tatil-sepeti

Çin Merkez Bankası (PBoC), iç talepte süregelen zayıflık ve gayrimenkul sektöründeki düşüşün aşağı çektiği ekonomiyi canlandırmaya yönelik bir dizi tedbir açıkladı.


 

PBoC Başkanı Pan Gongşıng, düzenlediği basın toplantısında, ters repo faizinde indirimden zorunlu karşılık oranlarının azaltılmasına ve mortgage faizlerinin düşürülmesine dek politika adımlarını duyurdu.

 

Pan, PBoC'nin piyasaya kısa vadeli nakit aktarmasının en önemli aracı olan 7 günlük ters repo faizini yüzde 1,7'den yüzde 1,5'e çektiğini açıkladı.

 

Faiz indiriminin, PBoC'nin ana politika faizi olan, 1 yıl vadeli borçlanma faizini (MLF) yüzde 0,3'e çekmesini beklediklerini ifade eden Pan, emlak kredileri ile kurumsal krediler için gösterge faizi işlevini yerine getiren 1 ve 5 yıllık kredi faiz oranlarını (LPR) da yüzde 0,2 ve yüzde 0,25 azaltacağını öngördüklerini belirtti.

 

Ters repo işlemlerinde ise Merkez Bankası, menkul varlıkları ileri tarihte geri satmak üzere satın alarak piyasaya nakit aktarıyor.

 

MLF, Çin bankalarının, menkul varlıkları karşılığında Merkez Bankasından orta vadeli kredi almasına olanak sağlıyor.

 

Çin'deki 18 bankanın, Merkez Bankasının borçlanma faizi üzerine koydukları kar payı bildirimlerine göre belirlenen LPR, 2019'dan bu yana ülkenin gösterge faizi işlevini görüyor. 1 yıl vadeli kredi faiz oranı kurumsal krediler için, 5 yıllık faiz oranı ise emlak kredileri için referans kabul ediliyor.

 

ZORUNLU KARŞILIK ORANLARI AZALTILACAK

 

Pan, ayrıca PBoC'nin banka ve kredi kuruluşlarının uyguladığı zorunlu karşılık oranlarında da "yakın gelecekte" 50 baz puan azaltacaklarını açıkladı.

 

Söz konusu adımın, piyasaya yeterli nakit sağlanmasının amaçladığının altının çizen Pan, indirimin 1 trilyon yuan (yaklaşık 140 milyar dolar) nakit varlığı serbest bırakmasının beklediklerini ifade etti.

 

Pan ayrıca piyasadaki likidite durumuna bağlı olarak yıl içinde zorunlu karşılık oranlarında 25 ila 50 baz puanlık ilave indirime gidebileceklerini vurguladı.

 

Çin'de her finans kuruluşu için ayrı zorunlu karşılık oranı uygulanırken, kararın ardından zorunlu karşılık oranlarının ağırlıklı ortalamasının yüzde 6,6'a gerileyeceği hesaplanıyor.

 

Çin Merkez Bankası, zorunlu karşılık oranlarında en son 5 Şubat'ta 50 baz puan indirime gitmişti. Banka, 2022 ve 2023'te ikişer kez 25 baz puanlık indirimler yapmıştı.

 

MORTGAGE FAİZLERİNDE İNDİRİM

 

Pan, ayrıca düşüşteki gayrimenkul piyasasını canlandırmaya yönelik bir tedbir olarak, mevcut konut kredilerinde faiz oranlarının yeni kredilerle aynı orana düşüreceklerini belirtti.

 

Bu adımla birlikte konut kredilerinde ortalama indirimin yüzde 0,5 düzeyinde olacağına işaret eden Pan, "Yeni politika, 50 milyon haneyi ve 150 milyon nüfusu etkileyecek. Yeni oranlar, hane halklarının kredi faizi harcamalarını yılda yaklaşık 150 milyar yuan (21,32 milyar dolar) azaltacak, tüketimin ve yatırımın canlandırılmasına katkı sağlayacak." dedi.

