Son yıllarda hızla artan elektrikli araçlar petrolle çalışan araçların yerini alırken çok sayıda avantajıyla kullanıcıları cezbediyor. Düşük yakıt ve bakım maliyetleri, yüksek teknolojili yapısıyla tercih edilen elektrikli araçların tüketiciler için en zayıf halkalarının başında ise şarj sorunları geliyor. Her ne kadar batarya teknolojisi gelişse de sabit şarj istasyonlarının yetersiz kalacağını öngören Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren MEP, araçları sabit istasyonlara bağımlı kalmaktan kurtaran mobil şarj robotu ChargeBot’u geliştirdi. Şirketin kurucu ortağı Sercan Akın, hem fikrin çıkış noktasını hem de geleceğe dair vizyonlarını İstanbul Ticaret’e anlattı.
SADECE OTOMOBİLLERDE DEĞİL
Şirketiniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Bu fikir nasıl doğdu?
Fikir, sabit enerji altyapısının hiçbir zaman tüm ihtiyacı karşılayamayacağını ve özellikle altyapının olmadığı bölgelerde büyük bir açık oluşacağını öngörmemizle ortaya çıktı. Enerjiyi depolayıp araca götürmenin, şarjı herkes için erişilebilir hale getireceğini düşündük. Amacımız, insanların hızlı şarj hizmetine her alanda ulaşabilmesini sağlamak, şehir içinde daha kolay bir şarj deneyimi sunmak, acil durumlarda depolanabilir enerji çözümleriyle destek olmak ve altyapının olmadığı noktalarda hızlı şarjı temin etmek. Bununla birlikte sadece günlük otomobillere değil, şantiyelerde, havalimanlarında ve çeşitli fabrikalarda kullanılan hizmet araçlarına da bu desteği sağlamayı planlıyoruz.
ŞARJ İSTASYONU AYAĞINIZA GELSİN
Ürün veya hizmetiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
ChargeBot, farklı kapasitelerde ve güç seçeneklerinde hizmet verebilen bir mobil şarj robotu. Kendi bataryasını taşıdığı için sabit bir altyapıya ihtiyaç duymuyor; hareket kabiliyeti sayesinde müstakil evlerde, site alanlarında, otoparklarda, AVM’lerde, apronlarda ve otomobil servislerinde hızlı ve esnek bir şarj deneyimi sunuyor. Kullanıcı aracını şarj istasyonuna götürmek yerine, ChargeBot şarjı doğrudan aracın bulunduğu noktaya ulaştırıyor. Bunun yanında afetlere hazırlıklı olmayı da önemsiyoruz. Enerji altyapısının yetersiz kaldığı durumlarda depolanmış enerjiyle sahada destek sağlamayı hedefliyoruz.
KULLANICI ZAMAN KAZANIYOR
Geleneksel yöntemlere göre avantajlarınız neler? Yapay zeka ya da makina öğrenmesi gibi ileri teknolojiler kullanıyor musunuz?
Elektrikli araçların kullanımının artması, artık bazı ülkelerde, metropol şehirlerde, hatta fabrikalarda, marinalarda ve apronlarda elektrikli araç kullanımının zorunlu hale gelmesi, şarj ihtiyacının sürekli artacağı ve e-mobilite deneyiminin giderek güçleneceği anlamına geliyor. ChargeBot ile bu ihtiyacı daha esnek bir şekilde karşılamayı hedefliyoruz. Hızlı şarj hizmetini, altyapı yatırımlarını ve uzun süreçleri beklemeksizin, depolanmış enerjiyle herkesin bulunduğu noktaya ulaştırabiliyoruz. Böylece kullanıcı için zaman kazanımı ve özgürlük sağlarken, şehrin altyapı yükünü de azaltıyoruz.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ ŞARJ ÖNERİLERİ
Tabii ki batarya maliyetleri sebebiyle ilk yatırım maliyeti açısından bir dezavantajımız mevcut. Ancak gelişen batarya teknolojileri ve ülkemizde artan yerli üretim kapasitesi sayesinde, bu maliyetlerin ilerleyen dönemlerde ciddi şekilde düşeceğini ve dezavantajın avantaja dönüşeceğini öngörüyoruz. Buna ek olarak, elektrikli araçların gelişip daha fazla veriyi paylaşmasıyla ve kullanıcıların şarj alışkanlıklarının öğrenilmesiyle ilerleyen dönemlerde yapay zeka desteğiyle ChargeBot kullanıcılarına kişiselleştirilmiş şarj önerileri sunmayı planlıyoruz.
TİCARİ GELECEĞİ PARLAK
Geliştirdiğiniz ürünün ticari geleceği hakkında neler söylemek istersiniz? Yurt dışından talep var mı?
ChargeBot’un önümüzdeki dönemde şehir içi ulaşımda, filo yönetiminde ve acil durum senaryolarında önemli bir rol üstleneceğine inanıyoruz. Özellikle yurt dışında akıllı şehir çalışmaları ve küresel enerji anlaşmaları kapsamında daha esnek e-mobilite çözümlerine olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Bunun yanında sınırlı enerji kaynakları nedeniyle alternatif enerji kullanımının yükselmesi, mobil şarj sistemlerinin yenilenebilir enerjiyle entegre edilmesini daha değerli hale getiriyor.
Biz hem bireysel hem de kurumsal taraftan bu yönde talepler alı- yoruz. Havalimanları, otopark işletmeleri ve filo yöneticileri gibi paydaşlar, ChargeBot’u kendi operasyonlarına nasıl dahil edebileceklerini şimdiden soruyor. Bu ilgi, ürünün sadece Türkiye’de değil, küresel ölçekte de ciddi bir ticari geleceğe sahip olduğunu açıkça gösteriyor.
Küresel marka olmayı hedefliyoruz
ChargeBot’u geleceğin e-mobilite ekosisteminin bir parçası olarak gördüklerini belirten Sercan Akın, şunları söyledi: “İlk hedefimiz, ürün ailemizi farklı kapasitelerle genişletmek. Böylece bireysel kullanıcıdan büyük filo yönetimlerine kadar her ölçeğe hitap etmek. Yenilenebilir enerjiyle daha entegre hale gelmek ve karbon ayak izini minimuma indirmek de planlarımız arasında. Uzun vadede ChargeBot’u küresel ölçekte tanınan, sürdürülebilir mobil enerji çözümlerinde öncü bir marka haline getirmek en büyük hedefimiz.
Enerji depolama teknolojisi de her geçen gün gelişiyor. Şu anda kaynak olarak LFP ve NMC bataryaları kullanıyoruz, ancak verimliliklerini artırmaya yönelik farklı metotlar üzerinde çalışıyoruz. İlerleyen dönemlerde daha hafif, daha küçük boyutlu, yüksek kapasite ve güce sahip cihazları da kullanıcıların hizmetine sunacağımızı özellikle belirtmek isterim.”
Çok değerli bir merkez
Teknopark İstanbul’un kendileri için büyük bir ekosistem sunduğunu söyleyen Sercan Akın, “Burada farklı girişimlerle aynı ortamı paylaşmak, bilgi alışverişini artırıyor. Yatırımcılarla, sanayi temsilcileriyle ve akademiyle kurulan köprüler, projelerimizi daha hızlı olgunlaştırmamıza yardımcı oluyor. Ofis, laboratuvar ve prototip geliştirme alanları gibi altyapılar da büyümemizi hızlandırıyor. Teşvikler ve uluslararası projelerle bağlantı kurma şansı da Teknopark İstanbul’un sunduğu büyük avantajlardan biri” dedi.