24 Nisan 2024 günü Türkiye ve dünyadaki ekonomi, finans, diplomasi, kültür ve sanat programını takip edin…


- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde resmi törenle karşılayacak, ikili ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı yapılacak ve resmi yemek verilecek. (Ankara/13.30/13.45/14.30/15.45/16.30)

 

1- TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Macaristan Adalet Bakanı Bence Tuzson’u kabul edecek. (TBMM/15.30)

 

2- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarafından Almanya'nın Ankara Büyükelçiliğinde kabul edilecek. (Ankara/17.00)

 

YASAMA YÜRÜTME SİYASET

 

1- Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Yüzyılı'nda Çocuk Hukuku Paneli'ne katılacak. (Ankara/10.00)

 

2- CHP ve Saadet Partisi'nin TBMM grup toplantıları gerçekleştirilecek. (TBMM/12.45/09.15)

 

3- TBMM Genel Kurulu’nda, enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlanacak. (TBMM/14.00)

 

EKONOMİ FİNANS

 

1- Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü Bölge Müdürleri Toplantısı Açılış Töreni'ne katılacak. (Ankara/10.00)

 

2- Türkiye İstatistik Kurumu, geçen yılın 4. çeyreğine ilişkin hane halkı yurt içi turizm istatistiklerini, nisan ayına ilişkin hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endekslerini açıklayacak. (Ankara/10.00)

 

3- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, şubat ayına ilişkin konut fiyat endeksini, kısa vadeli dış borç istatistiklerini ve nisan ayına ilişkin iktisadi yönelim istatistikleri ve reel kesim güven endeksi ile imalat sanayi kapasite kullanım oranını duyuracak. (Ankara/10.00)

 

DÜNYA DİPLOMASİ

 

1- İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne saldırıları ve insani krize ilişkin gelişmeler takip ediliyor. (Kudüs/Gazze/Kahire)

24 Nisan 2024 Çarşamba

Türkiye, bu yıl tarımda bereketli bir sezona hazırlanıyor. Bu kış yağışlar geçen yıl kış mevsimine göre yüzde 66 fazla seyretti. Geçen yıla oranla daha fazla yağışın olması tarımsal üretimin artmasına ve verimli bir hasat sezonu geçirilmesine de katkıda bulunacak.


Bol yağışların, bu seneki üretime olumlu etki yapacağı ürünlerden biri de pirinç. Buğday, arpa ve mısırda da hasat beklentileri yüksek. Yağmurla gelen bereketin raflara da olumlu yansıması ve enflasyonda düşüşü pozitif etkilemesi bekleniyor.  

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Dünyanın en büyük 10 tarım ekonomisinden biri olan Türkiye, tarımsal hasılada Avrupa’da birinci sırada yer alıyor. Türkiye, bu yıl da yağışların etkisiyle verimli ve bereketli bir sezon geçirmeye hazırlanıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre; 2024 yılı kış mevsimi (2023 Aralık, 2024 Ocak, Şubat), 2023 yılı kış mevsimi yağışlarının üzerinde olmasına rağmen uzun yıllar yağışları normalinin altında gerçekleşti. Türkiye geneli kış mevsimi normali (1991-2020) 205.3 milimetre (mm) iken geçen yıl kış mevsimi yağışı 114.8 ve 2024 yılı kış mevsimi yağışı 190.5 mm oldu. Bu kış yağışlar normale göre yüzde 7 az ancak, geçen yıl kış mevsimi yağışlarına göre yüzde 66 fazla. 

 


2020-2023 döneminde yağış normalin altında gerçekleşti. 2024 kış mevsiminde ise 2023 yılı değerlerine göre daha fazla yağış oldu. Geçen yıla göre daha fazla yağış meydana gelmesi, tarım üretiminin artmasına ve bereketli bir hasat sezonunun geçirilmesine katkı sağlayacak. Raflara da olumlu yansıması beklenen bu durum enflasyonun düşmesine olumlu etki yapacak. Türkiye’de su, daha çok tarım alanında kullanılıyor. Tarımda havanın soğuk, rüzgarın az ve bitkinin ihtiyacı kadar su verilmesi durumunda suyun yeterli olacağı ifade ediliyor. Tarımdaki üretimde sıcaklık, rüzgâr gibi meteorolojik elemanlar yanında bitkilerin ihtiyaç duyduğu dönemde yağış meydana gelmesi, biriktirme veya akarsu kaynaklarının yeterli olmasının tarımsal üretime katkı yaptığı belirtiliyor.

