tatil-sepeti

Okulların açılmasına sayılı günler kala öğrencileri ve ailelerini alışveriş telaşı sardı. Kırtasiye ürünlerinden tekstile kadar birçok alanda hareketlilik var. Bu yıl okul alışverişinde 120 milyar lira ciro bekleniyor.



 

HABER: MESUDE DEMİRHAN

 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) takvimine göre, 2024-2025 eğitim-öğretim dönemi 9 Eylül’de başlayacak. Okulların açılmasına sayılı günler kala milyonlarca öğrenci ve ailelerini de alışveriş telaşı sardı. Kırtasiye ürünlerinden ayakkabıya, çantadan tekstil ürünlerine kadar birçok kalemde talep arttı.  Ürün fiyatları, alım gücü ve tercihlere göre farklılık gösteriyor. Geçen seneyle kıyaslandığında bu yıl ürün bazında yüzde 30-60 arasında bir artış gözlemleniyor. Velilerin alışverişini, güvenilir ve alanında ihtisaslaşmış, zengin ürün çeşitliliği olan kırtasiye perakendecilerden yapması öneriliyor.

 

ORTALAMA MALİYET 4 BİN TL

 

İstanbul Ticaret’e konuşan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, bu yıl okul alışverişlerinden toplam 120 milyar lira ciro beklendiğini açıkladı. 19 milyon öğrencinin ders başı yapacağını söyleyen Palandöken, bir öğrencinin maliyetinin ortalama 3 bin 500-4 bin TL olduğunu bildirdi. Palandöken, vatandaşları kırtasiye ürünleri alırken ‘CE’ belgesine dikkat etmeleri yönünde uyardı. 

 

SATIŞLARIN YÜZDE 30’U BU DÖNEMDE

 

Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) Genel Sekreteri İrem Özkal ise okul heyecanının başladığını ve velilerin bütçelerine uygun kırtasiyeleri ziyaret ettiğini söyledi. Okul alışverişinde kırtasiyelerin hâlâ ön planda olduğunu dile getiren Özkal, velilerin ve öğrencilerin ellerindeki listeye göre online yerine ağırlıklı olarak fiziki alışveriş yapmayı tercih ettiklerini belirtti. Türkiye genelinde yaklaşık 14 bin kırtasiye perakendecisi olduğu bilgisini veren Özkal, “Yıl içinde satılan kırtasiye ürünlerinin yüzde 30’u bu dönemde gerçekleştiriliyor. Bizim için en önemli sezon” dedi. 

 

ALIM GÜCÜ VE TERCİHE GÖRE

 

Özkal, fiyatlardaki artışın sadece kırtasiye ürünlerine özel olmadığını dile getirerek, dünyadaki ve Türkiye’deki enflasyonist durumdan kaynaklı diğer tüm ürünlerde olduğu gibi kırtasiye ürünlerinde de bir artış olduğunu ifade etti. Bu yıl bir çantanın ortalama 1600 ila 1800 lira arasında olacağına işaret eden Özkal, “Ürün fiyatları, elbette alım gücüne ve tercihlere göre farklılık gösteriyor. Örneğin; 400 liraya da okul çantası alabilirsiniz, 1000 liraya da. Tüketicinin talebine ve gelir durumuna göre satın alma tercihleri de değişiyor” dedi. 

 

81 İLDE EŞ ZAMANLI DENETİM

 

