tatil-sepeti

Üreticinin gelirini ve tarım endüstrisinin alım hedeflerini güvence altına alan sözleşmeli tarım uygulamaları yaygınlaşıyor. Maliyet ve mahsul hesabı yapıldıktan sonra hazırlanacak yazılı sözleşme, iki tarafın haklarını garanti altına alıyor.



Uygulama, arz güvenliğinin ve gıdada fiyat istikrarının korunmasına da destek oluyor. 

 

 

HABER: MESUDE DEMİRHAN

 

Türkiye, geçen yıl elde ettiği 68.5 milyar dolarlık tarımsal hasılayla Avrupa’da birinci; dünyada ise ilk 10 ülke arasında yer aldı. Bununla birlikte ürün arzını planlamak ve üreticiyi güçlendirmek için sözleşmeli tarım modelini yaygınlaştıracak yeni adımlar atılıyor. Sözleşmeli tarımın, usulüne uygun yapıldığı takdirde hem üreticiyi hem de alıcı firmaları korumak açısından önemli olduğu belirtiliyor. Bu model, aynı zamanda tarım değer zincirinin son halkası olarak tarladan sofraya gelene kadarki süreçte fiyat istikrarı sağlanması için de büyük bir fırsat olarak görülüyor. 


Sözleşmeli olarak üretim yapılan alanlarda yaşanan bazı sorunlar ise Tarım ve Orman Bakanlığı ile ziraat odalarının takibinde. 

 

HERKESİN HAKKINI KORUYACAK SİSTEM


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı,  konuyla ilgili açıklamasında, “Hasat sezonu devam ederken, bazı üreticilerin haksız uygulamalarla karşı karşıya kaldığını tespit ettik” dedi. Sözleşmeli üretimin, hem üreticinin hem sanayicinin haklarını teminat altına alan önemli bir araç olduğunu kaydeden Bakan Yumaklı, açıklamasına şöyle devam etti: “Dikkat edilmesi gereken husus, Bakanlığımız tarafından üretim konularına göre ayrı ayrı hazırlanan tip sözleşmelerin kullanılmasıdır. Öte yandan, bugün sahada yaşananlar, üreticimizin hakkını korumak için sözleşmeli üretimin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha ortaya koymuştur. Bakanlık olarak bu uygulamanın yaygınlaşması için somut adımlar atmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.”

 


DENGESİZLİKLE MÜCADELE


Yumaklı, sözleşme dışına çıkan fırsatçılara ve üretimdeki dengeleri bozmaya yönelik girişimlere müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek, şunları kaydetti: “İlgili bakanlıklar olarak piyasa gözetim ve denetim yetkilerini bundan önce olduğu gibi sıkı bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz. Bunlar dikkate alındığında, sözleşmeli üretimi de içinde barındıran ‘Tarımsal Üretim Planlaması’, bu tip arz-talep dengesizliklerine çözüm olacaktır. Üretimden sorumlu bir Bakanlık olarak, bugüne kadar olduğu gibi alın terini emeğiyle buluşturan üreticimizi kollayan, güvenli gıdaya ulaşması en doğal hakkı olan tüketicimizi de koruyan politikalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.”


Öte yandan, konuyla ilgili olarak temas kurduğumuz ziraat odaları başkanları, İstanbul Ticaret Gazetesi’nin sorularını cevapladı. Başkanlar, sözleşmeli tarımın yaygınlaşması gerektiğini belirterek, hem üreticinin korunması hem de fabrikalar açısından Tarım ve Orman Bakanlığı’nın belirlediği tip sözleşmesinin önemli olduğunu vurguladı. 

 

YAPTIRIM OLSUN, HERKES KORUNSUN


Mustafakemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Aydemir, bakanlığın hazırladığı tip sözleşme modelinin hem üreticiyi hem de firmayı koruduğunu söyledi. Ancak, bir yaptırım olmadığı için fabrikaların tek taraflı sözleşme uyguladığını savunan Aydemir, şöyle konuştu: “Bugün domatesin fiyatı serbest piyasada ortalama 1 lira 70 kuruş. Taahhütlü fiyatı ise 3.60-3.70 lira arasında. Fakat sözleşmeler fabrikaların elinde olduğu için taahhütlerini düşürmeye başladılar. Fabrikayla 100 ton domates için anlaşma yaptıysanız, yüzde 10 düşüş yapılıyor. Bunun da önüne geçilemiyor.” 


