İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde eğitim gören 87 ülkeden 1200 uluslararası öğrenci temsilcileri, Sütlüce Yerleşkesi’ndeki iftarda bir araya geldi. Üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay, İstanbul Ticaret Odası ile birlikte hamilik projesine başladıkları müjdesini verdi.



 

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde eğitim gören 87 ülkeden 1200’ü aşkın uluslararası öğrenci temsilcileri, Sütlüce Yerleşkesi’nde düzenlenen iftarda bir araya geldi. 

 

30’a yakın ülkeden 60’ın üzerinde lisans, lisansüstü, İngilizce ve Türkçe hazırlık öğrencilerinin katıldığı program, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümüne denk geldiği için Çanakkale Şehitleri’nin yâd edilmesiyle başladı. İftar organizasyonuna Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay, Rektör Prof. Dr. Abdulhamit Avşar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rahmi Deniz Özbay, Genel Sekreter Erdal Cesar ile Uluslararası Ofis Koordinatörü Prof. Dr. Yusuf Devran katıldı.

 

HAMİLİK MÜJDESİ 

 

İftar organizasyonunda selamlama konuşması yapan Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay, farklı ülkelerden gelen tüm öğrencilerle İstanbul Ticaret Üniversitesi çatısı altında bir aile olduklarını vurguladı. Dr. Kuralay, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin İstanbul Ticaret Odası ile birlikte yeni bir projeye başladığı müjdesini vererek, hamilik projesi ile yetenekli ve gelecek vaad eden öğrencilerin İTO üyesi kuruluşların himayesinde geleceğe hazırlanacaklarını kaydetti.

 

MİSAFİR DEĞİL EV SAHİBİ

 

Rektör Prof. Dr. Abdulhamit Avşar da, uluslararası öğrenciler için kullanılan misafir tanımını kabul etmediğini belirterek, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin tüm öğrenciler gibi uluslararası öğrencilerin de bir yuvası olduğunu dile getirdi. Rektör Avşar, üniversite olarak uluslararası öğrencileri önemsediklerinin ve daima yanlarında olduklarının altını çizdi. Prof. Dr. Avşar, Ramazan ayının birleştirici atmosferinde bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadıklarını da sözlerine ekledi. Uluslararası Ofis Koordinatörü Prof. Dr. Yusuf Devran ise üniversitenin tüm imkanları ile yurt dışından okumak için gelen öğrencilerin yanında olmaya devam edeceğini kaydetti. 

 

HIZLI ÇÖZÜM

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde 87 ülkeden 1200’ün üzerinde lisans ve lisansüstü eğitim gören uluslararası öğrenci bulunuyor. 

 

Dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye gelerek eğitim alan öğrencilerin en büyük problemlerinin başında dil ve kültür sorunları geliyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde hayata geçirilen bir uygulama ile uluslararası öğrenciler artık sorunlarına daha hızlı çözüm bulabilecek. Uluslararası öğrenciler, sorunlarını +90 505 178 68 06 numaralı Whatsapp Hattı’na ve isc@ticaret.edu.tr’ye iletebilecek.

25 Mart 2024 Pazartesi

Yedi Hilal Derneği tarafından düzenlenen Ticaret Mektebi "on'da dokuz" programı kapsamında "Cesaret Oturumu" ve "Sabır Oturumu" düzenlendi.






AA'nın global iletişim ortağı olduğu, Yedi Hilal Derneği tarafından düzenlenen Ticaret Mektebi "on'da dokuz" programı, "Cesaret Oturumu" ve "Sabır Oturumu" ile MÜSİAD Genel Merkezi'nde devam ediyor.


Programın açılışının ardından oturumlara geçilirken, ilk olarak moderatörlüğünü Ticaret Mektebi Komisyon Başkanı Mehmet Cebeci'nin yaptığı ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Genel Sekreteri Prof. Dr. Nihat Alayoğlu, Kaaf Demiryolu Araçları AŞ İş Geliştirme ve Satış Müdürü Ömer Faruk Özdemir ve Enterprise Oto Kiralama Yönetim Kurulu Üyesi Selim Başdemir'in konuşmacı olduğu "Cesaret Oturumu" yapıldı.


Burada bir konuşma yapan İTO Genel Sekreteri Alayoğlu, kişisel deneyimlerini gençlere anlatarak cesaretli olmanın çok önemli olduğunu söyledi.


Alayoğlu, girişimciliğe bakıldığı zaman başarıyla birlikte zikredilen en önemli kavramlardan birinin risk almak olduğunu vurguladı.


Alayoğlu, "Risk nerede vardır? Belirsizliğin olduğu yerde risk vardır. Bilinmezliğin olduğu yerde risk vardır. Risk almak vardır. İşte harekete geçmek için öylesi durumlarda cesarete ihtiyaç vardır. Onun için girişimcilikte cesaret önemli bir meziyettir. Bunu göz ardı etmemek gerekir. Eğer ki sıfır riskle ben girişimci olacağım derseniz gidin devlet kapısında memur veya iyi bir şirkette çalışan olun. Böyle bir girişimcilik örneği başarılı bir girişimcilik örneği yok." diye konuştu.

Kaaf Demiryolu Araçları AŞ İş Geliştirme ve Satış Müdürü Özdemir de ticarete atılma sürecinde ilk olarak başka bir yerde çalıştığını daha sonra kendi şirketlerini kurduklarını söyledi. 


