tatil-sepeti
İsrail ve BAE'den serbest ticaret anlaşması

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Sani ez-Zuyudi, Twitter hesabından İsrail ile kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşması imzaladıklarını duyurarak, "Anlaşma, gelecek beş yıl içinde iki ülke arasındaki petrol dışı ticarette yılda 10 milyar doları aşan artışa yol açacak" paylaşımında bulundu. Zuyudi ayrıca, "BAE ve İsrail, Orta Doğu tarihine yeni bir sayfa ekliyor; aralarındaki ticaret ve yatırım ilişkilerini güçlendirmek, büyümeyi hızlandırmak ve yeni bir barış, istikrar, refah döneminin başlamasına katkıda bulunmak için çalışacaklar" ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı Naftali Bennett de Twitter hesabından, "İsrail ve BAE az önce tarihi bir Serbest Ticaret Anlaşması imzaladı. Bu, İsrail ile bir Arap ülkesi arasında imzalanan ilk tarihi ticaret anlaşması." şeklinde paylaşım yaptı. Ülkeler arasındaki serbest ticaret anlaşmalarının imzalanmasının genellikle uzun yıllar aldığına işaret eden Bennett, bunun İsrail tarihinde imzalanan en hızlı serbest ticaret anlaşması olduğunu vurguladı. İsrail'in Abu Dabi Büyükelçisi Amir Hayek ise sosyal medya hesabından yüzlerce sayfadan oluşan anlaşmanın fotoğrafını paylaştığı mesajına "tebrikler" notunu ekledi. BAE ile İsrail arasındaki anlaşmanın, ihracat ürünlerinin büyük kısmında gümrük vergilerini ortadan kaldırarak iki ülkenin ekonomisine birçok avantaj sağlaması öngörülüyor.

31 Mayıs 2022 Salı

Avrupa 2050'de enerjide sadece yenilenebilir elektrik ve yenilenebilir gazı hedefliyor

