tatil-sepeti

Avrupa'nın en büyük nükleer gücü Fransa, kıtadaki enerji krizini nükleer enerji yatırımlarını ön plana çıkararak fırsata çevirmeye çalışırken, başta Almanya’nın nükleerden uzaklaşması kıtada yeni bir fikir ayrılığına yol açıyor.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ardından Avrupa’da enerji tedarikinin tüketim talebine yetişememesi ve enerji fiyatlarının rekor düzeylere çıkması ülkeleri zor durumda bırakmaya devam ediyor.

İngiltere’de artan elektrik fiyatları, tüketicilere belirli bir sınırın altında elektrik satmak zorunda kalan çok sayıda şirketi iflasa sürüklerken, Almanya'da elektrik fiyatları da bir yıl öncesine göre 6 katına çıktı.

Enerji krizi kıtayı sarsarken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron daha önce ülkesindeki nükleer reaktörlerin bir kısmını kapatma yönündeki vaadinden dönerek, 12 Ekim’de Fransa’nın nükleer enerji üretimini artırmaya karar verdiğini söyledi.

Fransa’nın normal boyuttaki nükleer tesisler yerine daha az nükleer atık oluşturan "mini-reaktörler" inşa edeceği vaadinde bulunan Macron, söz konusu planın Fransız sanayisinin rekabetçiliğini artıracağını da savundu.

Bu kapsamda Fransa, mini nükleer reaktörler üretmek için bu alana 10 yılda 1 milyar avro yatırım yapacak.

Analistler, kamuoyu şirketleri tarafından yapılan araştırmaların, Fransızların nükleer enerjiye yönelik desteğinin arttığını gösterdiğini ve Macron’un da bunu avantaja çevirmek isteyebileceğine işaret ediyor.

Elektrik üretiminin yüzde 70,6'sını nükleerden karşılayan Fransa, Avrupa Birliği (AB) üyesi 10 ülkeyi de yanına alarak nükleer enerjinin yeşil yatırım olarak sınıflandırılmasına yönelik talepte bulundu.

Macron’un daha önceki vaatlerinin aksine nükleer enerji konusunda yeni yatırımlar açıklaması, Fransa’yı başta Almanya olmak üzere nükleer enerji karşıtı büyük Avrupalı müttefiklerle karşı karşıya getiriyor. Alman yetkililer, 2011’de Japonya’da yaşanan deprem nedeniyle Fukuşima nükleer tesisindeki kazanın ardından bazı nükleer tesislerini kademeli bir şekilde kapatma kararı alarak nükleerden çıkış politikası belirlemişti.

"ALMANYA'NIN ÇEVRE ODAKLI POLİTİKASINI SORGULATIR BİR YAKLAŞIM SÖZ KONUSU"


Dünya Nükleer Birliği Direktörü Sama Bilbao y Leon, Macron'un nükleer enerjideki yatırımlarını artırma kararının olumlu bir gelişme olduğunu belirterek, "Fransa'nın bu taahhüdü küçük modüler reaktörlerin de bu vizyonun bir parçası olduğunu gösteriyor. Ayrıca, nükleerin hidrojen üretiminde önemli bir rol oynadığını ve nükleer teknolojilerin uygulanabileceği geniş bir uygulama yelpazesi olduğunu da vurguluyor." dedi.

Avrupa genelinde ülkelerin temiz, uygun maliyetli ve güvenilir bir enerji arzı sağlamak için nükleerin hayati rolü olduğunu kabul ettiğini kaydeden Bilbao y Leon, 10 AB üyesinin nükleeri "uygun fiyatlı, istikrarlı ve bağımsız bir enerji kaynağı" olarak kullanmayı taahhüt eden "Nükleer İttifakı" oluşturmak için bir araya geldiğini aktardı.

Bilbao y Leon, bu ülkeler arasında mevcut üretimini geliştirmek için yeni projelere yönelik taahhüdünü henüz yasalaştıran Çekya ile ilk nükleer santralini inşa edecek Polonya'nın da yer aldığını dile getirdi.

AB dışında Birleşik Krallık'ın da net sıfır emisyon hedefleri için nükleer enerjiyi önemli bir kaynak olarak gördüğünü söyleyen Bilbao y Leon, kıtada Almanya başta olmak üzere nükleerden çıkış planlarının uygulanmasına ilişkin, şu ifadeleri kullandı: "Almanya'nın kararı Avrupa'da bir istisnaydı. Başka hiçbir ülke nükleerden aşamalı çıkış planını takip etmedi. Gelecek yıl Almanya nükleer reaktörlerinin sonuncusunu kapatacak. Bu tarih, Almanya'nın son kömür santralini kapatmayı planladığı dönemden 15 yıl daha erken. Böyle bir strateji, kömürü olabildiğince hızlı bir şekilde kullanımdan kaldırma yönündeki çabaların tam tersi ve Almanya'nın çevre odaklı bir enerji politikasına sahip olup olmadığı algısını da sorgulatır nitelikte. Nükleer kapasitenin kullanımdan kaldırıldığı ve yerine yeni nükleer ile değiştirilmediği yerlerde bu kapasite açığı genellikle doğal gaz santralleriyle ikame edilir. Belçika'da bunu görüyoruz. Gaz fiyatlarında son dönemdeki rekor artışların sanayi ve diğer tüketiciler için oluşturduğu ekonomik yük göz önüne alındığında, bu tür stratejiler arz güvenliğinin yanı sıra net sıfır emisyon taahhütlerini gerçekleştirmek için de risk oluşturuyor."