Özdemir, süreçte karşılaştığı zorluklara dikkati çekerek, şirketi kurma amaçlarının demir yolu alanında önemli bir şirket olarak ön plana çıkmak olduğuna değindi. İlk ürünlerini çıkarmak için KOSGEB desteğini aldıklarını kaydeden Özdemir, salgın dönemine denk geldiklerini ama üretmekten vazgeçmediklerinin altını çizdi.


Enterprise Oto Kiralama Yönetim Kurulu Üyesi Başdemir de oturumdaki diğer iki konuşmacı gibi kişisel deneyimlerini anlatarak, aile şirketinde çalışmanın zorluklarına dikkati çekti.


Başdemir, imkansızlıkların insanı risk almaya götürdüğünü söyleyerek, yer değiştirmenin önemine değindi.


Yer değiştirmenin insanlara dinamizm getirdiğini anlatan Başdemir, "Zaten bizim kültürümüzde de hicret çok var. Yer değiştirme, konfor alanından çıkma. Aslında bütün peygamberlerde hicret var. Sadece Efendimizde yok, Musa Aleyhisselam'ın hicreti var, İsa Aleyhisselam'ın da var, Adem Aleyhisselam da var. Hicret insanlara müthiş bir ne getiriyor? Dinamizm getiriyor aslında. O dinamizmle birlikte de o yeni şartlarda başarı geliyor." dedi.


Günün ikinci oturumu "Sabır Oturumu"nda ise, Tohum Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akkuş, Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) Genel Başkanı Hüseyin Akça ve Akortek Bilişim Genel Müdürü Kemal Heper konuşmacı olarak yer aldı.


Tohum Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akkuş, holdingin mevcut duruma geliş sürecine değinerek, 30 yılı aşkın süredir çok ortalıklı şirket olarak yollarına devam ettiklerini belirtti.

Akkuş, Türkiye'deki ortaklıkların yüzde 95'inin aile ortaklığı olduğu ve kendilerinin bu anlamda ayrıştığını kaydetti.


Paylaşma ahlakına dikkati çeken Akkuş, "Paylaşım ahlakının olması gerekiyor. Kazan-kazan dediğimiz yani kazanacağız ve paylaşacağız. Paylaşıma açık olacağız. Bu paylaşımı sadece mali yatırım yapan insanlar arasında değil. Çalışanlarımızla paylaşacağız, sosyal çevremizle paylaşacağız, ortaklarımızla paylaşacağız. Dolayısıyla paylaşıma açık bir zihin ve yaklaşımla bunu sistemde inşa etmemiz gerekiyor. Metodik anlamda sistemleştirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.


İGİAD Genel Başkanı Akça da sabrın önemine vurgu yaparak, sabrı etkileyen içsel ve çevresel faktörlerin olduğunu dile getirdi.


Akça, bu iki faktöre dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulunarak, kibirlenmeye karşı çok sabırlı ve dikkatli olunması gerektiğinin altını çizerek, "Biz kendi içimizde içsel faktörler bunlara sabretmemiz lazım. Nasıl sabretmemiz lazım? Bunların bizi yoldan çıkartmasına izin vermememiz lazım. Bunun için de sabırlı olmamız lazım." dedi.

Akortek Bilişim Genel Müdürü Heper de amatör olarak ortaokulda başladığı ticaretin insanda genetik bir durum olduğuna inandığını belirtti.


Heper, "Her dönem ticaret yapmak için çok doğru dönem olmayabilir. Bilgi birikimi elde etmeye dikkat edelim. Kendi tecrübelerimizi geliştirelim. Sermaye birikimi yapmaya bu anlamda hayatımızda fedakarlık yapalım, sabredelim. Doğru zamanı kollamaya çalışalım. Ticaretin rahat olduğu dönemler var, zor olabileceği dönemler var ve hangi işe girmek istiyorsak mutlaka o tarz bir işletmede çalışalım, tecrübe sahibi olalım. İşi anlayalım. Sonrasında bu yolculuğa çıkalım." şeklinde konuştu.


Oturumların sona ermesinden sonra konuşmacılara hediye takdim edilirken, katılımcılarla beraber aile fotoğrafı çektirildi.

27 Nisan 2024 Cumartesi

Milli Eğitim Bakanlığı’nca, tüm öğretim kademelerindeki zorunlu derslere ait “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredat taslağı, “https://gorusoneri.meb.gov.tr” adresinden kamuoyunun görüşüne sunuldu.


 

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, yeni müfredat taslağı için internet sitesi üzerinden bir hafta süreyle görüş bildirilebilecek.

 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, 10 yıllık uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktı.

 

Müfredat hazırlık sürecinde, uzun süren görüş alışverişleri ve kamuoyundaki yansımalar üzerinden analizler yapıldı, toplantılar düzenlendi. Bütün bu birikim, geçen yıl yaz aylarında bir veri olarak alındı ve sistematik hale getirildi.

 

Modelin beceriler çerçevesi oluşturulurken akademisyen, öğretmen ve diğer eğitim paydaşlarının katılımıyla 20 çalıştay düzenlendi. Sonrasında her bir ders için oluşturulan ekipler, yüzlerce toplantı yaparak müfredatın hazırlıklarını tamamladı.