İspanyol enerji altyapı şirketi Enagas'ın Üst Yöneticisi (CEO) Arturo Gonzalo Aizpiri, tüm planlamaların 2050'de Avrupa'nın enerji ihtiyacının yarısının yenilenebilir elektrik, diğer yarısının da yenilenebilir gazdan karşılanması üzerine yapıldığını söyledi. Gonzalo, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun 18 Mayıs'ta açıkladığı ve 2030'a kadar AB'nin Rusya'dan fosil yakıtına bağımlılığını sona erdirmeyi öngören "RePowerUE" adlı planını, aralarında AA muhabirinin de olduğu Madrid'deki bir grup yabancı gazeteciye değerlendirdi. "2050'de enerji ihtiyaçlarının yarısı yenilenebilir elektrik, diğer yarısı da yenilenebilir gazdan karşılanacak ve burada hidrojen kilit bir konumda olacak." diyen Gonzalo, "Şu anda yaptığımız analiz mevcut doğal gaz sistemini nasıl yenilenebilir gaza dönüştürebileceğimizdir. Burada iki önemli faktör var. Biri teknik diğeri de sürdürülebilir olması ve çevreye uygunluk. Gittiğimiz yol, hidrojen gazı ve elektriğin entegre bir şekilde planlanmasıdır." dedi. YEŞİL HİDROJENE GEÇİŞ HAZIRLIĞI RePowerUE planında öngörülen yeşil hidrojene geçişin başladığını ancak "büyük sıçramanın 2030'da olacağını" kaydeden Gonzalo, "Avrupa'nın şu anda yıllık 5 milyon ton olan yeşil hidrojen tüketimi 2030'da 4 kat artarak 20 milyon tona çıkacak. Bu çok büyük bir miktar. Bunun 10 milyon tonu Avrupa içinde, kalan 10 milyon tonu da Kuzey Afrika ve diğer komşu ülkelerden ithal edilecek. 10 milyon ton yeşil hidrojen tüketimi için 40 bin megavat elektrolize gereksinim var. Bu da 100 mil megavat ek yenilenebilir enerji demek. Yani, muazzam büyüklükte bir endüstriyel, ekonomik meydan okumadan bahsediyoruz." diye konuştu. AB'NİN RUSYA'YA OLAN ENERJİ BAĞIMLILIĞI Gonzalo, AB'nin 2021'de Rusya'dan 155 bcm gaz ithal ettiğini; bunun, AB'nin tükettiği toplam gazın yaklaşık yüzde 40'ına tekabül ettiğini belirterek mevcut durumda 20 bcm gaz kapasitesine sahip İspanya'nın, Rusya'nın yerini almasa da RePowerUE planıyla "Avrupa'nın enerji açığına verilecek cevabın önemli bir parçası olabileceğini" savundu. "Güvenilir, esnek ve çok yönlü bir altyapıyla" AB'nin enerjide ara bağlantı projelerini öne çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Gonzalo, İspanya'nın AB'nin gaz toplama kapasitesinin yüzde 34'üne, gaz tankları kapasitesinin de yüzde 45'ine sahip olduğunu ifade etti. Gonzalo, İspanya'nın mevcut durumda 2 Fransa, 2 Portekiz ve 2 Cezayir olmak üzere toplam 6 uluslararası gaz boru hattına sahip olduğunu ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından bunların hepsinin tam kapasiteye yakın çalıştığını kaydetti. "Ekonomik ve sosyal krize dönüşen bir enerji kriziyle karşı karşıyayız." diyen Enagas CEO'su, "Yüksek elektrik fiyatlarını tüketicilere açıklamak şu an için çok zor bir şey. İspanya ve Portekiz'in aralarında anlaştığı üst fiyat limiti gibi istisnai çözümlerin yakın gelecekte tüm Avrupa'ya yayılması beklenebilir." diye konuştu. İSPANYA-İTALYA ARASINDA İLK GAZ BORU HATTI Gonzalo, yeni enerji ağı projeleri kapsamında ilk kez İspanya ve İtalya arasında (Barselona-Livorno) Akdeniz'de deniz altından geçecek bir gaz boru hattı inşa edileceğini ve hükümetler arasında verilen vaatlerin yerine getirilmesi halinde 2 yıl içinde işlev duruma geçebileceğini ifade etti. Söz konusu 700 kilometrelik boru hattı için 2,5 ile 3 milyar avro arasında bir yatırım öngörülüyor. İSPANYA-FRANSA ARASINDA 3. GAZ BORU HATTI PROJESİ Diğer yandan mevcut durumda İspanya ve Fransa'da iki olan doğal gaz bağlantısına ek olarak yapılması planlanan, 7 bcm kapasiteli üçüncü boru hattının 2,5 yıl içinde tamamlanarak işlevsel duruma geçmesinin öngörüldüğü kaydeden Gonzalo, bunun maliyetinin yaklaşık 600-700 milyon avro olacağını söyledi. İspanya ve Fransa arasında başka bir boru hattı projesi olan MidCat, Fransa'nın aldığı tavır sonucunda 2019'da reddedilirken Rusya ile çıkan enerji krizinin ardından iki ülke yeni projeleri gündemine almaya başladı. İspanya'da hükümet yetkilileri, Fransa ile yapılacak olası tüm yeni gaz altyapı çalışmalarının AB'den finansman desteği alması gerektiğini savunuyor. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de son olarak Davos Zirvesi olarak da bilinen Dünya Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada, İspanya'nın sıvılaştırılmış doğal gazı alması ve depolaması için çok sayıda terminalinin olduğunu vurgulamıştı. Ancak İspanya'daki gaz boru hatlarının Avrupa'nın geri kalanıyla sınırlı bağlantıda olması Sanchez'in İspanya'yı enerjide transit ülke yapma girişiminin kısa vadede nasıl kullanılabileceği hususunda belirsizlik yaratıyor.

26 Mayıs 2022 Perşembe

AB'de ticari araç satışları nisanda azaldı

Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA), AB ülkelerinin 2022 yılı nisan ayına ilişkin yeni ticari vasıta tescil verilerini açıkladı. Buna göre, AB'de yeni ticari araç tescilleri, nisanda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 27,1 azalarak 125 bin 34 seviyesine indi. AB ülkeleri arasında nisanda ticari araç satışları, geçen yılın aynı dönemine göre Almanya'da yüzde 30,5, Fransa'da yüzde 28,6, İspanya'da yüzde 36 ve İtalya'da yüzde 17,5 geriledi. AB üyesi 27 ülke arasında nisanda en fazla yeni ticari araç Fransa'da trafiğe çıktı. Bu dönemde Fransa'da 31 bin 667, Almanya'da 21 bin 633, İtalya'da 15 bin 946 ve İspanya'da 11 bin 290 ticari vasıta tescil edildi. AB'de yeni ticari araç tescilleri, Ocak-Nisan 2022'de ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,3 düşerek 536 bin 408 oldu. AB'de toplam ticari araç satışları, geçen yılın temmuz ayından beri geriliyor.

