tatil-sepeti

Türkiye, balıkçılık sektöründe uluslararası denizlerde söz sahibi oluyor. 15 ülkeyle yapılan balıkçılık anlaşmalarıyla Atlantik Okyanusu’ndan Hint Okyanusu’na, Hazar Gölü’nden Karayip Denizi’ne kadar avcılık yapılabiliyor.

Gelişen teknolojik altyapısıyla Türk balıkçıları, küresel rakipleriyle yarışıyor. Yeni anlaşmalar için diplomatik girişimlerini hızlandıran Türkiye, bu alanda 12 ülkede daha endüstrileşecek.  

 

Afrika ve okyanuslarda balıkçılık faaliyetlerini artıran Türkiye, bu bölgelerde sadece avcılık kapasitesini değil, aynı zamanda güvenliğini de güçlendiriyor. Güvenlik anlaşmaları ile Türk balıkçılarının hakları koruma altına alınırken, sektörün küresel rekabet gücü de artırılıyor. Öte yandan, Türk balıkçılar bölgede balık yemleri üretip, su ürünleri yetiştiriciliğinde de ortaklıklar kuruyor. 

 

HABER: BARIŞ CABACI

 

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin, balıkçılık ve su ürünleri sektöründeki büyümesi hız kesmiyor. Balıkçılık sektöründeki teknolojik gelişmeler ve av gücündeki büyümenin etkisiyle Türkiye, avlandığı uluslararası suları da genişletiyor. Bugüne kadar Moritanya ve Fas gibi 15 ülkeyle balıkçılık konusunda anlaşma imzalanırken, halihazırda Cibuti, Ekvator Ginesi ve Madagaskar başta olmak üzere 12 ülkeyle bu konudaki görüşmeler devam ediyor. 

 

510’U YURT DIŞINDA

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni av sezonunda dile getirdiği, “Artık uluslararası denizlerde balıkçılığın endüstrisini kurmayı hedefliyoruz” söyleminin gerçekleşmesi için ilk adım, 2015’te Moritanya ile yapılan anlaşmayla 52 gemiden oluşan filoyla atıldı. Türkiye, yaptığı anlaşmalarla sadece balıkçılık kapasitesini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda denizcilik sektöründe uluslararası bir oyuncu olma yolunda ilerliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye’de 15 bin balıkçı gemisi olduğunu, bu gemilerin bin 650’sinin endüstriyel balıkçılığa uygun olduğunu belirtiyor. Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği’nden edinilen bilgiye göre, bu gemilerin ortalama 3’te 1’i (510) kapasitesi ve depolama alanları ile yurt dışında avlanıyor. Bu gemilerin sayısının bin 600’e yükseldiği, gemi sahiplerinin de hem yurt içi hem de yurt dışında filoları olduğu belirtiliyor. 

 

Öte yandan, Türk gemilerinin en büyük rakipleri olan Rus ve Çinli balıkçı tekneleri de yasal olarak hem Batı Afrika kıyılarında hem de Hint Okyanusu’nda avlanıyor.  

 

6.4 MİLYAR DOLAR

 

Balıkçılık anlaşmalarının Türkiye’ye ekonomik katkısı da göz ardı edilemeyecek boyutlarda. 2023 yılında Türkiye’nin su ürünleri ihracatı, yüzde 10 artışla 1.6 milyar doları aştı. Son beş yılda toplam su ürünleri ihracatı ise 6.4 milyar doları buldu. Rusya, İtalya ve Birleşik Krallık gibi ülkelere yapılan ihracat, Türkiye’nin bu sektördeki gücünü pekiştirdi. Bu başarı, Türkiye’nin uluslararası denizlerdeki varlığının ve yasal balıkçılık faaliyetlerinin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Kaçak balıkçılıkla mücadelede elde edilen başarılar, yasal yollardan elde edilen balıkların katma değerini artırarak, Türk balıkçılık sektörünü küresel pazarlarda daha rekabetçi hale getirdi. 

 

YENİ DÜZENLEMELER YOLDA

 

Bölgelere seyrüsefer yapan uzmanlar, anlaşmaların Türkiye’yi dünya genelinde en büyük balıkçılık filolarına sahip ülkelerle rekabet edebilecek seviyeye getirebileceğini öngörüyor. Önümüzdeki dönemde, Türkiye’nin balıkçılık sektöründe atacağı adımlar, sadece ekonomik büyüme sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda ülkenin denizcilik alanındaki küresel prestijini de artıracak. 2024-2028 yıllarını kapsayacak yeni düzenlemeler ve uygulanacak stratejilerle, Türkiye’nin uluslararası sularda daha güçlü bir oyuncu olması hedefleniyor.

