Salı, 05 Kasım, 2024
Avustralya'nın dijital medya düzenlemeleri, gençleri çevrimiçi tehlikelerden koruma ve dijital platformları daha sorumlu hale getirme amacı taşıyor. Bu adımlar, küresel dijital politikalara önemli bir model sunuyor.
Medya Stratejisti Dr. Muhammed Ersin Toy, dijital dünyanın arz ettiği tehlikelere karşı çocukları ve gençleri korumak adına atılan bazı adımları Avustralya örneği üzerinden kaleme aldı.
Dijital medya platformları, günümüz toplumlarında köklü değişimlere neden oldu. Hatta ulus-devletlerin sınırları dahi artık "dijital vatan" ve "siber vatan" gibi kavramlarla yeniden tanımlanıyor. Bu platformlar, yalnızca gündelik yaşamlarımızı etkilemekle kalmayarak aynı zamanda toplumsal algılarımızı ve alışkanlıklarımızı da yeniden şekillendiriyor. Özellikle çocuklar ve gençler üzerinde önemli psikolojik ve sosyolojik etkiler yaratan dijital platformlara sürekli maruz kalma durumu tüm yaş gruplarını etkilerken, gelişim sürecindeki gençlerde bu olumsuz etkiler daha belirgin hale geliyor. Siber zorbalık, sosyal medya bağımlılığı ve zararlı içeriklere maruz kalma gibi riskler, gençlerin ruhsal ve zihinsel sağlıklarını tehdit eden önemli sorunlar olarak ortaya çıkıyor. Bu durum, ebeveynler, eğitimciler, uzmanlar ve hükümetler tarafından acil bir çözüm gerektiren bir mesele haline gelmiş durumda.
Özellikle sosyal medyada yayılan bilgi kirliliği, dezenformasyon, sansür ve yanıltıcı içerikler, toplumun doğru bilgiye erişim yetisini zayıflatarak bireylerin gerçeklik algısını bozabiliyor. Bu tür içerikler, insanların doğru ile yanlışı ayırt etme becerilerini zedelerken uzun vadede bireylerin karar alma süreçlerini olumsuz yönde etkiliyor. Ayrıca dijital medya platformlarının aşırı kullanımı, bireylerin yaratıcı düşünme ve hayal gücünü köreltiyor ve onları pasif içerik tüketicilerine dönüştürüyor.
KAPSAMLI DÜZENLEMELER VE DENETİM MEKANİZMALARI
Dijital platformların bu olumsuz etkilerini sınırlandırmak amacıyla birçok ülke, kapsamlı düzenlemeler ve denetim mekanizmaları geliştiriyor. Özellikle Avustralya, 2024 yılı itibarıyla gençleri korumaya yönelik sosyal medya platformları için yeni düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemeler, yaş sınırları ve veri güvenliği gibi konulara odaklanarak genç kullanıcıların karşılaştığı riskleri en aza indirmeyi ve dijital ortamlarda daha güvenli bir deneyim yaşamalarını sağlamayı hedefliyor.
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese liderliğinde geliştirilen bu düzenlemeler, özellikle çocuk kullanıcıları korumaya ve sosyal medya platformlarının sorumluluklarını artırmaya yöneliktir. Albanese, sosyal medyanın gençleri gerçek yaşam deneyimlerinden uzaklaştırdığını ve böylece zihinsel ve fiziksel sağlıklarını olumsuz etkilediğini vurguluyor. Bu kapsamda, yaş doğrulama sistemlerinin uygulanması ve platformların çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltacak sorumluluklar üstlenmesi planlanıyor.
