Türkiye ile bazı Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasındaki gerginliğin yansımalarının görüldüğü ekim ayındaki Brüksel zirvesinin ardından Bulgaristan’ın Varna kentinde ümit verici adımlar atıldı. AB Dönem Başkanı Bulgaristan’ın ev sahipliğindeki liderler zirvesinde, Türkiye ile AB kurum liderleri pozisyonlarını ve taleplerini açık bir şekilde ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov arasındaki görüşme 2 saat 20 dakika sürdü. Liderler, bu kritik görüşmenin ardından Euxinograd Sarayı’nda ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Türkiye ve AB’nin uzun süreli stratejik ortaklar olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel bir güç olma iddiasındaki Avrupa’nın Türkiye’yi genişleme politikalarının dışına itmesi vahim bir hata olacaktır. Türkiye bölgede kilit aktör, jeostratejik öneme haiz bir müttefik, genç nüfusa sahip dinamik bir ülkedir” dedi.

BİRLİKTE ÇALIŞALIM

Bu zirvede gelişmeler hakkındaki görüşlerini ve beklentilerini Avrupa Birliği tarafına yazılı olarak ilettiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Avrupa Birliği’nden bu kağıdı kendi içinde değerlendirmesini ve ardından konuların takibi için teknik düzeyde ortak bir çalışma yapılmasını bekliyoruz. Geçtiğimiz dönemdeki olumsuzluklara rağmen biz Türkiye olarak diyalog kanallarını hep açık tutmaktan yana olduk. AB ile aramızdaki güvenin yeniden tesisinin ilk adımını bugün burada hep beraber atmış olduğumuzu umuyorum. Ancak bu adımı attık demek yeterli değil, somut olarak atmak gerekiyor. Varna’dan AB ülkelerine bir kez daha seslenmek istiyorum.
Gelin, ortak coğrafyamız olan Balkanlar’da istikrar ve refahın sağlanması yönünde birlikte çalışalım. Gelin, Suriye, Irak, Filistin, Kudüs, Yemen, Rohingya, Afrika gibi uluslararası konularda işbirliğimizi derinleştirelim. Gelin, güçlü, müreffeh ve istikrar abidesi Avrupa’yı hep birlikte inşa edelim. Biz bu çağrılarımızda dün olduğu gibi bugün de samimiyiz.”

TERÖRE KARŞI DESTEK

Afrin operasyonuna karşı eleştirilerin haksız olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Teröre karşı operasyonlarımız sadece kendimizin ve Suriyelilerin güvenliğine değil, Avrupa’nın da güvenliğine katkı sağlıyor. Biz artık terörle mücadele gibi hassas konularda afaki ve haksız eleştiriler değil, güçlü destek bekliyoruz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı, acil ihtiyaçların beklemeyeceğini ve insani krizlerde bürokratik hantallığa tahammülün olmadığını dile getirdi.

KARAYOLU TAŞIMACILIĞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB ile ilişkilerde diğer meselenin serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili sorunlar olduğunu kaydetti. Karayolu taşımacılığı konusunda yaşanan sıkıntıları özellikle vurguladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı, Avrupa Birliği’nden bu alandaki sıkıntıların çözümüne katkıda bulunmasını beklediklerini bildirdi.

Varna’daki görüşmelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile bazı milletvekilleri de yer aldı.

VİZE SERBESTLİĞİNDE HAREKET BEKLİYORUZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin üzerine düşeni yaptığı ve AB mensubu muhataplarımızdan geri dönüş beklediği bir diğer konu vatandaşlarımız için sağlanacak vize serbestisi” dedi. Bununla ilgili çalışma belgesinin şubat başında AB Komisyonu’na sunulduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: “AB bu noktada adımını bir an önce atarsa bizi rahatlatacaktır. Bu, vatandaşlarımızın AB’ye olan güvenini sarsacak bir hal almamalı. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi çalışmalarına başlanması konusundaki beklentimizi de dile getirdik.”

TUSK: İSTİŞAREYE HAZIRIZ

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, zirve sonrası gerçekleştirilen ortak basın toplantısında, Türkiye-AB ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğini söyledi. Tusk, “Mevcut sorunların üstesinden gelmek ve ortaklığımızın potansiyelini ortaya çıkarmak için istişareye hazır olduğumuzu vurgulamak isterim” dedi. Tusk, göç ve sığınmacı konusunda Türkiye ve AB’nin çok yakın iki ortak olarak hareket etmeyi sürdürdüğüne dikkati çekerek, “Türkiye’ye bu konuda yaptığı etkileyici işlerden dolayı minnettar olduğumuzu belirtmek isterim” diye konuştu.

JUNCKER: MÜZAKERELERİN DEVAMININ GARANTÖRÜYÜM

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Türkiye’nin AB’ye üyeliğini her zaman desteklediğini söyledi. Türk halkının büyük ve cesur bir ulus olduğunu ve büyük bir saygı duyduğunu ifade eden Juncker, “Hiçbir zaman üyelik müzakerelerinin durdurulması taraftarı olmadım. Türkiye ile müzakerelerin devamının garantörüydüm ve öyle olmaya da devam edeceğim” dedi. Türkiye’nin AB’nin gerçek bir ortağı olmasını istediklerini belirten Juncker, “Stratejik ortaklıkta bizi bir araya getirenler etrafında toplanmak ve bizi bölen konulara çözüm bulabilmek için samimi ve açık bir işbirliği ve diyaloğu sürdürmemiz lazım.
Enerji, güvenlik ve terörle mücadele işbirliği yapabileceğimiz ortak çalışma alanları” diye konuştu.