 

TECRÜBE VE TEKNOLOJİ

 

“Türk balıkçısı avcılık kapasitesi olarak, Avrupalı veya Asyalı rakiplerinden aşağı kalır bir durumda değil” diyen İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğulcan Kemal Sagun, şu bilgiyi verdi: “Gemilerimizin sonarları, ağları, av için gerekli tüm ekipman ve teçhizatları, büyük çoğunlukla da yerli üretim. Ayrıca uluslararası standartların üstünde. Zaten bazı tersanelerimiz bugün bizden çok uzak denizlerde avlanmak üzere Norveç ve İzlanda’ya bile avcı balıkçı gemiler inşa ediyor. Böylesine gelişmiş bir avcı filosunu Karadeniz ve Marmara gibi kapalı denizlerde belirli bir potansiyelin üstüne çıkamayacakları coğrafyalara kapatmak mantıklı değildi. Devletimiz bunun için gereken adımları attı ve Türk balıkçısını özellikle Afrika kıtasında okyanuslara taşıyabilmek için bu anlaşmaları hayata geçirmeye başladı. Afrika ve okyanuslarda başta Çin olmak üzere, Hollanda, Fransa, İspanya, Rusya ve yine bazı Avrupa menşeli balıkçı gemileri uzun yıllardır avcılık yapıyordu. Türk balıkçıları önce Moritanya’da, daha sonra Afrika’nın diğer bölgelerinde sahaya inmeye başladığında hepsinden daha verimli ve güzel işler ortaya çıkarmaya başladı. Bu başarının sebebi, av ekipmanlarımızın gelişmişliği ve Türk balıkçı reislerimizin üstün tecrübe ve bilgilerine dayanıyor.”

 

YENİ SEKTÖRLERİ BÜYÜTÜYOR 

 

Türkiye’nin anlaşma yaptığı bölgelerde birçok balık türü bulunduğundan her balık için farklı yem gerekiyor. Türk balıkçılar da bölgede kolay yem tedariki sağlamak için balık yemi fabrikaları kurdu. Okyanuslarda bulunan balık türlerinin katma değerinin daha yüksek olduğunu belirten Sagun, şunları söyledi: “Okyanuslarda avlanan pelajik türlerden üretilen balık unu ve yağları, yem sektöründe; yumuşakçalar ve kabuklular dünya mutfağında; orkinos türleri hem konservede hem mutfaklarda yerini alıyor ve satış potansiyeli olarak milyarlarca dolarlık potansiyel taşıyor.”

 

BİR SONRAKİ HEDEF YETİŞTİRİCİLİK

 

Afrika başta olmak üzere anlaşma imzalanan ülkelerdeki bir sonraki hedefin ‘yetiştiricilik’ olduğunu belirten Sagun, “Bu sektörde de Türkiye rüştünü ispatlamış ülkelerden biri. Avrupa’da Norveç’ten sonra en büyük ikinci aquakültür sektörü ülkemizde mevcut. 2 milyar dolarlık ihracatımızın yüzde 85’lik kısmı çipura, levrek, orkinos ve Türk somonu ürünlerinden oluşuyor. Yurt dışında avcılık kapasitemizle kurulacak ortaklıklar, işleme tesisleri, daha sonra yetiştiricilik ve yem sektörlerini geliştirir. Burada oluşacak katma değerin ülkemize faydası yine milyarlarca dolarla ifade edilebilecek büyük bir potansiyel taşıyor” dedi. 

 

KÜRESEL BÜYÜKLÜĞÜ 150 MİLYAR DOLAR

 

Dünya genelinde kayıtlı yaklaşık 4.6 milyon balıkçı gemisi bulunuyor. Bu gemi filolarının büyük kısmı ise Asya ülkelerine ait. Çin, dünya balıkçılık filosunun en büyük payına sahip olup, 1 milyondan fazla balıkçı gemisiyle denizlerde. Çin’in filosu, büyük tonajlı endüstriyel gemilerle dünya balıkçılık faaliyetlerinin önemli bir kısmını gerçekleştiriyor.  Balıkçılık sektörü ve deniz ürünleri ticaretinin ekonomik değeri ise 150 milyar doların üzerinde. Türkiye de bu sektörden aldığı yüzde 1’lik payı, okyanuslardaki çalışmalarla hızla artırmayı hedefliyor.  

