tatil-sepeti

Yeni Camii Hünkâr Kasrı dükkânları, yeni döneme ‘merhaba’ dedi. Tarihi dükkânlar, yılda iki dönem şeklinde birbirinden farklı sanat dallarına ev sahipliği yapıyor. Sanatçılar da İstanbul turizminin tam ortasında sanatlarını sevenlerle buluşturma imkânı buluyor.


 


 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

İstanbul’un en önemli sanat duraklarından olan Yeni Camii Hünkâr Kasrı dükkânları, yeni döneme ‘merhaba’ dedi. İstanbul’da sonbaharı sanatla demlendirmeye hazırlanan dükkânlarda birbirinden farklı alanlarda sanat dalları meraklıları ile buluşuyor. Yılda iki farklı dönem şeklinde hizmet veren dükkânların altı aylık konukları da hem sanatlarını icra edip hem de bunları alıcılarla buluşturma imkânına kavuşmuş oluyor. 

 

ÇEKİRDEKTEN YETİŞME 

 

Hünkâr Kasrı dükkânlarının yeni sakinlerinden biri, tezhip sanatçısı Nuran Arıkan Şahin. Henüz genç bir kızken evde aldığı sanat eğitimi ile renkleri dünyasına alan Arıkan Şahin, sanatla tanışma öyküsünün ilkokul yıllarına dayandığını söylüyor. Arıkan Şahin, “İlkokulda her bir ödevimin yanına resimler çizerdim. Öğretmenlerim bu yeteneğimi keşfetti. Bende de resme karşı bir ilgi oluştu. Kız sanat enstitüsüne gidemedim. Babam eve özel bir resim sanatçısı davet ederek, bana resim eğitimi aldırdı” diye anlatıyor sanatla tanışma hikâyesini. 

 

Arıkan Şahin, 65 yaşından sonra çizgi tekniği ile çiçek çizmeye başladığını da ifade ederek, “Çok ince fırçalarla guaj boya ile çiçeğin saf halini resmediyorum” diyor. Herkesin sanatla yolunun kesişmesi gerektiğini de söyleyen Arıkan Şahin, “İnanın, her bir fırça darbesi huzur veriyor. Bazen akşam başlayıp sabah ezanını duyarak zamanı fark ettiğim oluyor” diyor.  

 

KONUŞAN TAŞLAR 

 

Berna Üzüm de takı tasarımı ve kuyum sanatçısı olarak Hünkâr Kasrı dükkânlarının altı aylık konukları arasında bulunuyor. Değerli taş ve madenlerle sanat eserleri ortaya koyan Üzüm, “Aslında sanatçının elinde bütün taşlar değerli hale gelebilir” diyor. Kuyumculuk lisans eğitiminin ardından kendisi de bir sanat eğitmeni olan Üzüm, “Kişiye özel takı tasarımları yapıyorum. Bazen kişilerin enerjisi bana tasarımlarımda yol gösterici oluyor. Yolda yürürken gördüğüm bir taş, bir dal parçası bile adeta benimle konuşup o takıda yer almak istediklerini söylüyor. Yaptığımız iş riskli bir iş ama ortaya çıkan eserler insana paha biçilmez bir mutluluk veriyor” ifadelerini kullanıyor. 

 

HER DEFA FARKLI İLHAM 

 

Hünkâr dükkânlarında birbirinden farklı disiplinlerde eser üreten isimlerden biri de Vazif Zeyid Guluyev. Bakülü olan, sanat eğitimini ise Moskova’da tamamlayan Guluyev’e göre, İstanbul her an farklı ilhama zemin hazırlayan bir şehir. Moskova eğitimi yıllarında İstanbul’a, özellikle Ayasofya’ya özel bir başlık ayırdıklarını ifade eden Guluyev, “Ayasofya’ya hayran kaldım. Sürekli gider, gözlem yaparım. Her defasında yeniden keşfederim” diye açıklıyor ilham yolculuğunu. Guluyev, bir eserin bazen saatler, bazen aylar alabildiğine değinerek, “Resim için kullandığımız her türlü malzeme de bir süre sonra sanatçı ile bütünleşip ona kendini teslim ediyor” diyor. 

