İsrail’in önde gelen gazetelerinden Israel Hayom, Türkiye’nin son dönemde savunma havacılığında attığı adımları mercek altına alan dikkat çekici bir analiz yayımladı. Gazete, Türkiye’nin Eurofighter Typhoon alımı ve yerli savaş uçağı KAAN’ın ilerleyişinin, hava gücü dengelerinde ciddi bir dönüşüm yarattığını vurguladı. Analizde Türkiye’nin Batı’dan silah almanın ötesine geçtiği ifadeleri dikkat çekti.
“GÖKYÜZÜNÜN OYUN KURUCUSU”
Analizde, Türkiye’nin savunma havacılığında attığı adımlar “oyun kurucu” olarak nitelendirildi.
Lapidot, “Typhoon, modernize edilmiş F-16’lar ve görünmez KAAN: Türkiye hava üstünlüğünü yeniden inşa ediyor” başlıklı yazısında, Ankara’nın uluslararası pazarda büyük yankı uyandıran adımlar attığını belirtti.
Eurofighter Typhoon anlaşmasının “uzun müzakerelerin ardından” geldiğini hatırlatan İsrailli uzman, Türkiye’nin teslimat süresini hızlandırmak için Katar ve Umman’dan 24 ek Typhoon alımı için görüşmeler yürüttüğünü yazdı.

TÜRKİYE NEDEN TYPHOON’U SEÇTİ?
Lapidot’a göre Eurofighter Typhoon, Türk Hava Kuvvetleri’nin iki kritik ihtiyacını aynı anda karşılıyor:
NATO seviyesinde derhal hava üstünlüğü sağlayacak bir platform sunuyor.
F-16 filosunun yenilenmesinde oluşan boşluğu dolduruyor.
İsrailli analist, F-35 programına dönüşün hâlâ belirsiz olduğunu, bu nedenle Typhoon’un “açığı hızlıca kapatan” bir seçenek olduğunu ifade etti.
“TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL ETKİNLİĞİNİ ARTIRACAK”
Eurofighter Typhoon’un AESA radar, uzun menzilli BVR füzeleri ve yüksek hassasiyetli taarruz sistemleriyle Türkiye’nin, Suriye, Doğu Akdeniz, Karadeniz üzerindeki kontrol kapasitesini güçlendireceği belirtildi. Sistemin Türk komuta ağıyla ve NATO altyapısıyla tam uyumlu çalışacağı da vurgulandı.
F-16 FİLOSU TÜRKİYE İÇİN “MUAZZAM BİR OMURGA”
Lapidot, Türkiye’nin Şubat 2024’te ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 ve 79 modernizasyon kiti için teklif aldığını hatırlatarak bunun Türkiye’nin hem NATO’daki konumunu hem de savunma sanayisinin bağımsızlığını güçlendireceğini yazdı. Ayrıca TUSAŞ’ın, 1980’lerden bu yana F-16 üretim ve modernizasyonunda edindiği birikimle bugün Hürjet ve KAAN gibi projeler için güçlü bir temel oluşturduğunu belirtti.

KAAN: “POLİTİK VE STRATEJİK BİR GÜÇ GÖSTERGESİ”
KAAN'ın Şubat 2024'teki ilk uçuşunu hatırlatan Lapidot, 2028’e kadar 20 adet Block-10’un hizmete alınmasının planlandığını yazdı. KAAN’ın tam operasyonel seviyeye ulaşmasının zaman alacağını ifade eden İsrailli uzman, buna rağmen uçağın Türkiye için “politik ve stratejik bir güç” olduğunu vurguladı.
TÜRKİYE: NATO İÇİNDE “ÖZGÜN ASKERİ GÜÇ MERKEZİ”
Lapidot analizinde Türkiye’nin Batı’dan silah almanın ötesine geçtiğini, aynı zamanda stratejik özerklik vizyonunu inşa ettiğini söyledi.
“Türkiye, Typhoon ve KAAN hamleleriyle Batı’ya bağımlılığını azaltırken NATO içinde özgün bir askeri güç merkezi haline geliyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin SİHA kapasitesi ve elektronik harp yetenekleriyle hava üstünlüğünü tamamladığını da belirten Lapidot, Ankara’nın:
Kuzey Suriye’de hava hakimiyeti kurabildiğini,
İdlib–Halep hattını koruyabildiğini,
Müttefiklerine hava savunması sağlayabildiğini,
Caydırıcı güç oluşturabildiğini yazdı.
“GÖKYÜZÜ YENİDEN TÜRKLERİN ELİNDE”
İsrailli uzman analizini şu çarpıcı cümleyle noktaladı:
“Türkiye artık birinci sınıf stratejilerle uçuyor. Eurofighter Typhoon anlaşması, F-16 modernizasyonu ve KAAN’ın yükselişiyle birlikte Türkiye, 2020'lerin sonunda küresel havacılıkta belirleyici aktör olacak. Gökyüzü yeniden Türklerin elinde.”
NE OLMUŞTU?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Eurofighter Typhoon savaş uçakları konusunda işbirliği anlaşması imzalamıştı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, toplam 44 adet Eurofighter Typhoon alımı için İngiltere, Katar ve Umman ile çalışmalar yürütüldüğünü açıklamıştı.