ABD'de yapılacak seçimlerin yarattığı belirsizliğin ülke ekonomisine en az 100 milyar dolara mal olduğu belirtiliyor.

Tüm dünyanın sabırsızlıkla beklediği ABD Başkanlık ve Kongre seçimlerine sayılı günler kaldı. 8 Kasım Salı günü sandık başına gidecek Amerikalılar, hem ülkenin yeni liderini hem de yeni kongre üyelerini belirleyecek.

ABD'nin iç ve dış politikaları açısından büyük önem taşıyan seçimlerin ekonomik yansımaları da ülke gündeminin ilk sıralarındayer alıyor.

Seçim kampanyaları için harcanan milyarlarca doların ekonomiye katkısı göze çarpsa da araştırmalar, belirsizlikten kaynaklanan maliyetin bundan çok daha fazla olduğuna işaret ediyor. Seçimin maliyetinin, ertelenen yatırımlar başta olmak üzere 100 milyar doları geçmesi bekleniyor.

6.5 MİLYAR DOLARDAN FAZLA HARCAMA

ABD başkanlık seçimi maratonu, geçen yılın ilk aylarında, 17'si Cumhuriyetçi ve 5'i Demokrat olmak üzere toplam 22 aday adayıyla başlamıştı.

Washington merkezli Center for Responsive Policy'nin (Duyarlı Politika Merkezi) verilerine göre, başta Demokrat Hillary Clinton ve Cumhuriyetçi Donald Trump olmak üzere başkanlık için yarışan tüm isimlerin harcamaları yaklaşık 2,5 milyar dolara ulaştı.Ayrıca, 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi üyeliği ve 34 Senatör koltuğu için yarışan yüzlerce adayın seçim kampanyaları için 4 trilyon dolardan fazla para harcandığı belirtiliyor.

Toplamda 6.5 milyar doları aşması beklenen seçim harcamalarının üçte birlik gibi önemli bir bölümünün adayların reklamları için medya kuruluşlarına ödendiği tahmin ediliyor.

Halka ulaşmak için hem televizyon hem sosyal medyada yayınlanan reklamlara ekim başına kadar Clinton'ın 157 milyon dolar, Trump'ın 44 milyon dolar harcadığı biliniyor.

Kongre için yarışan adayların harcadıkları paralarla başta CNN gibi medya devleri ile çekişmeli eyaletlerdeki yerel kuruluşların yüzlerce milyon dolar kazandıkları belirtiliyor. CNN'nin, geçen günlerde, siyasi reklamlardan beklenenden 100 milyon dolar daha fazla kazandığını açıklaması, bu öngörünün haklılığını ortaya koyuyor.

HİLLARY İÇİN 4 BİN 200, TRUMP İÇİN 880 KİŞİ ÇALIŞIYOR

Seçim harcamalarındaki en önemli payı ise yüzde 35 ile kampanya çalışanlarına ödenen maaşlar oluşturuyor.Hillary Clinton'ın seçim kampanyası için çalışan kişi sayısı Trump'ın neredeyse5 katı seviyesinde bulunuyor.Clinton'ın kampanyasında 4 bin 200 kişi, Trump'ın kampanyasında sadece 880 kişi görev yapıyor.

Seçim kampanyalarının diğer önemli giderleri arasında idari masraflar, ekipmanlar ve seyahat harcamaları bulunuyor. Cumhuriyetçi aday Trump'ın "Amerikayı yeniden büyük yap" şapkalarına 1,8 milyon dolar ödemesi harcamalardaki en ilginç ayrıntılardan biri olarak göze çarpıyor. Şapkaların 2016 başkanlık seçiminin "ikonik" ürünleri arasında yer alacağı ifade ediliyor.

Trump'ın reklamlarve çalışanlara Clinton'a kıyasla çok daha az ödeme yapması, emlak milyarderinin genel harcamalarına da yansıyor. Verilere göre, Demokrat Clinton, kampanyası için bugüne kadar 610 milyon dolar harcarken, Cumhuriyetçi Trump 285 milyon dolar harcadı. Böylece Trump, rakibinden 2 kat daha az harcama yaptı.

Harcamalar arasındaki büyük farkta, eski Dışişleri Bakanı Clinton'a 687 milyon dolar bağış yapılırken, Trump'a yapılan bağışların 307 milyon dolarda kalması önemli rol oynadı.

BELİRSİZLİK YATIRIMLARIN ERTELENMESİNE NEDEN OLDU

Seçimler için yapılan harcamaların başta medya ve hava yolları gibibazı sektörleri olumlu etkilediği ifade ediliyor. Ekonomistler, 6.5 milyar dolarlık seçim harcamalarının 18 trilyon dolarlık ABD ekonomisine önemli katkı sağlayacağınıdüşünmüyor. Ayrıca,seçimlerden kaynaklanan belirsizliğin yatırımların ertelenmesine neden olduğu belirtiliyor.