 

SU KAYNAKLARINI İYİ KULLANALIM

 

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, Türkiye geneli ortalama yağış değerinin 573 milimetre olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: “Yıllık yağış değerleri genellikle normal etrafında salınımlar yapıyor. Daha önceki dönemlerde normalin altında veya üzerinde seyreden yıl sayısı 3 yılı geçmezken 2019 sonrasında 4 yıl normalin altında yağış gerçekleşti. Türkiye potansiyel yağış suyu miktarı ortalama 450 milyar metreküp olmakla birlikte bu değer 350-550 milyar metreküp arasında değişiyor. Günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde, çeşitli maksatlara yönelik olarak tüketilebilecek yerüstü suyu potansiyeli yılda ortalama toplam 94 milyar metreküp. 

18 milyar metreküp olarak belirlenen yeraltı suyu potansiyeliyle birlikte ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yılda ortalama toplam 112 milyar metreküp olup, 57 milyar metreküpü kullanılıyor. Su kaynakları iyi değerlendirildiğinde Türkiye su yönünden herhangi bir sıkıntı çekmeyebilir. Bunun için havza bazında 3-4 yıllık su bütçesi planlaması yapılması elzem.”

 

ENFLASYON SEPETİNE OLUMLU ETKİ EDECEK

 

Bu yılki bol yağışlar, tarımsal ürünlerde verimi artırırken, enflasyonun düşmesine de katkı sağlayacak. TÜFE hesaplamalarında belirlenen ana grup ağırlıklarına göre; gıda ve alkolsüz içeceklerin ağırlığı yüzde 25.43’ten yüzde 24.98’e, konutun ağırlığı yüzde 16.61’den yüzde 14.2’ye gerilerken, ulaştırmanın ağırlığı yüzde 15.08’den yüzde 17.35’e yükseldi. Sağlık, eğlence ve kültür, lokanta ve oteller, eğitim, giyim ve ayakkabı, alkollü içecekler ve tütün grup ağırlıkları artarken, ev eşyası ile çeşitli mal ve hizmetlerin ağırlığı düştü. Haberleşmede ise grup ağırlığının değişmediği görüldü. Söz konusu ağırlıklar, alkollü içeceklerde ve tütünde yüzde 3.75, eğitimde yüzde 1.79, giyim ve ayakkabıda yüzde 6.94, ev eşyasında yüzde 8.12, sağlıkta yüzde 3.71, haberleşmede yüzde 3.33, eğlence ve kültürde yüzde 3.33, lokanta ve otellerde yüzde 8.17, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 4.29 olarak belirlendi.

 

TARIMDA ÜRETİM KAYBI YAŞAMAYIZ

 

Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, geçen yıl ilkbahar aylarında, geçmiş yıllardaki sezon ortalamasının üzerindeki yağışlar nedeniyle tarımda yüksek bir rekolte olduğunu hatırlattı. Bu yıl hava koşullarının, mevsim ortalamalarına göre normal seyrettiğini söyleyen Kadooğlu, “Tarımda bir üretim kaybı yaşamayı beklemiyoruz. Çünkü hasat edilen alanda miktar olarak bir artış var. Bu da buğday ve arpa üretiminde geçen senenin altına düşmemizin önüne geçecek gibi görünüyor. Geçen yıl gerçekleşen yüksek yağışların, bu yılki üretime katkı sağladığı alanlardan biri pirinç olacak. O dönem yağan yağmurların doldurduğu barajlar, mevcut sulama suyunu arttırdığı için pirinç üretiminde bir verimlilik artışı yaşanıyor. Hasat edilen toplam çeltik alanı bir önceki yıla göre neredeyse aynı ama bu yıl ülkemizde pirinç üretiminin 500 bin tondan fazla artması muhtemel” dedi.