 

Sadece yaz aylarından itibaren bugüne kadar 1000’den fazla öğretmen ve akademisyen ile toplantılar düzenlendi, 260 akademisyen ve 700’ün üzerinde öğretmen bu toplantılara sürekli katıldı. Bunun dışında ilave olarak görüşlerine başvurulan akademisyenler ve öğretmenlerle 1000’in üzerinde eğitim paydaşı, ortak çalıştı. Bakanlık merkez teşkilatındaki bütün birimler de müfredat için yoğun çalışma yürüttü.

 

Bir haftalık askı sürecinin ardından “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca son eleştiri, görüş, öneri ve paylaşımlar doğrultusunda revize edilecek ve son şekline ulaşacak.

 

Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacak.

 

Yeni müfredat ile “beceri” temelli sadeleştirilmiş ve derinlemesine öğrenme yaklaşımı geliyor

Yeni müfredatta beceri odaklı, sadeleştirilmiş içerikte öğrencilerin derinlemesine öğrenmesine imkan sağlayacak yeni yaklaşımlar belirlendi.

 

Yeni müfredatta, dünyada değişen durum ve ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenebilecek şekilde esnek bir yapı benimsendi.

 

Milli Eğitim Bakanlığınca, hazırlıkları süren ve “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan yeni müfredat taslağı, “https://gorusoneri.meb.gov.tr/” adresinden kamuoyunun görüşüne sunuldu.

 

Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacak.

 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, hazırlanan yeni öğretim programlarına temel oluşturdu.

 

Bu bağlamda, yeni öğretim programlarının mevcut programlardan farklılaşan pek çok yönü bulunuyor.

 

Yeni müfredat, özgün bir eğitim felsefesi içeriyor. Yeni model ile milli bilince sahip, ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş, beden, zihin, kalp ve ruh bütünlüğüne sahip bilge nesiller hedefleniyor.

 

Yenilenen programlar kademe ve sınıf düzeylerine göre şöyle:

 

“Okul öncesi öğretim programı-3-5 yaş,

 

İlkokul-ortaokul kademeleri için fen bilimleri dersi 3-8. Sınıf, hayat bilgisi dersi 1-3. Sınıf, ilkokul matematik dersi 1-4. Sınıf, ilkokul Türkçe dersi 1-4. Sınıf, insan hakları, vatandaşlık ve demokrasi dersi 4. Sınıf, ortaokul matematik dersi 5-8. Sınıf, ortaokul Türkçe dersi 5-8. Sınıf, sosyal bilgiler dersi 4-7. Sınıf, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi 8. Sınıf, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi 4-8. Sınıf.

 

Lise kademeleri için biyoloji dersi 9-12. Sınıf, coğrafya dersi 9-12. Sınıf, felsefe dersi 10-11. Sınıf, fizik dersi 9-12. Sınıf, kimya dersi 9-12. Sınıf, matematik dersi 9-12. Sınıf, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi 12. Sınıf, tarih dersi 9-11. Sınıf, Türk dili ve edebiyatı dersi 9-12. Sınıf, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi 9-12. Sınıf.”

 

Yeni müfredatta ayrıca Din Öğretimi Genel Müdürlüğünce güncellenen seçmeli ders programları da yer aldı.

 

SADELEŞTİRİLMİŞ İÇERİK

 

Yeni müfredat çalışmalarında ülke bazlı yapılan karşılaştırmalarda, mevcut müfredatın muadillerinden 2 kata yakın bir düzeyde daha ağır olduğu belirlendi. Bilgi erişiminin zor olduğu dönemlerde yapılan müfredatların dünya genelinde de revize edildiği ve bilgi edinmedeki kolaylıklardan hareketle seyreltilmeye gidildiği tespiti yapıldı. Yapılan incelemelerde mevcut müfredatın öğrenme çıktılarının incelenen ülkelere göre yüzde 50 fazla olduğu belirlendi. Bu kapsamda yeni müfredatta yüzde 35'lik oranda bir seyreltme yapıldı.

 

MEB, müfredat çalışmaları ile beceri odaklı yaklaşımı benimsedi. Bu yaklaşımda, sadeleştirilmiş içerikte öğrencilerin derinlemesine öğrenmesine imkan sağlayacak yeni yaklaşımlar belirlendi.

 

BÜTÜNCÜL BİR EĞİTİM MODELİ

 

Yeni müfredatta, öğrenciyi zihinsel, sosyal, duygusal, duyuşsal, fiziksel ve ahlaki açıdan bir bütün olarak gören “bütüncül eğitim yaklaşımı” modeli benimsendi.

 

Bu yaklaşımın merkeze aldığı konular ise “insanın fıtri özelliklerini koruma ve geliştirme”, “şahsiyet bütünlüğünü oluşturma”, “karakter gelişimini sağlama” olarak sıralandı.

 

Yeni müfredatta, değişen dünyanın ihtiyaçlarına dünyada değişen durum ve ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenebilecek şekilde esnek bir yapı benimsendi.

 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile öğrencilerin inanç, kimlik ya da sosyoekonomik durumları nedeniyle dezavantajlı olmadığı bir öğrenme süreci tasarlandı.

 

YENİ MÜFREDATTA TÜRKÇE VURGUSU

 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde Türkçe'nin bütün zenginliğiyle toplumun birbiriyle iletişimine, bu iletişimi anlamlandırma çabalarına ve kültür unsurlarını nesilden nesile aktarılmasına öncülük ve eşlik ettiğine vurgu yapıldı.

