ABD’nin Çin ve Japonya gibi Asya ekonomileriyle Avrupa Birliği’yle girişme eğilimi gösterdiği ‘ticaret savaşları’, 23 Mart’a kadar ikinci raundu yaşayacak. AB, Japonya, Çin, Avustralya ve Türkiye gibi demir-çelik ve alüminyumda ABD’nin tedarikçisi olan ekonomiler, ek gümrük vergisinin kendi ülkesi menşeli ürünlere uygulanmaması yönündeki görüşlerini ABD tarafıyla paylaşıp, müzakere talep edecekler.
Ekonomi Bakanlığımız, Türkiye’nin demir-çelik ve alüminyum ürünlerinin ek gümrük vergisi kapsamına dahil olmaması yönünde sağlam görüş ve argümanları içeren mektubu ABD tarafına iletmiş durumda. Türkiye iki kritik noktada, bu düzenlemenin Türkiye’yi kapsamaması gerektiğini savunuyor. Birincisi, Türkiye ABD lehine dış ticaret açığı veren bir ülke. Oysa, Trump bu adımı ABD’nin dış ticaret açığı verdiği ülkelere karşı attığını ifade ediyor. Ayrıca, Türkiye ABD’ye 1.2 milyar dolar demir-çelik ihracatı yapsa da, ABD’den de 1.3 milyar dolar ithalat gerçekleştiriyor. Yani, Türkiye demir-çelikte az da olsa dış ticaret açığı veriyor.
AB’DEN İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI
Bu nedenle Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci, Trump’ın açıklamalarının detaylarının hiçbir noktasının Türkiye’ye uymadığını, Türkiye’nin istisnai ülke olmayı hak ettiğini vurguluyor. Bakan Zeybekci, bu aşamada, Türkiye’nin yangına körükle gitmek gibi bir niyeti olmadığını, ABD’nin US Cotton’la pamuğa veya Boeing’e nasıl destek verdiğinin tüm dünyanın farkında olduğunu hatırlatıyor. AB tarafının Türkiye’yi arayıp işbirliği çağrısında bulunması ise diğer bir önemli detay. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Draghi’nin ‘ABD kim dostu, kim düşmanı karar vermeli’ yönündeki çağrısı, esasen, ABD yönetiminin Atlantik İttifakı’nda, ekonomi ve savunma alanında 60 yıldır birlikte hareket ettiği Avrupa ülkeleri ve Türkiye’ye karşı gösterdiği tutarsız davranışların herkesçe sorgulandığını gösteriyor. Almanya Başbakanı Merkel de endişelerini dile getirerek, böyle bir yarışta kimsenin kazanmayacağı yönündeki görüşünü paylaştı.
ÇİN ORTAK OLMAK İSTİYOR
Trump ise karşılık olarak, Ticaret Bakanı Ross’u, ABD’li çiftçilerin ve imalatçıların aleyhine olan AB’nin yüksek vergi tarifeleri ve bariyerlerine karşı müzakere yürütmekle görevlendirmiş durumda. Başkan Trump, ABD’li çip üreticisi Qualcomm’un Singapur merkezli Broadcom tarafından 117 milyar dolara satın alınmasını engelleyen başkanlık kararını da ‘ulusal güvenlik riski’ gerekçesiyle imzaladı.
Çin Başbakanı Vang ise küreselleşen dünyada ticaret savaşına sarılmanın yanlış reçete olduğunu, Çin’in ortak olmak istediğini, ABD’nin küresel tahtına oynamadığını, ABD’nin ısrarı halinde ise gerekli adımları atmaktan çekinmeyeceklerini belirtiyor.
JAPONYA İLE TİCARETTE YENİ DÖNEM
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin önceki haftaki Tokyo ziyareti, Türkiye-Japonya ekonomik ve ticari ilişkilerinde yeni bir dönemin, değişimin başlamasının müjdecisi olarak kritik önemdeydi. İki günlük toplantı maratonunda Bakan Zeybekci, Japon mevkidaşı bakanlara, Japon iş dünyasının temsilcilerine, müteahhitlere, Türkiye’nin ‘kültür coğrafyası’nda işbirliği önerisinde bulundu. Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika coğrafyasında Türkiye’nin kültürel, toplumsal ve tarihsel birikiminin sağladığı hareket kabiliyeti, Türk müteahhitlerinin ve iş dünyasının hizmet ve ticaret kalitesini, Japonya’nın teknoloji ve finansman becerisi ile bir araya getirerek, iki ülke arasında köklü bir ekonomik işbirliği süreci için düğmeye basıyoruz. Nisan ayında 9. turu tamamlanacak ve en geç önümüzdeki sonbaharda imza aşamasına getireceğimiz Serbest Ticaret Anlaşması’yla (STA) Japonya ile yeni bir sayfa açacağız. Japonya ile yeni dönem, 2030’da kadar 250 ile 500 milyar dolar arasında bir işbirliğine dönüşebilir.
Asya’nın en doğusu ile en batısı arasındaki bu yeni işbirliği süreci, Türkiye’nin küresel aktörlerle önümüzdeki 25-50 yıl için köklü ve derin ekonomik ilişkiler kurması anlamına geliyor. Bakan Zeybekci’nin ifadesiyle Türkiye, AB, ABD, Rusya, Çin, Japonya gibi küresel aktörlerle salt savunma ve sınırlı bir ticari işbirliğinin ötesinde, bilim, teknoloji, inovasyon, kapsamlı ticaret ve dünya coğrafyasına refahın dağıtılması alanlarında da köklü işbirliği çağrısı yapıyor. Türkiye, küresel aktörlere ‘hasımlık’ değil, ‘hısımlık’ öneriyor. Bu nedenle ABD’nin demir-çelik ve alüminyumda 23 Mart’ta Türkiye lehine karar alması, ilişkilerin geleceği açısından hayli önemli.