Reuters haber ajansının aktardığına göre, Başbakan Albanese’in merkez sol hükümeti, sosyal medya için minimum yaş uygulaması getirmeden önce bir yaş doğrulama testini uygulamaya koyacak. Albanese, yaş belirtmese de yaş sınırının 14-16 arasında olması bekleniyor. Basına açıklamalarda bulunan Başbakan Albanese, “Çocukların cihazlarından uzak durduğunu, futbol sahalarına, yüzme havuzlarına, tenis kortlarına gittiğini görmek istiyorum. Gerçek insanlarla gerçek deneyimlerinin olmasını istiyoruz çünkü sosyal medyanın onlara sosyal zarar verdiğini biliyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Avustralya, Ekim 2023'te kamu okullarında akıllı telefon kullanımını yasakladı. Bu yasağın ardından yalnızca okul sınırları içerisinde değil, gündelik hayatta da çocukların dijital cihazlarda sosyal medya kullanımına sınırlama getirilmesi öneriliyor. Başbakan Albanese, ebeveynlerin çocuklarının sosyal medya kullanımı konusunda ciddi endişeler taşıdığını ifade etti. Avustralya Parlamentosu'na sunulan yeni yasa tasarısına göre, ayrıca Avustralya İletişim ve Medya Kurumu (ACMA), sosyal medya platformlarında kullanıcılar tarafından paylaşılan yanlış bilgi ve dezenformasyonu araştırma ve bu platformları cezalandırma yetkisine sahip olacaktır. Bu yeni düzenlemeler, sosyal medya şirketlerine daha şeffaf raporlama zorunluluğu getirirken, platformların tespit edilen yanlış bilgileri kaldırma yükümlülüğünü de içeriyor. Kurallara uymayan platformlar, küresel gelirlerinin yüzde 5'ine kadar para cezasına çarptırılabilirler.
Avustralya İletişim Bakanı Michelle Rowland, bu yasayla ilgili şu ifadeleri kullanıyor: "Yanlış bilgi ve dezenformasyon, Avustralyalıların güvenliği ve refahıyla birlikte demokrasimize, toplumumuza ve ekonomimize ciddi bir tehdit oluşturuyor. Hiçbir şey yapmamak ve bu sorunun büyümesine izin vermek bir seçenek değildir."
Nitekim, Avustralya Medya Okuryazarlığı İttifakı'na göre, Avustralyalıların yüzde 80'i sosyal medyada yayılan yanlış bilgilerin mutlaka ele alınması gerektiğini düşünüyor.
TEKNİK VE ETİK ZORLUKLAR
Yaş sınırlandırmaları ve doğrulama teknolojilerinin uygulanmasında çeşitli teknik ve etik zorluklar ortaya çıkıyor. Uzmanlar, mevcut yaş doğrulama sistemlerinin güvenilirlikten yoksun olduğunu ve kullanıcıların kişisel verilerinin toplanmasının gizlilik ihlallerine yol açabileceğini ifade ediyor. Özellikle genç kullanıcıların sahte kimlik bilgilerini kullanarak bu sınırlamaları aşma ihtimali, bu düzenlemelerin etkinliği konusundaki endişeleri artırıyor. Bu nedenle, Avustralya hükümeti yaş doğrulama teknolojilerinin daha etkin hale getirilmesi amacıyla kapsamlı bir test süreci başlatmıştır.
eSafety Komiseri, yasaların uygulanmasını denetleyecek ve sosyal medya platformlarına ciddi yaptırımlar uygulanmasını sağlayacaktır. Bu düzenlemeler, gençlerin çevrimiçi güvenliğini sağlamanın yanı sıra, sosyal medya platformları ile yerel medya kuruluşları arasındaki ekonomik ilişkileri de düzenlemeyi amaçlıyor. Özellikle, Avustralya'da yürürlüğe giren News Media Bargaining Code, dijital platformlara yerel medya kuruluşlarına ödeme yapma zorunluluğu getirdi.
