HABER: CANAN BİLGİN

Küresel şirketler, ekonomik durgunluğu mega birleşmelerle aşmaya çalışıyor. ABD’de 8 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri arifesinde, telekomdan medyaya, tarımdan sağlığa kadar farklı pek çok sektörde birleşme ve satın almalar yeniden trend oldu.

Yılın mega birleşme haberi ise geçtiğimiz hafta ABD‘li telekomünikasyon şirketi AT&T ile CNN televizyonunun da sahibi olan televizyon,sinemave eğlence sektörü devi Time Warner’dan geldi. Cep telefonu operatörü ve internet hizmeti sağlayıcısı AT&T, bünyesinde Time dergisi ve Hollywood’lu film yapım ve dağıtım şirketleri Warner Bros, New Line Cinema ve televizyon kanallarından CNN, TNT ile HBO’ya sahip olanTime Warner’ı 85.4 milyar dolara satın alacağını duyurdu.

YILIN TİCARİ ANLAŞMASI

AT&T’nin Time Warner’ın toplam borcunu da satın almasıyla anlaşmanın toplam değerinin 108.7 milyar dolar olacağı belirtildi. Anlaşmanın tamamlanmasının ardından Time Warner hissedarlarının AT&T hisselerinin yüzde 14.4 ila yüzde 15.7 oranına sahip olacağı bildirildi.

AT&T’nin Time Warner’ı satın alması, ‘dünya genelinde yılın en büyük ticari anlaşması’ olarak değerlendiriliyor.

ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times, yatırımcıların sürdürülebilir büyümede iddialı olduklarına, bu nedenle de büyük birleşme ve satın almaların yeniden moda haline geldiğine dikkat çekti. David Gelles imzalı haberde, siyasi ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde mega anlaşmaların genellikle ertelendiği hatırlatılarak, “Pek çok kimsenin küresel ekonominin çalkantılı olduğunu hissettiği bir anda, birçok dev şirket sakin ve engelsiz bir şekilde yelken açmış gibi görünüyor” yorumu yapıldı.

Milyonlarca izleyicisi olan Game of Thrones’un yayınlandığı HBO, Warner Bros’un gelirine yüzde 18 katkı sağlıyor.

DİĞER SEKTÖRLERDE HIZLAND

Gelles’in aktardığı bilgiye göre, geçtiğimiz hafta British American Tobacco, Reynolds American’ın hissesi için 47 milyar dolar teklif etti. British American Tobacco için Reynolds American’ın tüm kontrolünü almak, sigaranın daha az tüketildiği ABD ve Avrupa dışında gelişen ülkelere daha fazla yayılmak demek. Yine çip üreticisi Qualcomm’un rakip şirket NXP Semiconductors için 37 milyar dolarlık bir teklif yapması bekleniyor. Geçtiğimiz ay tarım devi Monsanto’yu 56 milyar dolara satın almak üzere anlaşan Alman şirketi Bayer de bu anlaşmayla pazar payı ve müşteriler üzerinde daha fazla nüfuz kazanacak.

Birleşmenin adımları diğer sektörlerde de hızlandı. Amerikan sağlık sektörünü yeniden şekillendirecek iki büyük anlaşmanın da hazır olduğu belirtiliyor. Anthem, Cigna için 48 milyar dolar teklif etti. Aetna da, Humana için 37 milyar dolar teklifinde bulundu. Teknoloji devi Microsoft da geçtiğimiz yaz LinkedIn’i 26 milyar dolara almak için mutabakata vardı.

Şirketlere büyük birleşmeleri ve satın almaları öneren ABD yatırım bankası Centerview Partners’ın kurucularından Blair W. Effron, “Belirsizliği ve karmaşıklığı bilme çağına gelmiş bir grup iş lideri var. Onlar bu ortamı yönetmekte gerçekten çok iyi” dedi.

FAİZ ORANLARI BÜYÜK ETKEN

Gazetede ABD’de faiz oranları çok düşük olduğu için bu dönemde bu tür mega anlaşmalar yapmanın nispeten kolay olduğuna da işaret edilerek, “Fed Başkanı Janet L. Yellen, faiz oranlarının yakında yükseleceğine işaret ediyor. Bu durumda borçlanma şirketler için daha pahalı olacak” denildi.