 

Pan, emlak kredileri için asgari teminat bedelinin birinci el konutlarda olduğu gibi, ikinci el konutlarda yüzde 15'e düşürüldüğünü kaydetti.

 

Çin hükümeti, 17 Mayıs'ta tamamlanan fakat satılamayan konutların azaltılması için yerel yönetimlere bu konutları satın alarak uygun fiyatlı konut tedariki sağlanması için 300 milyar yuan (42,64 milyar dolar) kaynak sağlayacağını duyurmuştu.

 

Söz konusu plan ile konut stokunun eritilmesi ve emlak sektöründe canlanma sağlanmayı amaçladıklarını ifade eden Pan, plan kapsamında PBoC'nin sağlayacağı finansmanın oranının artırılacağını vurguladı.

 

Pan'ın açıklamalarıyla Hong Kong Borsasının Hang Seng endeksi ve Şanghay bileşik endeksi yüzde 3,6 değer kazandı.

24 Eylül 2024 Salı

Etiketler : Çin Merkez Bankası ekonomi

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye-ABD ilişkilerinin giderek daha fazla ivme kazandığını belirterek, Amerikalı büyük firmaların Türkiye'deki mevcut yatırımlarını genişletme konusunda istekli olduğunu ifade etti.


 

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye-ABD ilişkilerinin giderek daha fazla ivme kazandığını belirterek, Amerikalı büyük firmaların Türkiye'deki mevcut yatırımlarını genişletme konusunda istekli olduğunu ifade etti.

 

Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu'na katılmak üzere New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a eşlik eden Bolat, ABD'deki temaslarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

 

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyi'nin (TAİK) organizasyonunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında Amerikalı ve Türk iş dünyası temsilcileriyle önemli bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdiklerini anlatan Bolat, toplantının verimli geçtiğini söyledi.

 

Bolat, önceki toplantılarla kıyaslandığında katılımın daha yüksek olduğunu vurgulayarak, "Cumhurbaşkanımız kendilerini Türkiye'ye doğrudan yatırıma davet etti ve Türk-Amerikan ilişkilerinin geliştirilmesi arzusunu belirtti." diye konuştu.

 

"OVP'NİN BAŞARILI SONUÇLARI AMERİKALILARCA YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR"

 

Türkiye'nin Orta Vadeli Program'ı (OVP) titizlikle uygulayarak elde ettiği makroekonomideki başarılı sonuçların Amerikalılar tarafınca yakından takip edildiğini gözlemlediğini dile getiren Bolat, şöyle devam etti: "Amerikalı büyük firmalar Türkiye'deki mevcut yatırımlarını genişletme isteklerini açıkça beyan ettiler ve Türkiye ile yatırım, ticaret, iş yapma konusunda çok istekli olduklarını ortaya koydular. Özellikle Uzak Doğu'dan yatırımların Türkiye'ye doğru yönelişinin onlar da farkında ve bu noktada Türkiye'yi önemli bir yatırım, tedarik ve lojistik üssü olarak değerlendirdiklerini ortaya koydular. Hem Türk tarafı hem Amerikan tarafı hem de başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere biz hükümet tarafı bu toplantıdan çok memnun kaldık, çok verimli geçti."

Bolat, iki ülke arasındaki ticaretin daha fazla artırılması noktasında ümitli olduklarına dikkati çekerek, ABD'nin Türkiye'nin ihracatında ikinci büyük pazar konumuna geldiğini, ithalatta da beşinci ortak olduğunu anlattı.

Türkiye-Amerikan ilişkilerinin giderek daha fazla ısındığını ve ivme kazandığını söyleyen Bolat, kendilerinin de artan ticaret ve yatırım ilişkilerinden memnun olduklarını bildirdi.

 

"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE ABD'YE İHRACATIMIZI ARTIRMA KONUSUNDA ÜMİTLİYİZ"

 

Bolat, Türk Amerikan ilişkilerinin Kovid-19 salgınından sonra ticaretle hızlandığını belirterek, iki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen yıl 33 milyar dolara ulaştığını, bu rakamın bu yıl 35 milyar doları aşmasının beklendiğini aktardı.