Bu yasa, dijital platformların medya sektörü üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmeyi ve medya ekonomisinde daha adil bir denge sağlamayı hedefliyor. Avustralya’nın sosyal medya düzenlemeleri, federal hükümetin yanı sıra eyalet yönetimlerinden de güçlü destek alıyor. Güney Avustralya Başbakanı Peter Malinauskas, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini sigara ve alkolün zararlarıyla karşılaştırarak, gençlerin korunmasının devletin birincil sorumluluğu olduğunu vurguladı. Victoria Eyaleti Başbakanı Jacinta Allan ise, ebeveynlerin çocuklarının çevrimiçi içeriklerini kontrol etme konusunda karşılaştıkları zorluklara dikkat çekerek bu düzenlemelerin teknoloji şirketlerinin sorumluluklarını artıracağına inandığını dile getirdi.
Avustralya'nın dijital medya düzenlemeleri, gençleri çevrimiçi tehlikelerden koruma ve dijital platformları daha sorumlu hale getirme amacı taşıyor. Bu adımlar, dijital çağda genç kullanıcıların güvenliğini sağlamaya yönelik küresel dijital politikalara önemli bir model sunuyor. Ancak, bu düzenlemelerin uzun vadeli etkilerinin değerlendirilmesi için özellikle teknik uygulanabilirlik ve veri güvenliği konularında daha derinlemesine analizler yapılması gerekiyor. Avustralya'nın bu girişimleri, diğer ülkeler için dijital platformlara karşı etkin düzenlemeler oluşturma konusunda örnek olabilir.
Dijital platformlar, ticari çıkarlarını maksimize etmek amacıyla faaliyet gösterdikleri ülkelerin hukuki düzenlemelerine ve toplumsal yapısına, ahlak anlayışına ve etik değerlerine yeterince saygı göstermiyor ve bu konularda gerekli hassasiyeti sergilemiyor.
Küresel platformların yerel normları göz ardı eden bu tutumu, devletler için ciddi bir düzenleme ve denetim ihtiyacı doğuruyor. Bu bağlamda, devletlerin dijital platformlara karşı daha radikal önlemler alarak, bu şirketleri kendi ülkelerinin hukuki ve ahlaki normlarına uyum sağlamaya zorlaması, yalnızca ulusal çıkarlar açısından değil, küresel düzeyde de kritik bir gereklilik olarak öne çıkıyor.
Dijital egemenliğin korunması, toplumsal ve etik değerlerin ve aile yapısının muhafazası için dünya devletlerinin ortak ve etkin politikalar geliştirmesi elzemdir.
27 Eylül 2024 Cuma
İTO’nun eylül meclis toplantısında konuşan İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, çocukların eğitiminin önemine dikkat çekerek, “Çocuklarımız bizim gözbebeğimiz. Onları özellikle geleceğin dünyasına hazırlamak hepimizin görevidir. Çünkü gelecek, kıran kırana bir rekabete sahne olacak” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katıldığı İstanbul Ticaret Odası’nın eylül ayı olağan meclis toplantısında konuşan İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, “Türkiye’de anaokulu, ilköğretim ve ortaöğretimdeki öğrenci sayımız 20 milyon civarında. İlgilenmemiz gereken ve bizim de bir şekilde sorumluluk sahibi olduğumuz bu kadar büyük bir kitle var. Bu noktada Hazreti Ali’nin söylediği ifade edilen ‘Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin’ sözünü nakletmek isterim” diye konuştu.
Rekabetin yeni araçlarla yeni teknolojilerle ve daha hassas bilgilerle icra edileceğini belirten Dr. Erken, şöyle devam etti: “Biz, çocuklarımızı özellikle eğitim kurumlarımızda ve hayatın içinde bilgi, beceri ve yetkinliklerle donatmaya çalışırken, onların manevi ve ahlaki açıdan da yetişmesine önem vermeliyiz. Tabii bu alanda bizim büyükler olarak dürüst, ahlaklı hem Yaratıcı’nın hem de diğer insanların haklarını gözeten bir yaklaşımda olmamız gerekiyor ki, çocuklarımız için de iyi örnekler olabilelim.”
