Ember verileri, yenilenebilir kaynakların yalnızca artan elektrik talebini karşılamakla kalmayıp kömür ve gaz kullanımında da hafif düşüşe yol açtığını ortaya koyuyor. Küresel elektrik talebi 2025’in ilk yarısında yüzde 2,6 (369 TWh) arttı; bu büyüme, 306 TWh ile güneşin (yüzde 31 artış) ve 97 TWh ile rüzgarın (yüzde 7,7 artış) katkılarıyla bütünüyle karşılandı. Güneş enerjisi tek başına talep artışının yüzde 83’ünü absorbe ederek tarihi dönüm noktasına zemin hazırladı.
REKOR GÜNEŞ PAYI
Güneşin küresel elektrik karışımındaki payı yüzde 6,9’dan yüzde 8,8’e yükseldi. Büyümeye Çin yüzde 55 ile öncülük ederken ABD yüzde 14, AB yüzde 12, Hindistan yüzde 5,6 ve Brezilya yüzde 3,2 katkı verdi. Dört ülke elektriğinin yüzde 25’inden fazlasını artık güneşten sağlıyor; yüzde 10 eşiğini aşan ülke sayısı 29’a çıktı (geçen yıl 22 idi).
BÖLGESEL DENGELER DEĞİŞİYOR
Toplam yenilenebilir üretim, 2025’in ilk yarısında yıllık yüzde 7,7 artarak 5.072 TWh’e ulaştı. Kömür üretimi 31 TWh azalarak 4.896 TWh’ye geriledi; böylece yenilenebilirler küresel elektrik üretiminin yüzde 34,3’ünü, kömür ise yüzde 33,1’ini oluşturdu.
Asya’da liderlik: Çin ve Hindistan’da temiz enerji artışı, talep artışını aştı; bu da fosil üretimi aşağı çekti. Çin’in kömür ve gaz kullanımı 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 2 azalırken Hindistan’da kömür yüzde 3,1, gaz ise yüzde 34 geriledi.
ABD ve AB’de sapmalar: ABD’de talep, yenilenebilirlerin önünde seyretti ve kömür üretimi yüzde 17 arttı. AB’de rüzgar ve hidroda hava koşullarına bağlı düşüşler görülürken, gaz ve kömür sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 1,1 artışla boşluğu doldurdu; güçlü güneş büyümesi dengeyi kısmen destekledi.
POLİTİKA VE ALTYAPI İHTİYACI
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) yönetimi, önümüzdeki yıllarda temiz enerji genişlemesinde güneş PV’nin belirleyici olmaya devam edeceğini, rüzgar, hidroelektrik, biyoenerji ve jeotermalin de katkı vereceğini vurguluyor. IEA, on yılın sonunda yenilenebilir kapasitenin iki kattan fazla artabileceğini ve yeni kapasitenin yüzde 80’inin güneşten gelebileceğini öngörüyor.
Sektör örgütleri, bu eşiğin sembolik olduğu kadar yapısal bir dönüşümü de gösterdiğini; ivmenin korunması için sürekli politika desteği, batarya depolama yatırımları ve iletim altyapısının genişletilmesi gerektiğini belirtiyor.
EMİSYONLARDA AZALIŞ
Ember raporu, küresel enerji sektörü emisyonlarında 12 milyon ton düşüşe işaret ediyor; azalmanın önemli kısmı Çin ve Hindistan kaynaklı. Analistler, 2025’in enerji dönüşümünde belirleyici bir an olduğunu; yenilenebilirlerin “marjinal” konumdan ana akım üretim omurgasına geçtiğini değerlendiriyor.