tatil-sepeti

HABER: ADEM ORHUN

Şirketler, pandemi etkisinde geçirdiği bir yılın ardından, fırtınayı atlatmış gemiler gibi 2021’e ulaştı. Covid-19 salgını, yılın ikinci çeyreğinde bütün sektörlerde şok etkisi yaptı. Fakat ani daralmayı aşmak için uyuyan reflekslerini devreye sokan işletmeler, duruma uygun adımlar atmayı başardı. Kamunun sahaya sürdüğü finansal destek unsurları da eklenince, işletmeler yılın son aylarındaki toparlanmayla normallerine yaklaştı. Şirketleri, fırtınanın içinden geçirip limana ulaştıran ise şüphesiz ‘dijitalleşme’ oldu. Her türlü e-ticaret çözümü, online networking, B2D* (Business-to-digital) bir kurtarıcı olarak girdiği mecralardan artık çıkmayacak.

KİMLER AVANTAJLI?

Çoğu uzmanın ifade ettiği gibi iş süreçlerinin dijitalleşmesinde yıllar alacak aşamalar birkaç ay içinde geçildi. Pandemi öncesinde dijitalleşme çalışmalarını başlatmış olanlar, hem salgın dönemini daha az hasarla atlattı hem de aşı yılı diye nitelendirilen 2021’e iki adım önde girdi. Artık tüketiciler de şirketler de dijitale daha bağımlı. İş süreçlerini dipten başa kurumsal kaynak kullanım programları ile disipline edenler, girdi ve çıktıyı takip edilebilir hale getirenler, kısıtlı bütçelerle sosyal medya üzerinden profesyonel reklam çözümlerini kullananlar, meşhur e-pazaryeri platformlarına dahil olanlar, masrafları kıstı, iş hacimlerini büyüttü. Ayrıca kendi online satış web sitelerini kuranlar, hatta pazarlamada yapay zeka (AI) çözümlerine başvuranlar hem yılı kurtardı hem de önümüzdeki birkaç yılın trendini yakalamış oldu. İşletmelerin de dijital kazanımlarını geliştirmesi büyük önem taşıyor.

AŞIYA ENDEKSLİ

Peki, yılın ilk haftasından bakıldığında, 2021 nasıl görünüyor? En önemli unsur, virüse karşı hazırlanan aşılar. Önümüzdeki aylarda, yüz milyonlarca kişinin aşılanmasıyla birlikte yılın ikinci yarısında işlerin yoluna gireceği tahmin ediliyor. Türkiye’nin en büyük ihracatçı firmalarının yöneticileri tarafından yapılan değerlendirmeler de bu yönde.

Birçok üst yönetici, “Aşının yaygınlaşmasıyla küresel ekonomi toparlanacak, yurt içinde de üretim ve ticaret daha kolay ve güvenli hale gelecek. Aşılamada elde edilecek başarıyla 2021’in ikinci yarısı çok iyi olacak” görüşünü ifade etti.

İHRACAT VE TURİZM

Aşının, öncelikli ve yaygın olarak Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanacağına dikkat çeken yöneticiler, dış ticaretinin yarısını AB ile yapan Türkiye için bölgedeki iyileşmenin, işlerin toparlanması anlamına geleceğini kaydetti.

AB ülkelerindeki aşı uygulamasının sadece ihracat değil, turizm için de ciddi bir iyileşme oluşturacağı belirtiliyor. 2020’nin kayıp yıl olduğunu belirten turizm yatırımcıları, 2021’in ikinci yarısında sektörde büyük bir geri dönüş beklediklerini ifade ediyor.

YENİLEME SÜRECEK

İnşaat sektörü, kredi faizlerinin yükselmesiyle yeni projelerde bekleme moduna geçti. Ancak tadilat ve yenileme alanında yoğunlaşan iş hacminin bu yıl da devam edeceğine dikkat çekiliyor. Konutlardaki yenileme, aynı zamanda inşaat malzemeleri, mobilya ve ev tekstili alanında da yeni satışları beraberinde getirecek görünüyor.

