Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerince İzmir'de gerçekleşen operasyonda, Türkiye'de imalatı, satışı ve kullanımı yasak olan yaklaşık 3,2 ton klorpirifos ele geçirildi.


Tarım ve Orman Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, son aylarda Avrupa Birliği'nin (AB) oluşturduğu Gıda ve Yem İçin Hızlı Uyarı Sistemi'nden (RASFF) bildirimlerin artması üzerine Bakanlık ekipleri denetimlerini yoğunlaştırdı.

 

Yapılan incelemelerde Türkiye'de satışı yasak olan ürünlerden kaynaklı RASFF bildirimleri için Bakanlık Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü ekipleri ülke genelinde detaylı çalışma başlattı.

 

Ekipler, meyve ve sebze ihracatının yoğun olduğu Akdeniz ve Ege bölgelerini dikkate aldı. İzmir'de Tire Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ekipleri, Karateke Mahallesi'ndeki bir depoda ithalatı, imalatı ve kullanımı yasak olan klorpirifos methyl maddesini içeren beşer litrelik ambalajda 552 adet ve birer litrelik ambalajda 520 adet bitki koruma ürünü ele geçirdi.

 

Geçen yıl Türkiye'ye iade edilen narenciyelerin yaklaşık yüzde 50'sinin söz konusu yasaklı maddeden kaynaklandı

 

Yapılan incelemede yasaklı maddenin yakalandığı deponun Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ve Depolanması Hakkında Yönetmelik kapsamında izninin de bulunmadığı tespit edildi.

 

Ayrıca ele geçirilen yasaklı madde dışında, depoda bulunan 69 farklı ticari isim altında ruhsatlı olarak satışı yapılan 18 bin 137 bitki koruma ürününe de el konuldu. İş yeri sahibi hakkında da işlem başlatıldı.

 

YASAKLI MADDE SATANLAR SIKI TAKİPTE

 

Tarım ve Orman Bakanlığı, insan sağlığını tehdit eden bitki koruma ürünlerinin kullanımının engellenmesi amacıyla tarladan itibaren yerinde denetimlerini aralıksız sürdürürken yasaklı madde ithalatı, üretimi ve satışının önlenmesine yönelik de sıkı bir piyasa takip mekanizması devreye sokuldu.

 

Bu takip mekanizmasının meyvelerini almaya başlayan Bakanlık, bir süre önce de İzmir'de bitki koruma ilacı olarak satışa hazırlanan dimethoate isimli 20 ton yasaklı madde ele geçirmişti. Piyasa değeri yaklaşık 2 milyon lira olan bu ürünlerin de Antalya'da satışa sunulacağı belirlenmişti.

 

Gerek vatandaşların sağlığının gözetilmesi gerekse Türkiye'nin ihraç edilen tarım ürünlerinin uluslararası alandaki itibarının korunması için bu tür denetim ve takip faaliyetlerinin artarak süreceği belirtildi.

02 Mayıs 2024 Perşembe

Tarım ve Orman Bakanlığı’nca sağlanan desteklerden faydalanmak isteyen üreticilerin kayıtlı olması gereken Çiftçi Kayıt Sistemi'ndeki (ÇKS) 40 yaş ve altındaki kadın çiftçi sayısı son 10 yılda 4.5 katına çıkarak 9 bin 256'dan 41 bin 370'e çıktı.


 

Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, ÇKS, tarım politikalarının oluşturulmasına yönelik olarak çiftçilerin faaliyetlerinin kayıt altına alınması amacıyla oluşturuldu.

 

Bitkisel üretim yapan ve bu kapsamda Bakanlık tarafından verilen tarımsal desteklerden yararlanmak isteyen üreticilerin ÇKS'ye kayıtlı olmaları gerekiyor.

 

Üreticiler, ÇKS başvurularını arazilerinin bulunduğu yerdeki Bakanlığa bağlı il ve ilçe müdürlüklerine giderek veya e-Devlet Kapısı üzerinden yapabiliyorlar. e-Devlet Kapısı'nda başvuru imkanından, geçmiş yıllarda ÇKS'ye kayıtlı olan ve arazi bilgilerinde değişiklik yapmayan üreticiler yararlanabiliyor.

 

ÇKS KAYITLARI BELLİ DÖNEMLERDE YAPILIYOR

 

ÇKS'ye her yıl belli dönemlerde kayıt yapılıyor. Bu kayıtlara göre, 2015-2024 dönemini kapsayan 10 yılda çiftçi sayısında artış görüldü. Çiftçi sayısı, 2015'te 2 milyon 197 bin 319 iken bu yıl itibarıyla 2 milyon 319 bin 426'ya ulaştı.

 

Söz konusu dönemde erkek çiftçi sayısı 1 milyon 849 bin 294'ten 2 milyon 2 bin 745'e, kadın çiftçi sayısı da 286 bin 481'den 305 bin 527'ye yükseldi.

 

Söz konusu dönemde, "genç" olarak değerlendirilen 40 yaş altı çiftçi kategorisinde de önemli artış meydana geldi. Bu kategorideki kayıtlı çiftçi sayısı, 3,4 katına çıkarak, 102 bin 374'ten 345 bin 389'a yükseldi. Bu kategorideki erkek çiftçi sayısı bu dönemde 3,3 kat artışla 93 bin 118'den 304 bin 19'a ulaştı. Bakanlıkça sağlanan desteklerde öncelikli olan genç kadın çiftçi sayısı da aynı dönemde 4,5 kat artarak, 9 bin 256'dan 41 bin 370'e çıktı.

 

"TARIM CEBİMDE" UYGULAMASI ÇKS'YE KAYIT İŞLEMLERİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR

 

Öte yandan dijital dönüşüm hamleleri kapsamında Bakanlık tarafından uygulamaya alınan mobil uygulama "Tarım Cebimde", üreticilerin iş ve işlemlerini kolaylaştırıyor.