Tulane Üniversitesi Finans Bölümü Öğretim Görevlisi Candace Jens'in yaptığı araştırmaya göre, ertelenen yatırımlar yaklaşık 108 milyar dolara tekabül ediyor. Özellikle son aylarda gerileyen tüketici güveninin ülke ekonomisinin yüzde 70'ini oluşturan tüketici harcamalarını olumsuz etkilediği belirtiliyor.

AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü UzmanıJacob Kirkegard, seçimlerin genelde ekonomiye zarar verdiğini ancak 2016 başkanlık seçimlerin maliyetinin önceki seçimlere kıyaslafazla olduğunu söyledi.

Kirkegard, "Seçim belirsizliği özellikle bu seçimde daha yüksek. Çünkü adaylardan biri daha önce test edilmemiş, hiç siyasi tecrübesi yok. Ayrıca, ekonomi politikalarını anlamak zor. Vergileri azaltmayı, Meksika sınırına bir duvar örmeyi ve birçok insanı sınır dışı etmeyi istediğini biliyoruz ama bunun pratikte nasıl işleyeceğine dair fikrimiz yok. Bu nedenle Trump'ın seçilme ihtimali piyasalara çok büyük belirsizlik getirdi" ifadelerini kullandı.

01 Kasım 2016 Salı

Etiketler : Dünya

Kripto para madenciliği faaliyetlerini yasaklayan ülkeler listesine Venezuela da dahil oldu. Yasak kararına gerekçe olarak ise on yıldır büyük sorunlar yaşayan elektrik sitemine verdiği zararı gidermek olarak açıklandı.


 

NECMİ UYSAL

 

Venezuela, yüksek elektrik enerjisine ihtiyaç duyan kripto para madenciliğine yasak getiren ülkeler grubuna dahil oldu. 

 

ELEKTRİK SİSTEMİNDEN ÇIKARMAYI AMAÇLAYAN PLAN

 

Venezuela Ulusal Elektrik Bakanlığı, kripto para madenciliğini yapan işletmeleri ulusal elektrik sisteminden çıkarmayı amaçlayan planı açıklarken, Venezuela Ulusal Kripto Para Birliği de kripto madenciliğin Venezuela’da yasaklandığını açıkladı.

 

ELEKTRİK SİTEMİNİ ZORLAYAN ÇİFTLİKLER

 

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, ülke çapında faaliyet gösteren ve elektrik sitemini zorlayan kripto para çiftliklerinin son on yıldır büyük sorunlar yaşayan elektrik sitemine verdiği zararı gidermek olduğu dile getirildi. 

 

YOLSUZLUK OPERASYONUNUN BİR PARÇASI

 

Hükümet tarafında yapılan açıklamada ise kararın birçok yüksek düzey kamu görevlisinin tutuklanması ile sonuçlanan yolsuzluk operasyonunun da bir parçası olduğu açıklaması yapıldı. 

 

DAHA ÖNCE YASAKLAYAN ÜLKELER

 

Nitekim 2023 yılında ülkenin devlet petrol şirketinin karıştığı yolsuzluk soruşturması kapsamında kripto madencilik faaliyetleri durdurulmuştu.

 

Daha önce birçok ülkenin yanında Çin ve Kazakistan gibi ülkeler de çok fazla enerji tüketimine neden oldukları gerekçesiyle ülkelerinde kripto para madenciliği faaliyetlerini yasaklamışlardı.

21 Mayıs 2024 Salı

Bakan Bolat, Çekya ile Türkiye arasındaki işbirliği fırsatlarına değinerek “Yeşil ve dijital dönüşüm ve yeni üretim modelleri bağlamında otomotiv ve savunma endüstrisi ile enerji ve hava yolu sektörü gibi alanlarda önemli potansiyel görüyoruz” dedi.


 

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Çekya temasları kapsamında iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin konuşulduğu Türkiye-Çekya İş Forumu’na katıldı.

 

Bolat, burada yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki işbirliği fırsatlarının ön plana çıkarılmasını ve ortaklıklarla Türk-Çek iş çevrelerinin güçlendirmesini sabırsızlıkla arzuladığını söyledi.

 

Orta Avrupa bölgesinin ana ticaret ortaklarından ve müttefik ülke olarak Çekya ile ikili ilişkilere önem verdiklerini kaydeden Bolat, bu güzel ilişkilerin sonsuza kadar sürmesini ve yoğun çabalarla daha da artmasını dilediğini ifade etti.

 

“İKİLİ TİCARET HACMİ ŞU AN 6 MİLYAR DOLAR CİVARINDA”

 

Bolat, iki ülke arasındaki ilişkilerin son 20 yılda çok hızlı arttığını belirterek, 20 yıl önce sadece 450 milyon dolar düzeyinde seyreden ikili ticaret hacminin şu an 6 milyar dolar civarında olduğunu vurguladı.

