Son dakika haberleri: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda tarihi bir konuşma yaptı. İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye yönelik insanlık dışı saldırılarına karşı BM'ye katılan dünya liderlerine çağrıda bulunan Erdoğan, "Gelin sizler de adım adım cesaretinizi gösterin, insanlık görevinizi yerine getirin" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu'nun tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. İnsanlığın ortak vicdanını temsil eden bu kürsüden sizlere bir kez daha hitap etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Genel Kurul Başkanlığını tamamlayan, Sayın Yangı tebrik ediyor. Bu görevi devralan Sayın Berboka ise başarılar diliyorum. Konuşmamın hemen başında, Filistin'in giderek artan sayıda ülke tarafından tanındığı bir dönemde Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmut Abbas'ın bugün bizzat aramızda olamayışından duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum. Biz bugün bu kürsüde kendi vatandaşlarımızla birlikte sesi kısılmak istenen Filistin halkına tercüman olmak için de bulunuyoruz. Filistin Devleti'ni tanıyacağını açıklayan tüm ülkelere teşekkür ediyor, henüz bu kararı almayan devletleri ise bir an önce harekete geçmeye çağırıyor. Sayın Başkan, değerli üyeler, Birleşmiş Milletler şartı bundan 80 yıl önce San Francisco'da imzalandı ve 24 Ekim 1945'te yürürlüğe girdi. Birleşmiş Milletler kuruluş şartının ilk maddesinin ilk kelimelerini burada tekrar hatırlatmak isterim.
"ÇOCUKLARIN ÖLDÜĞÜ BİR DÜNYADA HUZUR OLABİLİR Mİ?"
Gazze'deki günlük hayatı anlatan bir fotoğraf göstereceğim. Birinci fotoğraf gördüğünüz gibi ellerinde leğenli kadınlar. Lütfen hepimiz elimizi vicdanımıza koyup cevap verelim. 2025 yılında böyle bir gaddarlığın makul bir sebebi olabilir mi? Bu utanç manzarası Gazze'de 23 aydır her gün tekrar ediyor.
2,5 milyon Gazzeli her gün yerinden ediliyor. Her gün göçe zorlanıyor. Sağlık altyapısı çökmüş durumda. Doktorlar öldürüldü ya da gözaltına alındı. Ambulanslar vuruldu. Hastaneler bombalandı. Tedavi mümkün değil. Operasyon mümkün değil, ilaç bulmak mümkün değil. Tayyip Erdoğan olarak için yanarak söylüyorum. Henüz 2-3 yaşındaki elleri, kolları, bacakları olmayan masum yavrucuklar bugün maalesef Gazze'nin olağan fotoğrafı haline gelmiştir.
Hangi vicdan buna sessiz kalabilir? Çocukların öldüğü bir dünyada huzur olabilir mi? Üzerine titrediğimiz evlatlarımız var. Burada, Amerika'da, Avrupa'da, dünyanın her yerinde bir çocuğun eline küçük bir diken batsa anne babaların yüreği yanıyor. Ama Gazze'de çocukların elleri, kolları, bacakları anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Kimse kusura bakmasın ama bu insanlığın dip noktasıdır. İnsanlık tarihi son bir asırda böyle bir vahşet görmemiştir.
