Çiniden sulu boyaya, boncuk işinden tezhibe kadar birbirinden farklı sanat dalları, İstanbul Ticaret Odası Yeni Cami Hünkâr Kasrı’nda baharı karşılıyor.

 Hem sanat eserlerinin yerinde yapılıp İstanbullulara sergilendiği hem de satışların yapıldığı Hünkâr Kasrı dükkanları, ekim ayına kadar sanatseverleri ağırlamaya devam edecek.  

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Kimi yıllar süren ofis hayatından sonra huzuru sanatta bulmuş, kimi çocukluk yıllarından beri sanatla iç içe… Yılda iki kez çeşitli dallarda sanatçıları ağırlayan İstanbul Ticaret Odası Yeni Cami Hünkâr Kasrı’nın bahar konuklarının ortak noktası ise üretmenin ruhlarına kazandırdığı huzur. Çiniden sulu boyaya, boncuk işinden tezhibe, ebrudan takı sanatına kadar pek çok farklı alanda eser icra eden sanatçılar, ekim ayına kadar Yeni Cami Hünkar Kasrı’nda sanatseverleri ağırlamaya devam edecek. 

 

HER ESER BİRİCİKTİR 

 

Nezahat Savaş, Hünkâr dükkanlarını altı ay boyunca tezhip ve minyatür sanatı ile şenlendirecek sanatçılardan biri. Üniversitede desen tasarımı bölümünden mezun olduktan sonra kendini tezhip ve minyatür sanatının içinde bulmuş. Kimi zaman iğne ucu kadar ince fırçalarla ince ince işlemiş sayfaların kenarlarını kimi zaman altını saatlerce ezerek elde etmiş malzemelerini. Savaş, sanat yolculuğunun insanın ruhunu dinlendirdiğini ifade ederek, “25 yıldır bu sanatla meşgulüm ama her zaman öğrenilecek bir şeyler olduğuna inanıyorum” diyor. Her eserin biricik olduğunu ifade eden Savaş, ne kadar istense de aynı eseri ikinci kez yeniden üretmenin imkansız olduğunu söylüyor. 

 

HİROŞİMA’DAN GELEN BONCUKLAR 

 

“Bu boncuklar Hiroşima’da bulunan bir yanardağdan geliyor, parlaklığını da volkanik bileşenlere borçlu” diyor cam ve gümüş işleme sanatçısı Çiğdem Eyilmez. Her biri milimetrik ölçüde olan boncukları birbirinden farklı desenlerde takılara dönüştüren Eyilmez, 30 yıllık ofis hayatından sonra yolunu sanatla kesiştirenlerden. Eyilmez, “İçimde daima sanatla ilgilenme tutkusu vardı, ancak hayat şartları müsaade etmemişti. İşimden ayrılmak zorunda kaldıktan sonra hemen çeşitli eğitimler alarak kendimi geliştirdim. Ancak keşke daha önce içimdeki sesi dinleseymişim” diye anlatıyor sanat yolculuğunu. 

 

HOBİDEN MESLEĞE 

 

Hobisini mesleğe dönüştürerek sanat icra eden isimlerden biri Emine Toprak. Toprak, Hünkâr Kasrı dükkânlarında taşıyıcı olduğu ebru sanatçısı kimliği ile sanatseverleri ağırlıyor. “Çocuklarımı büyüttükten sonra hobi olarak ebru sanatına başladım. Çeşitli mecralarda eğitimler aldım” diyen Toprak, aynı zamanda tezhip sanatı ile de ilgileniyor. 

 

Eğitim merkezlerinde ve özel ders şeklinde ebru sanatında ilerlemek isteyenlere profesyonel yarenlik yapan Toprak, “Ebru sanatı benim için bir aşk. Bu sanat beni çok farklı boyutlara götürüyor. Her bir desenin kullandığımız materyale nasıl düşeceğini hâlâ çok büyük bir heyecanla bekliyorum” diyor. Toprak; kumaşa, seramiğe, ahşaba, deriye ve çeşitli materyallere ebru sanatını yansıtıyor. Toprak, aynı zamanda ziyaretçilere minik bir ebru atölyesi imkanı da sunuyor. 