Pandemiye rağmen ihracatını yüzde 2 artırmayı başaran mobilya sektörü, yeni yıldan umutlu. İtalya’da ve ABD’de dahi İstanbul mobilyasının tercih edilir hale geldiği belirtilirken, sektörde moraller iyi. Ancak dikkat çekilen nokta, özellikle dış pazarda ölçek sorunu. ABD gibi ülkeler katma değerli ürün ihracı konusunda büyük potansiyel barındırırken, mobilya sektörünün işbirliği kültürü içinde hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor.

PAHALI FİNANSMAN

Sanayide ise faiz, döviz kuru ve finansmana erişim imkanlarının çok yakından izleneceği bir yıl olacak. CEO’ların ifadelerine göre, 2021’de finansman hem daha pahalı hem daha zor olacak. Sektörde birçok üst yönetici, faiz politikasının yukarı yönlü devam etmesi halinde döviz kurunun aşağı ineceğini ifade etti. Sanayicilerin, ekonomide büyüme tahmini yüzde 1-3 arasında değişirken, 2021’de 2019’u yakalayacaklarını belirttiler.

BÜYÜME TAHMİNLERİ

Türkiye’de kamu kesiminden yapılan açıklamalarda, büyüme öngörüsü yüzde 4-4.5 arasında yoğunlaşırken, reel sektör yöneticileri sektörel olarak ayrıştı. Yüzde 1-2 arasında büyüme beklediklerini ve bunu dahi olumlu bulduklarını belirtenlerin yanı sıra çoğu sektörde yüzde 3-4’lük büyüme beklentisi öne çıkıyor. TCMB’nin para politikası da büyüme, enflasyon, faiz gibi yakından takip edilecek. Merkez’in 2021 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 9.4.

HUKUK REFORMU

Ekonominin, 2021’de ne olacağı konusunda hem CEO’lar hem de akademisyenler tarafından dikkat çekilen bir diğer husus, ekonomi ve hukuk alanında konuşulan reformların yapılması. Avrupa Birliği ile ticaret ve yatırımlar anlamında da reformların seyrinin sektörleri etkileyeceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği reformların zamanında ve ihtiyaçlara cevap verecek seviyede yapılması halinde doğrudan dış yatırım ve döviz kuru konularında olumlu beklentinin gerçekleşeceği ifade ediliyor.

HAMMADDE KISITLI BULDUĞUNUZ YERDE ALIN

İş dünyası, zor geçen 2020’yi duruma göre hamlelerle kapatırken, İstanbul Ticaret Odası’nın art arda düzenlediği sektörel istişare toplantılarında 2021 öngörüleri tartışıldı. İTO Başkanı Şekib Avdagiç de bu online toplantılarda, yeni yılla ilgili tespitlerini paylaştı.

“Finansman ve para politikası konusunda beklenti, sıkılaştırma politikasının devam edeceği yönünde” diyen Avdagiç, şunları söyledi: “Para kıymetli olacak, elinizi buna göre hazırlayın. 2021’in ilk yarısında faizde indirim beklenmiyor. 3 aylık performans ve dünyada aşı ile elde edilebilecek bir başarıya göre olumlu yansımalar başlayabilir. Diğer yandan hammadde bulmak zorlaştı. Hem Çin’deki öngörülemeyen talep sebebiyle arz yetmiyor hem de fiyat artışı sürüyor. Hammaddeyi bulduğunuz yerde alın durumundayız.”

SIFIR GÜMRÜK KONTENJANI

Ticaret Bakanlığı, sıfır gümrük vergili hammadde tarife kontenjanlarına başvuru alınacağını duyurdu. Türkiye’de yetersiz olan hammadde ve ara mamul niteliğinde 22 kimyasal ve elektronik eşyada sıfır gümrük vergisiyle açılan tarife kontenjanına dair başvurular bakanlığın web sitesinden yapılıyor.