Dr. Erken, konuyla ilgili olarak Fatih’teki Millet Kütüphanesi’nin kurucusu, merhum Ali Emiri’nin şu sözünü de paylaştı: “Bir insanda asıl olması gerekenler; vatanına bağlılık, insanlara güzel hizmet etmek, adab-ı muaşerete yani terbiye ve görgü kurallarına uymak, maddi manevi, kişisel ve vicdani bütün üstün değerlere ve özelliklere sahip olmaktır. Böylelerini bulup durumlarına uygun iş ve görevlerde vazifelendirmek ise daha önemli bir büyüklüktür.”
Ali Emiri’nin özetle çerçevesini çizmeye çalıştığı insan tipine ulaşmanın, eğitim sisteminin önemli bir hedefi olması gerektiğini vurgulayan Dr. Erken, “İşte o zaman bu tarz yetişecek yeni nesiller sayesinde ‘Büyük Türkiye’ hedefi hayata geçebilir, ekonomik ve sosyal hayatımız daha sağlam temellere oturabilir” dedi.
MECLİS’TEN YANSIMALAR
ALÜMİNYUM VE BAKIR HURDA İTHALATINDA SORUN ÇÖZÜLMELİ
Ali Bakaner-Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi: Alüminyum ve bakır hurda ithalatının gümrükte zorlaştırılması sebebiyle sektörümüz sorun yaşıyor. Bu hurdaları katma değerli mamul ve yarı mamul üretmek için ithal ediyoruz. Ayrıca Yeşil Mutabakat hurda kullanımından faydalanmayı gerektiriyor. Karbon salımının azaltılması açısından da önem taşıyor. Alüminyum ve bakır hammaddede ithalata yüzde 80 bağımlıyız. Avrupa’da Almanya’dan sonra en çok alüminyum kullanan ülkeyiz. Yılda 2 milyon ton kullanıyoruz. Yurt dışından alüminyum ve bakır hurda ithal ediyoruz; çünkü katma değerli ihracat yapıyoruz. Zorlaştırıldığı zaman yabancılar pazara giriyorlar. Gümrükteki zorluklar sebebiyle ihracat da etkileniyor. Mesela alüminyum jantta ağır koşullar var, artık getirmemeye başladık. İthalat yapamayınca işleyip ihraç da edemiyoruz. Alüminyum ve bakır hurda ithalatındaki sorun çözülmeli. İkinci konu, konkordatoların artması. Ekonomik sıkıntılar dünyada ve ülkemizde devam ediyor. Ancak bazı firmalar konkordatoyu fırsat bilip borçlarını ödememek için kullanıyor. Bu konuyla ilgili usulsüzlük iddiaları da var. Konkordato, kamu ve finans kurumlarını kapsasın. Reel sektör konkordato dışında bırakılsın.
FUTBOLDA ALTYAPILARIMIZI DAHA ÇOK DESTEKLEMELİYİZ
Murat Özkaya-Taşıt Kiralama ve İlgili Hizmetler Meslek Komitesi: Otomotiv sektöründeyim fakat aynı zamanda bir spor kulübünün sahibiyim. Futbol endüstrisi, herkesin peşinden koştuğu ve kalbini verdiği bir sektör. Bu sektör öyle bir sektör ki, etrafınızda hep yüzlerce insan olur. Sürekli para harcayıp insanları mutlu etmek istersiniz. Sonuçta kulübünüzle küme düşmemek veya şampiyon olmak için mücadele edersiniz. Taa ki, arkanızdaki ekonomi sizi terk edene kadar. Arkanızdaki o ekonomi sizi terk ettiğinde başkanlığınızın bir hükmü kalmaz. Türk futboluna naçizane teklifim, altyapılarımızı daha çok desteklemeli ve daha nominal hale getirip halkın karşısına çıkmalıyız. Bu endüstride hepimiz çok dikkat etmeliyiz. Neden kulüp başkanı oldum? Çünkü Eyüp’te oturuyorum. Eyüp’te sokaktaki çocukların durumunu gördüğüm için Eyüpspor Başkanı olmaya karar verdim. Otomotiv sektöründe, çalınan arabalara emniyeti suistimal diye bir sistem bulunmuş ve bu sorunun içinden çıkamıyoruz. Sektörümüz bu soruna çözüm talep ediyor.