 

Türkiye'nin ABD'ye ihracatında ciddi bir artış olduğunu kaydeden Bolat, ticaret dengesi açısından bu yıl geçen yıla kıyasla Türkiye lehine bir tablo olduğunu ifade etti.

 

Bolat, söz konusu rakamların daha fazla yükselmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, bunun için küresel büyüme ve ticaretin de hızlanmasının gerektiğine dikkati çekti.

 

ABD ve Avrupa merkez bankaları başta olmak üzere faiz indirimlerinin başladığı bir döneme girildiğine işaret eden Bolat, şunları kaydetti: "Bu faiz indirimleri hızlandığı takdirde küresel büyüme ve küresel ticaret oranlarında yukarı doğru ivme bekliyoruz. Bu da bizim ihracatımız için artan bir tempo kazanmamızı sağlayacak, yeni pazar imkanlarını önümüze sunacak. O zaman karşılıklı ticarette önce 40 milyar dolar, sonra 50 milyar dolar ve uzun vadede de 100 milyar dolarlık hedeflere ulaşmak mümkün olacak."

 

Bolat, ABD ve Avrupa Birliğinin (AB) Çin ürünlerine karşı artan ithalat tedbirlerinin ise Türkiye açısından yeni pazar imkanları meydana getirebileceğini belirterek, "Biz Avrupa pazarlarına 2-3 günde, ABD'ye de deniz yoluyla 20 gün ve hava yoluyla bir günde ürünlerimizi gönderebiliyoruz. Önümüzdeki dönem için ABD'ye yönelik ihracatımızı artırma konusunda ümitliyiz." diye konuştu.

24 Eylül 2024 Salı

Etiketler : ABD firma yatırım OVP Ömer Bolat

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu, "Bütün yatırımcıların Türkiye'de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabileceği şekilde iş planlarını geliştirebileceğini, Türkiye'de yatırım yapabileceğini anlatıyoruz" dedi.


 

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığındaki heyetle New York'ta bulunduklarını ifade ederek, bu heyetin her zaman bir yatırım ajandasının da bulunduğuna dikkati çekti.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yatırımcılarla da toplantı yapacağına işaret eden Dağlıoğlu, "Sonrasında da Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji, Enerji ve Tabii Kaynaklar ile Ticaret bakanlarımızın yatırımcılarla toplantıları olacak. Bizim hedefimiz, Türkiye'ye, başta ABD olmak üzere diğer ülkelerden de daha fazla yatırım çekmek. Burada bu yatırımcı topluluğuyla Türkiye'nin mesajlarını, ülkedeki gelişmeleri paylaşmak için doğru bir platform olduğunu düşünüyoruz, bu fırsatı en verimli şekilde değerlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.

 

Dağlıoğlu, bu yıl üç büyük derecelendirme kuruluşunun Türkiye'nin notunu yükseltmesinin ülkeye gelen yatırımlara etkisini değerlendirdi.

 

Özellikle portföy yatırımları tarafında Türkiye'ye bu yıl hızlı bir giriş olduğunu söyleyen Dağlıoğlu, "Kredi derecelendirme kuruluşları onların karar verme mekanizmasına çok etkin. Türkiye'nin bu yıl içerisinde 3 kurumdan da bu not artışı alan tek ülke konumunda olması bizi özel yapıyor, yatırımcılar bunu çok pozitif karşılıyor." diye konuştu.

 

Dağlıoğlu, doğrudan yatırımcıların da kredi notlarını takip ettiklerine değinerek, Türkiye'ye yönelik yatırım iştahının artmasının son 3 ayda doğrudan yatırımlar tarafındaki yukarı yönlü ivmeden takip edilebileceğini dile getirdi.

 

Yılın 7 ayında Türkiye'nin 6 milyar dolar civarında yatırım çektiğini bildiren Dağlıoğlu, gelecek aylarda bunun hızlanarak artacağını öngördüklerini anlattı.

