Alman Mühendisler Derneği (VDMA), Almanya’nın makine mühendisliği üretiminde bu yıl için yüzde 1’lik ve gelecek yıl için de yüzde 4'lük düşüş beklendiğini bildirdi.


 

Alman Mühendisler Derneği (VDMA), makine mühendisliği sektöründeki gelişmelere ilişkin ocak-ekim dönemi verilerini ve gelecek yıla ilişkin beklentilerini Frankfurt'ta düzenlediği basın toplantısı ile duyurdu.

 

Toplantıda verilen bilgiye göre, sektörde genel siparişler yılın ocak-ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 azaldı.

 

Dernek, Almanya’nın makine mühendisliği üretiminde bu yıl için yüzde 1’lik ve gelecek yıl için de 4'lük düşüş bekliyor. VDMA, daha önce bu yıl için yüzde 2 küçülme öngörmüştü.

 

VDMA Başkanı Karl Haeusgen, toplantıda yaptığı konuşmada, sektörün en büyük ihracat pazarı olan ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkan olması halinde Alman makine mühendisliği şirketlerinin zor durumda kalacağını kaydetti.

 

Haeusgen, Trump yeniden seçilirse Avrupa ve ABD arasında kesinlikle yeni tarifeler olacağına işaret ederek, “Şahsen bana makine mühendisliğinin küresel ekonomik gelişimi için en gerçekçi risk senaryosunun ne olduğunu sorarsanız, şu anda Trump'ın seçim zaferi olduğunu söyleyebilirim." ifadesini kullandı.

 

Thyssenkrupp ve Siemens gibi Alman şirketlerinin ABD’de yeşil teknolojilere yönelik artan talepten faydalandığını anımsatan Haeusgen, gelecek yıl kasım ayında yapılacak ABD seçimlerini Trump'ın kazanması halinde yeşil teknolojilere yönelik yatırımların riske gireceğini savundu.

 

Haeusgen, “O zaman yatırımlar bu sektöre akmayacaktır. Ve bu, Alman makine mühendisliğinin çok iyi konumlandığı bir sektör.” ifadesini kullandı.

 

VDMA Başkanı Karl Haeusgen, "AB iç pazarının, Avrupa sanayisinin rekabet edebilirliğini güçlendirmeyi amaçlayan mantıklı ve yönetilebilir düzenlemelere ihtiyacı var." değerlendirmesinde bulundu.

 

Alman otomotiv sektöründen sonra en büyük ikinci sektörü olan makine mühendisliği bir milyondan fazla istihdam sağlıyor. Sektörün üretiminin yüzde 70’ten fazlası ihraç ediliyor.

 

Bu arada son yıllarda yaşanan Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi çok sayıdaki kriz, Alman ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkarırken, Çin başta olmak üzere birçok ülkenin başta makineler olmak üzere Almanya'dan ithal ettiği malları giderek daha fazla üretebilmesi ve yüksek enflasyonla artan faizler Alman ekonomisinin büyümesini daha da zorlaştırıyor.

12 Aralık 2023 Salı

ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin, yaz sezonunda fiyatları düşürmek amacıyla Kuzeydoğu'daki rezervlerden 1 milyon varil benzini satışa sunacağı bildirildi.


 

ABD Enerji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Petrol Rezervleri Ofisinin, Sandy Kasırgası sonrasında oluşturulan Kuzeydoğu Benzin Tedarik Rezervindeki 1 milyon varil (42 milyon galon) benzinin satışı ve tasfiyesi için talepte bulunulduğu duyuruldu.

 

Açıklamada, bunun zamanlamasının, benzin fiyatları üzerindeki etkisinin en üst düzeye çıkacak şekilde ayarlandığı ve Amerikalılar bu yaz yola çıkarken fiyatların düşmesine yardımcı olacağı kaydedildi.

 

ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm, konuya ilişkin değerlendirmesinde, Biden yönetiminin, özellikle sürücüler yaz sezonunda yola çıkarken benzin fiyatlarını düşürmeye odaklandığını belirtti.

 

Granholm, söz konusu rezervi, Anma Günü ile 4 Temmuz tatilleri arasında stratejik olarak piyasaya sürerek en çok ihtiyaç duyulan zamanda yeterli tedarik akışını sağlayacaklarını ifade etti.

 

Söz konusu satışın, ABD Kongresinin Kuzeydoğu Benzin Tedarik Rezervi'nin satılması ve kapatılması yönündeki talimatının ardından gelmesi dikkati çekti.

 

Amerikan Otomobil Birliği (AAA) verilerine göre, ülkede benzinin ortalama fiyatı, geçen yıla kıyasla yaklaşık yüzde 2 artışla galon başına 3,59 dolara çıktı.

 

ABD Başkanı Biden, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşın ardından ABD'de hızla artan benzin fiyatları karşısında 2022'de ülkenin stratejik petrol rezervinden toplamda 180 milyon varilin üzerinde petrolün piyasaya sürülmesine izin vermişti.

 

Ülkenin rezervlerinden yapılan petrol satışlarıyla ABD'nin stratejik rezervindeki ham petrol oranı 1984'ten bu yana en düşük seviyeye inmiş ve enerji güvenliğine ilişkin endişeleri artırmıştı.

21 Mayıs 2024 Salı

Dünya Bankası, küresel karbon fiyatlandırması sonucu sağlanan gelirin 2023'te 104 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştığını bildirdi.


 

Dünya Bankası, "Karbon Fiyatlandırmasının Durumu ve Eğilimleri 2024" raporunu yayımladı.

 

Dünyadaki karbon fiyatlandırmasına ilişkin gelişmelerin ele alındığı raporda, karbon fiyatlandırma gelirlerinin geçen yıl artmaya devam ederek ilk kez 100 milyar dolar eşiğini aştığı aktarıldı.

 

Raporda, küresel karbon fiyatlandırması sonucu sağlanan gelirin 2023'te 104 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştığı belirtildi.

 

Dünya çapında faaliyette olan 75 karbon fiyatlandırma aracı olduğu kaydedilen raporda, toplanan gelirin yarısından fazlasının iklim ve doğayla ilgili programların finansmanı için kullanıldığı ifade edildi.

 

Raporda, Brezilya, Hindistan, Şili, Kolombiya ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu orta gelirli büyük ülkelerin karbon fiyatlandırması uygulamasında ilerleme kaydettiği ibelirtildi.

 

Karbon fiyatlandırmasının uygulama açığının kapatılmasına yardımcı olmak için zemin kazanmaya devam ettiği ancak geçen yıl kaydedilen ilerlemenin yavaş olduğu vurgulanan raporda, uygulanan karbon vergileri ve emisyon ticareti sistemlerinin küresel emisyonların yaklaşık yüzde 24'ünü kapsadığı aktarıldı.

 

Raporda, enerji ve sanayi gibi geleneksel sektörler hakimiyetini sürdürürken, havacılık, denizcilik ve atık gibi sektörlerde karbon fiyatlandırmasının giderek daha fazla dikkate alındığı kaydedildi.

 

Bankanın raporunda, rekor gelirlere ve büyümeye rağmen küresel karbon fiyatı kapsamı ve seviyelerinin Paris Anlaşması'nın hedeflerini tutturamayacak kadar düşük olduğuna işaret edildi.

21 Mayıs 2024 Salı