Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'nde, yaşanan felaketin etkilerinin düşük seviyelere indirilmesi, gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasınının önceliklendiriliceği belirtildi.


 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun 23 Mart’taki toplantısına ilişkin özet yayımlandı.

 

Özette, tüketici fiyatlarının şubatta aylık yüzde 3,15 arttığı, yıllık enflasyonun ise 2,50 puan düşüşle yüzde 55,18 seviyesine gerilediği vurgulanarak, yıllık enflasyonun enerjide daha belirgin olmak üzere tüm gruplarda düşüş kaydettiği ifade edildi.

 

Aylık bazda incelendiğinde, gıda ve hizmet gruplarının fiyat artışlarıyla öne çıktığı aktarılan özette, enerji fiyatlarındaki belirgin düşüşün desteğiyle üretici fiyatlarındaki artışın sınırlı olduğu, yıllık üretici enflasyonundaki gerilemenin şubat ayında da devam ettiği bildirildi.

 

Özete, enerji fiyatlarının şubatta yüzde 0,64 oranında arttığı, grup yıllık enflasyonun ise 5,02 puanlık düşüşle yüzde 50,01 seviyesine gerilediği belirtilerek, "Döviz kurundaki istikrarlı seyir ve uluslararası enerji fiyatlarındaki olumlu görünüm neticesinde grup genelinde ılımlı fiyat hareketleri hakim olmuştur. Uluslararası propan ve bütan fiyatlarındaki gelişmeleri takiben tüpgaz fiyatları genel eğilimden ayrışmıştır." ifadeleri kullanıldı.

 

Yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişelerinin sürmekte olduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi: "Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerindeki ayrışma devam etmekle birlikte, takas anlaşmaları ve yeni likidite imkanları ile finansal istikrarı öncelikleyen eşgüdümlü adımlar atılmaktadır.

 

Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını beklentilerine yansıtmaktadır. Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında, küresel risk iştahındaki gerilemeye paralel olarak mart ayında hem borçlanma hem de hisse senedi piyasalarından çıkışlar gözlenmiştir. Bununla birlikte gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal koşulların seyri gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarına ilişkin riskleri canlı tutmaktadır."

 

Özette, uluslararası emtia fiyatlarının şubatta gerilerken, bu gelişmeyi enerji ve endüstriyel metal alt endekslerinin sürüklediği aktarılarak, tarım alt endeksinin ise sınırlı bir şekilde yükseldiği ifade edildi.

 

Ilıman hava koşullarının yanı sıra gaz stoklarının önemli oranda yükselmesiyle uluslararası doğal gaz fiyatlarındaki gerilemenin mart ayında devam ettiği vurgulanan özette, bu görünüme paralel olarak doğal gaz sanayi tarifelerinin mart ayında da aşağı yönlü güncellendiği belirtildi.

 

"UYGULANAN POLİTİKALARIN DESTEĞİYLE ENFLASYONUN SEVİYESİNDE İYİLEŞMELER GÖRÜLMEYE BAŞLANDI"

 

Özette, uluslararası taşımacılık maliyetlerinin düşüş eğilimini şubat ayında koruduğu kaydedilerek, son aylarda döviz kurunda gözlenen istikrarlı seyrin sürdüğü bildirildi.

 

Bu görünüm altında, üretici fiyatlarındaki artışın ocak ayına kıyasla yavaşladığı ve yıllık üretici enflasyonundaki gerileme eğiliminin devam ettiği ifade edilen özette, "Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlanmakla birlikte, depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir." değerlendirmesine yer verildi.