 

Bu nedenle Türkçenin öğretimi ve öğrencilerin dil becerilerinin geliştirilmesi, eğitim sisteminde temel bir politika olarak yer aldı. Eğitimin her aşamasında, Türkçenin öğretimine, doğru kullanımına titizlikle dikkat edilecek. Türkçenin etkili kullanılmasına yönelik becerilerin kazandırılması da tüm derslerin ortak hedefi olarak belirlendi.

 

MATEMATİK ALAN BECERİLERİ

 

Matematik alan becerileri ilkokul, ortaokul ve lise düzeyini kapsayan ve süreç bileşenleri ile modellenebilen beceriler dikkate alınarak belirlendi. Yeni müfredatta yer verilen 5 matematik alan becerisi, matematiksel muhakeme, matematiksel problem çözme, matematiksel temsil, veri ile çalışma ve veriye dayalı karar verme, matematiksel araç ve teknoloji ile çalışma olarak planlandı.

 

FEN BİLİMLERİ DERSİNE 13 ALAN BECERİSİ GELDİ

 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde 13 farklı fen bilimleri alan becerisi tanımlandı. Fen bilimleri alan becerileri, bilimsel gözlem, sınıflandırma, bilimsel gözleme dayalı tahmin, bilimsel veriye dayalı tahmin, operasyonel tanımlama, hipotez oluşturma, deney yapma, bilimsel çıkarım yapma, bilimsel model oluşturma, tümevarıma dayalı akıl yürütme, tümdengelime dayalı akıl yürütme, kanıt kullanma ve bilimsel sorgulama becerilerinden oluştu.

 

Fen bilimleri alan becerilerinin tamamı birbiriyle ilişkili olup bazı beceriler ise birden fazla beceriyi kapsayacak biçimde yapılandırıldı.

 

SOSYAL BİLİMLER İÇİN 17 ALAN BECERİSİ BELİRLENDİ

 

Yeni müfredatta sosyal bilimler alan becerileri kapsamında yerli ve yabancı literatür, alanın kendine özgü yapısı ve çağın gereklilikleri göz önünde bulundurularak 21. yüzyıl becerileri ile de güçlü ilişkileri olan 17 alan becerisi belirlendi. Bunlar, "zamanı algılama ve kronolojik düşünme", "kanıta dayalı sorgulama ve araştırma", "tarihsel empati", "değişim ve sürekliliği algılama", "sosyal katılım", "girişimcilik", "mekansal düşünme", "coğrafi sorgulama", "coğrafi gözlem ve saha çalışması", "harita", "tablo, grafik, şekil ve diyagram", "mantıksal muhakeme", "felsefi sorgulama", "felsefi muhakeme", "felsefi düşünce ortaya koyma", "eleştirel sosyolojik düşünme", "tarihsel sorun analizi ve karar verme" becerileri olarak sıralandı.

 

YETKİN VE ERDEMLİ İNSANI ÖNCELEYEN ÖĞRENCİ PROFİLİ

 

Yeni müfredat ile ilk kez yeni bir öğrenci profili tanımı da yapıldı. Buna göre, müfredatın hedeflediği öğrenci, “yetkin ve erdemli insan” olarak tanımlandı. Yetkin ve erdemli insanı önceleyen öğrenci profili, yeni müfredatta ana merkeze alındı. Sadece akademik başarılara odaklanmanın doğru olmadığı, her bir öğrencinin kendine özgü potansiyeli olduğu tespitine öncelik verildi.

 

Yetkin ve erdemli insan, ruh ve beden bütünlüğü, bilgi ve bilgelik, geçmişten geleceğe eğitim prensibi, değerler, ahlaki bilinç ve estetik bakış açısına sahip olma prensipleri üzerinden tasarlandı.

 

Öğrenci profili oluşturulurken zamansal bütünlük, ontolojik bütünlük ve epistemolojik bütünlüğü sağlama yanında aksiyolojik olgunluk da dikkate alındı.

 

Yetkin ve erdemli öğrenci profilinin ancak çok yönlü bir gelişim ile ortaya çıkabileceğinden yola çıkılan müfredatta, öğrencilerin hem kendisi hem de toplum için daha sağlıklı ve dengeli bir insan olması, çok yönlü bir bilgi ve düşünme yelpazesi geliştirmesi hedeflendi. Bu bakış açısıyla eğitim sürecinin anlık başarılarıyla değil, süreç olarak ele alınması odağa alındı.

 

“ERDEM-DEĞER-EYLEM MODELİ” İLK KEZ GELİŞTİRİLDİ

 

Yeni müfredatta ayrıca ilk kez "Erdem-değer-eylem Modeli" de yer aldı. Değerlerin eğitim sürecinde doğal süreç içerisinde edinilmesi için özgün bir yaklaşımla tasarlanan bu modelde "adalet", "saygı" ve "sorumluluk" üst değerler olarak ele alındı. Ayrıca duyarlılık, merhamet, estetik, temizlik, sabır, tasarruf, çalışkanlık, mütevazılık, mahremiyet, sağlıklı yaşam, sevgi, dostluk, vatanseverlik, yardımseverlik, dürüstlük, aile bütünlüğü, özgürlük değerlerinin programlar içinde işlenmesiyle içsel ahenge sahip "huzurlu insan", "huzurlu aile ve toplum", "yaşanabilir çevre" hedeflendi.

 

BECERİ ODAKLI ÖĞRETİM PROGRAMI

 

Öğretim programlarında, öğrencilerin edinmesi beklenen öğrenme çıktıları, bilgi ve alana özgü becerilerle birleştirildi ve “beceri temelli bir program yapısı” oluşturuldu.