KENT KONSEYLERİNE KATILMAYI ÖNERİYORUM
Barış Avşar-Restorasyon ve İzolasyon Meslek Komitesi: İTO’nun 800 bin üyesiyle Orta Vadeli Program’a nasıl destek verebiliriz, konuşmalıyız. Kendi üyelerimizden başlayarak destek vermeliyiz. İlçelerde kent konseyleri var. Bizim de dahil olmamız için davet var. Kent konseylerine İTO’nun da katılmasını öneriyorum. Ekonomide bu şartlarda nasıl ticaret yapacağız? En çok susan iş adamları. Bunu ilginç buluyorum. Tarımı konuşuyoruz. Tarımın da maliyetleri dolarla ve faizle…
TÜRKİYE’NİN BORU HATLARI HİDROJEN İÇİN DE AVANTAJ
Bülent Şen-Enerji Meslek Komitesi: Küresel enerji yatırımlarında temiz enerjiye giden yatırım fosil yakıtların nerdeyse iki katına ulaşmış durumda. 3 trilyon doların üstünde olduğu ifade ediliyor. Fosil yatırımlar neden geride kalıyor? Birinci sebebi, fosil yakıtlara yatırımların finansa erişememesi. Dünyada herkes kendi ekonomisini ayakta tutmak zorunda. Enerjide kaynağı neyse onu kullanıyor. Türkiye’nin bir avantajı da doğu-batı arasında doğalgaz boru hatları var. Bu durum hidrojen için de bir avantaj. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin gaz ve elektrik faturalarının yüzde 60’ını sübvanse ettiğini açıkladı. Enerji, hayatın merkezinde durmaya devam edecek.
EKONOMİDE TEMEL MESELE GÜVEN
Bayram Bilgin-İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi: Günümüzde döviz kuru ve faiz en çok konuşulan konu. Enflasyon ile döviz kuru makası da toplumda soruluyor. Enflasyon, dünyanın en büyük sorunları arasında. Dünyada değer olarak ne varsa eritiyor. Tüm ülkeler tehlike olarak görmüş. Şu anda ülkemizde enflasyonu düşürmek için para ve maliye politikaları uygulanıyor. Bu süreç devam ettirilecek, başka çaresi yok. Burada güven konusu çok önemli. Konkordatonun artması, büyük bir güven bunalımı. Ekonominin yöneticileri güven için bunun da mutlaka üstüne gitmeli. Herkesin sisteme güvenmesi gerekiyor. Temel mesele güven. Bürokrasi gerçeği de var. Siyasi bir karar alınıyor, uygulama bürokraside. Uygulanan politikada güvene zarar verecek en ufak bir olaya da müdahale edilmeli. Güveni sağlayabilirsek bizim önümüzde kimse duramaz.
KADININ GELİŞMESİ LAZIM
Saadet Gülümser Yıldırım-İplik ve Elyaf Ürünleri Meslek Komitesi: İstanbul Kadın Kültür Vakfı’nı kurdum. İstanbul Kadın Müzesi’ni ise 2011 yılında kurduk. Cumhuriyetimizin 101. yılı olan bu sene bir aktivite hazırladık. 202 kadın sanatçı biyografisi sergisi, İstanbul Kültür Yolu Festivali dolayısıyla 28 Eylül-6 Ekim tarihlerinde Beyoğlu’nda Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde olacak. Açılışa Kültür ve Turizm Bakanımız da katılacak. Tüm meclis üyesi arkadaşlarımızı açılışa davet ediyoruz. Kadına şiddet olaylarını üzüntüyle izliyoruz. Kadının gelişmesi lazım. Bütün toplumumuzun aydınlanması için tüm arkadaşlarımıza bu konularda el ele çalışma sorumluluğu düşüyor. Tabii ki para kazanacağız, ülkemizi geliştireceğiz fakat en önemlisi toplumun aydınlatılması. Çocuklarımızı, kızlarımızı, kadınlarımızı koruyalım.