 

Özette, 2022'nin son çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerinin, yıllık bazda büyüme oranında üçüncü çeyreğe kıyasla sınırlı düşüşe karşın iktisadi faaliyette çeyreklik olarak toparlanmaya işaret ettiği kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi: "Bu dönemde GSYİH yıllık bazda yüzde 3,5 oranında artış kaydetmiş, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle ise bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,9 artmıştır. Böylece, 2022 yıl geneli büyümesi yüzde 5,6 oranında gerçekleşmiştir. Yıl genelinde net ihracat ve yatırımların milli gelir içindeki payı tarihsel ortalamaların üzerinde seyretmiştir. Yatırımların alt kalemlerinden makine-teçhizat yatırımları yıllık bazdaki artış eğilimini on üçüncü çeyreğe taşımıştır. 2022 yılı son çeyreğinde büyümeye en yüksek katkı yurt içi talepten gelirken zayıf seyreden dış talebin etkileri sanayi sektörünün büyümeye katkısına yansımıştır.

 

Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğuna ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekteydi. Sanayi üretimi, ocak ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,9, yıllık bazda yüzde 7 oranında artmıştır. Böylece sanayi üretimi ocak ayı itibarıyla çeyreklik bazda yüzde 2,6 oranında artış kaydetmiştir. Ocak ayında perakende satış hacim endeksi ise aylık bazda yüzde 5,4 oranında artış sergilemiştir. İmalat sanayi firmalarının kayıtlı ihracat siparişlerinde çeyreklik bazdaki yatay seyirle birlikte kayıtlı iç piyasa siparişlerindeki artış da iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğunu teyit etmektedir."

 

Deprem felaketi sonrasında iktisadi faaliyete ilişkin göstergeler üzerinde bir belirsizlik oluştuğu belirtilen özette, "Depremin doğrudan etkilerinin yanında, yeniden inşa faaliyetleri ve uygulanan destekleyici politikalar kanalıyla dolaylı etkilerinin zaman içinde değişen çeşitli sektörel ve bölgesel yansımaları olacaktır. Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirilmektedir." ifadeleri kullanıldı.

 

"VERİLER İSTİHDAMDAKİ ARTIŞ EĞİLİMİNİN DEPREM SONRASINDA KORUNDUĞUNU GÖSTERİYOR"

 

Özette, mart ayına ilişkin yüksek frekanslı dış ticaret verilerinin depremden etkilenen bölgeden yapılan ihracatın afet sonrasındaki düşüşü takiben toparlanma eğilimi sergilediğine işaret ettiği kaydedilerek, şu değerlendirmelere yer verildi: "Benzer şekilde, işgücü piyasasına ilişkin yüksek frekanslı veriler ülke genelinde iş ilanı ve başvurularında deprem sonrasında sınırlı ivme kaybına rağmen takip eden haftalarda toparlanma ima etmektedir. Kartla yapılan harcamaların ise afet bölgesinde deprem öncesi eğiliminin sınırlı olarak altında olduğu gözlenmektedir. Öte yandan, saha görüşmelerinden edinilen ayrıntılı bilgiler depremden etkilenen bölgede yer alan sanayi üretimi alt yapısının büyük ölçüde korunduğuna ve üretimin sürekliliğinin sağlandığına işaret etmektedir. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir. Mevsimsellikten arındırılmış istihdam 2023 yılının ocak ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 0,8 oranında (264 bin kişi) çeyreklik bazda ise yüzde 1,2 oranında (377 bin kişi) artmıştır. Mevsimsellikten arındırılmış olarak işgücüne katılım oranı bir önceki aya göre yatay seyrederek yüzde 54,1 düzeyinde gerçekleşirken, işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,6 puan azalışla yüzde 9,7 düzeyine gerilemiştir. Anket göstergeleri ve yüksek frekanslı veriler istihdamdaki artış eğiliminin deprem sonrasında sınırlı ivme kaybetmekle birlikte korunduğunu göstermektedir."

 

Dış ticaret açığında altın ithalatındaki ivmelenme kaynaklı gözlenen yükselişe karşın hizmet gelirlerinde süregelen artış eğiliminin cari işlemler dengesini desteklemeyi sürdürdüğü bildirilen özette, büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payının yüksek seyrederken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısının yılın tüm aylarına yayılarak devam ettiği aktarıldı.