YERLİ OTOMOBİLE YERLİ PİL

Türkiye’nin elektrikli otomobilinin üretileceği TOGG Mühendislik, Tasarım ve Üretim Tesisleri’nin inşaatında yeni bir aşamaya geçildi. 18 Temmuz 2020’de gerçekleştirilen temel atma töreninin ardından tedarikçi çalışmalarını gerçekleştiren Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu; batarya modülü ve paketinin Türkiye’de üretilmesi için Farasis ile anlaştı. TOGG, şimdi de önemli bir adım daha olan TOGG Gemlik Tesisi üst yapı inşaat şirketini de belirledi.

LİTYUM TESİSİ

Zemin iyileştirme çalışmalarının son aşamaya geldiği tesiste, bu ay Yapı Merkezi tarafından üst yapı çalışmaları başlatılacak.

Bir yılda tamamlanması planlanan üst yapı çalışmalarının ardından TOGG Tesisi, akıllı, çevre dostu ve Avrupa’nın en temiz tesisi olacak. Tesis, metrekarede 5 gramdan az ‘uçucu organik bileşen’ salımı ile Türkiye’deki dokuzda biri Avrupa’daki yasal sınırın ise yedide biri ile çalışacak. Öte yandan; yerli elektrikli otomobil için gerekli lityum tesisi de hizmete girdi. Eskişehir’de Eti Maden Tesisleri’ndeki ‘lityum karbonat üretim tesisi’, geçtiğimiz hafta törenle açıldı. TOGG başta olmak üzere elektrikli otomobillerin, mobil telefonların, elektrikli araçların bataryalarında kullanılan lityum, Türkiye’de ilk defa yerli olarak bordan üretilecek. Bu pilot tesiste ilk yıl 10 tonluk üretimin ardından yıllık 600 ton kapasiteye ulaşılacak. Böylece yıllık 1.200 ton lityum ithalatının önemli bir kısmı karşılanacak.

PİL DE YAPILACAK

Bu arada Türkiye’nin ilk ‘lityum iyon pil üretim tesisinin’ temeli ekim ayında Kayseri’de atılmıştı. Aspilsan Enerji tarafından yapılan tesisin inşaatı bir yıl içinde tamamlanacak. Tesisteki üretimle Türkiye’nin savunma sistemlerinin, sanayisinin ve endüstrisinin önemli bir ihtiyacı yerli, milli ve katma değeri yüksek olarak yurt içinde giderilecek.

2022 SONUNDA BANTTAN İNECEK

* 2022 yılının son çeyreğinde ilk seri otomobil banttan inecek.

* 175 bin/yıl kapasiteye ulaşıldığında 4 bin 300 kişi istihdam edilecek.

* Üretim başlangıcında yerlilik yüzde 51 oranında olacak.

* 2025 yılında yerlilik oranı yüzde 68’e kadar ulaşacak.

* 2030 yılına kadar 1 milyon adet TOGG hattan indirilecek.

SADE PARA POLİTİKASI

TCMB’nin 2021 para ve kur politikasında uygulama sade ve anlaşılır çerçevede olacak. Merkez’in sunumunda dikkat çeken diğer noktalar ise şunlar:

* Para politikası kararları fiyat istikrarı önceliği korunarak alınacak.

* TCMB’nin nominal ya da reel bir kur hedefi olmayacak.

* Dalgalı döviz kuru rejimi devam edecek.

* TCMB döviz rezervlerinin güçlendirilmesi amaçlanacak.

* TCMB kurların yönünü belirleme amaçlı döviz alım-satım işlemi yapmayacak.

Bu sunumun ardından birçok akademisyen, yorumlarında yeni yılda sıkılaştırma uygulanacağını, fiyat istikrarı sağlamanın öncelik olacağını, fakat enflasyonun da bir sonuç olarak beklenmesi gerektiğini ifade etti.

VARLIK BARIŞINI KAÇIRMAYIN

Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını 30 Haziran 2021’e kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, bu varlıklarını serbestçe tasarruf edebilecek.

Bu varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.

SEKTÖRLERİN GÜNDEMİNDE NELER VAR?