 

Kadooğlu, gıda fiyatlarının enflasyon hesaplaması içinde öne çıkan bir kalem olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bireyler için de hayat pahalılığının en yüksek oranda hissedildiği alan. Faizlerin yüzde 60-70 seviyelerine yükseldiği, maliyetlerin döviz bazında yüzde 12-18 arasında arttığı bir dönemden geçiyoruz. Şu an temel gıda fiyatlarının, gerçek üretim maliyetlerinin tamamını yansıtmıyor oluşunda üreticilerimizin ve imalatçı işletmelerin özverileri çok etkili. Enerji, işgücü, lojistik ve depolama gibi unsurların bizlere getirdiği yükün, özellikle yılın ikinci yarısında enflasyondaki gerilemeye bağlı olarak azalacağını ümit ediyoruz. Bu alanlardaki maliyetlerimiz azaldığı zaman, yüksek üretim kapasitemiz sayesinde gıda fiyatlarında istikrarı hep birlikte oluşturacağımıza inanıyoruz.”

 

BUĞDAYDA EKİLİ ALAN ARTTI 

 

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zeki Bayramoğlu, Türkiye’nin çok geniş bir coğrafyaya ve farklı özelliklere sahip olduğunu belirterek, bu seneki yağışların İç Anadolu Bölgesi’nde geçmiş yılların ortalamasının altında olduğunu söyledi. Diğer bölgelerde yağışların daha iyi olduğunu belirten Bayramoğlu, “Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu’da ortalamanın üzerinde iyi yağışlar var. Ürünler göz dolduruyor ve bu yıl yüksek verim beklentisi var. Marmara Bölgesi’nde de yağış beklenilenin üzerinde. Karadeniz Bölgesi’nde ise yıllar ortalaması itibariyle normal. Şu ana kadar Türkiye geneline baktığınızda geçen seneye göre iyi durumdayız. Türkiye genelinde bu yıl ekilen buğday arazisi 7 milyon dekar civarında. Mısır fiyatları geçen yıl düşük olduğu için mısır yerine bu yıl buğday eken üreticimiz çok fazla. Buğday rekoltesini bu yıl 22 milyon tonun üzerinde bekliyoruz. Dolayısıyla geçen yıla göre üretim miktarının daha fazla olacağını tahmin ediyoruz” dedi.


Şu an tarlada ekili olan ürünlerin arpa ve buğday olduğunu hatırlatan Bayramoğlu, diğer ürünlerin de yeni ekilmeye başlandığını bildirdi. Bayramoğlu, şöyle devam etti: “Güneydoğu’da ve Akdeniz’de mısırlar ekildi ama Türkiye genelinde arpa ve buğday var. Buğday, arpa ve tahıl fiyatları şu anda çok yüksek. Devletin iç piyasayı ve çiftçimizi korumak için hasat dönemi öncesinde yürürlüğe koyduğu ithalat rejimi uygulamasına göre buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergisi yüzde sıfırdan yüzde 130’a yükseltildi. Şu an buğdayın enflasyona olumsuz etki edecek bir durumu söz konusu değil. Hatta dünyada fiyatlar düşüyor. Çünkü dünya genelinde yağışlar bol ve ürün rekoltesi çok iyi. Pandemide dünya geneline stoklanan ürünler de piyasaya çıktı. Arz fazlası olduğu için fiyatlar düşüyor.”