 

Özette, bunun yanında, iç tüketim talebi, enerji fiyatlarındaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf iktisadi faaliyetin cari denge üzerindeki riskleri canlı tuttuğunu vurgu yapılırken cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesinin, fiyat istikrarı için önem arz ettiği hatırlatıldı.

 

"DEPREMİN 2023 YILININ İLK YARISINDAKİ ETKİLERİ YAKINDAN TAKİP EDİLECEKTİR"

 

Para politikası duruşunun, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynağına, kalıcılığına ve para politikası ile ne ölçüde kontrol altına alınabileceğine dair değerlendirmeler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirleneceği hatırlatılan özette şunlara vurgu yapıldı: "Para politikasında sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten liralaşma odaklı bir yaklaşım sergilenmeye devam edilecektir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Kurul, yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendirecektir. Bu çerçevede, mevcut destekleyici önlemlere ek olarak, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde paylaşılan, likidite koşullarını destekleyici araçların gerektiğinde güncellenmesi konusu değerlendirmeye alınmıştır.

 

Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması deprem sonrasında daha da önemli hale gelmiştir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Kurul, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri yakından takip edilecektir."

 

Özette, TCMB'nin, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması için Liralaşma Stratejisi’ni tüm unsurlarıyla uygulayacağının altı çizilerek "Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir." değerlendirmesi yapıldı.

 

Bu süreçte, politika araçlarının Türk lirası mevduat gelişiminin desteklenmesi, Açık Piyasa İşlemleri fonlamasının teminat yapısında Türk lirası cinsi varlıkların artırılması, fonlamanın kompozisyonunda para takası (swap) ağırlığının azaltılması ve döviz rezervlerinin güçlendirilmesi istikametinde geliştirilmesine odaklanıldığı kaydedilen özette, uzun vadeli, sabit getirili ve Türk lirası varlıklara talebin yükselerek getiri eğrisinin parasal aktarımın etkinliği yönündeki seyrinin yakından izlendiği bildirildi.

 

Özette, kurulun, kredilerin büyüme hızıyla birlikte, hedefli alanlarda verimlilik kazanımları sağlayan kredilerin finansman maliyetlerinin de aktarımın korunmasını sağlayacak şekilde gelişimini gözeteceği belirtilerek şunlar kaydedildi: "Bu çerçevede, Türk lirası likiditesinde ve dağılımında yaşanan gelişmelerin mevduat ve kredi fiyatlamaları üzerindeki etkileri, döviz kurundaki gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkileri, kur korumalı mevduat ürünlerine yönelik gelişmelerin ters para ikamesi, döviz piyasalarının derinliği ve istikrarı ile fiyat istikrarı üzerindeki etkileri analiz edilmekte ve gerekli politika tedbirleri oluşturulmaya devam edilmektedir. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

 

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır."

 

Kurulun, fiyat istikrarının sağlanması için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro politika bileşimi oluşturulmasını desteklediği aktarılan özette, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edeceği bildirildi.

30 Mart 2023 Perşembe

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yüksek hızlı trenlerle (YHT) seyahat eden yolcu sayısının Türkiye nüfusunu geçerek 86 milyon 100 bin kişinin üzerine çıktığını bildirdi.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, YHT yolcu sayılarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, raylı sistem hatlarının büyük ilgi gördüğünün altını çizdi.

 

İlk hizmet vermeye başladığı 13 Mart 2009'dan bugüne kadar toplam 86 milyon 100 bin kişinin YHT ile seyahat ettiğini belirten Uraloğlu, "Trenler, toplamda 80 milyon 291 bin kilometrenin üzerinde yol katetti. Bu rakam, aynı zamanda dünyanın etrafında yaklaşık 2003 kez tur atacak kadar bir mesafeye eşit." ifadelerini kullandı.

 

Uraloğlu, demir yollarına yapılan yatırımların önemli olduğuna dikkati çekerek, hızlı trenlere olan ilginin, söz konusu yatırımların ne kadar değerli olduğunu ortaya koyduğunu aktardı.

