Tarımda kullanılan gübrelere ilişkin dağıtıcılık, lisans ve tescil belgelerinin geçerlilik süreleri belirlendi.


Tarım ve Orman Bakanlığının Tarımda Kullanılan Gübrelerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'i Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

 

Buna göre, Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik kapsamındaki ürünlerin lisans ve tescil belgeleri, düzenlendiği tarihten itibaren 5 yıl geçerli olacak.

 

Gübre dağıtıcılık belgesi de düzenlendiği tarihten itibaren 5 yıl geçerli olacak ve sürenin bitimine 1 ay kala veya bitiminden 1 ay sonrasına kadar başvuru yapılması durumunda yenilenecek. Yenilenmemesi durumunda belge iptal olacak.

 

Yönetmeliğe eklenen geçici maddeyle, mevcut gübre dağıtıcılık belgelerinin geçerlilik süresi bu düzenlemenin yayımı tarihinden itibaren 5 yıl olarak belirlendi.

 

Mevzuat kapsamındaki ürünleri üreten, ithal eden gerçek ve tüzel kişiler, ilgili lisans belgesini yenilemek için Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğüne müracaat edecek.

 

Deprem, yangın, sel ve benzeri doğal afetler, kanuni grev, genel salgın hastalık, savaş, kısmi veya genel seferberlik ilanı gibi mücbir sebeplerden dolayı başvuru yerlerinde değişiklik yapmaya ise Genel Müdürlük yetkili olacak.

 

PLASTİK GÜVENLİK MÜHRÜ KULLANILACAK

 

Yönetmelikle, denetim amacıyla gübrelerden numune alınması uygulamasına ilişkin esaslar da düzenlendi.

 

Buna göre, numuneler, üzerinde cetvel işareti bulunan plastik poşetlere konulacak, çıkmayacak ve oynamayacak şekilde plastik güvenlik mührü kullanılacak. Bu mührün kullanılması zorunlu olacak. Plastik poşetin üst kısmı delindikten sonra mührün uzantısı bu deliklerden geçirilerek azami güvenlik sağlanacak.

20 Nisan 2024 Cumartesi

Küresel iklim hedefleri doğrultusunda ülkelerin enerji üretimindeki payı gittikçe artan yenilenebilir kaynakların, geleneksel enerji güvenliği politikalarını değiştireceği öngörülüyor.


 

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) "Enerji Dönüşümünün Jeopilitiği: Enerji Güvenliği" raporuna göre, yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinde fosil kaynaklardan uzaklaşılmasının enerjide dışa bağımlılığı azaltabileceği belirtiliyor.

 

Sadece geçen yıl yaklaşık 473 gigavatlık (GW) yenilenebilir enerji kurulumunun tamamlandığını ve toplam küresel temiz enerji kurulu gücünün yaklaşık 4 bin GW'a çıktığı ifade edilen raporda, fosil yakıt bazlı sistemden uzaklaşma sürecinin daha fazla fiyat dalgalanmalarına ve piyasada belirsizliğe yol açacağı vurgulanıyor.

 

Ayrıca bu sürecin, ülkeler arasında enerji alanında yeni bağımlılıklar meydana getirmesi ve enerji ticaretini küresel boyuttan bölgesel düzeye kaydırması bekleniyor. Böylece, geleneksel enerji politikalarının yeniden şekilleneceğine işaret ediliyor.

 

ÜLKELER ARASI UZUN MESAFELİ ENERJİ TİCARETİ AZALABİLİR

 

Avrupa Enerji Güvenliği İnisiyatifi Murahhas Üyesi Alberic Mongrenier, yenilenebilir enerjinin yükselişinin uzun mesafeli enerji ticaretini azaltabileceğini söyledi.

 

Mongrenier, bu durumun ülkeleri enerji şebekelerini iyileştirmeye ve ağlarını genişletmeye iteceğini ifade ederek, "Enerji sistemlerinin gücünü gittikçe yenilenebilir kaynaklardan alması, ülkelerin daha az fosil ithalatına ihtiyaç duyacağı ve enerji güvenliğinin artacağı anlamına geliyor ki bu da Avrupa'nın lehine olacaktır." diye konuştu.

 

Öte yandan, ülkeler arası uzun mesafeli ticaretin yine de tam anlamıyla sonlanmayacağına dikkati çeken Mongrenier, "Fosil yakıtların yerine, temiz enerji teknolojilerinin üretilmesi için ihtiyaç duyulan 'kritik' ve 'stratejik' minerallere odaklanılmaya başlandı. Dolayısıyla başta güney ülkelerinden olmak üzere çeşitli mineral ve işlenmiş ürünlerin ithal edilmesi gerekecek. Yani hala uzun mesafeli ticaret yapıyor olacağız. Konu enerji olduğunda hiçbir ülke dış dünyadan tamamen izole olamaz." değerlendirmesinde bulundu.