 

450 MİLYAR METREKÜP SU

 

Türkiye’nin yüz ölçümü 78 milyon hektar olup, TÜİK ile Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre bu alanın 24 milyon hektarı tarım arazisi olarak kabul ediliyor. Yapılan etütlere göre; mevcut su potansiyeli ile sulanabilecek arazi miktarı 8.5 milyon hektar olarak hesaplandı. 2019 yılı sonuna kadar 6.65 milyon hektar arazi sulamaya açıldı. Türkiye’de 573 mm olan yıllık ortalama yağış, yılda ortalama 450 milyar metreküp suya tekabül ediyor. Türkiye, kişi başına kullanılabilir su potansiyeline bakıldığında, su baskısı yaşayan ülkeler arasında. Bu nedenle suyun tasarruflu ve optimum bir şekilde kullanılması ciddi öneme sahip. Depolamalı tesisler yapılması suretiyle su kaynakları potansiyelinin değerlendirilerek çok maksatlı bir şekilde kullanılmasına yönelik çalışmalar yürütülüyor. Ayrıca işletmede olan sulamalarda su kayıplarının önüne geçilerek suyun daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi, toprağın kalitesini etkileyen drenaj sorunlarının giderilebilmesi maksatlarıyla yenileme projelerinin ön plana çıkarılması ve klasik açık sistem sulama şebekeleri yerine modern kapalı sulama sistemlerinin kullanımının yaygınlaştırılması hedefleniyor.

 


2023 TARIM İHRACATI 35 MİLYAR DOLAR

 

Türkiye’nin tarım ihracatı 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 2.8 artarak 35 milyar 164 milyon 253 bin dolara yükselerek rekor kırdı. Tarım ihracatı, geçen yıl toplam ihracatın yüzde 15.9’unu oluşturdu. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri 12 milyar 378 milyon 672 bin dolar, yaş meyve ve sebze 3 milyar 492 milyon 314 bin dolar, kuru meyve ve mamulleri 1 milyar 610 milyon 304 bin dolar, zeytin ve zeytinyağı sektörü 871 milyon 666 bin dolarla tüm zamanların en yüksek ihracatına imza attı. Geçen yıl hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri yüzde 8, yaş meyve ve sebze yüzde 18.3, kuru meyve ve mamulleri yüzde 2.7, zeytin ve zeytinyağı sektörü yüzde 75.9 ihracat artışı kaydetti.

06 Mayıs 2024 Pazartesi

Reel sektöre yönelik veriye dayalı stratejik raporlar hazırlayan İTO Stratejik Araştırmalar Merkezi (İTOSAM), web sitesiyle de KOBİ’lere kaynak sunuyor. Kullanıcılar tek tıkla İstanbul ve Türkiye’ye dair birçok içeriğe siteden ulaşabiliyor.

 

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İTOSAM’ın iş dünyasının deyim yerindeyse MR’ını çektiğini belirterek, “İTOSAM, araştırma ve raporlarıyla İstanbul ve Türk iş dünyasını, fikir ve strateji sahibi yapıyor. Sadece teşhis koymayıp önerilerde de bulunuyoruz. İTOSAM, 740 bin üyeli İTO camiasının think-tank’i olma yolunda” dedi.

 

BARIŞ CABACI 

 

İstanbul Ticaret Odası bünyesinde kurulan ve reel sektöre yönelik veriye dayalı stratejik raporlar hazırlayan İTO Stratejik Araştırmalar Merkezi (İTOSAM), artık web sitesinde de KOBİ’leri aydınlatıyor. Eminönü’nde restore edilen tarihi Liman Hanı’nda 2022 yılından bu yana faaliyet gösteren İTOSAM, bugüne kadar 6 araştırma raporu yayımladı. Raporların yanı sıra haftalık ekonomi bülteni de yayımlayan İTOSAM, kullanıcıların daha fazla ve daha hızlı içeriğe ulaşması için web sitesini de hizmete açtı. Bu sayede kullanıcılar tek tıkla İstanbul ve Türkiye’ye dair birçok içeriğe ulaşabilecek. 

PERİYODİK YAYINLAR

 

Yılda ortalama 4 kez çıkan periyodik yayınlar da İTOSAM’ın internet sitesine yüklendi. İTOSAM’ın bugüne kadar çıkardığı periyodik yayın sayısı 31. Makro Ekonomik Göstergeler, Rakamlarla Türkiye Ekonomisi, İstanbul’un Ekonomik ve Sosyal Göstergeleri başlığı altında çıkan yayınlar, tüccara yol gösterici oluyor. 