"NETANYAHU'NUN BARIŞA NİYETİ OLMADIĞI BİR KEZ DAHA ANLAŞILMIŞTIR"
BM, Gazze'de kendi çalışanlarını dahi koruyamamıştır. İnsanlığa yardım için koşturan 500 kişi öldürülmüştür. Bunların 365'i BM personelidir. Soykırım tıpkı Holokost gibi utanç verici insanlık dışı bir kavramdır. Gazze'de bugün sadece insanlar öldürülmüyor, hayvanlar hedef alınarak öldürülüyor. Tarım alanları, bahçeler, ağaçlar, Gazze'de asırlık zeytin ağaçları yok ediliyor. Gazze'de sular yok ediliyor, kirletiliyor. Okullar, camiiler, kiliseler bilinçli bir şekilde yıkılıyor. Gazze'de bir savaş yoktur. Gazze'de iki taraftan söz edilemez. Bir tarafta düzenli ordu diğer tarafta ise masum çocuklar, siviller vardır. Bu 7 Ekim olayı ileri sürülerek yürütülen bir soykırım, toplu kıyım politikasıdır. Gazze Hamas bahanesiyel yok edilirken, Hamas'ın yönetimde olmadığı Batı Şeria'da adım adım işgal edilmekte, masum siviller katledilmektedir. İsrail Gazze ve Batı Şeria ile sınırlı kalmıyor, Suriye, Lübnan'a da saldırılar düzenleyerek bölge barışını tehdit ediyor. Katar'da ateşkes için toplantı yapan heyete İsrail saldırısı gerçekleşmiştir. Katar'a yönelik saldırı, İsrail yönetiminin tamamen kontrolü kaybettiğini göstermiştir. Netanyahu'nun barışa niyeti olmadığı bir kez daha anlaşılmıştır.
"GÜN, FİLİSTİNLİ MAZLUMLARIN YANINDA DİMDİK DURMA GÜNÜDÜR"
Adalet, demokrasi gibi kavramlar rafa kaldırılmıştır. Vadedilmiş topraklar safsatasıyla hareket eden İsrail, insanlığın müşterek kazanımlarına saldırmaktadır. Gazze'de ateşkes bir an önce sağlanmalı. İnsani, yardımların girmesi sağlanmalıdır. Gün bugündür. Gün, Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür. Halklarınız bu barbarlığa tepki gösterirken, gelin sizler de cesaretinizi gösterin. Gazze'ye karşı insanlık görevinizi yerine getirin.
"SURİYE'DE YENİ BİR DÖNEMİN KAPILARI AÇILDI"
13 yıl boyunca Suriyelilerin feryatlarına dikkat çektik, 1 milyon insanın hayatına ve milyonlarcasının ülkesini terk etmesine neden olan zulüm tarihe kavuştu. Suriye'de yeni bir dönemin kapıları açıldı. Eli kanlı bir rejime karşı Suriye halkı, büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri zaferi inşallah menziline ulaştıracaktır. Terörün hiçbir çeşidinin olmadığı, bir ve bütün Suriye'nin vizyonunu bütün imkanlarımızla destekleyeceğiz. Bunun kazanını Suriyelilerle birlikte tüm komşu ülkeler ve bölgemiz olacaktır."
"ULUSLARARASI TOPLUM KKTC'Yİ TANIMALI"
Kıbrıs Adası'nda iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türkleri adanın eşit sahibidir ve azınlık olmayı kabul etmeyecektir. Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni dışlayan projelerin başarılı olamayacağını özellikle vurgulamak istiyorum. Uluslararası toplum, Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır maruz bırakıldıkları haksız izolasyona artık son vermelidir. Kıbrıs meselesinin çözümü, daha önce defalarca denenmiş ancak Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle tüketilmiş 'federasyon modeli' üzerine bina edilemez. Son üç Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığım çağrıyı bugün bir kere daha tekrarlıyor. Uluslararası toplumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyorum.
ABD İLE İLİŞKİLER
Önümüzdeki dönemde Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir başlangıç ve vizyon arzuluyoruz. Bu vizyon günü kurtaran değil, ufku yeniden tayin eden, ortak geleceğimizi şekillendiren vizyon olmalıdır. Elbette AB'nin de bizim kadar istekli ve kararlı olması mühimdir. BM, NATO, AGİT ve AB'nin harekat ve misyonlarına katkılarımızı sürdürüyoruz. 2026 yılında NATO zirvesini Ankara'da toplayacağız. Müttefikimiz ABD ile ilişkilerimizi ticaret, yatırım, enerji ve savunma sanayi başta olmak üzere birçok alanda güçlendiriyoruz.