 

ÇİNİ İLE GELEN KABUL 

 

Çini sanatçısı Zeynep Ertürk Hünkar dükkanını çini mavisi ile süsleyen sanatçılardan biri. Çini ana sanat dalında yüksek lisansını yapan Ertürk, farklı çini tekniklerini kullanarak tasarımlarını oluşturuyor. Çiniye mimari eserler dışında, gündelik hayatta ki kullanım eşyalarında da yer veren sanatçı, çini sanatının gelecek nesillere aktarılması ve kültürel değerlerimizin yaşatılabilmesi için bir eğitmen olarak sorumluluk duyduğunu belirtiyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı olarak gençlere çini eğitimi veren Ertürk, sanatın insanı iyi hal yolculuğuna çıkardığını düşünüyor.

 

BANKACILIKTAN EBRUYA 

 

Enver Bekkaya da Hünkâr dükkânlarını ebru deseni ile süsleyen sanatçılardan. Yoğun bankacılık hayatından sonra sanata yönelen Bekkaya, “Uzun yıllar bankacılık yaptım. Bankacılık zor bir meslek. Sanatla ilgilenmeyi hiç düşünmedim. Emekli olduktan sonra çeşitli kurumların kurslarında ebru dersi almaya başladım. Kendimi bu alanda yetiştirdim. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan sanatçı kartı da aldım. Ebruyu profesyonel olarak icra etmeye başladım. Eserlerimde çok kullanılmayan ‘akkase’ tekniğini kullanıyorum. Bahar dalı, en çok tercih ettiğim motifler arasında yer alıyor. Farklı objelere de ebru deseni aktarıyorum” diyor. 

 

KÜLTÜR ETKİNLİĞİ VESİLE OLDU 

 

Hünkâr dükkânlarının en genç sanatçısı ise Naciye Betül Kılıç. Henüz üniversite son sınıfta okuyan, aynı zamanda da sedef kakma sanatçısı olan Kılıç, Anadolu usulü sedef kakma sanatını icra ediyor. Kılıç, “Sedefkârlık sanatına başlamama üniversiteden önce bir kültür sanat etkinliği vesile oldu. Sonrasında çeşitli sedefkâr büyüklerimden dersler aldım. Atölyelere dâhil oldum. Ve Anadolu tarzı sedefkârlığa yöneldim. Burada sedefkârlık sanatına gönül vermiş arkadaşlarımızla sanatımızı icra ediyoruz. Yerli ve özellikle yabancı turistlerin büyük ilgisi var. Birçok insan bu vesile ile unutulmaya yüz tutan sanatlarımızı görüp keşfediyor. Bir kişinin bile bir sanata yönelmesini sağlayabiliyorsak bu büyük mutluluktur” diye açıklıyor duygularını. 

25 Eylül 2023 Pazartesi

İstanbul Ticaret Üniversitesinin 24. Akademik Yılı Açılış Töreni, Sütlüce Kampüsü'nde gerçekleştirildi.






Törende konuşan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, ÖSYM'nin kuruluşunun 50. yıl dönümünü kutladıklarını belirtti. 


Ersoy, "Her yıl yaklaşık 13 milyon adaya 60'a yakın sınav yapan bir kurumuz. Bu yıl 3 milyon 120 bin adayı sınava aldık ve 980 bin öğrenciyi yerleştirdik." dedi.


Uluslararası alanda TR-YÖS adıyla öğrenci sınavları yaptıklarını dile getiren Ersoy, bu doğrultuda 1 milyon uluslararası öğrenci hedeflediklerini kaydetti.


Şubat 2025'te uluslararası öğrenciler için 4 beceriyi ölçen yeni bir sınavın hayata geçirileceğini söyleyen Ersoy, "Yusuf Tekin Bakanımızın tavsiyesiyle uluslararası alanda Türkçe sınavını da başlatacağız.


 Dijitalleşmeyle artan e-sınav kabiliyetiyle, ileride YKS'yi de e-sınav olarak yapmayı ve yılda birden fazla sınav gerçekleştirmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.

Eğitim, öğretim, AR-GE ve toplumsal fayda sağlamanın üniversitelerin asli görevleri olduğunu vurgulayan Ersoy, "İbni Sina, Farabi ve Cezeri gibi bilim insanlarını yetiştiren bu coğrafya, bugün de Necmettin Erbakan, Aziz Sancar ve İskender Pala gibi isimler yetiştirecek." ifadelerini kullandı.