 

Bugüne kadar 25 ekonomi bülteni hazırlayan İTOSAM, İTO üyelerine bu içeriği birçok mecradan gön-deriyor. Bültenleri sosyal medyada da paylaşan düşünce kuruluşu, artık web sitesinde de KOBİ’leri aydınlatıyor. Anlaşılabilir ve zengin içeriklerin bulunduğu bültenler, Türkiye ve İstanbul’a dair tüm verileri yaklaşık 25 slaytta özetliyor. 

 

70 RAPOR, 10 ETKİNLİK

 

Öte yandan, fiyat indeksleri raporu ve İstanbul özelindeki yabancı yatırım analizi de sitede yer alıyor. Bu iki başlıkta bugüne kadar hazırlanan 70 rapor yayımlandı. İTO’ya kayıtlı yabancı firmaların da yer aldığı raporlar, yılda ortalama 12 defa yayımlanıyor. Yurt içi ve yurt dışındaki üniversitelerden gelen öğrencilere sürdürülebilirlik, girişimcilik, veri analizi gibi konularda sunumlar yapan İTOSAM, araştırma raporlarını da üniversitelerde tanıtıyor. 

 

İTOSAM, bugüne kadar 10 etkinlik de gerçekleştirdi. Bu etkinliklerin detaylarına internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

 

İŞ DÜNYASININ ‘MR’INI ÇEKİYOR

 

İTOSAM’ın, iş dünyasının kılavuzluk sorumluluğunu üstlendiğini belirten İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “İTO olarak ‘bilimsel araştırmaları’, üretimde ve ticarette üyelerimizin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek ve doğru tespitler yapıp doğru politikalar geliştirmek için elzem görüyoruz. İTOSAM’ı bu amaçla faaliyete geçirerek, uluslararası çapta kabul gören nitelikli bir araştırma merkezi olarak kurumsallaştırdık. İTOSAM bünyesinde alanlarında uzman ve işi sadece araştırma ve rapor hazırlamak olan bilimsel altyapısı güçlü kişiler görev alıyor” dedi.

 

ÜYELERİMİZLE İLETİŞİM İÇİNDE

 

İTOSAM’ın, tek taraflı bir araştırma merkezi olmadığını vurgulayan Avdagiç, İTO’nun düşünce kuruluşu hakkında şunları söyledi: “Biz İTOSAM’ı, en verimli kaynağımız olan üyelerimizle iletişim içinde sektörel raporlar ve araştırmalar hazırlamakla vazifelendirdik. Dolayısıyla buradaki uzmanlarla bilginin kaynağı olan üyelerimizi buluşturup iş dünyasının deyim yerindeyse ‘MR’ını çekiyoruz. Sadece teşhis koymayıp önerilerde de bulunuyoruz. Bir anlamda İTOSAM, bu yönüyle İstanbul iş dünyasının nabzını tutup İTO üyelerinden aldığı veri ve bilgilerle yine onlara yön veriyor. İTOSAM’ın önemli bir özelliği daha var. Bilimsellik ve nesnellik kıstaslarına mutlak riayetle gerçekleştirilen araştırmalarla günlük ve popüler gelişmelerden uzak bir raporlama yapıyor. Bu yüzden iş dünyamız ve üyelerimiz tarafından dikkat ve merakla takip ediliyor. Çalışmalarımızın birinci muhatabı üyelerimiz. Onlarla düzenli paylaşımlar yapıyoruz. Bugüne kadar hazırladığımız çalışmalarımıza aldığımız tepkiler, İTOSAM’ın önemli bir boşluğu doldurduğunu ve doğru yolda olduğunu gösteriyor. Deyim yerindeyse İTOSAM, 740 bin üyeli İTO camiasının think-tank’i olma yolunda. Çünkü İTOSAM araştırma ve raporlarıyla İstanbul ve Türk iş dünyasını, durum tespitlerinden haberdar etmenin ötesinde fikir ve strateji sahibi de yapıyor.”