New York Times mega anlaşmalarda kurumsal güvene de işaret ederek, “Agresif anlaşmalar yapmak, istikrarlı bir borsa ve büyüyen bir ekonomi ile birleştirildiğinde, belirsizliklerle dolu bir anda pek çok kurumsal liderin hayret verecek şekilde kendine güvendiğini gösteriyor” dedi.

PİYASA DEĞERİ 226 MİLYAR DOLAR

ABD’li Comcast ve Walt Disney’den sonra televizyon, sinema ve eğlence sektöründe dünyanın en büyük üçüncü şirketi konumunda bulunan Time Warner’ın piyasa değeri 73 milyar dolar. Yaklaşık 142 milyon cep telefonu ve 16 milyon internet abonesi bulunan AT&T’nin piyasa değeri ise 226 milyar dolar.

TRUMP’TAN VETO SİNYALİ

AT&T gibi bir telekomünikasyon şirketinin Time Warner büyüklüğündeki bir eğlence devinisatın almasının federal yasalara göre tekel sorunu oluşturabileceği, bu nedenle ABD regülatörlerinin anlaşmayı onaylamama olasılığının bulunduğu belirtiliyor.

Cumhuriyetçi Parti’den başkan adayı ve iş adamı Donald Trump da, 8 Kasım’daki seçimlerde ABD başkanı seçilmesi durumunda kuracağı hükümetin, bu anlaşmayı onaylamayacağını söyledi.

Moody’s’in baş ekonomisti Mark Zandi ise “Herkes bir Clinton zaferi bekliyor. Fed, çok güçlü sinyaller gönderiyor; faiz oranları normalleştirilecek ama çok yavaş. Bu da, anlaşmanın yapılmasını kolaylaştırır. Anlaşma için çok elverişli ve umut verici bir ortam var” yorumunu yaptı.

ORGANİK BÜYÜME YOK

New York Üniversitesi’nden Profesör Robert Salomon, şirketlerin hâlâ rekor nakit seviyelerinde oturduğunu ve burada organik büyümenin çok olmadığını belirterek, “Eğer organik olarak büyüyemezseniz, bu satın almalar yoluyla büyümedir” diye konuştu.

DÜNYA KÜRESELLEŞMEDEN GERİ Mİ ÇEKİLİYOR?

ABD başkan adayı Donald Trump’ın AT&T-Time Warner anlaşmasını bloke edeceğini açıklaması, küreselleşme tartışmalarını da gündeme getirdi. wccftech.com’da anlaşmayı siyasi açıdan da değerlendiren Adrian Ip, “Dünya küreselleşmeden geri çekiliyor gibi görünüyor. Küreselleşme dünya ekonomisinde muazzam bir zenginlik oluştursa da, bunun çok ileri gittiğini düşünenlerin sayısı az değil” diyerek, küreselleşme karşıtı harekete birkaç örnek sıraladı:

Brexit: İngiltere’nin bu yaz oybirliği ile Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı, henüz farkına varılmayan ekonomik savaş tehdidi ile küreselleşme hareketine karşı açık bir tokat.

TTIP: ABD ve AB arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın (TTIP), 4 yılı aşkın süren 14 müzakerede anlaşmaya varılamamasıyla ölü olduğu kabul edildi.

CETA: AB ve Kanada arasındaki Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması da (CETA) son günlerde engellere çarptı ve şu anda yarım milyarlık nüfus blokları dışında sadece 3 milyon kişiyi temsil eden Wallonia bölgesel hükümeti tarafından engelleniyor.

31 Ekim 2016 Pazartesi

Etiketler : Dünya

ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin, yaz sezonunda fiyatları düşürmek amacıyla Kuzeydoğu'daki rezervlerden 1 milyon varil benzini satışa sunacağı bildirildi.