 

Demir yollarının, AK Parti hükümetlerinin 22 yıldır sürdürdüğü atılım ve politikalar sayesinde küllerinden yeniden doğduğunu vurgulayan Uraloğlu, şu değerlendirmede bulundu:

 

"Ankara- Eskişehir YHT Hattı'nın işletmeye açılması ulaşım anlamında milat ve ülkemizin kalkınmasında lokomotif oldu. Uzun yıllar neredeyse yok sayılan demir yollarımız, yeniden ülkenin en önemli ulaşım modu haline geldi. Yenilenen, bakımı yapılan, modernize edilen mevcut demir yolu ağlarıyla yolcu ve yük taşımacılığında hizmet kalitesini arttırdık. Ankara merkezli inşa edilen YHT hatları sayesinde şehirlerarası günübirlik seyahatler mümkün hale geldi."

 

HAT UZUNLUĞUMUZU 28 BİN KİLOMETREYE ULAŞTIRMAYI HEDEFLİYORUZ

 

Bakan Uraloğlu, YHT'lerin Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir, Konya-İstanbul, Ankara-Karaman, İstanbul-Karaman, Eskişehir-İstanbul, Ankara-Sivas ve İstanbul-Sivas hatlarında aktarmasız sefer yaptığını anımsatarak, "Trenlerimiz haftada 124 sefer gerçekleştiriliyor. Günde yaklaşık 34 bin yolcu taşıyor. Bu rakamların bazı günlerde 40 bine kadar ulaştığını görebiliyoruz." ifadesini kullandı.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yapılan yatırımlarla Türkiye'nin Avrupa’nın 6., dünyanın ise 8. YHT işletmecisi konumuna geldiğini belirten Uraloğlu, şunları kaydetti:

 

"Demir yolu ağ uzunluğumuzu 13 bin 919, hızlı tren ağ uzunluğumuzu 2 bin 256 kilometreye yükselttik. Yüksek hızlı trenlerimiz nüfusumuzun yüzde 35'ini doğrudan, yüzde 54'üne ise dolaylı olarak kapsıyor. Yüksek hızlı trenler Ankara, Eskişehir, Konya, Bilecik, Sakarya, Kocaeli, İstanbul, Karaman, Kırıkkale, Yozgat ve Sivas olmak üzere 11 ilimize doğrudan, Malatya, Bursa, Kütahya, Tavşanlı, Afyonkarahisar, Denizli, İzmir, Antalya, Manavgat, Alanya ve Adana'ya dolaylı olarak hizmet sunuyor. Yüksek hızlı tren hatlarını göz önüne koyduğumuzda gerçekten de Türkiye Yüzyılı'na yakışır bir tablo ortaya çıkıyor. 'Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı' hedefimiz doğrultusunda hat uzunluğumuzu 28 bin kilometreye ulaştırmayı hedefliyoruz.”

 

Uraloğlu, Kalkınma Yolu, Zengezur Koridoru, Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Hattı ve Marmaray Boğaz Tüp Geçişi'nin yanı sıra Süper Hızlı Tren Projesi ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün üzerinde inşa edilecek demir yolu hattı geçişi gibi projelerin de Türkiye'nin demir yolu vizyonundaki en somut örnekler olduğu bilgisini paylaştı.

19 Mayıs 2024 Pazar

İş dünyasının temsilcileri 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı yayımladıkları mesajlarla kutladı.


İTO, TÜSİAD, İSO ve İSTİB yayımladıkları mesajlarla 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutladı.

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "19 Mayıs 1919'da Samsun'da yakılan istiklal meşalesi 105 yıldır sönmedi, sönmeyecek. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının başlattığı bağımsızlık ve daima ileri gitme mücadelesini aynı coşku ve istikrarla devam ettiren gençlerimize inancımız ve güvenimiz tamdır. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun." ifadelerini kullandı.