BİRİMLERİYLE İTOSAM

 

İstanbul ve Türkiye’nin ekonomik, sosyal, kültürel, teknolojik ve ekolojik gelişimi için ihtiyaç duyulan nitelikli araştırmaları ve projeleri yürütmeyi, çalışmalara öncülük etmeyi amaçlayan düşünce kuruluşu İTOSAM, beş birimden oluşuyor:  

 

  • İstatistik: İstanbul’daki ticari hayata dair araştırmaların en önemlilerinden biri olan fiyatların takibi için fiyat toplanması, ilk olarak 1914 yılında Düyûn-ı Umûmiye idaresi tarafından başlatıldı. O günkü adıyla ‘İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası’ olan İstanbul Ticaret Odası, 1927’de piyasadan alınan fiyatlarla İstanbul’da Hayat Pahalılığı Müş’iresi adı altında ilk fiyat indeksi hesaplamasını yaptı ve 1928’de yayınladı. O günden bu yana birçok araştırma yapan İstatistik Birimi, İTOSAM bünyesine alındı.
  • İstanbul Araştırmaları: İstanbul’un ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesine rehberlik edecek araştırma, rapor, yönerge ve önerilerin; paydaşların, firmaların ve karar vericilerin dikkatine sunulması birimin görevleri arasında yer alıyor.
  • Paydaş İlişkileri: İTOSAM’ın temsiliyet gücünün artırılması ve paydaşlarla güvenilir ve sürdürülebilir kurumsal ilişkilerin gerçekleştirilmesi amacıyla kuruldu. Merkez bünyesinde yapılacak tüm çalışma, etkinlik ve araştırma faaliyetlerinin ilgili kurum, paydaş ve kamuoyu ile paylaşılması, biriminin sorumluluk alanında.
  • Veri Analitiği: İstanbul özelinde güvenilir, kapsamlı ve sürekli güncellenen bir veri havuzu oluşturmayı amaçlıyor. İstanbul özelinde yapılacak çalışma ve araştırmaların altyapısını oluşturacak tüm ilgili veri ve veri setlerinin üretilmesi, geniş bir veri havuzunda toplanması ve verilerin görselleştirilmesi, birimin sorumlulukları arasında yer alıyor.
  • Dersaadet Kütüphanesi: 142 yılı aşkın köklü geçmişi ile yüzlerce yayın, proje ve etkinlik kapsamında hizmet veren İstanbul Ticaret Odası, Ticari Bilgi Merkezi’ni yeni nesil kütüphanecilik anlayışıyla revize ederek Dersaadet Kütüphanesi ismiyle hizmete sundu.

 

İSTANBUL İÇİN VERİ HAVUZU

 

İTOSAM’ın kuruluş amacı ise şöyle:

 

  • İktisadi ve ticari hayata dair farklı kurumlar tarafından İstanbul özelinde toplanan verilerin bir araya getirilerek geniş veri havuzunun oluşturulması.
  • Oluşturulan veri havuzuna, saha çalışmaları ve farklı kaynaklardan sağlanacak verilerin eklenmesiyle İstanbul özelinde iktisadi ve ticari hayatın hacmini ve canlılığını ölçecek veri setlerinin hazırlanması.
  • Hazırlanan veri setleri temel alınarak İstanbul özelinde ve Türkiye ekonomisine yönelik araştırmalar yapılması.
  • Araştırmaların kapsamını genişletmek adına, İstanbul’un ekonomik ve ticari hayatı üzerine akademik çalışmalar yapacak lisansüstü öğrencilerin ve akademisyenlerin desteklenmesi.
  • Yapılan araştırmalarla reel sektör aktörlerinin ve politika yapıcıların daha isabetli kararlar almalarını sağlayacak rapor ve analiz çıktılarının üretilmesi, bulguların kamuoyu ile paylaşılması.

06 Mayıs 2024 Pazartesi