURMADI Rusya-Ukrayna savaşı, küresel metal piyasalarında da fiyat rekorlarının kırılmasına neden olarak ekonomileri giderek daha fazla zorluyor. Bakır fiyatları 23 Şubat'a kıyasla 7 Mart'ta yüzde 10 artışla ton başına 10 bin doları geçerek rekor kırarken, alüminyumun ton başı fiyatı yüzde 20 artışla 3 bin 388 dolardan 4 bin 73 dolara çıktı. Söz konusu dönemde paladyum fiyatları ons başına yüzde 25,6 artışla 2 bin 484 dolar seviyesinden 3 bin 120 dolara yükselirken, nikelin ton fiyatı da yüzde 88 artışla 24 bin 900 dolardan 46 bin 800 dolara çıkarak Haziran 2007'den beri en yüksek seviyesine ulaştı. Elektrikli araçlar ve çelik sanayi için büyük önem taşıyan nikelde fiyatlar bugün rekor tazeledi. LME'de 3 ay vadeli nikelin ton fiyatı 100 bin dolar seviyelerini gördü. RUSYA, KÜRESEL METAL TEDARİKİNDE ÖNEMLİ PAY SAHİBİ Merkezi Londra'da bulunan emtia piyasaları analiz şirketi CRU Grup'un verilerine göre, Rusya; küresel paladyum tedarikinde yüzde 35, platinyumda yüzde 10 ve alüminyumda yüzde 6 paya sahip. Dünya rafine bakır ve bakır madenlerinde yüzde 4'er payı olan Rusya, nikel tedarikinin de yüzde 5'ini karşılıyor. Ülkenin metal ve metalik ürünlerden elde ettiği ihracat geliri 51,1 milyar doları buluyor. Bu rakam, Rusya'nın toplam ihracatının yüzde 10,4'ünü oluşturuyor. BUĞDAY PİYASALARINDA DEPREM Buğday fiyatları ise söz konusu dönemde yüzde 47,8 artışla 12,94 dolara ulaştı. Rusya, yüzde 18 payla küresel buğday ihracatında lider konumda bulunuyor ve tarım ürünlerinden yılda yaklaşık 36 milyar dolar ihracat geliri (yüzde 7,3) sağlıyor. Ukrayna ise yüzde 7 payla dünyanın beşinci buğday ihracatçısı olarak öne çıkıyor. Savaş nedeniyle Ukrayna'da üretim ve ihracatın düşmesi, Batılı ülkelerin Rusya'daki lojistik firmalarına uyguladığı yaptırımlar nedeniyle küresel buğday arzı sekteye uğrarken, bu durum, fiyatlara artış olarak yansımaya devam ediyor. KÜRESEL EKONOMİDEN 1 TRİLYON DOLAR BUHARLAŞABİLİR Merkezi İngiltere'de bulunan Ulusal Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü'nün (NIESR) projeksiyonuna göre, savaşın etkisiyle küresel GSYH'nin bu yıl yüzde 0,5 ve gelecek yıl yüzde 1 daralacağı öngörülüyor. Bu oran, küresel GSYH'nin yaklaşık 1 trilyon dolar azalması anlamına geliyor. Büyümedeki düşüşün ise küresel enflasyonu bu yıl yüzde 3 artırarak maliyetler üzerinde baskı oluşturacağı hesaplanıyor. Savaşın ekonomik hasarının Rusya'dan sonra en büyük etkisinin ise Avrupa'da hissedilmesi ve Rus enerji ihracatına yönelik yaptırım uygulanmasının Avrupa'da resesyon yaratma riskini artırdığı ifade ediliyor. Uluslararası Para Fonu da (IMF) 6 Mart'taki analizinde, fiyat şoklarının tüm dünyayı etkileyeceğine ve ekonomik zararın yıkıcı olacağına dikkati çekmişti.

08 Mart 2022 Salı

Nükleer anlaşmanın yenilenme olasılığı, piyasalarda İran petrolü beklentisini artırdı