1) Hammadde temini

2) Vergi ve krediler

3) Enerji maliyeti

4) İnsan kaynağı temini

04 Ocak 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Bakan Bolat, regülasyon görevlerinin yanı sıra denetimleri de ihmal etmeden yaptıklarını belirterek "Bakanlığımız iç ticaret birimlerince bu yılın ilk 8 ayında 127 bin gerçek ve tüzel kişiye 1 milyar 218 milyon lira idari para ceza kesilmiştir" dedi.


 

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen Balkan Rekabet Platformunun kuruluş toplantısında yaptığı konuşmada, toplantının, Balkan ülkeleri ile ortak platformda rekabet hukuku çalışmalarının koordinasyonunu sağlamayı ve tecrübe ile bilgi birikimini paylaşmayı amaçladığını kaydetti.

 

Yılbaşında Türk Devletler Teşkilatı üyesi ülkelerin rekabet otoriteleri arasında bir koordinasyon toplantısı yapıldığını ve bir teşkilat kurulduğunu anımsatan Bolat, rekabet hukukunun önemine işaret etti.

 

Bolat, rekabet hukukunun, mal ve hizmet piyasalarında rekabetin korunması amacına yönelik oluşturulan kurallar üzerine inşa edilmiş bir hukuk dalı olduğunu ifade ederek, rekabet kurallarının ticarete ve ekonomiye sağladığı katkıları anlattı.

 

Son yüzyılda teknolojik alanda yaşanan gelişmeler neticesinde dünya ülkelerinin birbirleriyle çok yakın iktisadi ve ticari ilişkilere girdiğini dile getiren Bolat, son yıllarda artan korumacılık hareketlerine ve bazı ülkelerde yükselen milliyetçilik dalgasına rağmen küresel düzeyde iktisadi ve ticari entegrasyonun devam ettiğini vurguladı.

 

Bolat, bu süreçte küresel düzeyde artan ticaret hacmine, yüksek seviyelere ulaşan portföy yatırımlarına ve artan göç hareketlerine ilave olarak doğrudan yatırımlardaki artış ve özellikle üretimin ülkeler arasındaki yatay entegrasyonunun çok önemli gelişmeleri de beraberinde getirdiğini anlattı.

 

İktisadi küreselleşmenin gelişiminin rekabet mekanizması ve hukuku bakımından küresel regülasyonlar ile standartları önemli ve zorunlu hale getirdiğini ifade eden Bolat, rekabet mekanizmasının daha verimli bir ekonomik ortamın oluşmasını ve bu şekilde toplumsal refah ve kalkınmanın da artmasını sağladığını kaydetti.

 

"ADİL REKABET İÇİN GÖREVİMİZİ TİTİZLİKLE YAPIYORUZ"

 

Ömer Bolat, Kovid-19, Rusya-Ukrayna Savaşı, Kızıldeniz'deki gemi saldırıları ve iklim değişikliği başta olmak üzere jeopolitik gerilimlerin ve bölgesel çatışmaların yol açtığı fiyat artışlarından ve lojistik ağlarda yaşanan sorunlardan bahsetti.

 

Söz konusu olumsuz gelişmelerin rekabet kurallarını ihlal eden ve piyasa yapısını bozucu faaliyetleri doğuran bir ortam yarattığını vurgulayan Bolat, bunlara ek olarak ekonomide gözlenen durgunluğun ve yüksek enflasyon dalgasının bütün dünyada fiyatlama davranışlarını bozduğunu ve piyasa mekanizmasının işleyişinde büyük aksamalara yol açtığını söyledi.

