tatil-sepeti

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, projelerle 2028'in sonuna kadar kadınların iş gücüne katılım oranını yüzde 40.1'e, kadın istihdam oranını da yüzde 36.2'ye yükseltmeyi hedefliyor.


 

İş hayatında kadınlara yönelik çalışmalara verilen destekler sayesinde kadınların iş gücüne katılım oranı, bu yıl geçen senenin ilk 6 ayına göre yüzde 2.5 arttı.

 

Kadınların çalışma hayatına aktif katılımını, aileyi ve toplumu güçlendiren temel değer olarak gören Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kadınların iş gücüne katılımlarının artırılması ve çalışma hayatlarının kolaylaştırılması temel öncelikleri arasında yer alıyor.

 

Bakanlık, hükümetin kadınların iş gücüne katılımını artırmak için yürüttüğü çalışmalara çeşitli projeler geliştirerek destek oluyor. Bu kapsamda Bakanlık, "Finansal Okuryazarlık ve Kadının Ekonomik Güçlenmesi Seminerleri" ile 2018'den bugüne yaklaşık 750 bin kadına destek olarak ekonomik yardım, teşvik ve destek mekanizmalarına erişimlerini kolaylaştırdı.

 

Ayrıca "Kooperatifler Yoluyla Kadının Güçlendirilmesi Projesi" ile kadınların ekonomik ve sosyal hayata daha etkin katılımı teşvik ediliyor. Proje kapsamında ilgili bakanlıklarla yürütülen çalışmalarla 1190 yeni kadın kooperatifi kuruldu.

 

"Genç Kadınlar Geleceğini İnşa Ediyor Projesi" ile de Türkiye'de eğitim almayan ve istihdam edilmeyen 18 ile 29 yaş arası genç kadınların iş, staj ve eğitime erişimlerine destek sağlayan Bakanlık, mühendis olmak isteyen kız öğrencileri desteklemek ve mesleklerinde öne çıkmalarına yardımcı olmak amacıyla da "Türkiye'nin Mühendis Kızları Projesi"ni yürütüyor.

 

Bu projeden şu ana kadar 931 mühendis kız öğrenci faydalandı.

 

Ayrıca Bakanlık, kadınların iş ile ev arasında tercih yapmak zorunda kalmamaları için esnek ve uzaktan çalışma modelleri geliştirmeyi ve mahalle tipi kreş modelini yaygınlaştırmayı hedefliyor.

 

YILIN İLK 6 AYINDA KADIN İSTİHDAMI YÜZDE 32,6'YA YÜKSELDİ

 

Kadın istihdamını artırma ve kadınların iş gücüne katılım oranını yükseltme hedefi doğrultusunda çok yönlü çalışmalar yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek olmak için hem Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile de protokol imzaladı.

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliğiyle "Kadın Girişimcilerimizle Güçlü Yarınlara" programında kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımını güçlendirmeye yönelik iki önemli işbirliği protokolü imza altına alındı.

 

Bakanlık, bu protokollerle gelir getirici faaliyetlere katılımlarını kolaylaştırmayı ve istihdam olanaklarını artırarak kadınları güçlendirmeyi hedefliyor.

 

2028'İN SONUNDA İŞ GÜCÜNE YÜZDE 40,1 KATILIM ORANI HEDEFLENİYOR

 

Bakanlığın, kadınların iş gücüne katılımlarının artırılması ve çalışma hayatlarının kolaylaştırması amacıyla hükümetin çalışmalarına verdiği destek sonucu 2002'de yüzde 27,9 olan kadınların iş gücüne katılım oranı, 2023'te yüzde 35,8'e yükseldi.

 

Bu oran 2024'ün ilk 6 ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 artarak yüzde 36,6'ya ulaştı. Kadın istihdamı ise geçen yılın ilk 6 ayında yüzde 31,3 iken bu yılın yarısında yüzde 32,6'ya çıktı.

 

Bakanlık, destekleriyle 2028 sonuna kadar kadınların iş gücüne katılım oranını yüzde 40,1'e, kadın istihdam oranını da yüzde 36,2'ye yükseltmeyi hedefliyor.

 

Bu hedef doğrultusunda kadınlara yeni iş olanakları sağlamayı ve özellikle kadın girişimciliğini desteklemeyi sürdüren Bakanlık, yeni girişimler oluşturmanın yanı sıra mevcut sektörlerde inovasyonu da teşvik ederek Türkiye'de sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için kadın girişimcilerin sayısının artırılması, kadınların ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmaları amacıyla çalışmalarına devam ediyor.

16 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : kadın aile iş gücü istihdam

DR. İLHAMİ FINDIKÇI


ifindikci@degerdanismanlik.com.tr

 

Önceki yazımızda başladığımız metal sanayi sektöründe yer alan bir aile şirketinin kurumsallaşmayla ilgili toplantısına kaldığımız yerden devam edelim.