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yol açtığı arz tedariki endişeleriyle rekor seviyede artan petrol fiyatlarına karşı pek çok ülke alternatif arayışına girerken, bu durumun İran petrolüne yönelik yaptırımların kaldırılarak yeniden piyasaya sunulması sürecini hızlandıracağı ve fiyatlar üzerinde dengeleyici etki sağlayacağı öngörülüyor. Küresel petrol fiyatları, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrası Batı ülkelerinin Rusya'ya yönelik yaptırımları ve Rusya'dan gelecek olası karşı yaptırımların arz tedarikini sekteye uğratacağı endişeleriyle 120 dolara kadar yükseldi. Dünyanın en büyük petrol üreticisi ve ihracatçısı ülkelerinden biri olan Rusya'nın petrol satışlarında kesinti ihtimali, halihazırda kırılgan durumdaki küresel piyasalarda arz endişelerini ivmelendirerek, yükselme eğilimindeki fiyatlarda dalgalanma risklerini de beraberinde getiriyor. PİYASALAR GEÇEN YILDAN BU YANA ARZ DARALMASI KISKACINDA Küresel arz daralması, son dönemde etkili olan jeopolitik risklerin yol açtığı endişelerin öncesinde de piyasalarda istikrarsızlık oluşturuyordu. Kovid-19 salgınının etkili olduğu 2020'de arz kesintisine gitmek zorunda kalan üretici ülkeler, talebin yükselişe geçtiği 2021'de ise yetersiz yatırımlar ve teknik sorunlar nedeniyle aynı hızda üretime geçemedi. Talepteki güçlü toparlanma karşısında yetersiz kalan petrol arzı, küresel petrol piyasalarında arz daralması endişelerine neden oldu. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı petrol üreticisi ülkelerden oluşan OPEC+ grubu da üretim artışında isteksiz kalınca, 2020 yılında talepteki düşüş nedeniyle yaklaşık 16 dolara gerileyen Brent petrolün varil fiyatı, 2021'de piyasalardaki arz daralması endişeleriyle 87 dolara kadar yükseldi. FİYAT DALGALANMALARINA KARŞI İRAN PETROLÜ GÜNDEMDE Arz daralmasının giderek derinleştiği, petrol fiyatlarının rekor seviyelerde yükseldiği mevcut piyasada, çoğunluğunu Batı ülkelerinin oluşturduğu büyük petrol ithalatçısı ülkeler OPEC+ grubunun tepkisizliğine karşı alternatif ham petrol kaynakları bulmakta zorlanıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Rus gazına bağımlılığı azaltmak için AB ülkelerine doğal gazla çalışan elektrik santrallerinde petrol dahil bazı alternatif yakıtların kullanılmasını önermesi de arz talep makasının daha da genişlemesine yol açarak alternatif arayışına hız kazandırabilir. Sektör uzmanları tarafından OPEC+ grubunun üretimi artırması dışında piyasalardaki arz-talep dengesini değiştirebilecek en güçlü seçeneğin İran ile yapılacak bir nükleer anlaşma olduğu değerlendiriliyor. Anlaşmayla birlikte Tahran'a uygulanan enerji ihracat yaptırımının kalkmasına yol açacak olmasıyla İran'dan gelecek arz artışının, bu yıl arz-talep açığını tamamen olmasa da önemli ölçüde azaltması bekleniyor. İran nükleer anlaşmasının tam ve eksiksiz hayata geçirilmesine ilişkin Avusturya'nın başkenti Viyana'da devam eden müzakerelerdeki olumlu gelişmeler yıl sonuna kadar günlük ilave 1 milyon varil civarı İran petrolünün daha piyasaya arz edilebileceği beklentisini güçlendiriyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanının bugünkü İran ziyareti de piyasalarda, tarafların anlaşmaya yakın olduğu beklentisini güçlendiriyor. OLASI İRAN PETROL İHRACATI ARTIŞI, OPEC+ VE ABD'DEN GELEBİLECEK ÜRETİM ARTIŞINDAN DAHA ETKİLİ İran petrolünün piyasaya dönüşünün OPEC+ grubu içinde rekabeti kızıştırması beklenirken, son veriler Rus petrol ihracatının yaptırımlarla karşı karşıya kalması durumunda OPEC+ grubunun oluşacak arz açığını kapatacak kadar hızlı üretim yapamayacağını ortaya koyuyor. IEA'nın son petrol raporuna göre, günlük 400 bin varillik üretim artışı kararına karşın, OPEC+ grubunun petrol üretimi ocak ayında teknik sorunlar ve diğer bazı kapasite kısıtlamaları nedeniyle günlük 280 bin varil seviyesinde kaldı. Toplam üretim açığı geçen yılın başından bu yana günlük ortalama 800 bin varile ulaşan grubun üretim kapasitesi halihazırda aylık hedefin yaklaşık 900 bin varil altında seyrediyor. Üye ülkelerin herhangi bir arz kesintisi durumunda kullanıma sunabileceği yedek üretim kapasitesi ise İran hariç günlük 5,1 milyon varil seviyesinde bulunuyor. Ancak yalnızca Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunan 2,2 milyon varillik fiziki ham petrol kapasitesi, acil bir durumda kullanıma sunulabilir halde bekliyor. Dünyanın en büyük petrol üreticisi ABD ise hala salgın öncesi üretim seviyelerine ulaşamadı. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) verilerine göre, 2019'da günlük ortalama 12,3 milyon varil üretim seviyesine sahip ABD'nin geçen yıl üretim miktarı 11,2 milyon varil seviyesinde kaldı. ABD'nin üretiminin bu yıl 12 milyon varil seviyesine çıkması bekleniyor. IEA üyesi ülkelerin arz tedarikinde yaşanabilecek sıkıntılara karşı acil durum rezervlerinden 60 milyon varil petrolü kullanıma açma kararı ise uzmanlar tarafından, kısa vadede fiyat artışlarını sınırlayan fakat arz cephesindeki etkisi geçici olabilecek bir adım olarak görülüyor. Tüm bunlar dikkate alındığında, İran petrolünün küresel petrol piyasalarına etkisinin Suudi Arabistan ya da ABD'den gelecek üretimlerinden daha güçlü olacağı değerlendiriliyor. İRAN PİYASAYA DÖNÜŞ İÇİN HAZIRLANIYOR OPEC verilerine göre, bir zamanlar grubun en büyük üreticilerinden olan İran, geçen yıl günlük ortalama 2,4 milyon varil petrol üretimiyle beşinci sırada yer aldı. Bu üretimin tamamına yakını yaptırımlar nedeniyle ihraç edilmek yerine iç tüketimde kullanıldı. IEA'ya göre, ocakta günlük ham petrol üretimi 2,5 milyon varile ulaşan İran'ın, petrol ihracatı ise 800 bin varil seviyesindeydi. Ancak yaptırımlar kaldırıldığında, petrol altyapısında gerçekleştirdiği hazırlıklarla, üretiminde hızlı bir artış sağlaması beklenen İran'ın, yıl sonuna kadar günlük 1,3 milyon artışla 3,8 milyon varillik sürdürülebilir bir arz kapasitesini yakalayabileceği öngörülüyor. Ayrıca, ülkenin tankerlerde depolanan yaklaşık 80 milyon varillik petrolünün de olabildiğince hızlı bir şekilde piyasaya sürüleceği tahmin ediliyor. İran tarafındaki bu hareketlilikte, Viyana'da devam eden nükleer müzakerelerde tarafların bir anlaşmaya yakın olduğu haberlerinin etkili olduğu ifade ediliyor. Ülkenin üç yıldan fazladır düşük üretim yapan sahalarda çıktı artışı sağlamak için birkaç aya ihtiyacı olacağı düşünülse de İran Petrol Bakanı Cevad Uci perşembe günü İran Enerji Haber Ajansına yaptığı açıklamada, ülkesinin petrol üretimini en kısa sürede artırmaya hazır olduğunu söyledi. İran Petrol Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, ABD tek taraflı olarak anlaşmadan ayrılmadan önce Nisan 2018'de günlük 3,8 milyon varil ham petrol ve kondensat üretimi yapan İran, bu miktarın 2,8 milyon varilini ihraç ediyordu. Yaptırımların uygulandığı bu süreçte petrol üretimi günlük 2 milyon varil seviyesinde kalan İran'ın ihracatı da günlük ortalama 500 bin varile kadar gerilemişti.

