tatil-sepeti

CEYHUN KUBURLU

Dünya, 1990’ların ikinci yarısından itibaren hızla dijitalleşmeye doğru gitti. Hayatımıza internetin girmesiyle birlikte hız öne çıktı.

Bugün otomobillerimizde dinlediğimiz müzikten tutun da evde izlediğimiz dizilere kadar birçok alanda farklı markalar ve uygulamalar hayatımıza girdi. Ancak bunlardan biri var ki, eğlence sektöründe adeta çığır açtı. Pandemi sonrası değerini, gelirini ve üye sayısını en çok arttıran uygulamalardan biri… Tabii ki Netflix…

Aslında markanın kuruluş hikayesi bilinenin aksine öyle çok da kısa süre önce olmadı. Takvim yaprakları 1997 yılını gösterirken, Reed Hastings ve Marc Randolph tarafından DVD satış ve kiralama şirketi olarak kuruldu.

O günlerde Türkiye’yi de etkisi altına alan bu film kiralama şirketleri hemen hemen her köşe başında açılıyordu. İlk günler Netflix’in de bu dükkanlardan biri olduğu düşünüldü. Ancak yıllar geçtikçe yeni dünya düzenine ayak uyduran bir tek Netflix kalacaktı…

HER YIL YENİLENDİ

Netflix, ilk dükkanı 14 Nisan 1998’de açtı. 30 çalışan ve 925 DVD ile hizmet veren Netflix, kira başına ödeme almaya başladı. Aylık sınırsız DVD kiralama sistemi, kuruluştan tam iki yıl sonra yani 2000 yılında başladı. Bu sisteme göre aylık 19.95 dolar karşılığında, bir defada 4 DVD’ye kadar kiralama gerçekleştirilebiliyordu. 2007 yılına gelindiğinde ise artık bugün kullandığımız Netflix, kurucularının kafasında yavaş yavaş şekillenmeye başlamıştı. İlk denemelerde aynı yıl içerisinde internet üzerinden kullanıcılara sunulmaya başlandı.

Tam iki yıl sonra ise Netflix’in bugün telefonlarımızda kullanmaya başladığımız uygulaması ilk defa aktif hale getirildi. Tüm bu dönüşüm yaşanırken markanın kurucuları artık DVD işini bir kenara bırakmak zorunda olduklarını gördü. 2008’de Starz Entertainment ile anlaşarak 2 bin 500 film ve TV şovunu yayına koydu. 2010 yılına gelindiğinde hisse değeri yüzde 200 artan Netflix; iPod Touch, iPad, iPhone, the Nintendo Wii gibi cihazlarda kullanıcıyla buluşmaya başladı. Aynı yıl Netflix, Brezilya, Arjantin, Uruguay, Paraguay, Bolivya, Şili, Meksika, Peru, Ekvador ve Karayipler’de faaliyete geçti.

İÇERİK DE ÜRETTİ

2011 yılı itibariyle Netflix tam anlamıyla gaza bastı. Birçok TV markası ile anlaşan şirket, artık TV kumandalarında da yer alıyordu. Tüm bunlar yaşanırken şirketin toplam üye sayısı 25 milyonu aştı. Şirket, artık tüm kartları masaya koyuyordu. Teknoloji şirketi olmasına rağmen içerik üreticisi olarak da izleyicisinin karşısındaydı. Birbiri ardına çektiği dizilerin tüm sezonunu bir defada uygulamaya koyuyor ve kullanıcıların ekranda kalma sürelerini arttırıyordu. Bu süreçte markalar da şirketin peşindeydi. Ancak Netflix, reklam özelliği olmadan bu deneyimi kullanıcılarına sunmakta kararlıydı. 2016 yılına gelindiğinde 130 ülkede daha faaliyete geçerek 190’dan fazla ülkede ve 21 farklı dilde hizmete başladı. Çevrimdışı ve seyahat sırasında izleme imkanı sunan indirme özelliği eklendi. Bir yıl sonra üye sayısı 100 milyonu geçti. 2019’da 4 Oscar ödülü kazandı.

CİROSU 25 MİLYAR DOLARI GÖRDÜ

23 yıl önce dönemin şartlarına göre kurulan ve DVD kiralayan bir şirket, 2020 yılına gelindiğinde adeta milyonların vazgeçilmezi oluyordu. Pandeminin başlamasıyla önce Asya, sonra Avrupa ve ABD evlere kapanırken, bu dönemde en çok kullanılan uygulamaların başında Netflix’in gelmesi elbette tesadüf değildi. Amerikan dijital yayın platformu Netflix, geçen yıl abone sayısını 37 milyon artırarak koronavirüs salgını sürecinden en kârlı çıkan şirketlerden biri oldu. Netflix’in abone sayısı 203 milyonu aştı.

2020’deki 37 milyonluk artışın 8.5 milyonu son çeyrekte gerçekleşti; bir önceki yıla kıyasla abone artışı yüzde 30’dan fazla oldu. Abone sayısındaki artışa ek olarak ABD, İngiltere ve diğer ülkelerde abonelik ücretlerini yükseltmesi nedeniyle Netflix’in cirosu son çeyrekte yüzde 24 artarak 6.6 milyar dolara, toplamda ise 25 milyar dolara ulaştı.