Dünyada yaşanan savaşlara ve insan hakları ihlallerine değinen Ersoy, şöyle konuştu: "Bugün burada rahat bir açılış yapıyoruz ancak Gazze'deki akademisyenler ve öğrenciler aynı imkana sahip değil. Katil İsrail devletinin zulmüne tanık oluyoruz. İnşallah bu tür açılışlar, özgür Filistin'in kurulmasına vesile olur."


İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek ise "Bugün baş döndürücü bir hızla gelişen teknolojik gelişmeler bilgi üreten kurumların fayda eksenli bilgisiyle elde ettikleri sonuçlardır. Ancak teknolojik gelişmelerle elde edilen gücün adil kullanımı değer üreten, yani ahlak bilgisiyle mümkün olmaktadır. Bu dönemde üniversitemizin değer ve fayda bilgisinin birlikte işlendiği bir üniversite olması temel hedeflerimiz arasında olacaktır." şeklinde konuştu.


Törene, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. İskender Pala, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cihad Demirli, İstanbul Ticaret Üniversitesi akademisyenleri ile öğrenciler katıldı.

16 Eylül 2024 Pazartesi

Hoca olarak yıllarca görev yaptığı İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin ‘24. Akademik Yıl Açılış Töreni’ne konuşan Ticaret Bakanı Bolat, "Şu an iş dünyasında iyi eğitimli, vasıflı, pratik tecrübesi olan, çalışkan insanlara ihtiyaç var. İş dünyası bizi her gördüğünde bu konuda talepte bulunuyor” dedi.


 

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin "24. Akademik Yıl Açılış Töreni"ne katıldı.

 

Konuşmasında kendisinin de İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde hoca olarak yıllarca görev yaptığını anımsatan Bolat, üniversitenin iş dünyasıyla işbirliği ve uluslararasılaşma anlamında büyük ilerleme kaydettiğini söyledi.

 

Geleceğin Türkiye'sinde bilgi, beceri ve uygulama yetkinliği yüksek insanların yetiştirilmesinin öncelikli hedeflerden olduğunu dile getiren Bolat, bu doğrultuda üniversiteleri, geleceğin şekillendiği, bilginin ve kültürün yeni nesillere aktarıldığı, fikir ve düşünce yapılarının inşa edildiği stratejik kurumlar olarak gördüklerini anlattı.

 

Bakan Bolat, Türkiye'de eğitim alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi vererek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her alanda eğitimi destekleyen yaklaşımı çerçevesinde eğitimde son 22 yılda olumlu ilerlemeler sağlandığını aktardı.

 

Üniversite sayılarının artırılması, yerli yabancı akademisyenlerin Türkiye'ye gelişinin teşvik edilmesi, akademisyenlerin özlük ve çalışma haklarının geliştirilmesi, yurt dışında ulusal, yurt içinde yabancı kampüs açılmasının desteklenmesi, yabancı öğrenci sayısı ile burs miktarının artırılması konularının yapılan çalışmalar içinde olduğunu anlatan Bolat, bu konuların iyileştirilmesinin Türkiye'de eğitim alanında çok büyük sıçrama sağladığını vurguladı.

 

Bunu gözlemleyen yabancı öğrencilerin de Türkiye'yi eğitim alanında cazibe merkezi olarak gördüklerine işaret eden Bolat, şunları kaydetti: "2002 yılında 76 olan üniversite sayısı 2022'ye gelindiğinde 208'e yükseldi. Bunun 129'u devlet, 75'i vakıf üniversitesi ve 4'ü de vakıf meslek yüksekokuludur. Bu dönemde lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenci sayılarında da çok büyük artışlar yaşanmıştır. Yaklaşık 80 bin olan öğretim üyesi kadrosu da 200 bine yaklaştı. Üniversitelerin sadece sayısı artmadı, fiziki donanımları da çok iyileştirildi, bilim ve teknoloji merkezleri ile donatıldı. Öğrencilerimizin barınma ihtiyacı kapsamında 2022'de 150 bin olan yurt yatak sayısı 900 bine yükseldi. 2002 yılında 5 bin olan uluslararası öğrenci sayısı, bugün itibarıyla 340 bin uluslararası öğrencimiz var, 80'i aşkın ülkeden geliyorlar. Onların eğitimde başarıları ülkemiz için artı olarak hanemize yazılmakta.