 

Üreticiler uygulamadaki "e-Devlet Hizmetleri" sekmesinden ÇKS kayıt işlemlerini gerçekleştirebiliyor.

17 Mayıs 2024 Cuma

Elektrikli otomobiller, benzinli ve dizel otomobillere kıyasla yaklaşık yüzde 50 daha uygun toplam maliyet avantajı sunuyor.



 

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, Türkiye'de yılın 4 ayında 2023'ün aynı dönemine göre "tam elektrikli" otomobil satış sayısı yüzde 273 artışla 20 bin 255 oldu.

 

Tam elektrikli otomobillerin toplam satışlar içindeki payı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,1'den yüzde 6,9'a, hibrit otomobillerin payı ise yüzde 11,1'den yüzde 14,9'a yükseldi.

 

Uzatılmış menzil elektrikli otomobiller de dahil edildiğinde ocak-nisan döneminde toplam pazarın yüzde 22,7'sini içinde elektrikli motor da bulunan araçların temsil ettiği görüldü.

 

Elektrikli otomobile olan ilginin en büyük nedenleri arasında içten yanmalı motora sahip araçlara kıyasla daha düşük toplam satın alma ve bakım maliyeti gibi nedenler yer alıyor.

 

Ancak sigorta ve kasko konularındaki bazı belirsizlikler devam ediyor.

 

DAHA UZUN GARANTİ SÜRELERİ

 

Togg'un raporuna göre, içten yanmalı C-SUV bir otomobille kıyaslandığında Türkiye'de en fazla satılan elektrikli otomobil olan C-SUV segmentindeki Togg T10X, kullanım ömrü boyunca içten yanmalı otomobillere kıyasla yüzde 85 daha uygun bakım maliyeti sunuyor.

 

T10X satın alanlara 3 yıl/100 bin kilometre garanti ve 8 yıl/160 bin kilometre batarya garantisi sunulurken, fosil yakıtlı bir C-SUV otomobile 2-4 yıl arası garanti veriliyor.

 

Bakım periyodu Togg T10X için 2 yıl ya da 40 bin kilometre olarak belirlenirken, içten yanmalı C-SUV bir otomobilin bakım aralığı ise 1 yıl ya da 15-20 bin kilometre aralığında olabiliyor.

 

RUTİN BAKIM MASRAFLARI

 

Elektrikli otomobillerin ve T10X'in rutin bakımları arasında yalnızca "polen filtresi" ve "fren hidrolik" sıvısı bulunuyor. Söz konusu aksamların 2 yıl bakım maliyeti 3-5 bin lira arasında değişkenlik gösterebiliyor.

 

İçten yanmalı araçlarda 2 yıllık bakımlar arasında yer alan "motor yağı, hava, polen, yağ filtreleri ve yakıt filtresinin yanı sıra fren hidrolik sıvısı ve buji bakım" maliyetleri 25-30 bin liraya kadar yükselebiliyor.

 

DAHA UYGUN TOPLAM MALİYET AVANTAJI

 

Elektrikli otomobiller, düşük toplam kullanım maliyetiyle içten yanmalı modellere karşı daha rekabetçi pozisyon alıyor.

 

Yine Togg T10X özelinde bakıldığında, "finansal maliyet", "3 yıl MTV" ve "3 yıl enerji/yakıt masrafı" gibi maddeler çerçevesinde elektrikli araçlar yüzde 48 daha uygun toplam maliyet avantajı sunuyor.

 

ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLERDE 10 KATA KADAR YAKIT EKONOMİSİ SAĞLANABİLİYOR

 

Diğer yandan, Skywell Türkiye Distribütörü Ulu Motor'dan alınan bilgilere göre ise elektrikli otomobillerde 10 kata kadar yakıt ekonomisi sağlanabiliyor.

 

Bakım maliyetleri açısından benzinli veya dizel seçeneklerde ağır bakımlarda farklı arıza durumlarına bağlı olarak farklı parçalar da değişebiliyor ve maliyetler çok daha yüksek seviyelere çıkabiliyor. Elektrikli araçların en ağır bakımı ise neredeyse benzinli dizel seçeneklerin standart bakımına eş değer seviyelerde gerçekleşiyor.

 

Bu bağlamda standart bakımlar kıyaslandığında elektrikli otomobiller toplam maliyet açısından yaklaşık yüzde 50 avantajlı oluyor.

 

BATARYA MALİYETLERİ ARAÇ SATIŞ FİYATLARININ YAKLAŞIK YÜZDE 20-25'İNE TEKABÜL EDİYOR

 

Satın alma maliyetleri açısından önceden batarya maliyetleri yüksek olduğu için elektrikli araçlar benzinli veya dizel emsallerine göre çok daha pahalıydı ancak halihazırda batarya maliyetleri ciddi anlamda düştü.

 

Dolayısıyla gelinen noktada elektrikli araçlar benzinli ve dizel emsallerine göre çok daha uygun hale geldi. Satın alma maliyetleri açısından vergisel anlamda da elektrikli araçların avantajları bulunuyor. Ayrıca çeşitli finansman koşullarıyla tüketici kredileri de sunuluyor.

 

Elektrikli otomobillerdeki bataryaların ekonomik ömrü 10 yıl olarak açıklanıyor. Bataryalar bu süreç sonunda tamamen kullanılamaz hale gelmiyor ancak kapasite kaybına bağlı olarak menzil kaybı yaşanabiliyor.

 

Bugünün koşullarında batarya maliyetlerinin araç satış fiyatlarının yaklaşık yüzde 20-25'ine tekabül ettiği belirtiliyor.

17 Mayıs 2024 Cuma