 

Uluslararası ticaret alanında rekabeti sınırlayan ve yerli sanayilere zarar veren haksız ticari uygulamaların arttığını belirten Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Rekabet kurallarını ihlal eden ve adil piyasa yapısı faaliyetleri doğuran bu ortam rekabet hukukunun ve mekanizmasının işlerliğine yönelik regülasyonların ve düzenlemelerin önemini de açıkça ortaya koymuştur. Bu durum, aynı zamanda ilgili kamu kurumları ile rekabet otoritelerinin son yıllarda önem, etki ve iş yüklerini büyük ölçüde artırmıştır. Ülkemizde gerek Ticaret Bakanlığımız gerekse bağımsız bir kurul olan Rekabet Kurumu, adil rekabet ve adil piyasa oluşumu için yetkili ve sorumlu kuruluşlardır ve görevlerini titizlikle yapmaktadırlar. Ticaret Bakanlığı olarak, bu süreçte adil ve etkin işleyen bir piyasa mekanizmasının tesisi için hem düzenlemeler hem de denetim anlamında yoğun çabalar göstermekteyiz."

 

REKABET KURUMUNDAN 8 AYDA 4,8 MİLYAR LİRA CEZA

 

Ticaret Bakanı Bolat, rekabeti sınırlayıcı ve piyasa yapısını bozucu faaliyetleri engellemek için çok önemli mevzuat değişiklikleri gerçekleştirdiklerini belirterek, bu çerçevede motorlu kara taşıtları ve meyve-sebze ticareti ile lisanslı depoculuk ve emlak ilan sektörüne yönelik hayata geçirilen düzenlemelere değindi.

 

Bu alanda yaptıkları diğer yeniliklere ilişkin bilgiler veren Bolat, fahiş fiyat ve stokçuluğun cezasının artırıldığını bildirdi. Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu: "Regülasyon düzenleme görevimiz kapsamında yaptığımız mevzuat değişikliklerinin yanında denetim görevimizi de ihmal etmeden yapıyoruz. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığımız iç ticaret birimlerince 2023 yılında 55 bin 772 gerçek ve tüzel kişiye 1,5 milyar lira idari para cezası kesilmiştir. Bu yılın ilk 8 ayında ise 127 bin gerçek ve tüzel kişiye 1 milyar 218 milyon lira idari para ceza kesilmiştir. Rekabet Kurumumuz da rekabeti sınırlayıcı ve piyasa yapısını bozucu faaliyetlere karşı yoğun denetimlerde bulunmaktadır. Rekabet Kurumunun gerek kartel oluşumu gerekse rekabet bozucu eylemlere ve hakim durumu kötüye kullanma çabalarına karşı önleyici yetkileri vardır. Kurumun sektörlere yönelik denetimleri sonucunda 2023'te 166 firmaya toplam 2,7 milyar lira, bu yılın ilk 8 ayında ise 142 firmaya 4 milyar 840 milyon lira idari para cezası kesmiş bulunmaktadır."

 

"BU PLATFORMLA HERKESE FAYDA SAĞLAYACAK ADİL PAZARLAR OLUŞTURMAYI HEDEFLEMEKTEYİZ"

 

Ömer Bolat, artan dijitalleşme ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmelerin rekabet hukuku alanında ortak standartların geliştirilmesini çok daha önemli hale getirdiğini vurguladı.

 

Küresel düzeyde rekabet konusunda yürütülecek iş birliklerinin önemine işaret eden Bolat, bu iş birliklerinin karşılıklı anlayış ve dayanışmanın gelişmesini, ortak bir akılla uyuşmazlıkların çözülmesini ve kriz dönemlerinden en az zararla geçilmesini sağlamaya yönelik olması gerektiğini söyledi.

 

Balkan coğrafyasının stratejik ve coğrafi önemine dikkati çeken Bolat, şöyle devam etti: "Bu coğrafya günümüzde de dünyanın üretim üssü konumunda olan Asya ile en büyük küresel pazarlar durumunda olan Batı dünyası arasında hem siyasi hem de ticaret yolları ve lojistik kanalları bakımından adeta bir köprü vazifesi görmektedir. Balkan coğrafyasının bu önemli jeostratejik konumu birçok alanda olduğu gibi rekabet düzenlemeleri ve hukuki alanında da bölge arasındaki işbirliğinin çok önemli hale getirmektedir. Bu çerçevede bölge ülkelerinin birbirleriyle olan ticaret ilişkilerinde rekabet hukuku ve kuralları konusunda belirli standartların oluşması, bölge dışındaki aktörler ile bu alandaki ilişkilerin daha sağlam zeminde yürütülmesine büyük katkılar sağlayacaktır. Bu anlayışla 9 Balkan ülkesi arasında tesis edilen Balkan Rekabet Platformu ile hem bölgesel hem de küresel ekonomi ve rekabet politikalarının gelişimine katkıda bulunmayı ve herkese fayda sağlayacak açık ve adil pazarlar oluşturmayı hedeflemekteyiz."

