Cumartesi, 23 Kasım, 2024
HABER: BARIŞ CABACI
Zihni Göktay, Türk tiyatrosundaki tuluat geleneğinin son temsilcilerinden biri. Sahnelerden kopamayan bir tiyatro aşığı olan Göktay, Lüküs Hayat’ın Rızası, Cennet Mahallesi’nin Ethem’i, Cibali Karakolu’nun çapkın komiseri, Resimli Osmanlı Tarihi’nin Vakıf Efendisi, Bizimkiler’in öğretmen Muvaffak Bey’i gibi karakterlerle hâlâ hafızalarımızda…
Lüküs Hayat Müzikali ile 28 sene aralıksız sahneye çıkan geleneksel Türk tiyatrosunun yarım asırlık çınarı, halen İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Hisse-i Şayia ve Cibali Karakolu oyunlarında rol alıyor. Ekim ayında sevenleriyle buluşmaya hazırlanan Zihni Göktay, sorularımızı yanıtladı:
Tiyatro ile ilk tanışmanız nasıl oldu?
Rumeli göçmeni bir ailenin çocuğuyum. Tiyatroyla 7-8 yaşlarında babamla birlikte şehir tiyatrolarına giderek tanıştım. Tiyatroya aşkım çocuk oyunlarını seyrederek başladı. İlkokul ve lise yıllarımda tiyatroda çok görev aldım ama bana yeterli gelmediğini farkedince Eminönü Halkevi’nde tiyatro kurslarına katıldım. Ankara Meydan Sahnesi’nde ‘Eşeğin Gölgesi’ oyunu ile profesyonel oyunculuğa adım attım.
HEP DÜZENLİ YAŞADIM
Tiyatro aşkına dur diyemezken en zorlandığınız anınız ne oldu?
Sahnede birçok aksiliği toparlayabiliyorsun. Doğaçlama daha doğrusu tuluat geleneğinden geldiğimiz için tiyatro zorlandığımız değil, keyif aldığımız bir yer oldu. Tiyatroya gönül verip Ankara’ya gitmek benim için zor bir karardı. Ailemin tek erkek evladıydım. Babam da orta halli bir terziydi, yük olmak istemedim. Ankara’da ailemden uzak yaşamak ve özlem zor gelmişti. Maddi sıkıntılarla karşılaşmama rağmen hep düzenli bir yaşantım vardı; hiçbir zaman frapan yaşantım olmadı.
SAHNE OLSUN HER YERE GİDERİM
Kendinize en yakın hissettiğiniz karakter hangisi?
Bu tür sorular en zorudur. Kendi yapıma uygun olmayan bir rol olsa da 28 sene aralıksız devir teslim etmeden Lüküs Hayat’ta canlandırdığım Rıza karakteri, Resimli Osmanlı Tarihi’ndeki Vakıf Efendi karakteri diyebilirim ama her karakterin bendeki yeri ayrı.
İstanbul’daki tiyatro sahneleri sizce yeterli mi?
80 milyonluk 780 bin kilometrekarelik bir vatan toprağında tiyatro sayısı da koltuk sayısı da maalesef yeterli değil. Tiyatro adamları, normalde bir ülkenin nüfusunun yüzde 10’u kadar koltuk sayısı olmalı diyor. Bizde koltuk sayısı maalesef 1 milyon 500 bini geçmiyor. Şehir tiyatrolarının toplam 11 sahnesi var. Bana nerde sahne al derlerse ben, ülkemin en batısından en doğusuna kadar görev almaya hazırım.
Tiyatro şöhret için kullanılıyor mu?
Ben tiyatronun her zaman insana ekmek parasını verdiğini söylüyorum ama Türkiye’de sanatçının kazandığı maaş yetmez ve beyaz perde, dizi sektörüne ister istemez yönelim olur. Fakat unutulmaması gerekir ki, hüdayinabit (doğuştan gelen öğrenme yeteneği) Allah vergisi bir nimettir, herkese nasip olmaz. Şöhret ise sabun köpüğü gibidir. Mesleğin zirvesine emin adımlarla çıkacaksın ki, orada sağlam kalasın; çünkü Türk seyircisi bir kartala benzer. Seni alır, yukarı taşır ama sonra bir bırakırsa unutulur gidersin. Böyle çok örnekler gördük.
Dizi sektörünün bugününü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim dönemimizde dizi ve filmler ABD ya da Brezilya’dan alınıyordu. Bugün dizilerimizi, kültürümüzü ihraç etmemiz turizm ve dizi sektörümüzün hak ettiği yere gelmesi açısından çok önemli. Yetenekli oyuncularımız var. Meslekte başarılı olanlar iyi senaryolar yazıyor ve çok rağbet gördüğü için satılıyor. Türk çayı ve dizileri kolayca ihraç ediliyor. Ülkemize büyük bir gelir kaynağı olduğunu görmek de çok güzel. Bunu tüm yerli dizilere uygularsak, emekçinin hakkını yemeden, kimseyi kırmadan bu işleri rayına sokarsak bu alanda daha çok ilerleriz. Hz. Muhammed, “Emekçinin teri kurumadan parasını verin” demiş.
ESNAF DİZİYİ TABLETTEN İZLİYOR
Dizi sektörü internet tabanlı olmaya doğru yöneliyor. Yakın zamanda benim de bir internet dizisi görüşmem olacak. Sürece destek vermek en büyük görevimiz elbette. Sosyal medya ve internet, gençlerimizin ve orta yaş grubunun odağında, yaşlılar ise televizyon başında. Tabletten, internetten dizi veya film seyredenler daha fazla. Selamiçeşme’yi dolaştığımda, oradaki bütün esnafın dizileri internetten takip ettiğini gördüm ve canlandırdığım Servet Amca karakterini çok benimsediklerini farkettim.
CİBALİ KARAKOLU POLİS MÜZESİ OLACAK
1900’lü yılların başında inşa edilen Cibali Karakolu, yaklaşık bir asırdır ayakta. Atıl bir durumda olan karakol, artık müze olarak ziyaretçilerine kapılarını açacak. 1955’te ilk kez sahnelenen Cibali Karakolu oyunu halen seyircilerle buluşmaya devam ediyor. Binanın müze olmasıyla eksik kalan parçası da tamamlanacak.
10 Eylül 2019 Salı
17 Ekim 2022 Pazartesi
17 Ekim 2022 Pazartesi
10 Ekim 2022 Pazartesi
19 Eylül 2022 Pazartesi
19 Eylül 2022 Pazartesi