Katar'a ait LNG gemilerinin Kızıldeniz yakınlarında beklediği gözlemleniyor

Kızıldeniz'de son dönemde yaşanan çatışmalar nedeniyle Katar'a ait en az 3 sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) gemisinin Umman açıklarında durakladığı gözlemlendi.

Giriş: 15.01.2024 - 15:44
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


Gemicilik verilerine göre, Katar’a ait Al Ghariya, Al Huwaila ve Al Nuaman LNG tankerlerinin pozisyonlarının sabit olduğu görüldü.

 

Söz konusu LNG gemilerinden Al Ghariya, 12 Ocak saat 18.38’te son olarak Umman Körfezi’nden sinyal verdi. Al Huwaila gemisi de Umman sınırında 14 Ocak saat 01.00’de konum güncelledi. Son olarak Al Nuaman LNG tankeri 12 Ocak’ta saat 13.17’de Umman’ın kuzeyinde görüntülendi.

 

Al Rekayyat isimli Katar’a ait bir diğer LNG gemisinin de Kızıldeniz’in ortasında durakladığı ve 10 Ocak’tan bu yana konumunu güncellemediği gözlemlendi.

 

Uzmanlara göre, son haftalarda birçok LNG tankeri Kızıldeniz’den kaçınmaya ve bunun yerine Ümit Burnu’nun etrafından dolaşmaya başladı.

 

Normal şartlar altında Süveyş Kanalı’ndan geçişini 18 günde tamamlayan bir Katar kargosunun Güney Afrika’yı dolaşarak İngiltere gibi kuzeybatı Avrupa ülkelerine ulaşmasının yaklaşık 27 gün sürebileceği ifade ediliyor.

 

KIZILDENİZ’DEKİ GERGİNLİK

 

Son dönemlerde Yemen'deki Husilerin, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına karşılık ticari gemilere yönelik eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı almıştı.

 

Pentagon, 6 Aralık 2023'te Yemen'deki Husi güçlerinin Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası "Deniz Görev Gücü" kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirmiş, 18 Aralık 2023'te de "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu misyon oluşturulduğunu duyurmuştu.

 

Husilerin saldırıları, Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sinin yapıldığı Süveyş Kanalı'ndan geçişleri tehlikeye atarken, Kızıldeniz'de ticari gemilerin uğradığı saldırılar ve şirketlerin peş peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir "tedarik zinciri krizi"nin başlayacağına ilişkin endişeleri artırmıştı.