Ticaret Bakanlığı ekipleri, 2024-2025 eğitim ve öğretim yılı öncesinde 81 ilde kırtasiye ve okul ürünlerine yönelik eş zamanlı denetimlere odaklandı. Bu kapsamda Bakanlık ekipleri okul alışverişlerinin yapıldığı başta zincir marketler ve kırtasiyeler olmak üzere perakende ürün satışı yapılan işletmelerde fiyat etiketi denetimi yaptı. Kırtasiye malzemeleri, okul çantaları, çocuk ayakkabıları ve okul kıyafetleri gibi ürünler; kullanımı kısıtlanmış kimyasalların yanı sıra küçük parça, kordon, bağcık gibi çocukların fiziki olarak zarar görebileceği kısımlar açısından akredite laboratuvarda yapılan testlerle inceleniyor. Denetimler sonucunda güvensiz bulunan ürünlerin bilgileri, guvensizurun.ticaret.gov.tr adresinden erişilebilen Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi aracılığıyla tüketicilerle paylaşılacak. Güvensiz ürünlerin piyasaya arzı yasaklanarak toplatılması sağlanacak ve bu ürünlerin imalatçı ve ithalatçılarına idari para cezası uygulanacak. Güvensiz bulunan ürünlerin ‘sağlığa zararlı madde içermez’ gibi reklam ve tanıtımlarının olduğunun tespit edilmesi durumunda ise bakanlık bünyesindeki reklam kurulunca inceleme başlatılacak. Bu çalışmalara ek olarak, imalatçı, ithalatçı ve dağıtıcıların mevzuat hakkında bilgilendirilmesine yönelik rehberlik faaliyetleri de gerçekleştiriliyor.

 

NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

 

TÜKİD Genel Sekreteri İrem Özkal, Ticaret Bakanlığı’nın geçtiğimiz yıllarda okul sezonunda yaptığı denetimler sonucu hazırladığı raporda, Türkiye’deki kırtasiye ürünlerinin yüzde 99’unun çocukların sağlığını tehdit edecek herhangi bir madde içermediği bilgisinin yer aldığını hatırlattı. Özkal, Ticaret Bakanlığı’nın denetimler sonucunda güvensiz bulduğu ürünleri ‘Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi’nde’ (GUBİS) ilan ederek tüketicileri bilinçlendirdiğini de kaydetti. Taklit, sahte, korsan, sağlıksız kırtasiye ürünleriyle mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Özkal, bu süreçte velilere çok iş düştüğünü belirtti. Özkal, ürün alırken dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı: 

 

* Tüketiciler ürün alırken mutlaka etiketine bakmalı. Ambalajlı, üreticisi ya da ithalatçısı belli olan, yani bir kimliği olan ürünleri tercih etmeli.

 

* Tüketicilerimiz aldıkları ürünlerin ambalajlarını dikkatle incelemeli. Özellikle boya kalemlerinde ‘CE’ işareti ve ‘EN71 standardına uygundur’ ibaresinin bulunup bulunmadığına bakmalı.

 

* Oyuncak şeklinde olan veya oyuncak niteliği taşıyan ürünlerin hangi yaş grubuna yönelik olduğuna dikkat edilmeli.

 

* Sprey boyalar ve yapıştırıcıların su bazlı olması ve solvent içermemesi konusunda hassas davranılmalı. 

 

* Veliler satın aldıkları ürünün güvensiz olduğundan şüphe ediyorsa tuketici.ticaret.gov.tr adresinden veya ALO 175 tüketici hattından şikâyette bulunabilir. 

 

Bu şekilde taklit, korsan ve kaçak ürünlerle mücadelemizde bize destek olabilirler.

 

EMİNÖNÜ’NDE TATLI TELAŞ

 

İstanbul’un en işlek alışveriş bölgelerinden biri olan Eminönü’nde okul alışverişi için tatlı bir telaş var. Mağazalarda giyimden çantaya, ayakkabıdan kırtasiye kadar çok çeşitli ürünler yer alıyor. Adım atmakta zorlandığımız çarşıda, yoğunluk sürüyor.