 

Tanışma faslından sonra aile şirketinin üyelerini dinledik. Dinledik ama her geçen dakika şaşkınlığımız arttı. Zira hepsi de sert bir üslubu benimsemişti ve adeta toplantıyı, gelen danışmanı sorgular biçimde kendi kurumlarının ne kadar zor, sıkıntılı olduğu ve bu işin içinden nasıl çıkılacağını bilmedikleri mealinde sözler söylüyordu. Bu tutum bize, tipik bir satın alma stratejisi gibi geldi. 

 

“Muhatabı ne kadar sıkıştırırsan ve ne kadar yorarsan o kadar avantaj. Nasılsa bize muhtaç!” anlayışı hâkimdi sanki. Daha da vahimi, hemen hemen hepsinin mütevazı bir duruş sergilemekte zorlanmasıydı.

 

Konuşmalar sırasında birbirlerine sert sözler kullanmaları, yer yer gerilmeleri de dikkat çekiyordu. Kendilerini, işlerini, kurumlarını ve beklentilerini izah ederken âdeta birbirleri ile yarışıyor, kavga ediyor; daha da önemlisi, danışman olarak bizi sürekli yargılıyorlardı. Mesela bir gencin şu sözü dikkat çekiciydi: “Bizim bu kadar yıldır çözemediğimiz sorunları siz nasıl halledeceksiniz?”

 

Bizimle ilgili ön bilgileri olmadığını fark ettiğimizden; söz sırası bize gelince, önce kısaca hayat hikâyemizi, sonra da aile şirketlerinde yaptığımız danışmanlık projelerinin temel amacını, içeriğini, uygulama adımlarını ve ulaşılan sonuçları özetlemeye çalıştık.

 

Anlatımımız boyunca yerli yersiz çok kez bölündük. Bir kısmı çok sık telefonla görüştü. Bir diğeri de onları uyardı. Gençlerden birinin âdeta kurucu amcasının her dediğine bizden ve oradaki herkesten önce cevap vermesi, cevaptan ziyade her defasında birinci kuşağı yermesi, sert sözlerle onların eğitim eksikliklerini dile getirmesi de can sıkıcıydı.

 

Oturum sonunda kuruma ilişkin ilk izlenimlerimizi bir daha görüşemeyebileceğimizi tahmin ederek aktarmaya çalıştık: Toplantıda Yönetim Kurulu Başkanı’nın olması gereğini, kurumun markası olan bir işletme olarak genel girişinin çok daha düzenli olmasını beklediğimizi, toplantı odasının sıkıntılı olduğunu, bu tür toplantıların bir arenaya dönüşmemesi gerektiğini, bu hizmetin herhangi bir sarf malzemesi satın alma mantığının dışında ele alınmasının icap ettiğini ve benzeri konulardaki görüşlerimizi edebin dışına çıkmadan aktarmaya gayret ettik. 

 

Oturumu bitirmeden son soruları almaya çalıştık. İyi bir okuldan mezun olan genç aile üyesinin sorusu çok anlamlıydı: “Şimdi, diyelim ki siz, bize danışmanlık yapacaksınız. Yani bizi adam edeceksiniz. Tamam da bu kadar üst yönetici, profesyonel geldi ama hiçbiri bize dayanamadı ve gitti. Siz nasıl yapacaksınız? Her birimiz aslında çok donanımlıyız. Mesela bizim çok güzel çözümlerimiz var. Bu çözümleri bizden kim dinleyecek? Bizim söylediklerimizi harfiyen kim not alacak?”

 

Bir yıl Amerika’da kalmış olan bu genç kardeşimize cevabımız şu oldu: “Siz bugüne kadar başarı ile geldiniz. Ancak bugün yeni kuşağın işin içinde yer alması ile görüş farklılıkları oluştu. Kurucu kuşağın deneyimleri ile genç kuşağın bilgi ve becerilerinin sevgi ve saygı hamuruyla yoğrulması, bir kurallar zincirine dönüşerek uygulamaya geçilmesi zorunluluğu vardır. Ayrıca merak etmeyin, iyi not alırım. Ağzınızdan çıkanları not ederiz. Not ederiz de siz esasen ağzınızdan çıkanların not alınacağı bir sürece değil, ehil ağızlardan çıkacakları not alacağınız bir sürece girmelisiniz. Buna hazır mısınız?”

 

EMANET OLUNACAK DANIŞMAN

 

Bir aile şirketi için son derece hayati önem taşıyan kurumsallaşma operasyonu; bu işi yapacak danışmanlık kuruluşu ve danışmanın kılı kırk yaracak hassasiyetle aranması, bulunması, değerlendirilmesi ve karar verilmesini gerektirir. Yoksa kuruma herhangi bir sarf malzemesi satın alır gibi danışmanları âdeta birbirlerine düşürerek tanımaya çalışırsanız hem kafanız karışır hem de sağlıklı sonuca ulaşmanız zorlaşır.

 

Her olaydan, her buluşmadan bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Örnek olayımızdaki kuruma saygı duyuyoruz. Yol, yöntem, üslup hataları olsa da daha iyi bir yere gelme arayışları takdire şayandır. Ancak lütfen unutmayalım ki, siz bir işe ne kadar önem verir, o işte ne kadar hassas durursanız, o iş de o kadar önemli ve hassas olur.

02 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : YeniKuşak aile AileŞirketi