tatil-sepeti

HABER: ŞEREF KILIÇLI

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, konuk olduğu BloombergHT’deki İş Dünyası, Ülke TV’deki Ekonomi Gündemi ve TVNET’deki Makroskop programlarında Covid-19 küresel salgınının ekonomi üzerindeki etkilerini ve iş dünyasının beklentilerini değerlendirdi. Kısa Çalışma Ödeneği’nin salgın döneminde önemli bir katkı verdiğini belirten Avdagiç, iki aylık uzatma kararının ardından gelecek süreçte sektör bazlı bir uzatmanın faydalı olacağı görüşünü dile getirdi. Avdagiç, “Bu şekilde bir uzatma sıkıntılı sektörlere katkı vermeye devam edecektir. Diğer taraftan kısa çalışmadan çıkacak firmalara verilen bir teşvik de bulunuyor. Bu da işgücünü geri çağıran ve işbaşı yaptıran firmalara açıkçası bir ödül gibi olacaktır. Ayrıca yılın ikinci yarısında nakit akışlarının çok daha hassaslaştığı bir dönemde önemli bir katkı sağlayacaktır” dedi.

SANAYİDEKİ TOPARLANMA

Sanayi sektöründeki toparlanmaya dikkat çeken Başkan Avdagiç, şöyle konuştu: “İstanbul’daki OSB’lerde ağustos elektrik tüketimi rakamlarına baktığınız zaman, 2019 ağustos ayında 180 milyon kilovatsaatlik bir elektrik tüketimi vardı. Bu rakam, 2020 ağustos ayında 201 milyon kilovatsaate çıktı. Yani yüzde 12’lik bir artış yaşandı. Türkiye genelinde ise elektrik tüketimi 2.7 milyar kilovatsaatten 3.3 milyar kilovatsaate yükseldi. Dolayısıyla genel anlamda sanayi üretiminde hızlı bir geri dönüş olduğunu görüyoruz.”

SGK VE VERGİLER

Şirketlerin ekim ayından itibaren hem KGF hem de SGK ve vergiler gibi önemli bir ödeme süreçlerinin olduğunu hatırlatan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, bu konudaki çözüm önerisini şöyle aktardı: “Çok uygun şartlarda verilen KGF kredilerinin geri ödeme süreleri ekim, kasım aylarında başlayacak. Ayrıca nisan, mayıs, haziran aylarında ötelenen SGK, muhtasar, gelir vergisi ve kurumlar vergisi ödemeleri var. Bunlar da ekim ayının sonundan itibaren tekrar devreye girecek. Dolayısıyla nakde ulaşımın biraz daha zorlaştığı bir dönemde hem KGF hem de ertelenen vergi ve SGK ödemelerinden dolayı piyasadan ciddi bir nakit çıkışının olması gündemde. Şirketlerin bu konuda nakit akışında bir sıkıntı yaşamaması için bizim önerimiz, özellikle bu ötelenen SGK ve vergi ödemelerinin mevcut haliyle 2021 yılına makul bir takvim ile dağıtılmasıdır.”

TEDARİK ZİNCİRİNDE AVRUPA FIRSATI

Şekib Avdagiç, alternatif tedarik zinciri tartışmaları ve Türkiye’nin bu süreçte yapabilecekleri konusundaki görüşlerini, Avrupa Birliği’nden verdiği şu örnekle paylaştı: “Avrupa Birliği’nin yıllık ithalatı 1.9 trilyon Euro. Bunun içinde Çin’in payı yüzde 19. Türkiye’nin payı yüzde 4. Yani Avrupa Birliği’ne ihracatımızda yaklaşık 80 milyar Euro’yu yakalamaya çalışıyoruz. Bu kadar yakın bir ülke olarak bizim Türkiye’nin yüzde 4’lük payını, yüzde 5.5 veya 6’ya çıkarmamız bile Türkiye’nin ihracatını 40-50 milyar dolar yukarı doğru çekebilir. Özellikle Çin’den bazı süreçlerin kaydığını görüyoruz. Ancak bunun Çin’in zafiyetiyle bir alakası yok. Alıcıların daha güvenli kaynakları da devreye alma ihtiyacı ve onları da alternatif kaynak olarak kullanma politikalarına bağlı bu durumu görüyoruz. Türkiye bu konuda, talepleri çok kısa sürede karşılama, çok hızlı üretim yapabilme, kalite ve ürünü öngörülen tarihlerde teslim edebilme disipliniyle Batı Avrupa’da iyi bir imaja sahip. İhracatçılara yönelik Eximbank kredileri, firmalara verilecek yatırım kredileri destekleriyle bu konuda hızlı bir şekilde pay alabileceğimizi düşünüyorum.”

GELİŞMİŞ ÜLKELERE İHRACATI ARTIRDIK

Pandemi döneminde ihracat konusunda yaptıkları bir araştırmayı da paylaşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, şu bilgiyi verdi: “Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı yedi ülkeyi inceledik. Bu ülkelerin 2020’nin ilk sekiz ayındaki ithalatı, 2019’a kıyasla yüzde 13 azaldı. Türkiye’nin bu ülkelere 2020 haziran ve temmuz aylarındaki ihracatını 2019’un aynı dönemiyle mukayese ettiğimizde bu ülkelere Türkiye’nin ihracatı yüzde 11 arttı. Yani o ülkelerin azalan ithalatına rağmen yaptığımız ihracatı artırmayı başarmışız. Bence çok önemli bir başarı. Dünyada her yerde ticaret hacmi azalırken gelişmiş ülkelere ihracatımızı artırmış olmamız açıkçası bizi olumlu yönde heyecanlandırıyor. Eminim ki son çeyrekte bu ülkelerdeki birikmiş taleplerin de su yüzüne çıkmasıyla Türkiye’nin ihracatında biraz daha artış olacak ve inşallah bu seneyi 160 milyar doları aşarak kapatma imkânı bulacağız.”

KUR POLİTİKASINDAKİ İKİ BEKLENTİ

Bazı sanayi ürünlerinde yurt dışından ithal edilen hammaddeler ve ara mallardan dolayı, döviz kurunun nihai ürünler üzerinde etkisi olduğunu da vurgulayan Avdagiç, “Dolayısıyla kur artışının enflasyondan hızlı arttığı dönemlerde enflasyon üzerinde baskı oluşturduğu açık. Genel yaklaşım olarak Sayın Hazine ve Maliye Bakanı’nın ifade ettiği gibi gerçekçi bir kur politikasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Kur artışı, enflasyonun altında kaldığı senelerde yurtiçindeki üreticiler üzerinde önemli bir baskı unsuru oluşturuyor. Bizim bu konuda iki beklentimiz var: Birincisi kurun yaklaşık olarak enflasyon ile doğru orantılı olarak artması gerekir. İkincisi volatilite çok önemli. Yani kurun oynaklığı da rahatsız edici. Dolayısıyla kurdaki dalgalanmanın daha küçük bir aralıkta hayata geçmesi, yine fiyatların ve maliyetlerin oluşması için çok önemli bir konu” diye konuştu.

23 Eylül 2020 Çarşamba

Etiketler : TV