 

ANLAŞMALAR GÜVENLİK SORUNUNU DA ÇÖZDÜ

 

Türkiye, uluslararası sularda etkinliğini artırmak amacıyla 15 ülkeyle yaptığı balıkçılık anlaşmalarının yanı sıra bu bölgelerde güvenlik anlaşmaları da imzalıyor. Bu adım, zaman zaman bölgedeki Türk balıkçılarının karşılaştığı mağduriyetleri önlemek ve anlaşması olmayan ülkelerin bu sularda balık avlamasını engellemek için kritik önem taşıyor. Türkiye, bu hamlelerle hem kendi balıkçılık faaliyetlerini güvence altına almayı hem de bölgedeki denizlerde kotalı ve sürdürülebilir balıkçılık yapılabilmesini sağlıyor. 

 

MISIR İLE ÖNEMLİ ADIM 

 

Türkiye, bölgenin önemli ülkelerinden olan Mısır’la da siyasi ilişkilerini geliştiriyor. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es Sisi, geçen hafta Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sisi’nin görüşmesinden sonra iki ülke arasında 17 işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşmaların ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ticaret ve ekonomi, işbirliğimizin en güçlü boyutunu oluşturuyor. Ticaret hacmimizi 15 milyar dolara çıkarma hedefimize doğru kararlı bir şekilde ilerliyoruz. Türkiye ve Mısır’ın bölgesel barış ve istikrara katkıları hayati önemdedir” dedi.  Mısır Cumhurbaşkanı Es Sisi de şunları söyledi: “Bu ziyaretim iki ülke arasındaki köklü ilişkilerin çok daha gelişeceğinin göstergesi. Özellikle bölgesel konuları beraber ele alarak insani krizlerin önüne geçme konusunda beraber çalışma kararı aldık. Birçok konuda artık birlikte çalışmalıyız.” Ziyaret kapsamında tarımdan demiryoluna, havacılıktan yüksek teknolojiye, güvenlikten ekonomiye kadar birçok alanda işbirliği anlaşması imzalandı. Bu anlaşmalarla Türkiye’nin balıkçılık havzası da genişleyecek.

 

OKYANUS TECRÜBESİYLE BÜYÜDÜK 

 

İmzalanan anlaşmaların balıkçılık sektörü açısından yeri doldurulamaz öneme sahip olduğunu söyleyen İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğulcan Kemal Sagun, “Anlaşmaların ülke ekonomisine katkısını tam olarak görememiş olsak bile ilerisi için olumlu sonuçlarla karşılaşacağımızı düşünüyorum. Sektörümüzün birçok paydaşı araştırma ve bu bölgelerde ortaklık kurma amacıyla görüşmelerini sürdürüyor. Hali hazırda ilk örnek olan Moritanya, Türk balıkçısının yaklaşık 10 yıl önce ilk gittiği bölge olup, özellikle avcı gemi filomuzun önemli bir kısmına ciddi ekonomik faydalar sağladı. Bu gelişme dolaylı olarak, tekne tedarik, makina ve tersanecilik sektörlerimize de olumlu olarak yansıdı” dedi. 

 

HANGİ ÜLKEYLE ANLAŞMAMIZ VAR?

 

KKTC

(Akdeniz)

 

Fas 

(Kuzey Atlantik Okyanusu)

 

Ukrayna 

(Karadeniz)

 

Kongo Cumhuriyeti 

(Güney Atlantik Okyanusu)

 

Moritanya 

(Kuzey Atlantik Okyanusu)

 

Azerbaycan 

(Hazar Gölü ve yetiştiricilik)

 

Yemen 

(Hint Okyanusu)

 

Fildişi Sahili 

(Güney Atlantik Okyanusu)

 

Gambiya 

(Kuzey Atlantik Okyanusu)

 

Gine Cumhuriyeti 

(Kuzey Atlantik Okyanusu)

 

Somali 

(Hint Okyanusu)

 

Zambiya

(İç sular)

 

Özbekistan

(İç sular/Aral Gölü/ Yetiştiricilik)

 

Venezuela

(Karayip Denizi-Kuzey Atlantik Okyanusu)

 

Cezayir

(Akdeniz)

09 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : balık okyanus balıkçı