Princeton Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümü’nde yürütülen yenilikçi bir araştırma, sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin, fiziksel nesnelerle etkileşimi mümkün kılarak insan-bilgisayar arayüzlerinde yeni bir dönemi başlatmayı hedefliyor. Projenin başında yer alan yardımcı doçent Parastoo Abtahi ve doktora sonrası araştırmacı Mohamed Kari, kullanıcıların karma gerçeklik başlığıyla uzaktaki fiziksel nesneleri kolayca kontrol edebileceği bir sistem üzerinde çalışıyor.
GÖRÜNMEYEN ROBOTLARLA FİZİKSEL ETKİLEŞİM
Yeni sistemde, bir kullanıcı sanal bir başlık takarak örneğin masasına bir içecek ya da kanepeye bir paket cips bırakabiliyor. İlk etapta sanal olarak görüntülenen nesneler, birkaç saniye sonra fiziksel olarak ortaya çıkıyor. Bunun arkasında ise, kullanıcının görüşünden gizlenmiş bir robotun nesneyi getirmesi yatıyor. Araştırmacılar, kullanıcı ile bilgisayar arasındaki etkileşimin olabildiğince sezgisel ve kusursuz olması için tüm gereksiz teknik detayları görünmez kıldı.
HAREKETLE KONTROL, SEZGİSEL İLETİŞİM
Bu karmaşık teknolojinin en önemli zorluklarından biri, kullanıcının fiziksel nesnelerle kolayca iletişim kurmasını sağlamak. Geliştirilen yeni etkileşim tekniğiyle, kullanıcılar sadece basit bir el hareketiyle uzaktaki bir nesneyi seçip istedikleri yere yönlendirebiliyor. Sistem, bu hareketleri robota komutlara çevirerek, robotun da karma gerçeklik başlığı sayesinde nesneyi nereye bırakacağını anlamasını sağlıyor.
GERÇEK VE SANAL SINIRLAR KALKIYOR
Bir diğer kritik adım ise fiziksel nesnelerin kullanıcının görüş alanına eklenmesi veya çıkarılması. Bunun için ‘3B Gauss sıçraması’ tekniğiyle odanın dijital bir kopyası oluşturuluyor. Böylece, gerçek ortam taranıp işlendikten sonra sistem, robotun hareketini gözden silebiliyor veya yeni dijital unsurlar ekleyebiliyor. Araştırmacılar, bu işlem sürecini otomatikleştirmek için de yeni adımlar atmayı planlıyor.