 

ABD Enerji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Petrol Rezervleri Ofisinin, Sandy Kasırgası sonrasında oluşturulan Kuzeydoğu Benzin Tedarik Rezervindeki 1 milyon varil (42 milyon galon) benzinin satışı ve tasfiyesi için talepte bulunulduğu duyuruldu.

 

Açıklamada, bunun zamanlamasının, benzin fiyatları üzerindeki etkisinin en üst düzeye çıkacak şekilde ayarlandığı ve Amerikalılar bu yaz yola çıkarken fiyatların düşmesine yardımcı olacağı kaydedildi.

 

ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm, konuya ilişkin değerlendirmesinde, Biden yönetiminin, özellikle sürücüler yaz sezonunda yola çıkarken benzin fiyatlarını düşürmeye odaklandığını belirtti.

 

Granholm, söz konusu rezervi, Anma Günü ile 4 Temmuz tatilleri arasında stratejik olarak piyasaya sürerek en çok ihtiyaç duyulan zamanda yeterli tedarik akışını sağlayacaklarını ifade etti.

 

Söz konusu satışın, ABD Kongresinin Kuzeydoğu Benzin Tedarik Rezervi'nin satılması ve kapatılması yönündeki talimatının ardından gelmesi dikkati çekti.

 

Amerikan Otomobil Birliği (AAA) verilerine göre, ülkede benzinin ortalama fiyatı, geçen yıla kıyasla yaklaşık yüzde 2 artışla galon başına 3,59 dolara çıktı.

 

ABD Başkanı Biden, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşın ardından ABD'de hızla artan benzin fiyatları karşısında 2022'de ülkenin stratejik petrol rezervinden toplamda 180 milyon varilin üzerinde petrolün piyasaya sürülmesine izin vermişti.

 

Ülkenin rezervlerinden yapılan petrol satışlarıyla ABD'nin stratejik rezervindeki ham petrol oranı 1984'ten bu yana en düşük seviyeye inmiş ve enerji güvenliğine ilişkin endişeleri artırmıştı.

21 Mayıs 2024 Salı

Dünya Bankası, küresel karbon fiyatlandırması sonucu sağlanan gelirin 2023'te 104 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştığını bildirdi.


 

Dünya Bankası, "Karbon Fiyatlandırmasının Durumu ve Eğilimleri 2024" raporunu yayımladı.

 

Dünyadaki karbon fiyatlandırmasına ilişkin gelişmelerin ele alındığı raporda, karbon fiyatlandırma gelirlerinin geçen yıl artmaya devam ederek ilk kez 100 milyar dolar eşiğini aştığı aktarıldı.

 

Raporda, küresel karbon fiyatlandırması sonucu sağlanan gelirin 2023'te 104 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştığı belirtildi.

 

Dünya çapında faaliyette olan 75 karbon fiyatlandırma aracı olduğu kaydedilen raporda, toplanan gelirin yarısından fazlasının iklim ve doğayla ilgili programların finansmanı için kullanıldığı ifade edildi.

 

Raporda, Brezilya, Hindistan, Şili, Kolombiya ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu orta gelirli büyük ülkelerin karbon fiyatlandırması uygulamasında ilerleme kaydettiği ibelirtildi.

 

Karbon fiyatlandırmasının uygulama açığının kapatılmasına yardımcı olmak için zemin kazanmaya devam ettiği ancak geçen yıl kaydedilen ilerlemenin yavaş olduğu vurgulanan raporda, uygulanan karbon vergileri ve emisyon ticareti sistemlerinin küresel emisyonların yaklaşık yüzde 24'ünü kapsadığı aktarıldı.

 

Raporda, enerji ve sanayi gibi geleneksel sektörler hakimiyetini sürdürürken, havacılık, denizcilik ve atık gibi sektörlerde karbon fiyatlandırmasının giderek daha fazla dikkate alındığı kaydedildi.

 

Bankanın raporunda, rekor gelirlere ve büyümeye rağmen küresel karbon fiyatı kapsamı ve seviyelerinin Paris Anlaşması'nın hedeflerini tutturamayacak kadar düşük olduğuna işaret edildi.

21 Mayıs 2024 Salı