 

KÜTAHYA’DAN İSTANBUL’A 

 

Hasan Hüseyin Emiroğlu, çininin memleketi Kütahya’dan yolunu İstanbul’a düşürmüş. Hünkâr Kasrı dükkanlarında altı ay sürecek misafirliği için ev kiralayarak İstanbul’da ikamet etmeye başlayan Emiroğlu, çini ve seramik eserlerinin muadillerinden farkının modern desenler olduğunu ifade ediyor. Emiroğlu, modern desenleri seramik ile buluşturarak her biri aynı zamanda kullanılabilir eserler üretiyor. “Tabaklarla yemek yiyebilir, bulaşık makinasında yıkayabilirsiniz. Asla renklerinde solma olmaz” diyor. Bu sanatın her zaman sürprizlerle dolu olduğunu anlatan Emiroğlu, “Sırlama ismi bu yüzden verilmiştir. Çünkü bir eserin fırından çıktıktan sonra nasıl bir hale geleceğini asla bilemezsiniz. Bu, emek verene dahi sırdır” diyor. 

 

RÜYAMDA TASARIM GÖRÜYORUM

 

Seyhan Aktaş Sarıoğlu, takı tasarımı sanatçısı olarak Hünkâr dükkânlarının bahar konukları arasında yer alıyor. Sarıoğlu, çeşitli materyallerden tasarladığı takılarını sanatseverlerle buluşturuyor. Sarıoğlu’na göre takı, tamamen kişisel bir tasarım ürünü ve kişilerin enerjisi takı konusunda çok belirleyici oluyor. Takı tasarımını, “Vücudumun nasıl suya ihtiyacı varsa benim de bu şekilde tasarım yapmaya ihtiyacım var” diyerek özetleyen Sarıoğlu, kişiye özel takı tasarımları da yapıyor. Sarıoğlu, “İşimin en güzel tarafı, onu satın alan kişinin üzerinde görmek. Bunun mutluluğunu hiçbir şeye değişemem. Takı tasarımı benim için o kadar büyük bir tutku ki, bazen nasıl tasarımlar yapacağımı rüyamda görürüm. Bir de tasarımdan sonra mutlaka iyi niyetlerimi takıya yükleyerek emaneti teslim ederim. Her şey benim tasarım fikrimi besleyen bir kaynak olabilir” diye anlatıyor sanatıyla olan bağını. 

 

SULU BOYANIN KAĞITLA DANSI 

 

Sulu boya sanatçısı kimliği ile Hünkâr dükkanlarında sanatseverleri ağırlayan sulu boya sanatçısı ve iç mimar Levent Erkök, sanat yolculuğunun çocuk yaşlarda başladığını ifade ediyor. Köyde bulduğu kalemlerle annesinden gizli gizli ahşap somyaların altına resim yaptığını söyleyen Erkök, “İç mimarlık eğitimi alıp mezun olduktan sonra tekrar resme başlamayı planlamıştım. Ancak 15 yıl fırçayı elime alıp hiç resim yapamadım. Sonrasında çeşitli kurslarla resim sevdasının serüvenine başladım. 2-3 yıl sonra gelen talepler üzerine benim gibi sulu boya resim sanatını erteleyenler için dersler vermeye başladım” diyor.

 

Erkök, her resim yapmaya oturduğunda yeni şeyler öğrendiğini ve tekniğini daha ileriye götürmek zorunda olduğunu belirterek, “Her çalışmamda renklerin paletimde karışmasından bir şeyler öğrenirim. Fırçayı suya daldırdığınızda o kadar çok sürprizler vardır ki resme yansıyacak olan... O günkü ruh durumunuz, heyecanınız, fırçayı suya daldırma kuvvetiniz, kağıt ile buluşması, boyayı alma oranınız, kâğıdın dokusu… Her biri ortaya çıkacak resmi etkiler” diye konuşuyor.

15 Nisan 2024 Pazartesi

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı 106 resmi bakım ve rehabilitasyon merkezinden 7 bin 356 engelli bireyin hizmet aldığı bildirildi.


 

İstanbul'da yaşayan bir kişi, TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvurarak, engelli bakım merkezleri sayısının artırılmasını talep etti.

 

Başvuruyu inceleyen TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlık Divanı, taleple ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından bilgi istedi. İlgili başvuruyu inceleyen Bakanlık, engelli bakım merkezleriyle ilgili yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi paylaştı.

