İSTANBUL Ticaret Odası’nda (İTO) düzenlenen ‘Kuyumculuk Sektöründe Mali Dönüşüm ve Yeni Düzenlemeler Paneli’, tüm paydaşları bir araya getirdi. İTO Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu ile İstanbul Defterdarı Rıza Bilgiç’in açılış konuşmalarıyla başlayan panelin moderatörlüğünü, İTO Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Katip Üyesi Ercan Özboyacı üstlendi. Toplantıya; İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Murad Köşker, İSO 39. Grup Meclis Üyesi İlyas Gençoğlu ve İstanbul Defterdarlığı Denetim Grup Müdürü Serdar Konar da katıldı.
DÖRT TURİSTTEN BİRİ
Kuyumculuğun Türkiye’de hem geleneksel bir zanaat hem de büyük bir ekonomik güç olduğunun altını çizen İTO Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu, “Türkiye, üretim ve ihracat kapasitesiyle dünyanın en önemli merkezlerinden biri konumunda. Altın ihracatında 2024 yılını 9 milyar dolarla kapatmıştık. Bu yılın ilk 9 ayında ise 7 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdik. İsviçre, İtalya, Hindistan ve Çin gibi geleneksel oyuncuların hemen arkasında yer alıyoruz” dedi.
İstanbul’un bölgesel bir mücevher merkezi olarak rekabet gücüne sahip olduğunu hatırlatan Develioğlu, “Bugün birçok ülkeyle rekabet ediyoruz. Ülkemize gelen her dört turistten biri mücevher satın alarak dönüyor. Bu da sektörün turizmle entegre güçlü bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
Sektördeki risk ve zorluklara da işaret eden Develioğlu, şunları söyledi: “Elbette dikensiz bir bahçede değiliz. Üretimde görülen düşüşler, fatura düzenleme limitleriyle ilgili uygulamalar, sahte altın ve kayıt dışı üretim, MASAK yükümlülükleri ile jeopolitik nedenlerin oluşturduğu fiyat dalgalanmaları, sektörümüzün karşı karşıya olduğu önemli riskler arasında.”
EKONOMİNİN ÖNEMLİ KALEMLERİNDEN
İstanbul Defterdarı Rıza Bilgiç ise sektörün ithalat, ihracat, finansman ve ödeme aracı olarak altının kullanılması gibi yönleriyle çok geniş bir değer zincirine sahip olduğunu belirterek, “Bu özellikleriyle sektör, ülke ekonomisinin en önemli kalemlerinden biri haline geliyor” dedi. Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı ekonomi programına da değinen Bilgiç, özelleştirme ve kamu borçlanmasının belli sınırlara geldiğini, bu nedenle sağlıklı ve sürdürülebilir kamu finansmanı için verginin yeniden temel gelir kaynağı olarak güçlendirildiğini söyledi. Bilgiç, bu çerçevede vergi açığının tespiti, vergilendirilebilir alanların belirlenmesi ve uygulamada yeknesaklığın sağlanmasının tüm sektörlerde olduğu gibi kuyumculuk sektöründe de önem kazandığını belirtti.

SEKTÖR KURUMSALLAŞIR
İTO Meclis Katip Üyesi Ercan Özboyacı da sektörün uzun zamandır altın esaslı muhasebe sistemine geçmesiyle ilgili taleplerinin bulunduğunu, bu sisteme geçilmemesinden dolayı sektörün kayıt altına girme konusunda büyük sıkıntılar yaşadığını belirtti. Özboyacı, şöyle konuştu: “Talep ettiğimiz düzenleme gerçekleşirse sektörümüz tamamıyla kayıt altına girecek, kurumsallaşacak, rahatlıkla şubeleşecek ve büyüyecektir. Bugün birçok kuyumcu ürünlerini resmileştiremediği için sigorta bile ettiremiyor.”
KAYIT ALTINA ALINMALI
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık ise son dönemde gerçekleştirilen mevzuat değişikliklerinin sektörü olumsuz etkilediğini belirterek, “Yapılan düzenlemeler ne yazık ki sektörümüzü geriye attı. Ülkenin herhangi bir yerinde bir operasyon olduğunda hemen kuyumculuk sektörü sıkıntı yaşıyor, kötü algı oluşturuluyor, adeta hedef gösteriliyoruz” dedi.
Atayık, sektörün uzun süredir gündeme getirdiği ‘altın esaslı muhasebe’ konusuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Biz bu uygulamayı ‘kıymetli maden muhasebesi’ olarak adlandırı-yoruz. Bununla ilgili düzenleme talep ediyoruz ve bunu her platformda dile getiriyoruz. Bu sadece bizim taleplerimizle sınırlı değil. Sektörün sağlıklı şekilde kayıt içine alınmasını sağlayacak bir adım.”