08 Mart 2022 Salı

Rusya, Türkiye dahil 9 ülkeden sebze ithalatını artırıyor

Türkiye'den ilave domates, biber, kabak ve patlıcan ithal edileceğine işaret edilen açıklamada, "İlgili ülkelerin tüm topraklarından, önceki ithalat kısıtlamalarının kaldırılarak sebze ithalatına devam edilmesine karar verilmiştir." ifadesi kullanıldı. Rosselkhoznadzor tarafından yayımlanan listede, Türkiye'nin yanı sıra, Azerbaycan, Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Mısır, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan bulunuyor.

08 Mart 2022 Salı

AB, Rusya ile iş birliği ve araştırma programlarını askıya aldı

AB Komisyonu, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'ya yönelik yeni tedbirler alındığını açıkladı. Buna göre, araştırma, bilim ve inovasyon alanlarında Rus kuruluşlarıyla iş birliği askıya alındı. AB, Horizon Europe programı kapsamında Rus kuruluşlarıyla herhangi yeni sözleşme veya anlaşma yapmayacak. Mevcut sözleşmeler kapsamında Rus kuruluşlarına yapılan ödemeler de donduruldu. Rus araştırma kuruluşlarının katıldığı bütün projeler tekrar gözden geçirilecek. Ukrayna'nın ise araştırma programlarına katılımı sürecek. Ukraynalı araştırmacıların AB fonlarından daha kolay faydalanması sağlanacak. Komisyon, Rusya ve Belarus'la sınır ötesi iş birliğini de askıya aldı. Avrupa Komşuluk Aracı ve Baltık Denizi programlarına devam edilmeyecek. Bu ülkelere programlar kapsamında ödeme yapılmayacak. AB ülkeleri ile Ukrayna arasındaki mevcut sınır ötesi iş birliği programları ise güçlendirilecek. Böylece, AB, Rusya'ya 8 program için toplam 178 milyon avro, Belarus'a da iki program için 257 milyon avro kaynak sağlamayacak. Horizon 2020, kapsamında 78 farklı Rus kuruluşunu içeren 86 aktif proje bulunuyordu. Bunlar da artık sürdürülmeyecek.

04 Mart 2022 Cuma