1998: İlk dükkanını açtığı yıl


190: Faaliyet gösterdiği ülke sayısı

203: Abone sayısı milyon

260: Piyasa değeri milyar $

01 Şubat 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), önemli ekonomilerdeki zayıf performans nedeniyle küresel ekonomik büyümenin 2024'te yüzde 2,9'a gerileyeceğinin öngörüldüğünü bildirdi.


 

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Küresel Görünüm Raporu'nu yayımladı.

 

Raporda, Orta Doğu'daki çatışmalar ve ABD-Çin ilişkileri de dahil olmak üzere jeopolitik gerginliklerin yüksek kalmaya devam ettiği belirtildi.

 

Söz konusu gelişmelerin eş zamanlı olarak gerçekleştiği ve belirsizliğe katkıda bulunduğu belirtilen raporda, böylesine değişken bir ortamda siyasi olayların daha da önem kazandığı ve kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerinin küresel ölçekte yılın en önemli siyasi olayı olarak öne çıktığı ifade edildi. Raporda, ABD'deki seçimlerin küresel ekonomi ve ticaret politikalarını önemli ölçüde etkileyebileceği vurgulandı.

 

Küresel ekonomik faaliyetin yavaşlamasının beklendiğine işaret edilen raporda, küresel ekonomik büyümenin ABD ve Çin gibi önemli ekonomilerdeki zayıf performans nedeniyle 2023'teki yüzde 3,1 seviyesinden 2024'te ve 2025'te yüzde 2,9'a gerileyeceğinin öngörüldüğü bilgisi verildi.

 

Raporda, ABD'de ABD Merkez Bankasının (Fed) geçmişteki agresif parasal sıkılaştırmasının etkilerinin işe alımlarda yavaşlamaya, hane halkı gelir büyümesini baskılamaya ve tüketici harcamalarını kısıtlamaya yol açmasının beklendiği belirtilerek, benzer şekilde Çin'in ekonomik ivmesinin de zayıfladığı ve son verilerin temel sektörlerde geniş tabanlı bir yavaşlamaya işaret ettiği aktarıldı.

 

ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2,4 büyümesinin beklendiği kaydedilen raporda, Çin ekonomisinin de bu yıl yüzde 4,7 büyüyeceğinin öngörüldüğü belirtildi.

 

Raporda, Avro Bölgesi'nin ekonomik görünümünün de zorlu olmaya devam ettiğine işaret edilerek, bölge ekonomisinin ekonomik büyüme hızının geçen yıla benzer şekilde yüzde 0,5 civarında düşük kalmasının beklendiği kaydedildi.

 

IIF'nin raporunda, Türkiye ekonomisinin ise 2024'te yüzde 2,7 büyüyeceğinin öngörüldüğü bildirildi.

 

Öte yandan, Fed'in 2024 yılında faiz oranlarını 100 baz puan düşürmesinin beklendiği ve bu durumun küresel finans piyasalarını etkileyeceği belirtilerek, gelişmekte olan piyasaların, riskler bölgeye göre değişse de ABD'deki daha düşük faiz oranlarından faydalanabileceği ifade edildi.

 

Raporda, 2025 yılına ilişkin ekonomik görünümün ise jeopolitik istikrara ve teknolojik ilerlemeye bağlı olduğu kaydedildi.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : büyüme

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 2.06 değer kazanarak 9.975,61 puandan tamamladı. BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 201,12 puan artarken, toplam işlem hacmi 84,6 milyar lira oldu.


Bankacılık endeksi yüzde 3,08, holding endeksi yüzde 2,50 değer kazandı.

 

Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran bankacılık, tek kaybettiren yüzde 0,63 ile ticaret oldu.

 

Küresel piyasalarda, ABD Merkez Bankasının (Fed) 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından pozitif bir seyir izleniyor.

 

Öte yandan TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50'de tuttu.

 

PPK duyurusunda, "Temel mal enflasyonu sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır." ifadelerine yer verildi.

 

Kararın ardından BIST 100 endeksindeki yükseliş hızlanırken, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) ise 256,5 baz puanla Şubat 2020'den bu yana görülen en düşük seviyeye yaklaştı.

 

Analistler, TCMB'nin karar metninden alınan sinyallerin enflasyonla mücadelenin ciddi şekilde devam edeceği şeklinde yorumlandığını kaydederek, bu durumun Türk lirası varlıklara olan talebi destekleyebileceğini belirtti.

 

Yarın yurt içinde tüketici güven endeksi, yurt dışında ise Japonya Merkez Bankası (BoJ) faiz kararı, Japonya'da enflasyon, Almanya'da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), Avro Bölgesinde tüketici güven endeksinin öne çıkacağını dile getiren analistler, BoJ'un yarınki açıklamasında faiz oranının yüzde 0,25'te sabit tutmasının beklendiğini söyledi.

 

Banka politika faizini 31 Temmuz 2024'te 15 baz puan artışla yüzde 0,25'e yükseltirken, devlet tahvil alımlarının ise azaltılmasına karar vermişti.

 

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.000 ve 10.100 seviyelerinin direnç, 9.800 ve 9.700 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : BIST100 borsa