 

Bolat, "Büyükelçimizle bir toplantı yaptık ve 10 milyar dolar dış ticaret hedefi koyduk. Umarım 3-4 yıl sonra bu başarılır. Çünkü iki ülke arasında birçok sektörde çok büyük fırsatlar var. İkili ticaretimizi dengeli bir şekilde genişletmeyi ve çeşitlendirmeyi hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

 

Türkiye ile Çekya'nın ticari ilişkilerinin potansiyelinin tamamını gerçekleştirmekten çok uzakta olduğunu dile getiren Bolat, şöyle devam etti: “Çek yatırımcılarını fırsatları kaçırmamaya davet ediyorum çünkü 265 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımımız var. Son iki ayda dünyanın dört bir yanından 25 milyar dolara yakın yabancı yatırımımız var. Yeşil ve dijital dönüşüm ve yeni üretim modelleri bağlamında otomotiv endüstrisi, savunma endüstrisi, enerji sektörü, özellikle yenilenebilir enerji, mobilite, akıllı şehirler, yapay zeka ve hava yolu sektörü gibi alanlarda önemli potansiyel görüyoruz. Başarılı bir ülke olan Çekya’dan tramvay ithalatı yapan pek çok şehir ve belediye var, bu işbirliğinin enerji sektöründe çok daha yaygınlaştırılabileceğine inanıyoruz.”

 

Bakan Bolat, Rusya ve Ukrayna savaşının doğal gaz arzı ve güvenliği üzerinde yarattığı zorlukların Türkiye dahil tüm ülkeleri enerji tedarikinde yeni teknolojilere ve yeni pazarlara yönlendirdiğini belirtti.

 

Bolat, "Bu bağlamda yenilenebilir enerji alanında işbirliğini ikili ilişkilerimizde gelecek vadeden bir diğer alan olarak değerlendiriyorum. Üretimimizin yüzde 42'sinin yenilenebilir enerjilerden, yüzde 26'sının birçok Çek firmasının katkılarıyla hidrolik enerjiden, yüzde 16'sının da rüzgar enerjisinden, güneş enerjisinden geldiğini belirtmeliyim. Çekya yenilenebilir enerji sektörümüzün baş yatırımcı ülkelerinden biridir." şeklinde konuştu.

 

Yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlarda da her iki ülkenin özel sektöre yönelik işbirliklerini artırması için büyük bir fırsat olduğunu aktaran Bolat, madencilik sektöründe üst düzey ürünlerin üretimine yönelik AR-GE faaliyetlerinin yürütülmesi konusunda da Çekya ile işbirliği potansiyelinin bulunduğunu vurguladı.

 

Bolat, Avrasya'da, Orta Asya'da, Afrika'da, Orta Doğu'da ortak projelerin olabileceğine değinerek, "Nitelikli ve dinamik iş gücümüzle, 85 milyon güçlü tüketim iç pazarıyla, firmalarınızın daha geniş bir coğrafyaya ulaşması için önemli fırsatlar sunuyoruz. Türkiye olarak AB'ye tam üyeliğe kararlıyız ve destek konusunda Çek hükümetine ve Çek ülkesine güveniyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

 

"ZORLU KÜRESEL KOŞULLARA RAĞMEN ORTAKLIĞIMIZIN İSTİKRARLI KALMASINDAN MEMNUNUM"

 

Çekya Sanayi ve Ticaret Bakanı Jozef Sikela da özellikle enerji, otomotiv, akıllı şehirler, yeşil ve dijital dönüşüm, tarım gibi kilit sektörlerin yanı sıra diğer birçok sektördeki fırsatları keşfetmeyi sabırsızlıkla beklediğini belirterek, bunun için çabaladıklarını ve ortak çıkarlara sahip olduklarını belirtti.

 

Sikela, "Ülkelerimiz arasındaki coğrafi mesafeye rağmen, ekonomik refaha yönelik ortak bir isteği paylaşıyoruz. Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan kaynaklanan zorlu küresel koşullara rağmen ortaklığımızın istikrarlı kalmasından ve özellikle ekonomik alanda büyümeye devam etmesinden özellikle memnunum." ifadelerini kullandı.

 

İki ülke arasında 2022'de Ankara'da gerçekleştirilen Ortak Ekonomi ve Ticaret Komitesi (JETCO) sonra ikili işbirliğinde pek çok olumlu gelişme yaşandığını söyleyen Sikela, "Bu toplantı, ekonomik bağlarımızı güçlendirmeye ve tarafsız güç işbirliğinden spesifik projeleri belirlemeye yönelik bir başka adımdır. Bugünkü toplantının ilişkilerimize yeni ve daha güçlü bir ivme getireceğine inanıyorum ve bu etkinliğin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum." diye konuştu.

 

İki bakanın konuşmasında sonra iki ülke arasında mutabakat zaptı imzalandı.

21 Mayıs 2024 Salı