Yine 2002 yılında 5 olan teknopark sayısı 2023 yılında 101'e yükseldi, 88'i faal. 2023 yılı itibarıyla 1295 AR-GE merkezimiz bulunmakta. 2002 yılında 9 bin 13 olan bilimsel yayın sayısı, yüzde 443 artış ile 2021'de 48 bin 944'e çıkmıştır. Benzer şekilde, 2002 yılında 85 olan uluslararası patent başvuru sayısı da yüzde 1906 artış ile 1705'e ulaşmıştır. Üniversitelerimizdeki eğitim ve araştırma faaliyetlerinin getirdiği başarılar sadece akademik, teorik mecrayla sınırlı değil."

 

Türkiye'de bilim ve teknoloji alanında yapılan çalışmalara ve sağlanan ilerlemelere dikkati çeken Bolat, bugün TEKNOFEST yarışmasına 1 milyon öğrencinin başvuruda bulunduğunu anımsattı.

 

GEÇEN YIL 3.5 MİLYAR DOLAR YAZILIM İHRACATI YAPTIK

 

Bolat, gerçekleştirilen ihracat rakamları ile ilgili de katılımcılara bilgi verdi. Geçen yıl 3,5 milyar dolar yazılım ihracatı yapıldığını bildiren Bolat, 2028 hedefinin 7 milyar dolar olduğunu dile getirdi.

 

Bakan Bolat, Türkiye ekonomisinde yaşanan büyümeye işaret ederek, "230 milyar dolar milli gelirden 1 trilyon 200 milyar dolara yükseldik, kişi başı 3 bin 600 dolar milli gelirden de 13 bin 300 dolara yükselmiştir. Bu yıl sonunda 14 bin hatta 15 bin dolarlık kişi başı milli gelire ulaşabileceğiz." diye konuştu.

 

Türkiye'nin günde 1 milyar dolar ihracata ulaşan bir ekonomi haline geldiğini kaydeden Bolat, ihracatta rekorların kırılmaya devam ettiğini, bu rakamları çok daha yukarılara yükselteceklerini ifade etti.

 

İNSANI, AİLENİZİ, OKULUNUZU, HOCALARINIZI, İŞİNİZİ, MESLEĞİNİZİ SEVİN

 

Konuşmasının sonunda öğrencilere seslenen Bolat, şunları paylaştı: "İstihdam konusunda endişe etmemenizi özellikle rica ediyorum. Son 21 yılda 20 milyon kişilik istihdam ordumuzu 32 milyon 700 bin kişilik istihdam ordusuna yükselttik. 12 milyon 700 bin kişi istihdam imkanına kavuştu. Şu an da iş dünyasında iyi eğitimli, vasıflı, pratik tecrübesi olan, çalışkan insanlara ihtiyaç var. İş dünyası bizi her gördüğünde bu konuda da bizden talepte bulunuyor. Tüm üniversitelere yerleşmiş öğrenci arkadaşlarımızı tebrik ediyorum, üniversite hayatınızın başarılarla dolu geçmesini niyaz ediyorum. Üniversite bittiğinde eğitim bitmiyor, ben 61 yaşındayım her gün öğrenci gibi sabah akşam ders çalışıyorum, güne hazırlanıyorum. Okuma, eğitim mezara kadar devam eden bir faaliyet. Bir hocanız olarak kariyer hayatına dair bazı önerilerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle insanı, ailenizi, okulunuzu, hocalarınızı, işinizi, mesleğinizi sevin. Hayatınız boyunca pozitif düşünen, olumlu, yapıcı, çözümcü anlayışla okumaya ve çalışmaya gayret edin. Meraklı ve ilgili olun, her zaman kısa ve uzun vadeli hedefleriniz olsun. Sonuç odaklı, çözüm odaklı düşünmek ve çalışmak lazım. Hepimiz hayat üniversitesinin öğrencileriyiz, aslolan da hayat üniversitesinden başarıyla mezun olmak. Sürekli kendinizi yenilemek ve geliştirmek çok önemli. Yabancı dilleri mutlaka geliştirin, İngilizce başta olmak üzere en az iki üç dil bilmek önemli."

 

Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Bolat, herkese başarılı bir dönem diledi.

16 Eylül 2024 Pazartesi