Aydemir, çiftçilerin çoğunun neden sözleşmeli tarım yapmadığı konusunda da şunları söyledi: “Fabrikalar ocak, şubat, mart ve nisan ayına kadar ödeme yapıyor. Serbest piyasada ise haftalık ödemeler oluyor. Çiftçi de borçlarını ödemek veya işçi parasını karşılayabilmek için serbest piyasa içinde ekime mecbur kalıyor. Mesela 

100 dönüm domates ekiyorsa, yarısını sözleşmeli, diğer yarısını da serbest piyasada satıyor. Biz bunu istemiyoruz. Sözleşmeli tarımdan yanayız.” 


Aydemir, tip sözleşme modelinde şartların adaletli bir şekilde belirlendiğini belirtti. “Eğer üreticinin elinde bakanlığın hazırladığı bir sözleşme olsaydı, fabrika o 100 ton domatesi alıp işlemek zorunda kalacaktı. Veya geçen yıl serbest piyasada fiyat yükseldiği için fabrikayı koruyacaktı” diyen Aydemir, bu konuda zorlayıcı hükümlere ve devletin yaptırımına ihtiyaç olduğunu vurguladı. 


 

YAZILI SÖZLEŞME GARANTİ ALTINA ALIR


Alanya Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe, bir firmanın ya da resmi kurumun, üreticiye yetiştiricilik yaptıracaksa önce bunun maliyetinin hesaplandığını söyledi. Başkan Göktepe, şunları kaydetti: “Hesaplama ardından anlaşmaya bağlı bir oran belirlenir ve alıcı firma o oran üzerinden alacağını taahhüt eder. Tabii fiziki olarak yazılı bir sözleşme varsa sorumluluğunu yerine getirmeyen taraf, ceza öder. Üretici de örneğin şu kadar dönümden 20 ton domatesin hasadını yaparak, şu firmaya vereceğim diye taahhüt eder. 20 tonun altında olursa cezai işlemler olur. Ayrıca üretici domatesi anlaştığı firmaya değil de başka bir firmaya verirse bazı yaptırımlar uygulanır. Böylece sanayici üreticiye, üretime başlamadan önce belirledikleri fiyat üzerinden ödemeyi garanti eder. Kahramanmaraş, İzmir ve Bursa’da domatesle ilgili yaşanan sıkıntı üretimle ilgili değil, pazarda sorun var.” 


Alanya bölgesinde tropikal ürünlerde sözleşmeli tarım girişimleri hakkında bilgi veren Tahir Göktepe, “Kendi bölgemizde tropikal meyvelerle ilgili çalışmalarımız var. Üreticimiz iki dönümde boynuzlu kavunu (Kiwano) üretmek üzere tedarikçi firmayla anlaştı. Kaç ton ürün çıkacağı belirlenip, ona göre fiyat belirlendi. Hem üretici hem de karşı taraf mağdur olmayacak şekilde bir anlaşmaya varıldı. Mangoyu da sözleşmeli üretimle almak isteyen firmalar var. Ancak çok düşük fiyat verildiği için kooperatifleşmeye gidiyoruz” 

dedi. 


 

ŞEKER PANCARINA İSTİKRAR GETİRDİ


Şeker pancarında sözleşmeli üretim istikrarlı gelir sağlıyor. Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. (Türkşeker) Genel Müdürü Muhiddin Şahin, şeker pancarı üretiminin desteklenmesi ve çiftçilere verilen ayni ve nakdi avansların geri dönüşünün sağlanması için sözleşmeli üretime ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Şahin, bu sayede pancar üretiminin de garanti altına alındığını bildirdi. Şahin, fabrikalarda işlenecek pancar üretimi garantisinin, ürün satış garantisi verildiği için de çiftçiler açısından en iyi sözleşmeli üretim modeli olduğunu vurguladı. Şahin, şöyle konuştu: “Türkşeker’in pancar üreticileriyle imzaladığı sözleşmede, ürün fiyatı, üretim, teslim ve alım şartları, üretim döneminde verilecek avans ve destekler, ürün bedel ödemeleri ve cezai müeyyideler olmak üzere şeker pancarı üretiminin her aşamasını kapsayan hususlar yer alıyor.” Türkşeker tarafından üreticilere, gübre ve tohum ihtiyacının da karşılanması amacıyla pancar yetiştirme sürecinin sonuna kadar 6 nakdi avans verildiğini aktaran Şahin, geçen yıl bu kapsamda yaklaşık 5.5 milyar lira avans ve 4.1 milyar lira destek ödemesi yapıldığını dile getirdi. Şahin, bu yıl ise üreticilere temmuz sonuna kadar toplam 2.8 milyar lira avans ödemesi yapıldığını, yıl sonuna kadar tutarın 4.2 milyar lirayı bulacağını sözlerine ekledi.

26 Ağustos 2024 Pazartesi

Etiketler : tarım çiftçi üretim pancar yatırım