İHRACATA YÖNELİK ÜRETİM TEŞVİK EDİLMELİ
Adem Ramazan Kırca-Restorasyon ve İzolasyon Meslek Komitesi: Enflasyon muhasebesi ve çıkarılan kanunlar, küçük ve orta ölçekli işletmeleri sıkıntıya düşürüyor. Mesela işletmelerdeki makinalar yoğun kullanımdan sonra hurda seviyesindedir. Hal böyleyken üretim mallarının durduğu yerde vergiye tabi tutulması işletmelere ekstra yük getiriyor. Firmaların emtiaya ihtiyacı var ve ayrıca stoklu çalışıyorlar. Bundan dolayı da vergi yükü geliyor. İhracata yönelik üretim teşvik edilmeli. İTO Yönetim Kurulu’ndan ricamız, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda bu konuları daha çok gündeme getirmeleri.
YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ BEKLENTİLERİ KARŞILADI
Hayrettin Ertemel-Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi: Ülkemizde yüksek faiz ve krediye erişimin zorlaşmasından en çok etkilenen sektörlerden biri de otomotiv. İkinci elde ciddi bir durağan dönem yaşıyoruz. Pandemi döneminde yaşanan haksız uygulamalar, birtakım düzenlemelerin yapılması gereğini de beraberinde getirdi. Sektörümüzde yeni bir yönetmeliğe ihtiyaç vardı. Talebimizi Ticaret Bakanlığı’na ilettik. Pek çok yeniliklerle birlikte ikinci el araç satışı ile ilgili yönetmelik değişikliği, 27 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Eski yönetmelik sadece ikinci el araç satıcılarına uygulanıyordu. En önemli kazanım, değişikliğin ardından distribütör, bayi, ilan platformları gibi tüm paydaşların yönetmelikte yer alması oldu. Üçüncü kişilere araç satışını yetki belgesi olanlar yapabilecek. Online fiyat veren ilan sitelerine ilk ve son teklif arasındaki makas fiyatı da belirlendi. Yeni yönetmelikte bu makas yüzde 5’e kadar indirildi. Güvenli ödeme sistemi de artık hayatımıza girdi. Yetki belgesi temininde ruhsat şartının kaldırılması da önemli bir sorunu çözdü. Yeni yönetmelik, halihazırda faaliyette olan işletmeleri rahatlattı ve beklentileri karşıladı. Yeni yönetmeliğin tüm paydaşları kapsamasını sektörümüz için olumlu buluyoruz.
ENFLASYONDAN VERGİ ALINMAZ
Noman Sağ-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Enflasyon düzenlemesinden 70 milyar lira gelir bekleniyordu. Dünyanın hiçbir yerinde enflasyondan vergi alınmaz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınır. Ağustos meclis konuşmalarında da meclis üyesi arkadaşlarımız konuyu gündeme getirdi. Kendilerine de teşekkür ediyoruz. İTO Başkanımızın basının tamamına ulaşarak konuyu gündeme getirmesi çok önemliydi. Enflasyon düzenlemesinde ciroda 50 milyon liranın üstünde veya altında diye bir sınırlama yapılmasının önemi yok. Bilançoları yine bozacak. Tebliğ iptal ettirilebilir veya ihtiyari hale getirilebilir.
21 Eylül 2024 Cumartesi
30 Aralık 2020 Çarşamba
14 Şubat 2023 Salı
04 Ocak 2024 Perşembe
13 Ekim 2023 Cuma
02 Temmuz 2018 Pazartesi