25 Mayıs 2022 Çarşamba

Artan fiyatlar Avrupa kıtasının alım gücünü düşürdü

Avro Grubu Başkanı ve İrlanda Maliye Bakanı Paschal Donohoe, avro para birimini kullanan Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin maliye bakanlarının Brüksel'de gerçekleştirdiği toplantının bitiminde basına açıklamalarda bulundu. Avro Grubu toplantısında Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ekonomik sonuçlarının tartışıldığına dikkati çeken Donohoe, "Bu savaşın ekonomik bedelinin dünya çapında olduğu artık çok açık." ifadesini kullandı. Donohoe, dünya genelinde yüksek fiyatlar ve gıda arzında aksamalar olduğunu, bundan en fazla yoksulların etkilendiğini vurguladı. Avro Bölgesi'nin de bu zorluklarla karşı karşıya olduğuna işaret eden Donohoe, salgın döneminde artan tasarruflar ve finans sektörünün durumu dolayısıyla söz konusu yeni şoka karşı direnç gösterebileceklerini belirtti. Donohoe, "Savaşın kısa vadede büyümeye etkisi olacak. Dünya piyasalarındaki yüksek enerji ve diğer emtia fiyatları kıta olarak satın alma gücümüzün düştüğü anlamına geliyor." değerlendirmesinde bulundu.

24 Mayıs 2022 Salı

AB, savaş nedeniyle mali kurallarını uygulamayacak

Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerin ekonomi politikalarına yönelik tavsiyeler içeren "Avrupa İlkbahar Dönem Paketi" başlıklı çalışmasını yayımladı. Çalışmada, savaşın yeni bir ortam oluşturduğu, daha önce azalması beklenen büyümeye yönelik sorunları artırdığı, enerji arz güvenliği ve fosil yakıtlarda Rusya'ya olana bağımlılık nedeniyle AB ekonomisine ilave sınamalar ortaya çıkardığı kaydedildi. Kovid-19 salgınının başlamasıyla birlikte 2020 yılı mart ayında üye ülkelerinin aşırı kamu harcamalarını sınırlandıran AB mali kurallarını askıya aldığı anımsatılan çalışmada, söz konusu uygulamanın salgından kaynaklı ekonomik sorunları azalttığı ve 2021'de de ekonomik toparlanmanın yolunu açtığı ifade edildi. Çalışmada, Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu makroekonomik şokun kendine özgü doğası olduğu ve bunun AB'nin enerji güvenliği üzerindeki uzun vadeli etkileri dolayısıyla 2023 yılında da dikkatli bir maliye politikası belirlenmesi gerektiği kaydedildi. Ukrayna'daki savaş kaynaklı belirsizliklerin artışı, ekonomik görünüme yönelik güçlü aşağı yönlü riskler, enerji fiyatlarındaki benzeri görülmemiş artışlar ve devam eden tedarik zinciri sorunları gibi nedenlerle üye ülkelerin kamu harcamalarını sınırlandıran mali kuralların uygulanmamasını sağlayan "cayma maddesinin" 2023 sonuna kadar uzatılması gerektiğine dikkatin çekildiği çalışmada, "Komisyon, İstikrar ve Büyüme Paktı'nın genel cayma maddesinin 2023'te sürdürülmesi ve 2024'ten itibaren devre dışı bırakılması koşullarının karşılandığını değerlendirmektedir." ifadesi kullanıldı. Çalışmada, AB Komisyonunun, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle üye ülkelerdeki borç ve cari açığa sınırlar getiren mali kuralların uygulanmamasını 2023 yılı sonuna kadar uzatmayı teklif ettiği kaydedildi. AB MALİ KURALLARI İstikrar ve Büyüme Paktı, AB üyesi ülkelerin kamu harcamalarını ve bütçe açıklarını sınırlandıran katı kurallar içeriyor. AB kurallarına göre, normal şartlarda üye ülkelerin bütçe açıklarının GSYH'lerinin yüzde 3'ünü, kamu borçlarının da GSYH'lerinin yüzde 60'ını geçmemesi gerekiyor. Bu sınır aşıldığında uygulanacak tedbirlerin AB Komisyonu'na bildirilmesi ve etkin mücadelenin yapılması gerekiyor. Aksi takdirde söz konusu ülkeye yönelik "aşırı açık prosedürü" adlı disiplin süreci uygulanabiliyor. Disiplin süreci sonunda ülkeye ekonomik yaptırımlar söz konusu oluyor. AB üyesi ülkeler, salgın nedeniyle 2020’de söz konusu kuralları askıya alma kararı almış ve kamu harcamalarını yükseltmişti. Bu aşamadan sonra kuralların değiştirilmesi için AB üyesi ülkelerin uzlaşması gerekiyor. Ancak bu konuda bir itiraz gelmesi beklenmiyor. Savaş öncesinde söz konusu kuralların 2023 yılında yeniden uygulamaya girmesi bekleniyordu.

23 Mayıs 2022 Pazartesi