 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde “bütüncül eğitim yaklaşımı” gereği bilgi, beceri, eğilim, tutum-davranışlar ile değerler ilişkilendirildi.

 

SOYUT DÜŞÜNCELERİ EYLEME DÖNÜŞTÜREN KAVRAMSAL BECERİLER

 

Temel, bütünleşik ve üst düzey düşünme becerilerinden oluşan "kavramsal beceriler", öğrenme yaşantıları ile güçlü şekilde ilişkilendirilerek öğretim programlarında daha görünür ve işlevsel hale getirildi.

 

SOSYAL-DUYGUSAL ÖĞRENME BECERİLERİ

 

Sosyal-duygusal öğrenme becerileri, öğretim programlarının bir bileşeni olarak ele alındı. Bu beceriler, öğrenme çıktılarıyla doğrudan ilişkilendirildi.

 

ÖĞRENCİNİN AKTİF OLDUĞU PROGRAM

 

Yeni müfredatta, eğitim öğretim süreçlerinde öğrencilerin aktif şekilde katılımlarını sağlayacak öğrenme yaşantıları tasarlandı.

 

BİREYSEL FARKLILIKLARI MERKEZE ALAN VE BECERİLERİN TETİKLEYİCİSİ EĞİLİMLER

 

Yeni öğretim programlarında “eğilimler”, daha da önem kazandı. Bireysel farklılıkları merkeze alan müfredatta eğilimlerin becerileri tetiklediğine odaklanıldı.

 

Eğilimlerin öğrencilerin edindikleri becerileri sergilemelerinde belirleyici role sahip olduğu vurgulandı.

 

PROGRAMLAR ARASI BİLEŞENLER OLARAK “OKURYAZARLIK” BECERİLERİ

 

Okuryazarlık becerileri, yeni hazırlanan öğretim programlarının kesişim noktası olarak ele alındı ve bunlara her bir derse ait öğretim programında açık bir şekilde yer verildi.

 

Bu kapsamda, "sistem okuryazarlığı" ilk kez müfredata girdi. Sistem okuryazarlığı ile öğrencilerin getirilen herhangi bir konuda öğrenme yöntemini kendisinin belirlemesi, kendi kendine öğrenebilmesi amaçlandı.

 

Bunun hayata geçirilmesi için 9 alt okuryazarlık türü de belirlendi. Bu okuryazarlık türleri ise bilgi okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, finansal okuryazarlık, görsel okuryazarlık, kültür okuryazarlığı, vatandaşlık okuryazarlığı, veri okuryazarlığı, sürdürülebilirlik okuryazarlığı, sanat okuryazarlığı olarak sıralandı.

 

Okuryazarlık türleri, okul öncesinden başlanarak sarmal bir yapı içinde öğrenciye kazandırılacak.

 

ÖĞRENCİNİN KENDİNİ İNŞASINA İMKAN VEREN ÖĞRENME YAŞANTILARI

 

Bakanlığın yeni müfredatında, aktif öğrenmeyi temel alan öğretim uygulamaları, bütüncül gelişimi destekleyerek derin öğrenmeyi sağlamaya yönelik anlamlı öğrenme bağlamları içinde gerçekleştirildi.

 

ÖĞRENMEYİ GENİŞLETEREK VE DERİNLEŞTİREREK ZENGİNLEŞTİRME

 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde zenginleştirme, öğrencilerin ileri düzey kavramları ve karmaşık düşünce yapılarını keşfetmelerini teşvik edecek şekilde kurgulandı. Böylece öğrencilerin potansiyellerini mümkün olan en üst düzeye çıkarmalarına katkı sağlamak amaçlandı.

 

PROGRAM DIŞI ETKİNLİKLER

 

Yeni müfredatta, disiplinler üstü ve disiplinler ötesi yaklaşımı destekleyen program dışı etkinlikler de sıralandı.

 

Programda, bu etkinliklerle ilgili, "Öğrencilerin kendilerini tanımalarına yardımcı olan program dışı etkinlikler; spordan sanata, kulüplerden gönüllülük faaliyetlerine, kamplardan yarışmalara, dinletilere ve sergi, ziyaret, konferans, turnuva gibi çok çeşitli ilgi alanlarına yönelik faaliyetleri kapsadı ve disiplinler üstü ve disiplinler ötesi yaklaşımla temel yaşam becerilerini keşfetmeleri ve geliştirmeleri için öğrencilere fırsatlar sunar." değerlendirmelerine yer verildi.

 

SONUÇ YERİNE SÜREÇ ODAKLI ÖLÇME DEĞERLENDİRME YAKLAŞIMI

 

Bakanlığın yeni eğitim programında, sonuç yerine süreç odaklı ölçme değerlendirme yaklaşımı benimsendi. Bu yaklaşımla, ölçme değerlendirme uygulamalarında tanılayıcı, biçimlendirici ve düzey belirleyici değerlendirme yöntemleri arasında denge sağlandı.

 

OKUL TEMELLİ PLANLAMA

 

Öte yandan, öğretim programlarının uygulanmasında, esneklik sağlanması amacıyla yerel ve bölgesel eğitim ihtiyaçları dikkate alınacak, öğretmenlerin ihtiyaca yönelik işbirliğine dayalı karar verebilmesine olanak sağlanacak. Ayrıca her ders özelinde ihtiyaca göre kullanılabilecek şekilde planlama yapılabilecek.