02 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : okul alışveriş öğrenci eğitim kıyafet pazar çarşı

PROF. DR. KEREM ALKİN


keremalkin@superonline.com

 

Uluslararası kurumlarca yapılan analiz ve projeksiyonlarda, küresel inşaat pazarındaki üretim hacminin ortalama senaryoya göre, 2030 yılına kadar yüzde 85 artışla 15.5 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. Farklı uluslararası araştırma kuruluşları tarafından gerçekleştirilen çalışmalar, küresel iklim değişikliği başta olmak üzere, önde gelen 40 ekonominin altyapı ve üstyapı ihtiyaçlarında ortaya çıkacak yoğun gelişmelere bağlı olarak, bu rakamın 2032 yılına kadar 20 ile 22 trilyon dolar arasında bir hacme ulaşabileceğine de işaret ediyor.

 

2030-2032 dönemine doğru yapılan projeksiyonlar, küresel GSYH sıralamasında da artık ilk üçe oturmuş olan Çin, ABD ve Hindistan’ın küresel inşaat sektöründeki büyümeye öncülük etmeye devam edeceklerini ve toplam proje üretiminin yüzde 57’sininin bu üç ekonomide yoğunlaşacağını gösteriyor. Eğer, dünya ekonomisi küresel belirsizliklerden sıyrılmayı başarır, jeopolitik tansiyon düşer, küresel talep ve büyüme istikrarlı bir trende kavuşur ise 2030’a kadar küresel inşaat pazarı ortalama büyümesinin yıllık yüzde 3.9 gibi bir performans yakalaması öngörülüyor.

 

AVRUPA’DAKİ POTANSİYEL

 

Küresel inşaat pazarının ilk üç ülkesi olan Çin, Hindistan ve ABD arasında ilginç bir ilişki gözlemlense de Brezilya ve Rusya gibi iki önemli ülke pazarında ciddi bir zayıflama; buna karşılık Endonezya pazarında ise olağanüstü bir büyüme öngörüldüğünü hatırlatmamız gerekiyor. Uluslararası kurumların analizleri, Latin Amerika’da Meksika’nın Brezilya’yı, Asya-Pasifik’te ise Endonezya’nın Japonya’yı 2030’a kadar geçmesinin beklendiğini gösteriyor.

 

Küresel inşaat pazarının en kritik önemdeki kıtası konumunda olan Avrupa’da, 2025 yılına kadar ‘iki siyah kuğu’nun sebep olduğu kayıpları telafi edecek şekilde 2020 öncesi seviyelere ulaşılması kolay gözükmese de Birleşik Krallık’ın Almanya’yı geride bırakarak 2030 yılına kadar Avrupa’nın en büyük ve dünyanın altıncı en büyük inşaat pazarı haline gelmesi öngörülüyor.

 

AFRİKA VE LATİN AMERİKA FIRSATI

 

Küresel Kuzey’in dünya ekonomisi ve siyasetinde ağırlığını kademeli olarak Küresel Güney lehine kaybettiği; küresel ekonomik, ticari, enerji ve lojistik ağırlık merkezinin Atlantik’ten Asya-Pasfik’e kaydığı bir süreçte, yükselen gelişmekte olan ülkelerin küresel ve bölgesel jeopolitik ve jeoekonomik gerginliklere rağmen kalkınmalarını sürdürme konusundaki kararlı tutumları, küresel inşaat pazarının önümüzdeki 15 yılda en dinamik sektörlerinden biri olmayı sürdürmesine destek olacak.

 

Genç nüfusunu artırmayı başaran kıta ve coğrafyaların alt ve üstyapı yatırımları ile daha gelişmiş toplumlara dönüşme çabaları, küresel inşaat pazarının dinamikleri açısından son derece hayati bir önem arz edecek. Bu nedenle, Türkiye’nin bilhassa Afrika ve Latin Amerika pazarındaki proje fırsatlarını takip etmesi, uluslararası müteahhitlik hizmetleri alanındaki iddiamızı sürdürülebilir kılmamız, Türkiye’nin 15 ile 20 trilyon dolara doğru genişlemesi beklenen küresel inşaat pazarından müteahhitlik, müşavirlik ve inşaat malzemeleri ihracatı performansı adına önemli kazançlar elde etmesi anlamına gelecek.

02 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : inşaat pazar