Küresel ekonominin öngörülebilirliğe ihtiyacı var! Nurullah Gür yazdı...

İstanbul Ticaret Gazetesi yazarı Nurullah Gür, bu haftaki yazısında küresel ekonominin öngörülebilirliğe ihtiyacı olduğunu belirterek, "Trump'ın ticaret tarifeleri, belirsizlik bulutlarını yükselterek küresel ekonominin öngörülebilirliğini azalttı" dedi.

Giriş: 19.09.2025 - 09:36
Güncelleme: 19.09.2025 - 09:36
Küresel ekonominin öngörülebilirliğe ihtiyacı var! Nurullah Gür yazdı...

İstanbul Ticaret Gazetesi yazarı Nurullah Gür, bu haftaki köşesinde küresel ekonominin "öngörülebilirliğe" olan acil ihtiyacını vurguladı. Yılın son çeyreğine girerken ABD Başkanı Donald Trump'ın ticaret tarifeleriyle yükselttiği belirsizlik bulutlarının küresel büyümeyi tehdit ettiğini belirten Gür, ABD, AB ve Çin arasındaki ekonomik senkronizasyonun bozulmasının, küresel ticareti potansiyelinin altında bırakma riski taşıdığını yazdı.


Nurullah Gür'ün bu haftaki yazısı şöyle:


Küresel ekonominin öngörülebilirliğe ihtiyacı var!
Yılın son çeyreğine girmek üzereyiz. Şu ana kadar süreçler küresel ekonomi için çalkantılı geçti. Küresel ekonomi, yüksek faiz ve Rusya-Ukrayna savaşının daraltıcı etkilerini üzerinden atmaya çalıştığı bir dönemde Trump'ın ticaret tarifeleri tehdidiyle yüzleşti. Ticaret savaşıyla yükselen belirsizlik bulutları küresel ekonomi için öngörülebilirliği azalttı.


Trump kendisiyle el sıkışan ülkelere indirim yapsa da ABD'nin tüm ülkelere uyguladığı tarife oranları bir yıl öncesine kıyasla yükseldi. 2024'te yüzde 2.3 olan efektif tarife oranının yüzde 15'i gördü. Artan belirsizlikler ve işlem maliyetleriyle birlikte küresel ticaretin bir süre potansiyelinin altında büyüyeceği öngörülüyor. Belirsizliklerin daha da artma ihtimali bulunuyor. Henüz ABD ile Çin, ticaret müzakerelerinde ortak bir nokta bulamadı.


Amerikalı şirketler ellerini çabuk tutarak, tarifeler devreye girmeden Çin siparişlerini öne çekip stok yapmaya çalıştı. Bu durum kısa vadede Çin ekonomisinin işine geldi. Ancak öne çekilen siparişler bitince iktisadi aktivite yavaşlamaya başladı. Çin'de yılın ikinci yarısında ekonomik büyümenin ivme kaybedeceği bekleniyor.


Gümrük tarifeleri, 2024’e yıla kıyasla Amerikan hazinesine 95 milyar dolar daha fazla gelir bıraktı. Ancak tarifeler Amerikan ekonomisine başka kanallar üzerinden zarar veriyor. Bunun örneklerini işgücü ve enflasyon verilerinde görebiliyoruz. İstihdam artışı ve işgücü kayıpları gibi veriler koronavirüs salgınının ardından en kötü dönemini yaşıyor. Tarifeler şu aşamada enflasyonda hissedilir bir artışa neden olmasa da enflasyonun Fed'in hedefine yaklaşmasını engelliyor. İktisadi faaliyet yavaşlarken faizleri indirmek için fırsat kollayan Fed'in karşısına tarife artışları gelince faiz indirimini ertelemek zorunda kaldı. Fed'in bu ay faiz indirimine gitmesi bekleniyor. Kararın gecikmesi Trump'ı kızdırdı. Trump'ın Fed'in bağımsızlığını tehlikeye atabilecek söylem ve eylemleri finansal piyasaları tedirgin ediyor.


SENKRONİZASYON ŞAŞTI
Tarife artışları ve Trump'ın Fed'e yönelik salvoları dolara değer kaybettiriyor. Yıl başında 1'in altına düşer mi diye tartışılan euro/dolar paritesi 1.18'in üzerini gördü. Aslında AB'deki ne siyasi ne de ekonomik ortam Euro’nun değer kazanmasını destekler nitelikte değil. AB'nin hayata geçirmesi gereken çok sayıda yapısal reform bulunuyor. Ancak liderler ve AB kurumları yeterli koordinasyonu ve siyasi iradeyi gösteremiyor. Euro Bölgesi'ne dair son dönemin en iyi haberi, imalat sanayi PMI rakamlarının 2022'nin başından bu yana ilk kez geçtiğimiz ay büyüme bölgesine geri dönüş yapması oldu. Paritedeki son seviyeler ve imalat sanayinin toparlanma emareleri göstermesi, kısa ve orta vadede Türkiye'nin dış ticaret dengeleri açısından olumlu gelişmeler.


Yukarıdaki tablo, küresel ekonominin üç ana aktörü olan ABD, AB ve Çin arasındaki ekonomik senkronizasyonun ayarının gittikçe bozulduğuna yönelik bir resim ortaya koyuyor. Normalleşme için hassas ayara ihtiyaç bulunuyor; ancak bunun sağlanması kısa ve orta vadede çok mümkün görünmüyor. Bu nedenle 3-6 aylık periyottaki küresel ekonominin performansı ile bir sonraki 3-6 aylık döneminkisi arasında farklılıklar görünme ihtimali güçlü. Düşüş eğilimindeki faiz oranlarının yılın geri kalanında küresel ekonomiyi destekleyecektir. Öte yandan jeopolitik riskler, ülkelerin kendi sıcak siyasi gündemleri ve korumacı politikalarının neden olabileceği belirsizlikler küresel ekonominin potansiyel büyümesini aşağıya çekebilir.