tatil-sepeti

Kanada Merkez Bankası (BoC), üst üste 4. toplantısında politika gevşemesine giderken, politika faizini 50 baz puan düşürerek yüzde 3,75'e çekti.

Kanada Merkez Bankası’ndan (BoC) yapılan açıklamada, ülkede haziranda yüzde 2,7 olan tüketici enflasyonunun eylülde yüzde 1,6'ya gerilediğine işaret edildi.

Enflasyonist baskıların artık geniş tabanlı olmaması nedeniyle iş dünyası ve tüketici enflasyon beklentilerinin büyük ölçüde normalleştiği belirtilen açıklamada, enflasyonun hedefe yakın kalmasının, enflasyondaki yukarı ve aşağı yönlü baskıların kabaca dengelenmesinin beklendiği kaydedildi.

Enflasyonun artık yüzde 2 hedefine geri döndüğüne dikkati çekilen açıklamada, büyümeyi desteklemek ve enflasyonu yüzde 1 ile yüzde 3 aralığının ortasına yakın tutmak için politika faizinin 50 baz puan düşürüldüğü ve yüzde 3,75'e çekildiği bildirildi.

Açıklamada, ekonominin genel olarak tahminlerle uyumlu şekilde gelişmesi halinde politika faizini daha da düşürmenin beklendiği ancak politika faizindeki daha fazla indirimin zamanlaması ve hızının gelen bilgiler ve enflasyonun görünümüne bağlı olacağı vurgulandı.

 

BANKA, DÖRT TOPLANTIDA TOPLAM 125 BAZ PUAN FAİZ İNDİRDİ

BoC, haziran ayında, politika faizini yüzde 5'ten 4,75'e düşürerek 4 yılın ardından ilk faiz indirimini gerçekleştirmişti. Temmuz ayında 25 baz puanlık faiz indirimine gidilirken, ülkede politika faizi yüzde 4,5'e düşmüştü. BoC, eylülde de yine 25 baz puanlık indirimle politika faizini yüzde 4,25'e çekmişti.

BoC, enflasyonu dizginlemek için agresif faiz artışlarının sonrası "G7 ülkeleri arasında politika gevşetmeye başlayan ilk merkez bankası" olmuştu.

Kanada'da enflasyon 2022'de yüzde 8,1 ile son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşırken, BoC, enflasyonu hedefe geri döndürmek için Mart 2022'den sonra toplam 10 kez faiz artışına gitmişti.

En son Temmuz 2023'teki toplantısında faiz artıran BoC, politika faizini 22 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5'e çıkarmıştı.

BoC'nin bugünkü kararıyla son 4 toplantıda toplam 125 baz puanlık faiz indirimine gidilmiş oldu.

23 Ekim 2024 Çarşamba

İsviçre, zengin uluslararası banka müşterileri için cazibesini yitirmeye başladı. Ülkenin özellikle finans ve bankacılık piyasasının istikrarının 2023’te Credit Suisse'in iflasıyla sarsıldığı ve büyük miktarlarda müşterinin parasını sadece birkaç gün içinde çektiği belirtildi.

İsviçre yaklaşık 2,2 trilyon dolar değerindeki uluslararası varlıklarla dünyada ilk sırada yer aldı. 2020’de bu ülkede 2 trilyon 623 milyar dolar uluslararası varlık bulunuyordu.

Deloitte’nin Deloitte Uluslararası Varlık Yönetimi Merkezleri Sıralaması (IWMCR) 5. sayısına göre, sıralamada Birleşik Krallık 2 trilyon 166 milyar dolarla ikinci, ABD ise 2 trilyon 109 milyar dolarla üçüncü sırada yer aldı.

Raporda, İsviçre’nin özellikle Avrupalı ve Orta Doğulu müşteriler için önde gelen ve tercih edilen varlık yönetimi merkezi olmaya devam ettiği ifade edilirken bununla birlikte, ülkenin, finans ve bankacılık piyasasının istikrarının 2023’te Credit Suisse'in iflasıyla sarsıldığı ve büyük miktarlarda müşterinin parasını sadece birkaç gün içinde çektiği belirtildi.

Söz konusu iki bölgeden İsviçre’ye gelen varlık girişlerinin hala tam olarak toparlanmadığı aktarılan raporda, "Bir diğer faktör de İsviçre'nin geçmişte sahip olduğu bazı temel avantajların (düşük vergiler, siyasi ve ekonomik istikrar, yasal kesinti ve tarafsızlık) son yıllarda önemini ve gücünü kaybetmiş olmasıdır. Başka bir deyişle, ülke artık zengin uluslararası bankacılık müşterileri için eskiden olduğundan daha az cazip." ifadeleri yer aldı.

Bu arada, rapora göre, 2023'te yönetilen küresel varlıklar yıllık yüzde 2,9 artışla 10,1 trilyon dolara ulaştı. 4 yıl önce bu varlıkların yaklaşık yüzde 24'ü İsviçre'de yönetilirken, bu oran 2023'te yaklaşık yüzde 21'e geriledi.

Panama ve Karayip ülkeleri bu dönemde en fazla pazar payını kaybeden ülkeler olurken, en büyük kazançlar, her ikisi de şu anda yaklaşık yüzde 21'i yöneten Birleşik Krallık ve ABD tarafından kaydedildi.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Dünya Bankası, tarımsal finans ve tarımsal işletme taahhütlerini 2030 yılına kadar yılda 9 milyar dolara çıkaracağını duyurdu.

Dünya Bankası’ndan yapılan açıklamada, sektör için kapsamlı bir ekosistem yaratma hedefiyle tarımsal ticarete yaklaşımda stratejik bir dönüşüme gidildiği aktarıldı.

Açıklamada, bu kapsamda tarımsal finans ve tarımsal işletme taahhütlerinin 2030'a kadar ikiye katlanarak yıllık 9 milyar dolara çıkarılacağı kaydedildi.

Yeni yaklaşımla gelecek yıllarda yüzde 60 artması beklenen gıda talebinin değerlendirilerek gelişmekte olan pazarlardaki kritik iş ihtiyacına yanıt verilmesinin hedeflendiği belirtilen açıklamada, tarımsal üretkenlikteki ve gelirlerdeki artışın istihdama, gelirleri artırmaya ve gıda ile beslenme kalitesini iyileştirmeye yardımcı olacağı ifade edildi.

Dünya Bankası Başkanı Ajay Banga da "Sürdürülebilir Büyüme ve İstihdamın İtici Gücü Olarak Tarım ve Gıda" etkinliğindeki konuşmasında, gıda üretiminin ve verimliliğin nasıl artırılacağını, su kıtlığı, gübre, altyapı ve finansman konularının nasıl çözüleceği gibi zorlukları her açıdan incelediklerini aktardı.

Banga, yeni bir çalışma şeklini yeni bir yatırım seviyesiyle birleştirdiklerini ifade etti.

Bir dönüm noktasında olunduğunu ve bugün seçilecek yolun geleceği belirleyeceğine dikkati çeken Banga, tarım ve tarımsal işletmeyi dönüştürerek yarının gıda sisteminin oluşturulabileceği, yaşam standartlarının yükseltilebileceği ve istihdam yaratılabileceğini vurguladı.

23 Ekim 2024 Çarşamba