İKV: İLİŞKİLERİ ONARMA ZAMANI

Varna zirvesini değerlendiren İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, bu görüşmenin Türkiye ve AB’nin birbirini daha iyi anlaması ve ilişkilerin onarılması için önemli bir adım olduğunu belirtti. Zeytinoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vize serbestliği, Kıbrıs, terörle mücadele ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi beklentilerini sözlü ve yazılı olarak AB’ye aktarmasının önemli olduğunu kaydetti. Türkiye ve AB arasındaki karşılıklı bağımlılığın, ilişkilerin devamı için bir zorunluluk oluşturduğuna işaret eden Zeytinoğlu, “Bundan sonra ilişkileri, müzakereleri yeniden başlatacak bir noktaya getirmek gerekiyor” diye konuştu.

02 Nisan 2018 Pazartesi

Etiketler : Dünya

ABD federal hükümetinin bütçe fazlası, nisanda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19 artışla 210 milyar dolara ulaştı.


 

ABD Hazine Bakanlığı, nisan ayına ilişkin bütçe dengesi raporunu yayımladı.

 

Buna göre, 1 Ekim 2023'te başlayan ve 30 Eylül'de sona erecek 2024 mali yılının 7'nci 

ayında, federal hükümetin bütçe fazlası 210 milyar dolar olarak hesaplandı.

 

Federal hükümet, geçen yıl nisanda 176 milyar dolarlık bütçe fazlası vermişti. Böylece bütçe fazlası, nisanda geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 19 yükseldi. Bu dönemde bütçe dengesine ilişkin piyasa beklentisi, 244,5 milyar dolar fazla yönündeydi.

 

Hükümetin gelirleri, nisanda yüzde 22 artışla 776 milyar dolara, harcamaları yüzde 23 yükselerek 567 milyar dolara çıktı.

 

7 AYLIK BÜTÇE AÇIĞINDA YÜZDE 8'LİK AZALIŞ

 

Ülkede 2024 mali yılının 7'nci ayı olan nisan itibarıyla toplam bütçe açığı ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 8 azalarak 855 milyar dolar oldu. Söz konusu açık, geçen yılın aynı döneminde 925 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmişti.

 

Mali yılın ilk 7 ayındaki harcamalar, geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 6 artarak 3 trilyon 819 milyar dolara, gelirler yüzde 10 artışla 2 trilyon 964 milyar dolara ulaştı.

 

ABD'nin bütçe açığı, 2023 mali yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 23 artarak 1,7 trilyon dolara yükselmişti.

10 Mayıs 2024 Cuma

Çin'de nisanda otomobil ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre artarken, ülke içindeki otomobil satışları yıllık ve aylık olarak geriledi.


 

Çin Binek Otomobil Birliği (CPCA) verilerine göre, nisan ayında ülkede satılan otomobil sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,8, önceki aya göre yüzde 9,6 azalarak 1,55 milyon düzeyinde kaldı.

 

Otomobil ihracatı ise yıllık yüzde 38 artışla 417 bin adede ulaşırken marttaki güçlü artış ivmesini sürdürdü. Martta ihraç edilen otomobil sayısı yıllık bazda yüzde 39 artış kaydetmişti.

 

ABD ve Avrupa ülkelerinin, Çin'de elektrikli araç üretiminde devlet destekleriyle iç talebi aşacak düzeyde yaratılan kapasite fazlasının küresel rekabeti olumsuz etkileyeceğine dair endişelerin dile getirildiği bir dönemde, ülkede otomobil piyasasında iç talep zayıfken ihracatın güçlü artışını sürdürmesi dikkati çekiyor.

 

CPCA Genel Sekreteri Cui Dongşu, yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Çin'den ithal elektrikli otomobillere başlattığı sübvansiyon soruşturmasının Avrupa ülkelerine ihracatı olumsuz etkilediğini ancak Çin üreticilerin Güney Amerika, Avustralya ve Güneydoğu Asya pazarlarına ihracat olanaklarını araştırdığını belirtti.

 

Cui, yerel üreticilerin iç pazardaki artan rekabette başarılı olabilmek için yurt dışına odaklanmasının şart olduğunu vurguladı.

 

NEV SATIŞLARININ PAYI REKOR SEVİYEYE ÇIKTI

 

Otomobil satışları içinde "Yeni Enerji Aracı" (NEV) olarak adlandırılan, şarj edilebilen, pilli, hibrit ve yakıt hücreli elektrikli araçlarının satışlarının payı nisanda yüzde 43,5'e çıkarak en yüksek aylık seviyeye ulaştı.

 

Nisanda elektrikli araçların (EV) satışları yıllık bazda yüzde 12,1 artarken şarj edilebilen hibrit araçların (PHEV) araçların satışları yüzde 64,2 yükseldi. Buna karşın mart ayına kıyasla EV satışları yüzde 6,3, PHEV satışları ise yüzde 4,7 düşüş kaydetti.

 

Çin hükümeti, NEV satışlarının oranını 2027'de yüzde 45'e çıkarma hedefi koymuştu. Otomotivde yeni enerji dönüşümünün beklenenden daha hızlı gerçekleştiği gözleniyor.

 

Öte yandan tamamıyla elektrikli araçlarda artan rekabet ve fiyat savaşlarına karşın Çin'in otomobil satışları ve ihracatının büyük bölümünü PHEV kategorisinde araçlar oluşturuyor. Çin, bu segmentteki küresel pazar payı, yılın ilk çeyreğinde yüzde 70'e ulaştı.

 

Geçen yıl 4,91 milyon araç ihraç eden Çin, Japonya'yı geride bırakarak dünyanın en büyük otomobil ihracatçısı konumuna gelmişti.

 

Ülkenin genel ihracatının azaldığı bir yılda otomotiv sektöründe liderliğe yükselmesinde, yeni enerji araçlarının üretimi ve ihracatındaki artış etkili olmuştu.

10 Mayıs 2024 Cuma