 

Engelli bireylere yatılı bakım hizmeti sunulan 106 resmi engelli bakım merkezi bulunduğu belirtilen açıklamada, "Bu merkezlerde 2024 yılı Şubat ayı itibarıyla 7 bin 356 engelli bireye yatılı bakım hizmeti sunulmaktadır. Bakanlığımız, bakıma ihtiyacı olan engelli bireylere sunduğu bakım hizmetlerinde hak temelli ve aile odaklı bakım hizmetlerine yönelmiştir. Bu kapsamda engelli bireylerin öncelikle ailesi yanında bakımının sağlanmasına öncelik verilmektedir. Ailesi yanında bakımı mümkün olmayan engelli bireylerin bakımı ise yaş, cinsiyet ve engel durumuna uygun bakım ve rehabilitasyon hizmetleri sunulan Bakanlığımıza bağlı olarak faaliyet gösteren gündüz ve yatılı resmi bakım merkezleri aracılığıyla ücretsiz olarak sağlanmaktadır." ifadelerine yer verildi.

 

Engelsiz Yaşam Merkezleri Projesi dahilinde bakım hizmetinin kalitesinin artırılması ve iyileştirilmesi için toplu yaşam alanlarından ziyade modern fiziki yapılarda hizmet sunulduğuna işaret edilen açıklamada, anılan merkezlerin üçer kişilik 4 yatak odası ve ortak yaşam alanlarından oluşan toplam 12 kişilik müstakil, tek katlı ve bahçeli evlerin bir idari bina ile birlikte aynı bahçe içerisinde bulunduğu yerleşkeler olduğu aktarıldı.

 

Engelsiz yaşam merkezlerinde, engelli bireylerin insan onuruna yaraşır şekilde bakımına önem verildiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Engelli bireylerin sosyal hayata katılımlarını sağlamak ve bağımsız yaşama geçişlerini kolaylaştırmak amacıyla resmi bakım ve rehabilitasyon merkezlerine bağlı ek ünite şeklinde, müstakil veya apartman dairelerinde en fazla 6 kapasiteli umut evleri hizmet vermektedir. 2019 yılında gündüz bakım, rehabilitasyon ve aile danışma merkezleri açılmaya başlanmış, hizmetin ülke genelinde yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmalara hız verilmiştir. Geçici bakım modeli kapsamında evde bakımı sağlanan engelli bireylerin ailelerinin, engelliye çeşitli nedenlerle bakamayacağı durumlarda engelli bireylerin resmi bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde geçici olarak yatılı bakımları sağlanmaktadır. Bu model ile bakım kuruluşuna kabul edilen engelli bireyler, kuruluştan sürekli hizmet alan diğer engelli bireylere verilen bakım hizmeti, harçlık, giysi gibi tüm haklardan ve hizmetlerden yararlandırılmaktadır."

 

Evinde bakımı sağlanan ve Bakanlığın yatılı kurum bakım hizmetinden yararlanmayan engelli bireylerin ailelerine, engelli bireyin bakımına yönelik işlerde desteğe ihtiyacının bulunması halinde evde bakıma destek hizmeti sunulduğu, bu kapsamda resmi merkezlerde görevli personel tarafından belirlenen gün ve saatlerde bakıma ihtiyacı olan engelli bireyin adresine gidildiği bildirildi.

 

Açıklamada, bakım hizmetleri kapsamında; engelli bireylerin beslenmesi, korunması, temizliği gibi temel yaşam ihtiyaçlarının karşılandığı; sosyal rehabilitasyon hizmetleri kapsamında da engelli bireylerin yetenekleri ve becerileri geliştirilerek sosyal, sportif, sanatsal ve kültürel faaliyetler gerçekleştirildiği ifade edildi.

 

Bakım sorumluluğu kapsamında ise engelli bireylerin tedavisine, tıbbi rehabilitasyonuna, özel ve mesleki eğitimine, mesleki rehabilitasyonuna ve istihdamına ilişkin hizmetlerin, ilgili kurum ve kuruluşlardan alınmasına veya bu hizmetlerin ilgili kurum ve kuruluşların desteği ve yönlendirmesi ile işbirliği içinde sunulmasına önem verildiği belirtildi.

 

Açıklamada, bütçe imkanları doğrultusunda Bakanlıkça engelli bakım merkezlerinin sayısının artırılmasının planlandığı bildirildi.