Bilbao y Leon, nükleer enerjiye karşı bir muhalif yaklaşım olduğunun bilindiğine dikkati çekerek, "Avrupa'da nükleer enerjiye nerede inşa edilirse edilsin karşı çıkan bazı yüksek sesler var ancak bu seslerin tartışmayı gereğinden fazla etkilememesini sağlamak için nükleeri destekleyenlerden de artan bir taahhüt var. Uluslararası Enerji Ajansı'nın bu haftaki raporunda da belirttiği gibi, nükleer, rüzgar veya güneş gibi birçok düşük karbonlu enerji altyapısı projesi muhalefetle karşılaşabiliyor ve bu tür dogmatik muhalefetin tartışmayı yönlendirmesi için riskler çok yüksek. Enerji ihtiyacımızı karşılayacak ve gezegenin geleceğini koruyacaksak, acilen harekete geçmeli ve uzun vadeli doğru kararları şimdiden vermeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

DÜNYANIN NÜKLEER KAPASİTESİNİN YÜZDE 26,7'Sİ AB'DE


Nükleer Enerji Enstitüsü verilerine göre, dünyada toplam kapasitesi 393 bin 226 megavatı bulan 443 reaktör bulunuyor.

Bu kapasitenin yaklaşık 105 bin megavatı AB ülkelerinde yer alıyor. Böylece, AB ülkeleri küresel nükleer enerji kapasitesinin yüzde 26,7'sini oluşturuyor.

Nükleer enerjinin yeşil kaynak olarak kabul edilmesi için Avrupa Komisyonu’na talepte bulunan ülkeler arasında en yüksek kapasite 61,400 megavatla Fransa'da bulunuyor. Fransa, 56 nükleer reaktörle elektrik üretiminin yüzde 70,6'sını bu kaynaktan sağlıyor.

Bu ülkelerden Slovakya elektrik üretiminin yüzde 82,3'ünü, Macaristan yüzde 48'ini, Bulgaristan yüzde 40,8'ini, Slovenya yüzde 37,8'ini, Çek Cumhuriyeti yüzde 37,3'ünü, Finlandiya yüzde 34'ünü ve Romanya yüzde 20'sini nükleerden karşılıyor.

Almanya'da ise aktif halde bulunan ve kapasitesi 8 bin 113 megavatı bulan 6 nükleer reaktör, ülkenin elektrik üretiminde yüzde 11,3'lük bir payı oluşturuyor.

AB'nin toplam elektrik üretiminde nükleerin payı ise yüzde 25 düzeyinde bulunuyor.

Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren 15 nükleer reaktörün kapasitesi ise 8 bin 923 megavat seviyesinde bulunuyor.

15 Ekim 2021 Cuma

Etiketler : Sektörel

Antalya bu yıl, 9 ayda 14 milyondan fazla yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı.


 

Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Antalya bu yıl 9 ayda 14 milyon 71 bin 412 ziyaretçiyi ağırlayarak yeni bir rekora imza attı.

 

Kente gelen turist sayısındaki artış oranı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 oldu.

 

9 aylık dönemde Antalya'ya en çok turist gönderen ülkeler sıralamasında Rusya ilk sıradaki yerini bu sene de korudu.

 

Antalya'ya en çok ziyaretçi 3 milyon 245 bin 626 ile Rusya'dan gelirken, Almanya 2 milyon 705 bin 103 ziyaretçiyle ikinci, İngiltere 1 milyon 298 bin 313 ziyaretçiyle üçüncü sırada yer aldı.

 

Bu ülkeleri sırasıyla Polonya, Kazakistan, Romanya, Hollanda, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya takip etti.

01 Ekim 2024 Salı

Etiketler : Antalya turist turizm

Bosna Hersek'te kapılarını ziyaretçilerine açan, Balkanlar'ın en önemli genel ticaret fuarlarından ZEPS Fuarı'na Türkiye, aralarında TOGG'un da bulunduğu 35 firmayla katılım sağlıyor.