 

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, bugünün Cumhuriyet'in Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla başlayan bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin 105. yıl dönümü olduğunu anımsattı.

 

Bahçıvan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir dönüm noktası olması dolayısıyla 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı büyük bir gururla kutladıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

 

"Bu anlamlı günde, kurtuluş meşalesini yakan Atatürk'ün gençlere söylediği 'Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz' sözlerini bir kez daha hatırlayarak, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını saygıyla anıyorum. Gençlerimizin ve milletimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı gönülden kutluyorum."

 

GELECEĞİMİZİN TEMİNATI OLAN GENÇLERİMİZE GÜVENİYORUZ

 

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz da yaptığı yazılı açıklamada, 19 Mayıs 1919'un, Milli Mücadele'nin ilk adımının atıldığı simge bir tarih olduğunu, bu kutsal mücadelenin Türklerin Anadolu'yu yurt edindiği Malazgirt Savaşı ile aynı gün, 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz ile son bulduğunu belirtti.

 

Milli Mücadele ile Anadolu'nun bin yıldır olduğu gibi Türk yurdu olarak kalacağının tüm dünyaya duyurulduğunu vurgulayan Kopuz, "Bu savaşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yürüten Büyük Millet Meclisi, daha sonra Cumhuriyeti ilan ederek Türk milletinin var olma savaşında yeni bir cephe kazanacaktır. Yokluklar içerisinde başlatılan Anadolu direnişi, bu muazzam şahlanış, bugün de tarihimizin en önemli olaylarından ve milletimizin onur kaynağıdır." değerlendirmesini yaptı.

 

Milli Mücadele'de tutuşturulan bağımsızlık meşalesini yarınlara taşıyacak ve daha güçlü bir Türkiye'nin temelini atacak olanların gençler olduğuna işaret eden Kopuz, şunları kaydetti:

 

"Bu nedenle bugün, bu muhteşem zaferi ve mücadeleyi kutlarken, gençlerimize büyük görevler düştüğünü bir kez daha hatırlatmak isterim. Gençlerimiz, geçmişteki kahramanların gösterdiği azim ve kararlılıkla hareket etmeli, ülkemizin ve milletimizin değerlerine sahip çıkmalıdır. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimize güveniyor, onların ülkemizi daha da ileriye taşıyacaklarına yürekten inanıyorum. Bu duygularla, Milli Mücadele'nin tüm kahramanlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyorum."

 

ATATÜRK MİRAS BIRAKTIĞI CUMHURİYET DEĞERLERİYLE GENÇLERE İLHAM VERMEYE DEVAM EDİYOR

 

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneğinden (TÜSİAD) 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yapılan açıklamada da Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün miras bıraktığı Cumhuriyet değerleriyle bugün de gençlere ilham vermeye ve yol göstermeye devam ettiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:

 

"Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesini aşma hedefine ulaşmanın yolu fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür gençlerimizden geçiyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ekonomik ve sosyal kalkınmayı başarmış, demokratik ve laik bir hukuk devleti Türkiye için bilim temelli çağdaş bir eğitim seferberliğini hayata geçirebilmeliyiz."

 

Açıklamada, Cumhuriyet değerlerini özümsemiş, özgür, cesareti ve öz güveni yüksek gençlerin Cumhuriyeti ve demokrasiyi kararlılık ve azimle koruyup güçlendirecekleri belirtildi.

 

Genç nesiller için potansiyellerini hayata geçirebilecekleri bir ülke iklimini yaratmanın herkesin birinci sorumluluğu olduğu aktarılan açıklamada, "Bu doğrultuda ekonomik açıdan gelişmiş, özgürlüklere ve hukukun üstünlüğüne dayalı, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı olmadan tüm eşitsizliklerle mücadele eden, çevreye ve iklim krizine duyarlı bir ülke ortamı için kararlılıkla çalışmaya devam etmeliyiz. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun." ifadelerine yer verildi.

19 Mayıs 2024 Pazar