29 Nisan 2024 Pazartesi

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca gençlere evlilik desteği kapsamında sunulan faizsiz krediye 6 Şubat depremlerinden etkilenen Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep'in İslahiye ile Nurdağı ilçelerinden 7 bin 888 çift başvurdu.


 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca gençlere evlilik desteği kapsamında sunulan ve başvuruların 15 Şubat'ta alınmaya başlandığı faizsiz krediye 6 Şubat 2023'teki depremlerden etkilenen Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep'in İslahiye ile Nurdağı ilçelerinden toplam 7 bin 888 çift başvurdu.

 

Aile müessesesinin desteklenmesi, güçlendirilmesi, gençlerin sosyal risklere karşı korunması ve gelişimlerine destek sağlanmasına yönelik kaynağın oluşturulması amacıyla Aile ve Gençlik Fonu kuruldu.

 

Fon kapsamında, "Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi" hayata geçirildi. Proje ile evlenmeyi planlayan çiftlere, ekonomik, psikolojik ve sosyal destekler sunularak evliliklerinin daha sağlam bir temele oturmasına yardımcı olunması hedefleniyor.

 

Söz konusu projeye başvurular 15 Şubat'ta "www.aile.gov.tr" adresi üzerinden alınmaya başlandı. Aile kurma yolunda ilk adımı atacak gençlerden başvurusu onaylanan çiftlere, 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği veriliyor.

 

Aynı zamanda çiftlere, evlilik öncesi ve sonrası eğitimle danışmanlık hizmetleri de sağlanıyor.

 

KREDİ, RESMİ NİKAHIN ARDINDAN HESAPLARA YATIRILMAYA BAŞLAYACAK

 

"Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi"nin pilot uygulaması, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremlerden etkilenen Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep'in İslahiye ile Nurdağı ilçelerinde gerçekleştiriliyor.

 

Fondan yararlanmak isteyen çiftler, pilot illerden 15 Şubat itibarıyla projeye başvurmaya başladı. Bu kapsamda bugüne kadar 7 bin 888 çift, Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi'ne başvurdu. Gençlerden sıfır faize başvuru en çok Hatay'dan yapıldı.

 

Değerlendirmesi yapılan ve olumlu sonuçlanan çiftler, mart ayı itibarıyla evlilik öncesi eğitimlere katıldı. Çiftlere kredisi, resmi nikahlarının ardından hesaplarına yatırılmaya başlayacak.

 

Şu an sadece 5 pilot ilden başvuruların alındığı program, ilerleyen süreçte fon kaynaklarına göre tüm gençleri kapsayacak şekilde bütün Türkiye'de yaygınlaştırılacak.

 

BAŞVURU TARİHİ İTİBARIYLA RESMİ NİKAH TARİHİNE EN AZ 2 AY EN FAZLA 6 AY KALMASI GEREKİYOR

 

Projeden yararlanabilmek için eşlerden birinin, 6 Şubat'taki depremde ve başvuru anında Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya ya da Gaziantep'in Nurdağı ile İslahiye ilçelerinden birinde ikamet ediyor olması ve başvurunun burada ikamet eden kişi tarafından yapılması gerekiyor.

 

Adayların, başvuru tarihi itibarıyla 18-29 yaş arasında 30 yaşından gün almamış olması ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması ve depremden etkilenen 11 il (Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa) dışında taşınmaz sahibi ya da hissedarı olmaması şartı aranıyor.

 

Çiftlerden, başvuru tarihi itibarıyla resmi nikah tarihine en az 2 ay, en fazla 6 ay kalmış olması şartı aranırken, son 6 aylık gelir toplamı ortalaması ve son aya ait gelirleri toplamının 2 asgari ücretten fazla olmaması gerekiyor.

 

Adaylardan, Bakanlığın evlilik öncesi ve sonrasında sunacağı eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanmayı taahhüt etmesi isteniyor.

 

Başvuracak kişilerin, affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, bunların kullanılmasını kolaylaştırma, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçlarından hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmaması gerekiyor.

 

Başvuru süreci ile ilgili detaylı bilgiye, "https://www.aile.gov.tr/duyurular/evlenecek-genclerin-desteklenmesi-projesi/" adresinden ulaşılabiliyor.

29 Nisan 2024 Pazartesi