 

Okul temelli planlamada, 10. Sınıf kariyer rehberliğine ayrıldı. Öğretim programlarında 10. Sınıf düzeyinde okul temelli planlama için ayrılan ders saatleri, zümre öğretmenleri tarafından, meslek seçimi ve kariyer planlama amacıyla öğrencilere yol gösterici olacak şekilde kullanılacak. Bu kapsamda planlanan eğitim öğretim faaliyetleri, mesleki rehberlik ve kariyer danışmanlığı bağlamında yürütülecek.

 

“TÜRKÇE” DERSLERİNDE “4 DİL BECERİSİ” ODAKLI KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK

 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde Türkçenin bütün zenginliğiyle toplumun birbiriyle iletişimine, bu iletişimi anlamlandırma çabalarına ve kültür unsurlarını nesilden nesile aktarılmasına öncülük ve eşlik ettiğine vurgu yapıldı.

 

Bu nedenle Türkçenin öğretimi ve geliştirilmesi, eğitim sisteminde temel bir politika olarak yer aldı. Eğitimin her aşamasında, Türkçenin öğretimine, doğru kullanımına titizlikle dikkat edilecek. Türkçenin etkili kullanılmasına yönelik becerilerin kazandırılması da tüm derslerin ortak hedefi olarak belirlendi.

 

Müfredatta dil bilgisi yapıları dinleme ve okuma metinlerine katkısı yönüyle ele alındı, öğrencilerin ortaokul düzeyinde işlevsel olarak öğrendikleri dil bilgisi kuralları lisede metin tahlili bölümünde yapıların metne katkısı yönünden ele alındı.

 

Öğrencilerin metne olan katkısını değerlendirdikleri bu dil yapılarını, edebiyat atölyesinde konuşma ve yazma becerilerine ilişkin görevlerde doğru bir şekilde kullanmaları amaçlandı.

 

Metinlerin işlenişinde 4 dil becerisinin edinimini öne çıkaran yaklaşım benimsendi

Bu kapsamda, ilkokullarda tüm sınıf düzeylerindeki Türkçe öğretimi, 2024 Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Türkçe 1-4. sınıflar taslak öğretim programı, önceki öğretim programlarında da olduğu gibi ilk okuma yazma öğretimi ve Türkçe öğretimi ile ilgili kısımları içerdi. Bu kapsamda öğretim programı, daha önceki programlarda seçimlik ve (zorunlu genelde 3) temalar içerirken uygulama birlikteliğini sağlamak için taslak program her sınıf düzeyinde 8 zorunlu tema öngördü.

 

Bir önceki öğretim programı, 4 yıllık süreçte toplam 289 kazanıma odaklanırken taslak program 80 öğrenme hedefine ve bu öğrenme hedeflerinin alt göstergelerine odaklandı.

 

Taslak öğretim programında ilk okuma yazma öğretiminde ses gruplarında uygulamadaki olumsuzlukları en aza indirmek amacıyla değişikliğe gidildi.

 

İLK KELİMELER YAKIN ÇEVREDEN SEÇİLDİ, ÇOCUKLAR İLK OLARAK "ANNE" YAZACAK

 

Ses gruplarının oluşturulmasında kolay sesletim, kullanım sıklığı, yazım kolaylığı, sözcük üretimi, harflerin sesleri ve formları dikkate alındı. İlk oluşturulan hece ve kelimelerin “an”, “ana” ve “anne” olmasının da çocuğun yakın çevresinden örnekler verebilmesine imkan tanıyacağı belirtildi.

 

2018 Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda ses gruplarının öğretiminde süre öngörülmemişken taslak öğretim programında seslerin öğretimi için belli süreler öngörüldü. Uygulama birlikteliğini sağlamak, öğretmen ve veliden kaynaklanan gereksiz aceleyi önlemek için ortalama süreler bağlamında bir takvimlendirme yapıldı.

 

Matematik dersine de okuma yazma öğrenimiyle eş zamanlı olarak başlangıç yapılması planlandı.

 

Daha önceki programlarda ilk okuma yazma öğretiminde dört çizgi üç aralıktan oluşan 1,3 santimetre genişliğinde yazma alanı kullanılıyordu. Taslak öğretim programında ilk okuma yazma öğretiminde iki çizgi tek aralıktan ve kesik çizgilerle iki eşit parçaya ayrılan 1 santimetre genişliğinde yazma alanına geçildi.

 

Taslak öğretim programında, metin işlenişinde metinle etkileşim öncesi, metinle etkileşim esnası ve metinle etkileşim sonrasında yapılanlar temelli bir model oluşturuldu.

 

Metinlerin işlenişinde 4 dil becerisinin edinimini öne çıkaran yaklaşım benimsendi.

 

ÇEVRİM İÇİ OKUMA, DİJİTAL ORTAM UNSURLARI YENİ MÜFREDATTA

 

Taslak öğretim programında çevrim içi okuma, yazma gibi dijital ortam unsurlarına özellikle yer verildi.

 

Bu bağlamda teknolojinin yaşamın her alanında etkin bir şekilde kullanıldığı bugünün dünyasında ilkokul düzeyinde de öğrencilerin dijital ortamları doğru ve etkin kullanmalarını sağlayacak etkinlikler planlandı.

 

Öğrenciler, hem dinleme/izleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini edinirken hem de kavramsal, sosyal duygusal, okuryazarlık becerilerini edinecek. Bunun yanı sıra "Erdem, Değer, Eylem" modeli ile bütünleşik bir biçimde değerler de yer alacak.