 

"TÜRKİYE BİRÇOK ALANDA DÜNYANIN KESİŞİM VE BAĞLANTI NOKTASI"

 

Dağlıoğlu, Türkiye'yi farklı kampanyalarla dünyada tanıttıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Pandemi sonrasında Türkiye'yi 'Your Resilient Partner' (dayanıklı ortağınız) olarak dayanıklı, güçlü, krizlerden çabuk çıkan bir ülke olarak anlattık. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı 2023'te, bütün dünyada yine çok geniş kampanyalarla Türkiye'nin 100'üncü yılını duyurduk. Orada da temamız 'Common Ground' yani yatırımcılarla, dünyayla ortak noktası olan bir ülke olarak Türkiye'yi anlattık. Bunun bir devamı niteliğinde de son dönemde özellikle gördüğümüz birçok alanda Türkiye, dünyanın kesişim ve bağlantı noktası ve bu fiziksel bir kesişim noktası olmanın ötesine geçiyor. Bu yüzden 'Nexus of the World' kampanyasına başladık."

 

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu haftasında sürdürülebilirliğin çok geniş bir çerçevede ele alındığına dikkati çeken Dağlıoğlu, bütün dünyada sürdürülebilirlik hedeflerini hayata geçirmek ve net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmak için eylem planları yapıldığını, Türkiye'de de bu alanda çok önemli gelişmelerin olduğunu söyledi.

 

Dağlıoğlu, bu nedenle New York'un ünlü Times Meydanı'ndaki kampanyalarını da sürdürülebilirlik temasına odakladıklarını belirterek, "Yatırımcılara Türkiye'deki sürdürülebilirlik hedeflerine doğru gelişmeleri, yatırım ortamının bu bağlamda nasıl şekillendiğini anlatıyoruz. Bütün yatırımcıların Türkiye'de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabileceği şekilde iş planlarını geliştirebileceğini, Türkiye'de yatırım yapabileceğini anlatıyoruz. Kampanyamız da bu sebeple sürdürülebilirlik teması çerçevesinde ilerliyor." şeklinde konuştu.

 

"NİTELİKLİ İSTİHDAMI ARTIRACAK YATIRIMLARI ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"

 

2024-2028 yıllarını kapsayan Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi'ne de değinen Dağlıoğlu, buradaki hedefin Türkiye'ye özellikle daha sürdürülebilir yatırımlar çekmek olduğunu ifade etti.

 

Dağlıoğlu, dijital alanın da kendileri için önemine işaret ederek, Türkiye'de hem mevcut geleneksel işlerin dijital dünyaya adaptasyonu hem de teknoloji girişimlerinde büyük bir fırsatın oluştuğunu, bu alandaki yatırımların hızla artması için çaba gösterdiklerini bildirdi.

 

Tedarik zincirlerine entegrasyonun da önemli diğer bir alan olduğuna değinen Dağlıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki geçmiş 20 yıllık dönemde Türkiye uluslararası tedarik zincirlerinde, değer zincirlerinde çok önemli rol oynayan bir ülke oldu. Türk KOBİ'leri hızla bu tedarik zincirlerine entegre oluyor, daha üst yerlere çıkıyor, daha katma değerli ürünler üretiyor. Uluslararası şirketler de bu tedarik zincirlerindeki aktivitelerin daha çok fonksiyonlarını ülkemize kaydırıyorlar."

 

Dağlıoğlu, Türkiye'nin artık bölgesel üretim, AR-GE, inovasyon ve tasarım merkezi olduğunu vurgulayarak, birçok şirketin bölgesel tedarik ve satın alma merkezlerinin Türkiye'de yer aldığını dile getirdi.

 

Bunların ülkenin küresel tedarik zincirlerindeki konumunu güçlendirme için önemli olduğunu söyleyen Dağlıoğlu, nitelikli bilgiye dayalı ekonomi alanındaki yatırımlarla nitelikli istihdamı artıracak yatırımları kazanmak için çalıştıklarını kaydetti.

24 Eylül 2024 Salı