 


 

Zenica şehrinde düzenlenen ve 1.5 milyon ziyaretçi sayısına ulaşılması beklenen fuara Türkiye, bu yıl İstanbul Ticaret Odasının (İTO) yaptığı organizasyonla "Partner Ülke" olarak katılıyor.

 

Aralarında TOGG'un da bulunduğu Türk markaları, bugün açılan Bosna Hersek'in en büyük uluslararası fuarı ZEPS'te yeni ürünlerini Balkan ve Avrupa ülkelerine tanıtacak.

 

Bu yıl 30'uncusu düzenlenen fuarın Türkiye milli iştirakine, başta İstanbul olmak üzere Adana, Bursa, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Samsun ve Uşak'tan firmalar katıldı.

 

Ambalaj, aydınlatma, bilişim, eğitim, elektrikli ev aletleri, gıda, hazır giyim, inşaat, kırtasiye, mobilya, sanayi, uzay sanayisi firmaları ile küresel otomotiv ve mobilite markası TOGG'dan oluşan 35 Türk şirketi, inovatif ürünlerini fuarda ziyaretçilerin beğenisine sundu.

 

"ZEPS FUARI İLE YENİ PAZAR VE İŞBİRLİKLERİ GELİŞTİRİYORUZ"

 

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ZEPS Fuarı'nın Türkiye'nin dış ticaretine katkı vereceğine inandıklarını söyledi.

 

Türkiye milli standında, çeşitli sektörlerin lider firmalarının ülkenin kaliteli ve zengin ürün çeşitlerini sergilediğini belirten Avdagiç, "En önemlisi Türkiye'nin milli otomotiv markası TOGG'u, ZEPS Fuarı ile Bosna Hersek'e taşıdık. 560 sene önce bu topraklara Anadolu'nun soylu atlarıyla gelmiştik, şimdi ise Anadolu'nun yerli markası TOGG ile buradayız." dedi.

 

Avdagiç, ZEPS Fuarı'na katılımla bir yandan yeni pazar ve işbirlikleri geliştirirken, diğer yandan da iki ülkenin dostluk ve kardeşliğini büyüttüklerini kaydetti.

 

İstanbul Ticaret Odası olarak Bosna Hersek'te 6 kez Türk Ürünleri Fuarı gerçekleştirdiklerini kaydeden Avdagiç, Türkiye ile Bosna Hersek arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri daima canlı tutmayı hedeflediklerini söyledi.

 

Avdagiç, Bosna Hersek'te en son düzenlenen Helal Fuarı'na Türkiye milli iştirakini gerçekleştirdiklerini de hatırlattı.

 

Bosna Hersek'te bugüne kadar 300 milyon dolara ulaşan yatırımların hızla katlanacağına inandığını aktaran Avdagiç, "Bu yoldaki engellerin de Bosna Hersek hükümeti ve yetkililerin iyi niyetli yaklaşımlarıyla çözüleceğine güveniyorum." ifadesini kullandı.

 

Avdagiç, iki ülkenin mevcut ticaretini daha yukarılara taşıyacak potansiyele sahip olduğuna dikkati çekerek, "2023 yılında Bosna Hersek’e 716 milyon dolarlık ihracat yaptık. İthalatımız 200 milyar dolar oldu. Bu yılın ilk 7 ayına bakınca da ithalatımız 179 milyon dolar, ihracatımız 479 milyon olarak gerçekleşti." bilgisini verdi.

 

Güncellenen Serbest Ticaret Anlaşması'nın 1 Ağustos 2021'de yürürlüğe girmesinin bu konuda itici bir güç olduğunu kaydeden Avdagiç, "Bosna Hersek ile dış ticaretimizde henüz 1 milyar dolar eşiğini aşamadık. Beklentimiz bu hedefe 2024’te ulaşmak." dedi.

 

Avdagiç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bosna Hersek'in, Türklerin ve bu coğrafyanın ürettiği ürünlerin Batı'ya doğru yolculuğunu hızlandıracak önemli bir durak ve üs olduğuna inanıyoruz. Onun için de Bosna Hersek'in her zaman ticari varlığını zinde tutmayı amaçlıyoruz. ZEPS Fuarı ile de bunu yapmaya çalışıyoruz. ZEPS Fuarı’ndan en önemli beklentimiz, Türk firmalar ile Bosna Hersekli firmalar arasındaki işbirliğinin daha da gelişmesi, yeni yatırım ve projelere başlangıç olması. Ayrıca bu fuar, Bosna Hersek ile Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler için hızlandırıcı bir güç olacaktır. İnanıyoruz ki bu fuar, Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in 'Bizi toprağa gömdüler fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı.' sözünde kastettiği yeniden dirilişin tohumunun ticaret olduğunu gösterecektir."

 

Fuar, 5 Ekim'de sona erecek.

01 Ekim 2024 Salı

Etiketler : TOGG Balkanlar