 

ATÖLYE FAALİYETLERİ ORTAOKULDA BAŞLIYOR

 

Ortaokul Türkçe dersi öğretim programında, Milli Eğitim Bakanlığı öğretim programlarının genel perspektifine uygun olarak her bir öğrencinin ana dilini iyi ve etkili kullanan, üst düzey düşünme becerileri gelişmiş, kimlik ve karakteri olgun fertler olarak yetişmesine katkı sağlayacak bir yaklaşım ortaya konuldu.

 

Ortaokul Türkçe dersi öğretim programında daha önceki programlara göre dikkat çekici nitelikte öne çıkan düzenlemeler yapıldı.

 

Program, 5’inci sınıftan 8’inci sınıfa kadar hem anlama hem de anlatmada ihtiyaç duyulan alan becerilerini ve kavramsal becerileri geliştirmeye odaklandı. Bu doğrultuda bütün dil becerilerine eşit önem verildi, her bir beceri için atölye faaliyetleri tasarlandı.

 

Programda öğrencilerin belirli bir akış içerisinde dil gelişimleri sağlanırken kavramsal, sosyal-duygusal öğrenme ve okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesine; sahip oldukları eğilim ve değerlerin olgunlaştırılmasına öncelik verildi.

 

Kavramsal kabiliyetler, okuryazarlık becerileri, değerler, eğilimler, sosyal-duygusal öğrenme becerileri, disiplinler arası ilişkiler ve Türkçe dersi alan kabiliyetleri birlikte işletildi.

 

Programın genel işleyişi anlama ve anlatma becerilerinin birbirlerini destekleyen biçimde işletilmesi üzerine kuruldu.

 

Özellikle konuşma kabiliyetine önceki programlara göre daha fazla önem verildi, öğrenme hedefleri de bu doğrultuda şekillendirildi. Konuşma becerisine yönelik öğrenme hedefleri “sözlü üretim” ve “sözlü etkileşim” olmak üzere iki grupta ele alındı.

 

Programda, Türkçe dersi kapsamında gerçekleştirilen eğitim-öğretim faaliyetlerinin ürüne dönüşmesini hedefleyen atölye uygulama çalışmalarına yer verildi. Bu kapsamda, üretim atölyesi uygulama esasları, dinleme/izleme atölyesi uygulama esasları, okuma atölyesi uygulama esasları programa konuldu.

 

YENİ METİN TÜRLERİ MÜFREDATTA

 

Metin türlerine daha önceki programlarda yer almayan "hiper metin, infografik, grafik simge, vlog, ilk gösterim filmi (fragman), belgesel, dijital öykü" gibi türler dahil edildi.

 

Programda temalar sınıf seviyelerine göre zorunlu hale getirildi. Böylece farklı yayınevleri tarafından hazırlanacak kitaplarda aynı zamanda aynı temanın işlenmesi sağlanacak. Bu ve temalara yönelik zorunlu öğrenme hedeflerinin belirlenmesinin, öğrencilerin ortak sınavlara ortak içerikle girmesine katkı sunacağı vurgulandı.

 

DİL BECERİLERİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN TEMA SAYISI 6'YA DÜŞÜRÜLDÜ

 

Önceki programlarda her bir sınıf seviyesi için 8 tema kullanımı söz konusu iken bu programda tema sayısı 6’ya indirildi. Bunun gerekçesi olarak dil becerilerine yönelik etkinliklere yeterince zaman ayrılamaması gösterildi.

 

DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE YAKLAŞIM DEĞİŞİKLİĞİ

 

Programda geleneksel dil bilgisi öğretimi anlayışından uzaklaşıldığını kavramsal düzeyde gösterebilmek için "dil bilgisi" yerine "dil yapıları" ifadesi kullanıldı.

 

Ortaokul Türkçe müfredatında, dil bilgisi öğretiminde yaklaşım değişikliği yapıldı. İşlevsel dil bilgisi öğretimine gidildi.

 

Dil yapılarının işlenişi, öğretmenin konuyu tahtaya yazdığı, öğrencilerin de defterine aktardığı, edilgen ve ezbere dayalı bir süreç olmayacak. Bu nedenle programda dil yapıları ile ilgili ayrı bir öğrenme hedefine yer verilmeyerek öğretim aşamasında dil yapılarının bir "amaç" olarak görülmesinin önüne geçildi.

 

Öğrencilerin dil yapılarını bir "araç" olarak kullanıp okuduklarını ve dinlediklerini daha iyi anlayabilmeleri, daha nitelikli sözlü ve yazılı üretimler yapmaları hedeflendi. Böylece hem dil yapılarının hem de söz varlığının işlevlerine odaklanılarak ezberin önüne geçilmesi amaçlandı.

 

Öğrencinin teknoloji ve finans gibi kavramları edinebileceği temalara da programda yer verildi. Bunun yanı sıra öğrencinin teknolojiyi kullanarak öğrenme ve üretme süreçlerinde dil becerilerini etkin kullanmasını teşvik edecek öğrenme hedefleri hazırlandı.

 

Programın ekler bölümünde dil becerilerinin ölçme ve değerlendirilmesinde kullanılabilecek örnek niteliğinde araçlara yer verildi.

 

Dil becerilerine yönelik strateji, yöntem ve tekniklerin sınıfta nasıl uygulanacağı ve öğretileceğine ilişkin yol haritası "kademeli sorumluluk devri modeli" oluşturuldu.