 

"REKABETTE KARŞILAŞILAN SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİNİ AMAÇLIYORUZ"

 

Ticaret Bakanı Bolat, bu işbirliği mekanizmasıyla rekabet hukuku ve politikalarına dair farkındalığın artırılmasını, Balkan bölgesinde güçlü bir rekabet kültürünün yaygınlaştırılmasını ve sahip olunan tecrübelerin karşılıklı paylaşılmasıyla rekabette karşılaşılan sorunların çözülmesini amaçladıklarını dile getirdi.

 

Geleneksel alanların dışında halihazırda önemi gittikçe artan yeşil ekonomi, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gibi alanlardaki faaliyetlerin de rekabet hukuku ve kurallarına uyumlu hale getirilmesi için çalışmaların yürütüleceğini belirten Bolat, şunları kaydetti: "Ayrıca, rekabet alanında akademik ve bilimsel çalışmaların artırılmasını ve bu alandaki entelektüel seviyenin bölgemizde de artırılmasına yönelik çalışmaların teşvik edilmesini arzuluyoruz. Adil bir rekabet mekanizmasının olmadığı bir yerde piyasa mekanizması asla sağlıklı işlemez. Piyasa mekanizmasının sağlıklı işlemediği bir yerde ise ne sürdürülebilir büyüme teşhis edilebilir ne de toplumsal barış ve refah artışı sağlanabilir. Bütün bu nedenlerle bugün bir araya gelmemize vesile olan bu Balkan Rekabet Platformu çok kıymetlidir. Rekabet ortamının korunması için yürüttüğümüz bu çalışmaların sadece bugünün değil, geleceğin de adil ve rekabetçi bir piyasa düzenine sahip olmasını sağlayacağına inanıyorum."

 

Bolat, adil ve sağlıklı bir piyasa mekanizmasının oluşmasını sağlayacak rekabet hukuku düzenlemelerini ve gerekli regülasyonlar ile denetimleri yapmaya kararlılıkla devam edeceklerini sözlerine ekledi.

30 Eylül 2024 Pazartesi

Borsa haftaya düşüşle başladı.


Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 29,79 puan ve yüzde 0,30 azalışla 9.747,67 puana geriledi.


Bankacılık endeksi yüzde 0,43 ve holding endeksi yüzde 0,37 değer kaybetti. Sektör endekslerinden en çok kazandıran yüzde 1,07 ile spor, en çok kaybettiren yüzde 0,68 ile iletişim oldu.


Cuma günü, satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,53 değer kaybederek 9.777,46 puandan tamamladı.


Küresel piyasalar, başta ABD'deki istihdam raporu olmak üzere yoğun makroekonomik veri takviminin takip edileceği haftaya temkinli başladı.


Dünya genelinde enflasyonla mücadelenin resesyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağına ilişkin soru işaretleri ve Orta Doğu'daki çatışmaların ortaya koyduğu endişeler varlığını korusa da son dönemde açıklanan makroekonomik veriler piyasalarda endişelerin sınırlı kalmasına yardımcı oluyor.


Analistler, bugün yurt içinde Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) ve aylık para ve banka istatistikleri, yurt dışında ise Almanya'da enflasyon ve ABD'de Dallas Fed imalat sanayi endeksinin yanı sıra ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın yapacağı konuşmaların takip edileceğini belirterek, BIST 100 endeksinde 9.700 ve 9.600 puanın destek, 10.050 ve 10.200 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti.


30 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : #Borsaİstanbul #BIST100