 

Mongrenier, ülkelerin değişmesi beklenen enerji politikalarına şimdiden hazırlıklı olmaları gerektiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enerji güvenliği politikalarında yeni bütüncül yaklaşımların benimsenmesi gerekiyor. Bu doğrultuda enerji bağımsızlığımızı inşa etmek için, enerji güvenliğini artırma potansiyeline sahip temiz her türlü kaynak ve teknolojik gelişmeleri takip etmeliyiz. Fakat bu durum, enerji politikalarında fazla içe dönük olmamızı gerektirmiyor. Oyunun kurallarına, yani çevre, iş gücü, şeffaflık, güvenlik ve serbest ticaret standartlarına saygı duyan, küresel ortaklarla ticaret sürdürülmeli."

 

TEDARİK KESİNTİSİ DURUMUNDA BÜYÜK RİSKLER KAPIDA

 

Uluslararası veri şirketi Primary Vision Network Enerji ve Ekonomi Analisti Osama Rizvi de fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklara geçişte artması beklenen bölgesel enerji bağımlılıklarının olumlu olduğu kadar olumsuz sonuçlarının da olabileceğini söyledi.

 

Rizvi, temiz enerjiye geçiş sürecinin daha istikrarlı bir enerji piyasası yaratacağını ifade ederek, "Bu durum aynı zamanda ekonomik entegrasyon için daha iyi bir ortam yaratabilir ve enerji ithal eden ülkeler için nakliye maliyetlerini azaltabilir. Fakat bölgesel enerji bağımlılıklarının artması belli ülkelerin elindeki pazar gücünü artırarak tedarik noktasında seçeneklerimizin daralmasına sebep olabilir." dedi.

 

Ülkelerin yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinde eş zamanlılık sağlanmasının mümkün olmadığına değinen Rizvi, "Ayrıca olası bir tedarik kesintisi durumunda ülkeleri daha büyük risklerin beklediğini söyleyebilirim. Adil enerji geçişini garanti edemezsek olumsuzlukların ortaya çıkması muhtemeldir." ifadelerini kullandı.

 

Rizvi, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra küresel enerji düzeninde yapısal değişimlerin gözlemlendiğini belirterek, şunları kaydetti: "Yenilenebilir enerjiye tam bir geçiş durumunda, en büyük değişimin Orta Doğu'da yaşanacağı öngörülüyor. Bu doğrultuda bölgedeki ABD dış politikasının da değişmesini beklemek yanlış olmaz. Ayrıca, söz konusu durum deniz güvenliğinin merkezinin kaymasına sebep olacak ve yenilenebilir enerji kaynaklarının üretildiği ülkeler daha çok ön plana çıkacaktır."

03 Mayıs 2024 Cuma

Türkiye genelinde otomotiv satışları nisanda 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 22.3 azalarak 75 bin 919 adet oldu.


 

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği’nin (ODMD) nisan ayı verilerine göre, geçen ay ülke genelinde 75 bin 919 adet otomobil ve hafif ticari araç satışı gerçekleşti.

 

Nisanda otomobil satışları 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 20,61 azalarak 61 bin 448 adede düşerken, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 28,6 azalışla 14 bin 471 oldu. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık nisan ayı ortalama satışlarına göre ise yüzde 16,2 artış gösterdi.

 

OCAK-NİSAN DÖNEMİNDE YÜZDE 11,3'LÜK ARTIŞ

 

Otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, ocak-nisan döneminde yıllık bazda yüzde 11,3 artarak 371 bin 438 adet olarak gerçekleşti.

 

Söz konusu dönemde otomobil satışları yüzde 16,62 artarak 294 bin 837 adede, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 5,2 düşüşle 76 bin 601 adede geriledi.

 

Yılın ilk 4 ayında segmentlere göre incelendiğinde pazarın yüzde 88,2'sini vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçlar oluşturdu. C segmenti otomobiller 169 bin 720 adetle yüzde 57,6, B segmentliler ise 88 bin 721 adetle yüzde 30,1 pay aldı

 

EN ÇOK SUV OTOMOBİLLER TERCİH EDİLDİ

 

Gövde tiplerine göre değerlendirildiğinde ise en çok tercih edilen gövde tipi yüzde 54,1 pay ve 159 bin 598 adetle SUV otomobiller oldu. Onu yüzde 26,8 pay ve 78 bin 923 ile sedan, yüzde 17,4 pay ve 51 bin 249 adet satışla H/B otomobiller takip etti.

 

Ocak-nisan döneminde satılan otomobillerin yüzde 65,4'ünü benzinli, yüzde 14,9'unu hibrit, yüzde 11,1'i dizel, yüzde 7,8'i elektrikli, yüzde 0,8'i ise otogazlı araçlardan oluştu.

 

Otomobil satışlarının yüzde 76,6'sının 1600cc altındaki araçlardan oluştuğu görüldü.

 

Otomatik şanzımanlı otomobiller satışlardan yüzde 89,6, manuel şanzımanlılar ise yüzde 10,4 pay aldı.

 

Ocak-nisan döneminde hafif ticari araç pazarı gövde tipine göre değerlendirildiğinde van gövde tipi araçlar yüzde 70,8 payla ilk sırada yer alırken, kamyonet gövde tipi yüzde 14,8 payla ikinci sırada yer aldı.

03 Mayıs 2024 Cuma