 

Programlar arası bileşenler olan sosyal-duygusal öğrenme becerileri, okuryazarlık becerileri ve değerler, öğrenmenin anlamlı bir parçası haline getirildi.

 

LİSELERE EDEBİYAT ATÖLYELERİ KURULUYOR

 

9. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm lise kademelerinde okutulacak "Türk dili ve edebiyatı dersi" öğretim programı ile öğrencilerin Türk dilinin inceliklerini keşfetmeleri, günlük hayatlarında iletişim yoksunluğu yaşamamaları için dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini etkin bir şekilde kullanmaları, edebiyatla tanışmaları, metinler aracılığıyla üst düzey düşünme becerilerini geliştirmeleri ve estetik zevk edinmeleri amaçlandı.

 

Böylece Türk Dili ve Edebiyatı, bilgi ve becerinin birlikte ele alındığı bir ders hüviyeti kazandı. Bunun için programda tematik yaklaşım benimsendi. Her sınıf düzeyinde 4 tema yer aldı.

 

Temaların oluşturulmasında bir örüntü takip edildi. Hazırlık ve 9. sınıfta öğrencilerin edebiyatla tanışmalarını, 10. sınıfta Türk edebiyatının değişim, dönüşüm ve kırılma noktalarını fark etmeleri, 11. sınıfta dil farkındalığı kazanmaları, 12. sınıfta ise edebiyatın günlük hayatla ilişkisini görmelerini sağlayan temalara yer verildi.

 

Metin türlerinin seçiminde sınıf düzeyi ve tema içeriği dikkate alındı. Öğrencilerin bir metni bütün yönleriyle kavrayabilmeleri adına programda tam metin okutulması benimsendi.

 

Buna göre, her temada 2 okuma, 1 dinleme metni tam metin şeklinde sunulacak.

 

Temayla ve kullanılan tam metinlerle ilişkili kısaltılmış metinler, öğrencilerin metin tahliline yardımcı olmak için kullanılabilecek. Böylece öğrencilerin içeriğe ilişkin zengin söz varlığıyla karşılaşmaları da sağlanacak.

 

Türk dili ve edebiyatı dersi, öğretim programı, metin tahlili (anlama: dinleme ve okuma) ve edebiyat atölyesi (anlatma: konuşma ve yazma) olmak üzere iki temel bileşenden oluştu.

 

Öğrenciler, dinleme ve okuma metinlerini tahlil etmeyi öğrenecek sonrasında ise edindikleri bilgi ve beceriyi edebiyat atölyesinde konuşarak ve yazarak uygulamalı bir şekilde sergileyecek.

 

Türk dili ve edebiyatı öğretimi, sadece sınıf içi etkinliklerle değil sınıf dışına ve günlük hayatın her safhasına yayılan uygulamalarla gelişecek aşamalı bir süreç olacak. Bu nedenle dersle ilişkili sınıf dışı etkinlik ve görevler tasarlanacak, bu sürece ailelerin de katılımı desteklenecek.

 

Öğrenciler ortaokulda işlevsel dil bilgisi öğretimiyle edindikleri dil yapılarını, lisede dinleme ve okuma metinlerinde görerek pekiştirecek, konuşma ve yazma becerilerindeki görevlerinde de hatasız kullanmaları sağlanacak.

 

Bu bağlamda dil yapıları, metinlerin anlamına katkıları ve işlevleri bakımından değerlendirildi.

 

Yaygın türler arasından seçilmek kaydıyla tüm sınıf düzeylerinde her dönem 2, öğretim yılı boyunca 4 eser okunacak ve bir eleştirel film analizi yapılacak.

 

Okunacak eserlerin ve izlenecek filmlerin belirlenmesinde programda yer alan metin seçimi ölçütleri dikkate alınacak. Bu ölçütler doğrultusunda zümre üyeleri tarafından öğrencilerin yaş ve sınıf seviyelerine uygun olarak belirlenen eserlerin okutulması sağlanacak. Öğrenciler, değerlendirmelerini bir sunu seklinde sunacaklar ve bu sunum performans görevi olarak dönem sonunda notla değerlendirilecek.

 

Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı ile edebiyatı günlük hayatın bir parçasına dönüştürmeleri hedeflendi.

 

Bu kapsamda öğrencilerin, dil becerilerini etkin kullanmayı alışkanlık haline dönüştürmeleri, zengin söz varlığına sahip olmaları, üst düzey düşünme becerilerini geliştirmeleri, milli ve manevi değerleri içselleştirmeleri, etkin okur kimliği kazanmaları, çoklu medya ve basından amaçlarına uygun güvenilir bilgiyi seçmeleri, sanatsal değerleri fark edip estetik zevk edinmeleri, Türk ve dünya edebiyatına ait metinler aracılığıyla evrensel farkındalık geliştirmeleri, kültürel duyarlılık kazanmaları amaçlandı.

 

Liselerde, ezber bilgiden uzak durmayı, öğrenilen bilginin günlük hayatta kullanımını öncelediğinden doğrudan bir dil bilgisi öğretimi programa konulmadı. Öğrencilerin ortaokulda işlevsel dil bilgisi öğretimiyle edindikleri dil yapılarını, lisede dinleme ve okuma metinlerinde görerek kullanım amacını pekiştirmelerini, konuşma ve yazma becerilerindeki görevlerinde de hatasız kullanmalarını sağlamak hedeflendi.

26 Nisan 2024 Cuma